BIST 9.717
DOLAR 32,50
EURO 34,94
ALTIN 2.440,72

Düşün öğrencilerin yakasından

Bahar geldi, her taraf rengârenk bir çiçek bahçesine döndü. 

ÖSS ve SBS’ye hazırlanan çocuklarımız, baharın geldiğini fark edemeden, sınavlara iki aydan az bir zaman kalmasının verdiği telaş içerisinde; büyük bir azim ve gayretle “ha bire” çalışıp netlerini artırma çabasındalar.

Artık, maratonda son tura yaklaşırken, çalışma saatlerini biraz daha artırıp, haftada iki deneme yaparak atak yapma zamanı geldi.

Dememelerde; bildiğiniz halde yapamadığınız konuları tespit edip; o konularla ilgili bilgi eksiğiniz varsa, konu tekrarı yapmak; soru eksiğiniz varsa, soru takviyesi ve özellikle çıkmış ÖSS sorusu çözmek çok faydalı olacaktır.

Şunu aklınızdan hiç çıkarmayın; ÖSS, SBS konu konu odaklanarak kazanılır.

Bunun için de, konu bazlı düşünmek ve hep eksik konuları pekiştirmek özellikle bu dönemde netlerinizi daha fazla artıracaktır.

ÖSS ve SBS’de gerçek sorun biliyi unutmak değildir,  bildiğiniz halde bilgiyi kullanamamaktır.

Çünkü unuttuğunuz bilgi zihninizde kayıtlıdır ama, sadece o an ulaşamıyorsunuz demektir. Bu bilgiler, yakın hafıza bilgileri olduğu için sınava yakın zamanda baktığınızda rahatlıkla yapabileceğiniz konuları teşkil eder.

Asıl üzerinde durmanız gereken, bilgiyi kullanma gücünüzü ölçen sorulardaki performansınızdır.

Bunu geliştirmek için de, bol soru çözmek, çıkmış sorulara mutlaka hakim olmak ve tam denemelerin yanında, ders denemesi yapmak çok etkili olacaktır. Yani alanınıza göre, sadece Matematik 2, veya Türkçe denemesi yapmak, sizin bu derslerdeki netlerinizi artıracaktır.

Yeri gelmişken, artık günde dershane veya okul dahil 10-11 saat çalışma zamanıdır.

Diyelim ki; okulda 7 saat ders görüyorsanız, üzerine 3-4 saat çalışmalısınız. Aynı kural dershane için de geçerli.

Elbette bütün bunları yapmak kolay değil ama, hangi başarıya kolaylıkla ulaşılabilir ki..

Netice de herkes sizinle aynı zorlukları yaşıyor, aynı engellerle karşılaşıyor. Bunu sadece siz yaşamıyorsunuz. 

Ve başardığınızda; “İyi ki yaptım. Her şeye değdi” diyeceksiniz.

Akıllı insan, sonucu şimdiden görebilen ve ona göre davranan insandır.

 

Bırakın çalışsınlar, bırakın kazansınlar

 

Öğrenci dostlarıma program vereyim derken konun ucu kaçtı.

Aslında mevzuyu, çocuklarımızın sınavlara hazırlanmasını zorlaştırmak için elinden geleni ardına koymayan yetkililere getirecektim.

Her nedendir bilemiyorum; ülkemizde çalışmak isteyen, bir şeyler başarmak isteyen birileri varsa kesin onlara engel olan birileri de çıkar.

Ya bakanlık, ya bürokrasi ya da kurumlar…

Birini aşsan, diğerine takılırsın.

Sınav yaklaşırken, öğrenciler doğal olarak sınava daha fazla yoğunlaşmak ve daha fazla çalışmak için ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar.

Bakın ben, bu önemli dönemi iyi değerlendirmeleri için 10 saat çalışmalarını öneriyorum.  Bu kadar saati yazması klavye için kolay.

Pekiyi, öğrenciler bu kadar yükün altına girerken, yetkililerimiz onlara yardım ve destek amaçlı ne yapıyor?

Tam anlamıyla, onların yükünü daha fazla artırıyor, onları daha fazla geriyor ve psikolojilerini bozuyor.

Vayy sen misin ders çalışmak isteyen!..

Sen misin sınava hazırlanacağım, daha fazla zaman ayırmam lazım diyen!..

Milli Eğitim yetilileri, okullardan öğrencilere izin vermeme konusunda hassas davranmalarını istiyormuş.

Hastaneler ve sağlık ocakları çocuklara rapor vermeyecekmiş.

Bir de buna okullarda, “ÖSS’den SBS’den bana ne” deyip “Ben müfredatımı yetiştireceğim” diye tutturan, öğrencinin psikolojisini anlamaktan uzak bazı okul yöneticilerini ve öğretmenleri ekleyin.

Bu noktada, öğrencilere karşı empatik ve anlayışlı davranan, onları rahatlatan, yüreklendiren ve çalışmalarını kolaylaştıran öğretmenlerimizi gönülden kutluyorum.

Onlar, öğretmenlik misyonunun sadece bilgi aktarmak olmadığını bilen, onlara bir yaşam koçu gibi davranan gerçek eğitmenlerdir.

Oysa, Milli Eğitim yetkililerinin, hastanelerin, okul yöneticilerinin ve öğretmenlerin:

“Bu çocuklar, zaten sınav psikolojisi içindeler. Sadece daha başarılı olmak için ders çalışmak istiyorlar. İşlerini kolaylaştırmak için ne gerekiyorsa yapmalıyız. Onları rahatlatmalıyız ve yardım etmeliyiz” diye düşünmelerini beklerim.

“Çok beklersin” dediğinizi duyuyorum.

 Ben de onlara şunu soruyorum; kendi çocuklarınız olsa: “Aman, bu zamanlar sınav için çok önemli; eksiklerini tamamlasın” diye düşünüp sınava mı çalışmalarını isterdiniz, yoksa sınavdaki sorularla hiç ilgisi olmayan saçmalıklarla mı uğraşmasını isterdiniz.

Sen ne dersin okuyucu?