BIST 9.717
DOLAR 32,48
EURO 34,95
ALTIN 2.435,51

Emek sinemasından, gençlik araştırmasına ve değişim teorisine…

Ülkemizde güzel şeylerde oluyor, karamsar olmayalım!…

“Emek Sineması'nın bulunduğu bina, sinema olmadan önce başka amaçlarla kullanılmıştı. 1884'te mimar Alexandre Vallaury tarafından inşa edilen ve ilk kez “Club des Chasseurs de Constantinople” (İstanbul Avcılar Kulübü) olarak açılan bina daha sonra Strangali'nin Rum Atletik Jimnastikhanesi, ardından 1909'da “Nouveau Cirque” (Yeni Sirk) ondan sonra da “Skating Palace” (Tekerlekli Paten Pisti ve eğlence merkezi)'a ev sahipliği yapmıştır.1918 yılında ise “Yeni Tiyatro” olarak kapılarını yeniden açmış, 1924 yılının sonuna gelindiğinde de “Melek Sineması” olmuştur. Varlık vergisi yıllarında (1940'lar) bina ve külliyesi belediye tarafından satın alınmış 1957'de Emekli Sandığı'na ihale edilmiştir. Emek Film'in de sahibi olan Emekli sandığı yenilediği sinemanın adını “Emek Sineması” olarak değiştirmiştir. Daha sonra geçersiz sayılacak olan Türkiye'deki ilk güzellik yarışması, 1926 yılında burada düzenlenmiş ve yarışmayı sinemanın yer göstericisi Araksi Çetinyan kazanmıştır. Kısaca; 1924’te Beyoğlu Melek Sineması olarak açılan Cumhuriyet döneminin ilk sinema salonlarından İstanbul'un tarihi mekanlarından biri olan Emek Sineması 2013 yılında yıkılmış, ''moving'' yöntemiyle aynen korunarak yeni yapılan binanın üst katına taşınması çalışmaları titizlikle yürütüldü ve yıkımdan önce sökülen süslemeler yerine yerleştirildi, orijinalliğini korunarak restorasyonu tamamlandı ve basına tanıtıldı.” (Basından/07.01.2016)

Görüldü ki o kadar patırdı/gürültü/güvensizlik -tıpkı Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesinde olduğu gibi- boşunaymış… Köşe yazarlarının çoğu da beğenmiş, ama geçmişte yapılanları savunur gibi yaparak eleştirel bir şekilde güzel olmuş diyorlar.

“….Topkapı Müzesi’ni restore edenlerin görev aldığı mekan, iddia edildiği gibi aslına uygun mu restore edildi?....” Sinema salonu asıl yerinde mi yoksa binanın üst katında mı? Bekleyip göreceğiz...

Güneş ışığı alan, 11 metre yüksekliğinde cam tavanlı, Haliç ve Beyoğlu manzaralı 1.250 m2'lik fuaye alanına sahip 600 kişilik Emek Sineması; 800 kişilik 8 yeni sinema salonu ve 150 kişilik teleskopik oturma düzenine sahip tiyatro salonuyla birlikte, Grand Pera'nın en üst katında, Mart 2016'da kapılarını açacak. Yalnız anlayamadığım restorasyonu kimin yaptığını bulamadım, hiçbir haberde yok, sanki özenle kaçınılmış gibi; Kültür ve Turizm Bakanlığı mı, İBB mi, Beyoğlu Belediyesi mi?

Şimdi sıra, bir hayalet gibi Taksimi gölgeleyen ve hiçbir tarihi ve estetik özelliği olmayana AKM’nin yıkılarak, ülkenin en güzel salonuna sahip olmaya geldi. Burada çalışan bütün müzik toplulukları dağıldı, İstanbul’un bir opera sahnesi hala yok…AKM de en çok konser yapan bir kişi olarak, baştan beri, “hemen yıkılmalı ve yapılmalı” diyorum…Engel olmaya çalışanlar AK Parti’ye karşı olurken, sanata da ağır darbe vurdular, hala yapılanları görüp akıllanmadılarsa yazık…Yeni hükümeti çözüm için göreve çağırıyor ve Emek’e emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.

SOSYAL MEDYA VE GENÇLIK ARAŞTIRMASI…

“Nilüfer Gevenoğlu’nun haberi göyle; (/HaberDetaylari/1/3816/genclik-ve-spor-bakanligi-turkiyenin-en-kapsamli-sosyal-medya-arastirmasini-yapti.aspx) Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sosyal medyanın etki alanının genişlemesi ile birlikte sosyal medya ve gençlik ilişkisini an lamaya yönelik bir araştırmanın yapılması gerekliliği ortaya çıkınca, Türkiye gençliğini daha yakından tanımak ve anlamak için Gençlik ve Spor Bakanlığı, sosyal medya ve gençlik ilişkisini incelemek üzere ‘Gençlik ve Sosyal Medya Araştırması’nı gerçekleştirdi. Araştırma; 15-29 yaş arası gençlerin sosyal medya ile ilgili tutum ve davranışlarını anlamak amacıyla, Temmuz-Eylül 2013 tarihleri arasında niceliksel araştırma yöntemi kullanılarak online olarak gerçekleştirildi. Araştırma için toplam 26 ilden 2057 genç ile görüşme yapıldı.

Araştırma sadece üniversite öğrencilerini değil çalışan, çalışmayan, evli-çocuklu gibi farklı genç profillerini kapsadı. Araştırmada yer alan gençlerin %77’si bekar, %14’ü çocuk sahibi, %40’ı çalışan, %14’ü lise öğrencisi, %7’si ise ev hanımı.

Araştırmaya katılan internet kullanıcısı gençlerin %96’sı sosyal medya kullanıcısı. Araştırma, gençlerin %40’ının annesinin, %47’sinin de babasının sosyal medya kullandığını da ortaya koydu”.

Niceliksel araştırma yöntemi kullanılarak yapılan araştırma sonuçlarını ilgili linkten okuyabilirsiniz. göre; Gençlik ve Spor Bakanlığı’nı kutlarız, güzel ve yararlı bir araştırma olmuş.

Önce hemen belirtelim ki rapor yine Türkçe yazım kurallarına uygun olmayıp, yanlışlarla kaleme alınmış. Son yıllarda hep yazıyoruz, güzel Türkçemizi kuralları ile bilenler kalmadı mı acaba?

Araştırma 2013’te yapılmış, acaba o günden bugüne sonuçlarla ilgili neler yapılmış, hangi kurumlarla ortaklığa girilmiş merak ediyoruz. Çünkü, önemli olan araştırmaların sorumlu paydaşlarla uygulamaya geçirilmesi ile sonuç alınabilir.

Mesela hangi üniversite ile hangi ortak çalışmalar yapılmış ve yol alınmıştır?

Sosyal medyayı doğru kullananların artması için ne gibi önlemler alınmıştır?

Sosyal medya toplumun geleceğini tehlikeye atıyorsa sürekli olan/kalıcı eğitim programları amaçlanmış mıdır?

Eğlenceli gençlik yerine, bilime/sanata sağırlık veren gençlik için neler yapılmıştır?

Bekliyoruz…

Çünkü, işimiz gerçekten zor görünüyor…

Ve hepimize görev düşüyor…

Makama gelip yatmak yok!…

ÖMER DİNÇER ve DEĞİŞİM…

Eski Başbakanlık Müsteşarı, MV, Bakan Prof.Dr. Ömer Dinçer’in kaleme aldığı "Türkiye'de Değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor?" adlı kitap gündeme girdi. Gazete Habertürk’ten Balçiçek İLTER Dinçer’le bir sohbet yapmış. (/haber/553795/) Biz son bölümü vermek istiyoruz.; B.İ.: Bu kitabı sadece kendi hikayeniz için yazmadınız. "Bugün yapılması gerekenlere rehber olsun istedim" diyorsunuz. Neler yapılmadı ve bugün mutlaka yapılması gerekiyor?

Ö.D.:İki nokta var. Bir, yeniden yapılanma projesi içinde yerel yönetimlere çok yetki verdik ancak merkezi idarenin küçülmesi ve merkeziyetçiliğin azaltılması konusunda gerekenler yapılamadı. İkisinin de aynı yetkileri var. Merkezi idarenin planlama ve kontrol gücü artırılmalı. Denetim gücünün zayıf olması şu anda Doğu'da yaşadığımız olayların sebeplerindendir. İkinci nokta devlet memurları sisteminin gözden geçirilmesi.

B.İ.: Nasıl olmalı?

Ö.D.:Devlet memurları sistemi, Türkiye'de bütün çalışma hayatını olumsuz etkileyen bir sistemdir. Memurlar yanlış anlamasın; onlara dair değil, sisteme dair söylüyorum. Devlet memurluğu imtiyazlar taşıyor ve insanlara performansa dayalı olmadan ömür boyu iş garantisi veriyor. Bu, özel sektörü de olumsuz etkiliyor.

B.İ.: Türkiye'de değişim yapmak bu kadar zor mu?

Ö.D.:Gerçekten zor. Gelenekleri çok güçlü bir toplum. Devlet yönetim geleneği çok güçlü. Osmanlı bile değişime ihtiyaç hissettiği zaman, değişim ve reform dönemlerine bakın, hep çok sancılı ve kanlı geçmiştir. Türkiye'de değişim yapmak sancılı ve zorunlu.

B.İ.: Değişim teorisini anlattınız, "Başkası dayatmamalı" dediniz. Ya bu ülke değişmek istemiyorsa?

Ö.D.:O zaman, başka ülkeler arasında yaşam kalitesi yüksek ve rekabet edebilir bir ülke olma hayalinden vazgeçecek demektir.

Dünyada itibar ve yüksek yaşam kalitesi istiyorsanız değişmek zorundasınız çünkü çevreniz sürekli değişiyor.” Henüz bu kitabı okuyamadık, ama önemli görevlerde bulunan ve çok eleştiri alan Dinçer’in tesbitlerini merak ediyoruz.

2016’da MAAŞLAR NE OLDU?

1 Ocak 2016 tarihinden itibaren; Başbakanlık müsteşarı 9.870 (6 maaş ikramiye dahil), müsteşar 8.400, 22 yıllık polis 3.200, Araştırma Görevlisi 3.500, 1. sınıf hakim-savcı maaşı 10.157 lira olacak. Buna karşılık 1. sınıf mülki idare amiri (vali) maaşı 6.900 lira, mesleğe yeni başlayan 8/3 hakim maaşı 5.638 lira, 7/1'deki kaymakam maaşı 3.896 lira düzeyinde olacak. Bakan Yard. 15.000 alacak. MV’ leri maaşları 13.500 civarında olup, emekli olanlara maaşları da eklenince 20.500 TL ye ulaşacak.(Bilindiği gibi tek dönem MV yapanlar emeklilik hakkını kazanmış oluyor ve ödeme hemen başlıyor.)

Devlet topluluklarında görev yapan sanatçılar ve sanatçı öğretim elemanları gösterge rakamları 3600’de kaldığı için Temmuz 2015’te 4.500 brütten Aralık 2015’e 3.049 a düştü, (6 maaş ikramiye dahil)2016’da 4.500 Tl. alacaklar.4 ikramiye alan 4.000 Tl.alacak. Bu bile sanatçılara çok görülüyor!…

Emeklilikte uçurum daha büyük; emekli memur maaşları 1100-1300 civarında olacak.( SSK ve BAĞKUR emeklileri, mevcut maaşları+2016 zammı+100 lira fazladan ödeme alacaklar.) Emekli Cumhurbaşkanları 15.900, Emekli Başbakanlar 11.985, emekli MV 7.479, emekli Genelkurmay Başkanı 9.640, Prof. 4.570, emekli devlet sanatçıları 2.200 civarı alacak…

Zavallı sanatçılar!...

AKADEMİK TEŞVİK…

Çok önemli ve olumlu olan akademik teşvik yönetmeliğinde; sunulan ve basılan bildirinin uluslararası kabul edilmesi ve puan alınması için bilim kurulunda en az 5 yabancı bilim adamı bulunma zorunluğu getirilmiş ve “2015 hariç” veya “2016 dan itibaran” ibaresi eklenmediği için (R.G.)18 Aralık 2016 da çıkan yönetmelik geriye doğru işletilmiştir. Böylece bir çok akademisyen uluslararası katıldığı sempozyum  bildirilerinden puan alamamaktadır.. Yönetmelikler, kanunlar geri doğru işlemez ama, bu şekilde yüklendiği için YÖKSİS olumlu cevap veremiyor. Düzeltmek gerek…

TRABZON’DA DAVRANIŞ MODELLERİ…

“Gürkan Ata’nın (Trabzon) haberi şöyle: Trabzon Esnaf ve Sanatkarlar Odası, kent genelinde hizmet veren taksi, dolmuş, minibüs, servis araçları, halk otobüsleri, kamyon ve kamyonet gibi ticari taşıt kullanan sürücülere yönelik “Eğitim ve Davranış Modelleri” adı altında proje hazırladı. Temel amaç son yıllarda turistlerin akınına uğrayan Trabzon’da şoförlerin hizmet kalitesini artırmak, yabancı dil öğretmek ve güzel konuşmasını sağlamak. Projeyle, “Pak önüne la, habuna bak, oldi abula, tamam gececuk ordan, argada yer var, gaç gişisin, ne oldi la?” gibi cümleler de de tarihe karışmış olacak.”

Bu güzel uygulama her ortak alanda çalışma yapan kişiler için ve özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde uygulanmalı. Trabzon ESO kutluyor,diğer şehirlere örnek olmasını diliyoruz…

ZEHRA ÇEKİN MİNYATÜR SERGİSİ "YERLER ve GÖKLER"

Açılış:19 OCAK 2016 SALI Saat:18.30 

Sergi Süresi: 19 OCAK - 12 ŞUBAT 

Yer: Zeytinburnu Kültür Merkezi 

Küratör: Mehmet Lütfi ŞEN