BIST 9.798
DOLAR 32,50
EURO 34,96
ALTIN 2.429,21

Dolmabahçe, doludur kardeş!

Sevgili dostlar siz bir sorunu çözmek istiyorsanız muhatabınızla görüşmek durumundasınız.

Hey gidi Dolmabahçe, devletin bin bir türlü sırrına ev sahipliği yapan Dolmabahçe. Öyle ağır sırlara tanıklık yaptın/yapıyorsun ki onlardan birinin ifşası dahi toplumun düzenini bozabiliyor.

Sevgili dostlar siz bir sorunu çözmek istiyorsanız muhatabınızla görüşmek durumundasınız.

Bir askerin ifadesidir. “Savaş halinde dahi düşman tarafın komutanıyla koşabilmen lazım, en azında arada bir ateşkes yapıp, yaralı ve ölülerimizi muharebe meydanından çekmeniz gerekir” demişti.

Beka vadisinden günümüze kadar direk ya da dolaylı birçok görüşme oldu PKK örgütüyle, ancak bilerek ya da bilmeyerek PKK’nin siyasi kanadı yakaladığı Dolmabahçe fırsatını kaosa çevirdi.

Habur vakasını hatırlayın 36 tane PKK militanı hesapsız kitapsız eve dönüş planı dahilinde dağdan indi, bunu siyaseten öyle bir kullandılar ki ben 3. gününde “Tililinin bu kadarına pes” başlıklı bir yazı kaleme aldım, Heberdiyarbakır.com internet gazetesinde köşe yazarlığımdan oldum.

Haberdiyarbakır.com’un imtiyaz sahibi bana bir zarar gelir diye köşemi kapatmıştı galiba.

Beka vadisine, Kandil’e şimdiye birçok kimse gönderildi, Oslo görüşmeleri yapıldı. İyi de olmuştu öyle ki nerdeyse barışa ramak kalmıştı. Bu görüşmelerden bir de Dolmabahçe görüşmesiydi. Ancak orada basına bir fotoğrafın verilmesi işi bozdu. Çünkü bu manzara Anadolu insanının huzurunu kaçırdı. Cumhurbaşkanının sitemi bundan olsa gerek, eminin bu yanlışı yapan Yalçın Akdoğan da bu hatanın uyarısını almıştır.

O Dolmabahçe ki bir ara Recep Tayyip Erdoğan Başbakan iken üç tane Kürt aydınıyla özel konuşmasında diyor ki “Eğer bu Kürt meselesi hal olmadan ölürsen Allah’a nasıl hesap vereceğim” ve o esnada gözlerinden yaşlar iniyor.

Kardeşlerim PKK sorunu Kürt sorunun küçük bir parçası olarak zuhur etti, ancak uluslar arası bir şebeke haline gelince de kontrolden çıktı, öyle ki kimin Türkiye ile bir hesabı varsa bir vesileyle bu örgüte ulaştı/ulaşıyor ve örgütü maşa olarak kullanarak Türkiye’nin hesabını gördü/görüyor.

Kürt sorunun çözümü için ramak kalmışken, Türk kavramının birileri tarafından ileri sürülmesi hayra alamet değildir. Çünkü her şeyden önce anayasadaki vatandaşlığa vurgu yapan Türk tanımı yasadan çıkarılmalıdır.

Dolayısıyla Türk polisi, Türk Silahlı Kuvvetleri, Türk İş adamları… buradaki Türk kelimesi yerine Türkiye gelmeli ki yıllardır Anadolu’ya bulaşan bu Kürt-Türk kavgasından kurtulalım.

Dezavantajı/avantajı şudur; MHP ve HDP parti olarak küçülecek bu haliyle meclisin dışına kalacaklar, ancak gelecek olan Başkanlık sistemiyle tekrar bir kaç tane nitelikli vekil meclise gönderebileceklerdir.

Demem o ki Dolmabahçe görüşmesi doğruydu, ancak basına görüntü verilmesi yanlıştı. Zaten o yanlıştı ki bu ülkenin başına bela oldu.

O pozu basına verenler bu gün verilen şehitlerin de barikatın arkasında öldürülen canlarında katilleridir desem inanın.

Artık o gün “mutabakata vardık” deyip bir kahramanlık edasıyla hava cıva atanlar utansın.

Hem Türkiye’deki sol şimdiye kadar hangi derde dava olmuş ki Kürt meselesi gibi önemli bir soruna çare bulsun. Kapasiteleri elverişli değil, onlarda ilericiliğin ön şartı İslami değerlerden uzak yaşamaktır. Hatırlarsanız bir ara CHP’den vekil olan Yaşar Nuri bile Sol’un İslam’a bakış açısından illellah etmişti değil mi?

Daha dün barışçıl bir umut taşıyan ziyarete bile dayanamayan solcu serseri bilmem kim; “Gelir kaçak çayını içer gider” diyerek Başbakan’a saygısızca ifade kullanıp ziyareti engellemedi mi?

Mesele bu kardeş,  gerisi kirli politikadır.