BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53

Edremit Körfezi’nde turizm ve insanlarımız!..

Edremit körfezi, sadece yerli turistle turizmde kalkınamaz.

Daha  önce yazdığım gibi; Kazdağları’nın ve Madra Dağları’nın  eteklerindeki Edremit Körfezi’inde  birkaç gün geçirmiştik.

Körfez deyince akla; "Küçükkuyu, Altınoluk, Güre, Akçay, Burhaniye-Ören, Pelit Köy, Gömeç, Ayvalık’ı içine alan müstesna bir yere sahip. En gözde yer Akçay,Fener, Altınoluk" geliyor...

Kazdağı’nın, Balıkesir sınırları içinde kalan  21.452 hektarlık alanı 1993 yılında Bakanlar kurulu Kararı ile Milli Park olarak (Bilimsel ve estetik bakımdan milli ve Milletler arası ender bulunan tabii ve kültürel kaynak değerleri ile koruma, dinlenme ve turizm alanlarına sahip tabiat parçaları) ilan edilmiş.

Kazdağı Milli Parkı’nda bugüne kadar 800 bitki örtüsü çeşidi tesbit edilmiş. 28876 Sy.kanun gereği; hiçbir üretim faaliyetine izin verilmemekte, ekosistem kendi doğal akışına bırakılmaktadır. Park’ta; otlatma, avcılık ve şifalı bitki adı altında endemik bitki türlerinin toplanması da yasaktır. Milli Park içinde rekreasyon amaçlı Pınarbaşı ve Sütüseven (Hasanboğuldu) günü birlik kullanım alanları mevcuttur. Ancak,15 yıl önce geldiğimle bir fark göremedim, yollar berbat ve bakımsız…

Bir dokunduk, bin ah işittik…Sakinler/oturanlar anlatıyor;

1/ 1-1.5 m su çıkan bölgede, sular –soğuk soğuk- boşa akıyor, ama bir tane duş yok. (Sular akar Türkler bakar misali) Tesis yok. Büfeler olmadığı için her şey atıl vaziyette. Oysa, her yerde 50-100m  aralıklarla büfeler kiraya veriliyor ve kontrol öyle sağlanıyor, hem de belediyeye kar sağlanıyor. Alanya’da, Bodrum’da  v.b. uygulanan sistem burada neden uygulanmıyor. Değişen ne?

2/ Güre, hala en bakımsız yer… Belediye şemsiye koymadığı için, yazlıkçılar;çantalar, şemsiyeler, sandalyeler, yiyecekler ellerinde denizin yolunu tutuyorlar. Siz böyle tatil gördünüz mü? Ya da bunun adı turizm mi?

3/ Sahildeki taşlar temizlenmiyor ve yürürken ayaklarınıza batıyor. Oysa, Mayıs ayında tırmıklı traktörlerle bir sefer yapılsa ve o kalın çakıl taşları kaldırılsa tertemiz ve çocukları rahatsız etmeyen bir sahil olacak.

4/ Edremit’te Ankara Büyükşehir Belediyesi tesislerine kadar olan bölümde kirden dolayı yosunlanma artmış durumda. (Bu tesis bakımlı ve güzel bir kumsala sahip)

5/ Siteler arasındaki yollar berbat, 15-20 yıldır yapılmamış, bakım yok, rüzgardan toz duman içinde kalınıyor.  Siteler kendileri para toplayıp beton dökmeye çalışmışlar. Kaldırım bulmak mümkün değil…O kadar başıbozuk ki, bazı site sakinleri duba koyarak evlerinin önüne park edilmesini –denizi göremiyoruz diye!- engelliyor.

6/ Balıkesir Büyükşehir Belediyesi “yazlıkçılar bana oy vermiyor, geçiciler” diye hiç ilgilenmiyormuş…(İnsanlar buna inanıyor, bu algıyı değiştirmek te çok kolay, icraat!...)

7/ Oturanlar; güzel ara yollar için, katkı payı vermeye hazır ama, belediye’den bir hareket gelmiyormuş. (Daha önce vermişler)

8/  Elektrikler sık sık ve uzun süreli kesiliyor.

9/ Evlerin vergisi yüksek, İstanbul’daki emsallerinden daha fazla veriliyor. Bu nedenle oturanların vergiden doğan hakları geri dönmüyormuş…

10/Sitelerde internet bağlantısı bulmak mümkün değil. Yazlıkçılar –internetin bu kadar ucuz olduğu ortamda bile-  bir olup ortak ağ sistemi kuramamışlar.

11/ Her site kendi arıtmasını yapmış, aslında ortak arıtma kurmanın zamanı geldi. Elektrik ve telefon telleri ağaçların üstüne değiyor, tabii rüzgarda kontak yapıyor.

12/ Sahilde çay içilecek ve tuvalete girecek tek yer temizliği ve güler yüzlü çalışanları ile Gülşah Beach Club var. İskelesi de var, ercimisil de ödüyor, teşekkürler.

13/Eskiden suları içilen bölgede, kanalizasyon sistemi kurulmadığı için hazır su almak ya da dağlardan su getirmek zorunlu olmuş. O yeşil beldeye yakışmıyor.

14/ 10 sene önce iller bankası su şebekesi döşemiş, üstü örtülmüş  ama,hala su bekleniyor. Fener ve Altınoluk’ta yerel yönetim çalışıyor. Akçay, eskisi gibi, sahil akşam yürüyenlerle tıklım tıklım,ama;sarıkız havuzu ışıklandırılmamış, su konmamış ve fıskiyeler çalışmıyor. Oysaki buranın efsanesi o..Yazık….

15/ Sahilde  ve yollarda akşamları tek bir lamba yok. Yürüyüş, bisiklet sürme alanı da yok.

16/ Balık yemek için gittiğimiz tesislerin yolu berbat. (Alanya’nın 1998-2000 dönemi yaşanıyor) Bir akşam yemek yediğimiz, Edremit’teki Cumhuriyet Restoranı   temiz ve mükemmeldi.

17/ İzmir’den Ayvalık/Edremit’e deniz yolları –Antalya/Alanya/Gazipaşa v.b. arasında olduğu gibi- maalesef kullanılmıyor. Hiçbir sefer yok.

18/Çöp toplama saatleri bildirilmemiş. Sabah konteynerler doluyor, sıcakta kokmaya ve dağılmaya başlıyor. Öğleden sonra bir defa çöpler alınıyor. Acaba, 4 ay gelen insanlara sabah-akşam toplama yapılması çok mu zor?

19/ Zeytinlik altları, halkımızın yemek yedikten sonra toplamadıkları, oraya bıraktıkları çöplerle dolu. Ne arasanız var ki; bu geleneksel galiba, oturduğumuz yeri öylece bırakıp gidiyoruz.

20/ Salihli ve civarı yeşillikler içinde, su bol, bahçeler bakımlı, alabildiğine yeşil, (acaba orada yaşayanların sorunları var mı!?) üzüm hasatına başlanmış. Beyaz ve siyah üzüm aldık, mükemmeldi. Kırkağaç kavunları  6 tanesi 10 TL.

21/ (Denizli) Köfteci Yusuf: kalite ve  mükemmellik. (Daha önce Orhangazi şubesine uğramıştık) Yaklaşık 100 kişi çalışıyor; hepsi kibar ve yardımcı, servis hızlı. Köfte üzerine kaymaklı ekmek kadayıfı,  sonra  çay  yorgunluğunuzu alıyor. Çeşmeler bol…

Ve gördük ki;

Bu uygulama eksiklikleri ile burada turizm olmaz/gelişmez…

Hizmet olmayan yere turlar girmez,  yabancı turist gelmez..

Yerli  turistle de kalkınma sağlanmaz…

Yöre,  tamamen yerli turiste hizmet eder -şimdi olduğu gibi-  bir tane yabancı turist göremezsiniz?

SON SÖZ:

Yöre halkını yanına almayana,

Hizmette ayırım yapana,

 Halkın nefes alması, huzurlu bir tatil yapması için gereğini yapmayana da  belediye demiyorlar..

 KISACA; “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz,

Görünür şahsın rütbe-i aklı eserinde” (Ziya Paşa)

 

             SANA  GİT DİYEMEM…

EZO; son günlerin temiz, güzel bir sesi ve anlamlı şarkısı…

()

“Sana git diyemem
Ama kal demekte gelmiyor içimden
Son sözünü söyledin beni bırakıp giderken
Ah gün gelir pişman olup birgün dönersen
Eskidendi deyip gideceğim
Sana git diyemem
Ama kal demekte gelmiyor içimden
Son sözünü söyledin beni bırakıp giderken
Ah gün gelir pişman olup birgün dönersen
Eskidendi deyip gideceğim
Git, bırakıp uzaklara git
Ardında yaşlı gözlere mahkum edip
Git, bırakıp beni bir başıma
İstesemde dön desemde sen aldırma
Git, bırakıp uzaklara git
Ardında yaşlı gözlere mahkum edip
Git, bırakıp beni bir başıma
İstesemde dön desemde sen aldırma
Sana git diyemem
Ama kal demekte gelmiyor içimden
Son sözünü söyledin beni bırakıp giderken
Ah gün gelir pişman olup birgün dönersen
Eskidendi deyip gideceğim
Sana git diyemem
Ama kal demekte gelmiyor içimden
Son sözünü söyledin beni bırakıp giderken
Ah gün gelir pişman olup birgün dönersen
Eskidendi deyip gideceğim
Git yalan sevdalarına
Çaresiz yarınlarına
Bu yürek buna da dayanır
Alışırım gözyaşlarıma
Sana git diyemem
Ama kal demekte gelmiyor içimden
Son sözünü söyledin beni bırakıp giderken
Ah gün gelir pişman olup birgün dönersen
Eskidendi deyip gideceğim (Söz-Müzik: Nezih Üçler)

GÜNÜN ACI SÖZÜ..

         “60 yılımı tiyatroya verdim, inşallah son nefesimi verene kadar da devam edeceğim. Gençlerin mektepli ve alaylı olmasının önemi yok, çalışan herkes oyuncu olabilir. Dormen’ler, zirvede olduğu dönemde perdelerini kapattı, bundan sonra da açmayacak. Kenter’lerin içine düştüğü duruma çok üzülüyorum. Kapanmak üzereler. Salonlarının düğün salonu olacağı söyleniyor. Bırakmaları gerektiği noktada perdelerini kapatmaları gerekiyordu.” (Haldun Dormen/Habertürk)