BIST 8.768
DOLAR 32,34
EURO 35,10
ALTIN 2.238,57

Emekli öğretmen o gün Atürk'ü göremeyince

Emekli öğretmen o gün Atürk'ü göremeyince

1935’te Atatürk’ün katılımıyla gerçekleştirilen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına izci kıyafeti olmadığı için gidemeyen emekli öğretmen Mukime Furatoğlu, “Hâlâ o günün üzüntüsünü yaşıyorum” dedi.

Emekli öğretmen o gün Atürk'ü göremeyince

Amasya'nın Merzifon ilçesinde yaşayan Cumhuriyet tarihinin ilk öğretmenlerinden 103 yaşındaki Mukime Furatoğlu, izci kıyafeti olmadığı için Atatürk'ün katılımıyla düzenlenen törene gidip Atatürk'ü görememenin üzüntüsünü hala içinde taşıyor. Atatürk sevgisi hiç kaybetmeyen Furatoğlu, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ilkelerine hayatı boyunca sadık kaldığını söyledi.

Emekli öğretmen o gün Atürk'ü göremeyince

Çocuk yaşlarda öğretmen olmaya karar verdiğini ve öğretmen okulunu dereceyle kazandığını belirten Furatoğlu, "1935 yılında Atatürk, Türkiye genelinde bütün izcileri Cumhuriyet Bayramı'nı kutlamak için Ankara'ya davet etmiş. Ben o zamanlar İzmir Öğretmen Okulu'nda okuyorum. Tenis takımındaydım, elbiselerim, malzemelerim var. Öğretmenimiz dedi ki, 'İzci kıyafeti al, ben seni götürmek istiyorum'. İzci kıyafetleri çok pahalıydı, alamadım o zaman. Hala onun üzüntüsünü yaşıyorum" ifadelerini kullandı.

Emekli öğretmen o gün Atürk'ü göremeyince

Hayatı boyunca Atatürk'ü görme fırsatını kaçırmanın üzüntüsüyle yaşadığını vurgulayan Furatoğlu, şöyle devam etti: "Tahmin edemedim Atatürk'ün bu kadar genç yaşta öleceğini. Nasıl olsa görürüm dedim fakat göremeden Atatürk'ü kaybettik. O kadar çok pişmanım ki anlatamam izci kıyafetini alamadığım için. Elinize bir fırsat geçtiğinde kaybetmeyin çünkü o fırsatlar kayboluyor. O kadar çok üzülüyorum ki onu göremediğim için, kelimelerle anlatamam."

Emekli öğretmen o gün Atürk'ü göremeyince

'ÇOCUKLAR NASIL AĞLIYOR' Furatoğlu, Atatürk'ün hayatını kaybettiği gün yaşananları ve duygularını şöyle anlattı: "10 Kasım günü bütün Türkiye'ye Atatürk'ün sağlık durumu bildiriliyordu. 'Atatürk'ün tansiyonu bu, ateşi bu, nabzı bu' şeklinde anonslar yapılıyordu. Ben İstanbul'da görev yapıyorum o zaman. Tabii can kulağıyla anonsları dinliyoruz. Sınıfa girdim derse başladım, bir anons yapıldı, 'Atamızı kaybettik' diye. Çocuklar nasıl ağlıyor, susturamıyorum onları. Ben de çok perişan oldum ancak çocuklara belli etmedim, onları sakinleştirmeye çalıştım. Sonra tören için çocukları meydana götürdük, bütün halk üzüntü içindeydi." Furatoğlu, subay olan babasının kendisi henüz 6 aylıkken hayatını kaybettiğine işaret ederek babasıyla Atatürk'ün aynı okulda okuduklarını söyledi.