BIST 9.717
DOLAR 32,49
EURO 34,97
ALTIN 2.436,17

Dünyanın Kürt sorunu çözme projesi

Aslında eski devlet anlayışı olsaydı rahat anlaşabilirlerdi ancak özüne dönmeye çalışıp halk ile selamlaşma yolunu seçen AK Parti hükümetinden kıl oluyorlar.

Her ne hikmetse nüfusu 30 milyonu bulan Kürtler için bir coğrafi devlet yoktur. Bunun bir sorun olmayacağını sanan varsa tek kelimeyle IQ’su düşüktür.

Zamanında Suriye, Irak ve İran Kürtleri ilgili devletlerin insafına bırakılmışken, Türkiye Kürtleri asli unsur olarak kabul edilmiş ve TBMM açılışı yapıldığında ”Bu Meclis Kürtlerin ve Türklerin meclisidir” ifadesi kullanılmıştır.

İyi niyet ve insani bir tarzla başlayan Cumhuriyet süreç içinde ne kadar plan projesi varsa dindar Anadolu insanı ve Kürt vatandaşlarımızı sindirmek için hazırlamış, dolayısıyla kendi iç sorunlarıyla boğuşmuştur.

Kürt sorunlarının bu dört ülkede yaşanması gözler önündedir, fakat Türkiye’nin ki yersiz ve gereksiz olup, Kürtlerin bu sorunda hemen hemen hiç hataları yok/yoktu, bu son 15-20 hariç tabi. Çünkü dünyanın emelleriyle ortak hareket ettiler. Bir kısım Kürtler öyle kontrolsüz hareket ettiler ki bu gün bu yanlış alışkanlıklarından vazgeçemiyorlar.

Dünyanın oyunlarını fark eden Abdullah Öcalan dahi pes etti ve devletle iş birliği içinde bu sorunu minimize etmeye çalıştı. 2013 Nevroz mesajı da bunun bir startıydı.

Kimse bu Kürt sorunu dünyadan bağımsız düşünmesin. Herkes kendine göre bu sorunun bir tarafı olarak bir duruş sergiliyor.

2007 yılı Şubat ayıydı, Alman Konsolosluğu-Diyarbakır Barosu iş birliği içinde Büyükşehir belediyesi Tiyatro salonunda iki günlük bir Kürt konferansı yapıldı. Yaklaşık bin kişilik salonda oturacak yer bile kalmamıştı.Katılımcıları  yarısı dış ülkelerden desem inanın. Çağrı usulü gelen katılımcılardan oluşan bu salon hınça hınç dolu, ben de mazlum-der adına davetliydim.

7 oturum 21 saat süren bu konferansta akla yatkın bir fikir ortaya konuldu. Denildi ki milyonlarca Kürdün devletinin olmayışı psikolojik bir sorun oluşturmaktadır.

Dolayısıyla Irak’taki Kürdistan bölgesini devletleştirmek dünyanın boyun borcudur. İran ve Suriye Kürtlerine federatif bir yapı lazım. Türkiye Kürtlerine gelince canı sıkılan Anadolu’ya kayıyor, en büyük Kürt nüfusu 6 milyonla İstanbul’dadır. Bunları bölgesel federasyon kurtarmaz anayasal düzeyde hak ve özgürlüklerini vereceksiniz kendini Türkiye’nin her yerinde 1.sınıf vatandaş olarak hissedecekler.

O günden bu güne bu istikamette çalışmalar oluyor, İran ve Irak’ta pek sorun yok ama Türkiye’de ve Suriye’de bir kesim fitne ehli buna çomak koyuyor. Bu da dünyanın gözü önünde cereyan eden olaylarda görüldüğü gibi Türkiye’de PKK, Suriye’de PYD, tutturmuşlar bir komünist sistem uğruna bir felaket oluşturuyorlar, hem Kürtleri baskı altına alıyorlar hem de Türkiye cumhuriyetine sorun oluşturuyorlar. Aslında eski devlet anlayışı olsaydı rahat anlaşabilirlerdi ancak özüne dönmeye çalışıp halk ile selamlaşma yolunu seçen AK Parti hükümetinden kıl oluyorlar.

Baksanıza halk PKK’yi, PYD’yi yavaş yavaş tanıyor ve böyle giderse iki örgütü de orta yerde kalacak.

Eğer PKK/PYD sıkıntısından olmasaydı zaten devletin sivil toplumun eli üzerine ortaya koyup uygulamaya çalıştığı plan uygulanıyordu, bu kadar sorunda çıkmayacaktı.

Benim bildiklerim bundan ibaret, varsa bir bildiğiniz paylaşmakta fayda var.

Bir Kürt vatandaş olarak Berzanı’nin Külliye’de ve Çankaya’da, TBMM başkanlığında ağırlanması beni onurlandırdı, ülkeme olan bağılığım bir kat daha arttı. 

Umarım Türkiye Cumhuriyeti her geçen gün adaletini pekiştirerek payidar olmaya devam edecektir.