BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53
HABER /  SEÇİM

Ekmeleddin İhsanoğlu'nu sakladı bilen 4 kişi

CHP ve MHP'nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu oldu, adayı sadece 4 kişi biliyordu.

Abone ol

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile birlikte ortak Cumhurbaşkanı adayı olarak eski İKÖ Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ismini açıkladılar.

İki liderin, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aday olacağı bilgisini en yakın kurmaylarından bile sakladığı, bu ismi iki partide liderler dışında toplam 4 kişinin bildiği öğrenildi.

Kılıçdaroğlu, İhsanoğlu ismini parti kurmaylarından bile saklamış. Yakınında sadece 2 kişinin bildiği isim ‘kozmik bilgi’ olarak saklanmış.

Kılıçdaroğlu 12 Haziran günü İstanbul’a gittiğinde İhsanoğlu ile bir araya gelerek önerisini iletmiş. Kılıçdaroğlu,  “Görüşüp onayını aldınız mı” sorusu üzerine şunları söyledi:
-“İstanbul’da görüştük. Yeterince uzun bir görüşme oldu. Bu tür ciddi konularda onay alınmadan adım atılması doğru olmaz. Kendilerinin onayını aldık.”

EKMELEDDİN İHSANOĞLU ADINI ÖNEREN KİŞİ

CHP lideri Kılıçdaroğlu’na İhsanoğlu ismini 24 Mayıs’taki görüşmede kendi ismi de adaylar arasında geçen eski Devlet Bakanı Kemal Derviş’in önerdiği iddia edildi.

İddiası Milliyet sinden şöyle aktarıldı:

Derviş bu görüşmede, “İktidarın adayının seçim sürecinde dini duyguları sömürerek propaganda yapacağını düşünüyorum. Çağdaş, laik ve aynı zamanda mütedeyyin kesimin de sıcak baktığı bir isim olan Ekmeleddin İhsanoğlu’nu değerlendirmenizi öneririm” dedi.

İhsanoğlu’nu tanıyan Derviş “Sizi Ekmeleddin Bey ile bir araya getirmek de isterim” teklifinde bulundu.

MHP DE AYNI İSMİ KONUŞMUŞ

Kılıçdaroğlu, İhsanoğlu ismini daha önce Bahçeli ile görüşmemiş. Ancak MHP kaynakları, İhsanoğlu isminin MHP içinde de konuşulduğunu doğruladı. Kılıçdaroğlu, Bahçeli ile görüşmede bir mutabakat sağlandığını, artık MHP’nin başka bir aday aramayacağını vurgulayarak şunları söyledi:

-“Artık her halukârda hazırlıklara başlayacağız. Yola çıkarken ‘Büyük Uzlaşma’ dedik. Bunu sağlamak için büyük çaba harcadık. ‘Bir partinin değil, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olsun, herkesi kucaklasın’ dedik. Toplumun bütün kesimleriyle görüştük, görüşlerini aldık. Bu kadar hassas davrandık. Artık herkese görev düşüyor.”

MISIR DOĞUMLU İHSANOĞLU KİMDİR?

ekmeleddin ihsanoğlu ve eşi füsün ihsanoğlu.jpg

İSLAM İşbirliği Teşkilatı (İİT) eski Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nu Türkiye, 2004 Haziran’ında yakından tanımaya başladı. Başbakan Tayyip Erdoğan ile dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türkiye’nin o zamanki ismi İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) olan teşkilatın genel sekreterliğine aday göstermesi için 3 isim üzerinde duruyordu. Dışişleri Bakanlığı’nın önerisi, yakın ilişki içinde olduğu bilinen Gül’ün de onay vermesiyle, İslam tarih ve sanatıyla yakından ilgili olan ve teşkilat içinde çalışmalarıyla dünyanın da tanıdığı İhsanoğlu, Türkiye’nin ilk kez bu görevi üstlendiği İKÖ Genel Sekreterliği’ne aday gösterildi.

İLK KEZ SANDIKTAN SEÇİLDİ

Adaylığı netleşince Dışişleri’nin o dönemki Ortadoğu Dairesi Genel Müdürü Büyükelçi Tahsin Burcuoğlu kampanya menajerliğini üstlendi. Haziran 2004’te İKÖ tarihinde bir ilk oldu ve İstanbul’daki Dışişleri Bakanları Konferansı’nda genel sekreterin sandıkla seçilmesi kararlaştırıldı. İhsanoğlu, Malezya ve Bangladeşli rakiplerini geçerek, 1 Ocak 2005’te 32 oyla İKÖ Genel Sekreteri seçildi.

ekmeleddin ihsanoğlu ve eşi füsün ihsanoğlu.jpg

EŞİ ‘KOCA REİS’İN AİLESİNDEN

Bu görevini iki dönem sürdüren ve 2013 itibariyle Genel Sekreterlik’ten ayrılan İhsanoğlu, Adalet Partisi’nin Süleyman Demirel’den sonra 2 numarası olan ‘Koca Reis’ lakaplı merhum Sadettin Bilgiç’in akrabalarından Füsun Hanım ile evli ve 3 çocuk sahibi. Çok iyi derecede İngilizce ve Arapça biliyor. 1943’te Kahire’de doğan İhsanoğlu, Mısır Ayn Şems Üniversitesi Fen Fakültesi’nden mezun olduktan sonra El Ezher Üniversitesi’nde akademik hayata başladı. Türk kültürünü küçük yaşta aile çevresinde tanıyan İhsanoğlu, Kahire Milli Kütüphanesi’nde ve Ayn Şems Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Osmanlı kültürü ve edebiyatı ile ilgili araştırma ve eğitim çalışmaları yaptı. 1974’te Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi’nde doktorasını tamamladıktan sonra, İngiltere’de Exeter Üniversitesi’nde doktora sonrası çalışmalar yaptı. İslam ve Batı kültürüyle yakından teması olan İhsanoğlu, 1984’te profesör oldu. 24 yıl boyunca İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi’nin genel direktörlüğünü yürüttü. Bunun yanı sıra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bilim Tarihi Bölümü ile Türk Bilim Tarihi Kurumu Başkanlığı ve İstanbul Üniversitesi Bilim Tarihi Müze ve Dokümantasyon Merkezi Müdürlüğü görevlerinde bulundu. İhsanoğlu'nun Bilim tarihi, Türk kültürü, İslam dünyası hakkında değişik dillerde çok sayıda eseri bulunuyor.

TARİHİ KONAĞI ÜNİVERSİTEYE BAĞIŞLADI

Yozgat eşrafından olan dedesi Hacı Aziz Bey'in yaptırdığı tarihî Ağvanlıoğlu Hacı Aziz Konağı'nı Bozok Üniversitesi'ne bağışlayan İhsanoğlu, üniversitece kurulan 'Tarih ve Kültür Araştırma Merkezi'ne de10 binin üzerinde kitap, hat ve el yazması eserlerden oluşan özel arşivini bağışladı. Bozok Üniversitesi, İhsanoğlu'na 'Tarih Fahri Doktoru' unvanı verdi.

HÜKÜMETLE MISIR ÇATIŞMASI

Genel Sekreterliği döneminde birçok reforma imza atan ve bu kapsamda İKÖ’nün adını İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) olarak değiştiren İhsanoğlu, geçen yıl Temmuz ayında Mısır’daki darbeden sonra hükümetle sorunlar yaşadı. Başbakan Erdoğan ve hükümete yakın medya İhsanoğlu’nu, başında olduğu İİT’nin darbeye karşı tavır takınmadığı gerekçesiyle sert sözlerle eleştirdi.

BENDEN POLİTİKACI OLMAZ

İhsanoğlu Mısır’la ilgili eleştirilere önce şahsı adına, “Bu olanlar bir vahşettir, orantısız güç kullanmaktır, meşru talepleri kurşunla karşılamaktır ve insan haklarının en büyük ihlalidir” yanıtını verdi. Bir televizyon röportajında ise “Benden politikacı olmaz” diyen İhsanoğlu, İİT’nin Mısır’daki darbeye sert tepki göstermemesini de şöyle açıklamıştı: “57 ülkenin üyesi olduğu İİT yapısı gereği sadece ‘Genel Sekreter’ demek değildir. Her şeyden önce üye devletlerin ortaklaşa belirdikleri politikaların sonucu olarak İİT’nin tavrı ortaya çıkar. Bazı vatandaşlarımız ve dostlarımız bunun ötesinde ifadelerde bulunmamızı istiyorlar. Şahsen herkesin söylediğinden daha fazlasını söylemeye hakkı olan ama bu pozisyonda bulunan biri olarak müşterek bir karar olmadığı sürece açıklama yapmak için devletlerin konsensüsünü ve mekanizmaların harekete geçirilmesini beklemem lazımdır.”