BIST 9.717
DOLAR 32,54
EURO 34,93
ALTIN 2.438,67
HABER /  GÜNCEL

Sedye yerine el arabası verildi!

Muş'ta ağaçtan düşen 14 yaşındaki çocuk el arabasıyla acil servisteki müdahale odasına kadar götürüldü.

Abone ol

Muş'ta ağaçtan düşen 14 yaşındaki çocuk el arabasıyla acil servisteki müdahale odasına kadar götürüldü. İl Sağlık Müdürlüğü bu skandal ile ilgili soruşturma başlattı.

Alınan bilgilere göre, Dere Mahallesi'nde arkadaşlarıyla oyun oynayan Mikail Ğaspak (14), dut toplamak için ağaca çıktı. Bir süre ağaçta dut toplayan Mikail Ğaspak, dengesini kaybederek 3 metre yükseklikten yere düştü.

Arkadaşları tarafından el arabasına konulan çocuk, Muş Devlet Hastanesi Acil Servisi'ne getirildi. Acil serviste sedye bulamayan çocuklar, vatandaşların şaşkın bakışları arasında el arabasıyla arkadaşlarını müdahale odasına kadar götürdü. Doktorların muayene ettiği Ğaspak'ın ayağında çatlak oluştuğu tespit edilerek alçıya alındı. Eve döndüğünde acısına dayanamayan çocuk, alçıyı tekrar söktü.

İnşaat işlerinde çalışan baba Seyithan Ğaspak, çocuğunun ağaçtan düştüğünü ve arkadaşları tarafından el arabasıyla hastaneye götürüldüğünü belirterek, "Haberi alır almaz hastaneye gittim ve oğlumun ayağının alçıya alındığını gördüm. Akşam eve geldiğimizde Mikail ağrılara dayanamadı ve alçıyı söktük. Oğlumun el arabasıyla hastaneye götürülmesi ağrıma gitti. Ama orada hastanede de herhangi bir sedye verilmemesine anlam veremedim" dedi.

Konuyla ilgili bilgi veren Sağlık Müdürü Dr. Kenan Akpolat ise, konuyu araştıracaklarını ve ihmali olan personel hakkında soruşturma açacaklarını söyledi.

 

İZİN ÇIKMAYINCA TACİZLE SUÇLADI

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Samsun'da sevdiği genç ile evlenmesine izin vermeyen biri öz diğeri üvey iki amcasının kendisini taciz edip, elini ocakta yakarak işkence yaptıklarını ileri şüren F.U. (17), duruşmada şikayetinden vazgeçti.

Genç kız amcalarına iftira attığını söyleyerek, "Evlenmeme izin vermedikleri için iftira attım. Çok üzgünüm ve pişmanım. Beni kimse taciz etmedi. Elimi de kendim yakmıştım" dedi. F.U.'nun öz amcası T.U. (32) da suçlamaları kabul etmedi. Duruşma gelmeyen sanığın ve tanıkların dinlenmesi için ertelendi.

Olay geçen yıl Temmuz ayında İlkadım İlçesi Kışla Mahallesi'nde meydana geldi. Annesi ve babası boşandıktan sonra anneannesiyle birlikte kalan F.U., iddiaya göre sevgilisi ile evlenmek için kaçtı. Kısa süre sonra babası Zafer U. genç kızı bularak anneannesinin evine bıraktı. Evden çıkması yasaklanan F.U., öz amcası T.U.'nun evin içinde kendisini yalnız yakaladığı zamanlarda elle taciz ettiğini, üvey amcası olan H.K.'nın (35) da elini ocağın ateşine tutarak yaktığını ileri sürerek şikayetçi oldu. Gözaltına alınan iki amca çıkarıldıkları nöbetçi mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

'İFTİRA' DEDİ

Samsun 2'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'cinsel istismar' suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan T.U., yeğeninin kendisine iftira attığını söyleyerek, "Kendisi benim öz yeğenimdir. Böyle bir şey yapmadım. Evlenmesine izin vermediğim için bana iftira atıyor" diye konuştu. Kasten yaralama suçundan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan H.K. ise duruşmaya katılmadı.

Psikolog gözetiminde ifade veren F.U. ise, soruşturma aşamasındaki ifadelerini değiştirerek her iki sanıktan da şikayetçi olmadığını söyledi. Anne ve babasının 18 yıl önce evlendiğini ve 2 yıl sonra ayrıldıklarını belirten F.U. şunları anlattı:

"Annem ve babam daha sonra başka kişilerle evlendi. Ben de anneannemin yanında büyüdüm. Geçen yıl sevdiğim kişiyle evlenmek istedim. Babam ve amcalarım izin vermedi. Bunun üzerine ben de onunla kaçtım. Ancak babam beni bulup geri getirdi. Amcalarım benim onunla evlenmemi istemiyordu. Sevgilimle görüşmeme izin de vermiyorlardı. Ben de böyle bir hikaye uydurdum. Çok üzgünüm ve pişmanım. Beni kimse taciz etmedi. Elimi de kendim yakmıştım."

Mahkeme heyeti, gelmeyen sanığın ve tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi

 

PROFESÖRÜN HIRSIZI TECAVÜZCÜ ÇIKTI

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın evinin soyulduğu haberi geçen yıl basında geniş yer bulmuştu. 2010 yılının Mayıs ayında, Üsküdar'daki eve kapıyı kırıp giren zanlı veya zanlılar, tarihi, İlber Hoca için de 'manevi' değeri yüksek eserlerle kaçmıştı. Ve o soygun yaklaşık bir yıl sonra aydınlatıldı. Ancak soygundan da ötesine ulaşıldı.Ünlü Profösörün evini soyan Murat Ç.'den alınan örnekler, 2004 yılında, Çekmeköy'deki ormanlık alanda tecavüz edilip öldürülen Türmenistan uyruklu Jennet Pirkulyewa'nın (36) cesedinde bulunan doku ve sperm örnekleriyle uyuştu.

İLK İPUCU 4 AY SONRA
Takvim yapraklarını biraz geri saralım. Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, soygundan 4 ay sonra olayın aydınlatılması için önemli bir aşama kaydetti. İlber Hoca'nın evinden çalınan 9 tesbih Kapalıçarşı ve İzmit'te bulundu. Tespihler ünlü tarihçiye teslim edildi. Ancak polisin işi henüz bitmemişti. Ekipler hem zanlı, hem çalınan diğer parçaların bulunması için sıkı takibi sürdürdü. Çalışma sırasında, güvenlik kameralarından Murat Ç.'nin izine ulaşıldı. Murat Ç. geçen hafta, bir numaralı şüpheli olarak gözaltına alındı. İfadesinde itiraf vardı: 'Maddi sorunlarım nedeniyle hırsızlık yaptım.'


Üsküdar Adliyesi'ne sevk edilen Murat Ç. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ancak, her hırsızlık vakasında olduğu gibi ondan da kan örneği aldı. Amaç, başka bir olaya karışıp karışmadığının tespitiydi. Adli Tıp'tan sonuçlar geldiğinde ise çarpıcı bir detay ortaya çıktı. Soyguncunun izi, 7 yıl öncesine ait vahşi bir cinayete uzandı.

SPERM ÖRNEĞİ UYUŞTU
Murat Ç.'den alınan örnekler, 2004 yılında, Çekmeköy'deki ormanlık alanda tecavüz edilip öldürülen Türmenistan uyruklu Jennet Pirkulyewa'nın (36) cesedinde bulunan doku ve sperm örnekleriyle uyuştu.

NELER ÇALINMIŞTI?
O soygunda, Ortaylı'nın evinden çalınanlar şöyleydi:
l 2 adet çok değerli Hereke halısı
l Kazan Devlet Başkanı'nın hediyesi olan 1 adet madalya
l Papa 16. Benedikt'in hediyesi dolmakalem
l Niyazi Sait ve Elazığlı Yusuf Özgen Usta gibi ustaların kaplumbağa kabuğu, fildişi, balık dişinden yaptığı çok değerli tespihler
l 5-6 adet altın
l 3-4 gümüş sikke
l 1 kalem kutusu
l 1 adet bavul
l 3 adet saat.

MOSKOVA GEZİSİ KURTARDI
Hırsızların kimliği, Ortaylı'nın nasıl bir tehlike atlattığını ortaya çıkardı. Ortaylı, soygun esnasında Moskova seyahatindeydi. Belki de Rusya'da olmasa evinde azılı bir katille burun buruna gelecekti. Zanlının Çekmeköy vahşetiyle bağı üzerine polis, cinayeti soruşturan savcılığı bilgilendirdi. Hırsızlıktan tutuklu bulunan Murat Ç. hakkında bu kez de tecavüz ve cinayet suçlamasıyla işlem yapıldı.

14 YAŞINDAKİ KIZIN TACİZCİLERİNE HAPİS

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Antalyan'nın Gazipaşa İlçesi'nde ilköğretim okulu öğrencisi 14 yaşındaki kıza cinsel istismarda bulundukları öne sürülen, çoğu kamu görevlisi 12 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 5'i 'nitelikli cinsel istismar' suçundan tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildi. 5 kişiden ikisi tutuklandı.

Gazipaşa'da kız çocuğuna 'cinsel istismarda' bulunduğu iddia edilen 12 kişi Antalya İl Jandarma Komutanlığı görevlilerince Gazipaşa'da gözaltına alındı. Dün gece ifade verdikten sonra bugün Gazipaşa Cumhuriyet Başsavcılığı'na sevk edilen şüphelilerin sorgusu bugün akşam saatlerine kadar sürdü.

Gazipaşa Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Emin Kurt'un bizzat yürüttüğü soruşturma saat 17.00'ye kadar devam etti. 12 kişinin ifadesini alan Başsavcı Kurt, şüphelilerden emlakçı S.C, banka müdürü C.G, yerel gazete sahibi Y.K., işadamı A.B. ve H.S.'yi tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk etti. Banka müdürü C.G ve emlakçı S.C'yi tutuklayarak cezaevine gönderdi

 

DOKTOR NAZ DEDİ DÖRT GÜN SONRA ÖLDÜ

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Ağrı'da baş ağrısı şikâyetiyle hastaneye giden Semra Demir, "Naz yapıyor" diye eve geri gönderildikten 4 gün sonra hayatını kaybetti

Ağrı'da yaşayan 28 yaşındaki Semra Demir 3 Haziran akşamı aniden rahatsızlandı. Eşi Abdullah Demir, başı ağrıyan ve mide bulantısı olan Semra Demir'i Ağrı Devlet Hastanesi Acil Servisi'ne götürdü. Doktoru Rukiye Oktay tarafından muayene edilen Semra Demir'e "idrar yolları enfeksiyonu teşhisi" konularak serum verildi. Doktor Oktay, Abdullah Demir'e "Bir şeyi yok, sana naz yapıyor. İdrar yollarında enfeksiyon var, o kadar" dedi. Doktor Oktay, üç ilaç yazdığı reçeteyle Semra Demir'i evine gönderdi. Eve gönderilen Demir, 1 saat sonra yeniden fenalaştı. Abdullah Demir'in eşini yeniden muayene etmesini istediği Doktor Oktay, iddiaya göre hastanın eşi ve yakınlarına, "Beni neden meşgul ediyorsunuz. Bir şeyi yok" dedi.

BEYNİNDE TÜMÖR ÇIKTI
Abdullah Demir'in ısrarı üzerine başka doktor tarafından muayene edilen Semra Demir'in beyninde tümör olduğu tespit edildi. Aziziye Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilen Demir'e yapılan müdahaleler sonuçsuz kaldı. İki çocuk annesi kadın, ilk şikâyetinden 4 gün sonra hayatını kaybetti. Abdullah Demir, Sağlık Bakanlığı'na şikâyette bulundu. 

TRAFİK KAZASI YİNE FACİAYLA SONUÇLANDI

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]Karabük'ün Yenice ilçesinde meydana gelen trafik kazasında 2 kişi hayatını kaybetti.

Edinilen bilgiye göre, Zonguldak istikametinden Karabük istikametine gitmekte olan Alaattin Altunkaya (50) yönetimindeki 67 ZU 183 plakalı otomobil, Kuzdağ yol ayrımı mevkiinde virajı alamayarak köprünün korkuluklarına çarparak Filyos Çayı'na uçtu. Kazada araç sürücü Alaattin Altunkaya olay yerinde hayatını kaybederken, yanında bulunan eşi Döndü Altunkaya (50) ağır şekilde yaralandı. Yenice Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Döndü Altunkaya, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Öte yandan, Filyos Çayı'na uçan araç, olay yerine yaklaşık 600 metre uzaklıkta bulunan Yenice Orman İşletmesi Balıkısık Deposundan gelen traktörlerle çıkartıldı. Yaklaşık 1 saat süren araç kurtarma çalışmaları sırasında aracın ön camından sarkan ceset, köprünün korkuluklarında ezilme tehlikesi atlattı. Araçtan çıkarılan Alaattin Altunka'yanın cesedi, Yenice Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
 

TRAFİK KAZASI 4 KİŞİYE MEZAR OLDU

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]Şanlıurfa'da piknikten dönen 9 kişilik ailenin bulunduğu otomobilin şarampole yuvarlanması sonucu 4 kişi hayatını kaybetti, 5 kişi yaralandı.

Edinilen bilgiye göre, Bozova-Şanlıurfa Karayolunun 8. kilometresinde meydana gelen trafik kazasında, ailesi ile birlikte piknikten dönen Cevher Göçebeler yönetimindeki 63 AR 325 plakalı otomobil, direksiyon hakimiyetini kaybederek, yoldan çıkıp şarampole yuvarlandı. Kazada sürücü Cevher Göçebeler ile birlikte annesi Kezban Göçebeler, kardeşleri Gülistan ve Emine Göçebeler olay yerinde hayatını kaybetti. Otomobilde bulunan Zeliha, Azize ve Zeynep Göçebeler ile isimleri öğrenilemeyen 2 kişi yaralandı.

Yaralılar, olay yerine çağırılan ambulanslarla Bozova Devlet Hastanesi ile Şanlıurfa'da bulunan çeşitli hastanelere kaldırıldı. Burada tedavi altına alınan yaralıların 5'in de durumlarının ciddiyetini koruduğu öğrenildi.
Öte yandan, olay yerine gelen ailenin yakınları sinir krizleri geçirdi. Olay yerinde hayatını kaybeden 4 kişinin cenazeleri, otopsi için Bozova Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Kazayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.
 

TARTIŞTIĞI AĞABEYİNİN GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMADI VE...

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]Gaziantep'in İslahiye ilçesinde, bir kişi çıkan tartışmada ağabeyini tüfekle vurarak öldürdü.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, ilçeye bağlı Yelliburun köyünde meydana gelen olayda, köy meydanında saman dolduran Mustafa Toz (25) ile ağabeyi Ümit Toz (28) arasında henüz bilinmeyen nedenle tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Mustafa Toz, otomatik av tüfeğiyle ağabeyi Ümit Toz'a 5-6 kez ateş ederek ağır yaraladı.

Ambulansla İslahiye Devlet Hastanesine kaldırılan Ümit Toz, yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı.

Öte yandan hastaneye gelen ölen kişinin yakınları, fenalık geçirdi. Bu arada 112 Acil Servis ambulansını kullanan Doğan Toz'un, ölen kişinin amcası olduğu ve yeğeninin öldüğünü öğrenince şoka girdiği öğrenildi.

Cinayet zanlısı Mustafa Toz, jandarmaya teslim oldu. Ümit Toz'un cesedi otopsi için Adana Adli Tıp Kurumuna gönderildi. Ümit Toz'un çiftçilik yaptığı ve 3 çocuk babası olduğu öğrenildi.

Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor. 

ANNE-BABASINA KARNESİNİ GÖSTEREMEDEN CAN VERDİ

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]Çanakkale'nin Bayramiç ilçesine bir çocuk annesinden ayrılmış babasına karnesini göstermek için gittiği evde elektrik kontağından çıkan yangından yanarak can verdi.

Alınan bilgiye göre, Evciler köyünde yaşayan Fikret Saygan'ın ayrıldığı eşinden olan ve Çanakkale'deki bir ilköğretim okulunda eğitim gören Muzaffer Saygan (7), okulların kapanmasının ardından karnesini, babası Fikret Saygan'a göstermek ve hediyesini almak için Evciler köyüne gitti.

Ancak sabah saatlerinde baba Saygan'ın tarlada çalıştığı sırada evde elektrik aksamındaki arıza nedeniyle yangın çıktı. Yangın sırasında evin dışında olduğu belirtilen Saygan'ın ikinci eşi Leyla Saygan, dumanı ve alevleri görerek eve girdi. Saygan, evde bulunan 9 aylık kızı Derya Saygan'ı alarak odadan çıktı ancak yoğun duman nedeniyle Muzaffer Saygan'ı kurtaramadı.

Alevlerin kısa sürede yayılması sonucu Muzaffer Saygan, yanarak can verdi. Yangın, Bayramiç Belediyesi itfaiye ekipleri ile köylülerin çabasıyla söndürüldü.

Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. 

MEZUNİYET ÇOŞKUSU HÜZNE DÖNÜŞTÜ

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]Oğullarının Kafkas Üniversitesindeki mezuniyet törenine katılan ailenin içinde bulunduğu otomobilin Konya'da devrilmesi sonucu 1 kişi öldü, 4 kişi yaralandı.

Edinilen bilgiye göre, Veli Yılmazer'in (24) kullandığı 42 P 3787 plakalı otomobil, Konya-Aksaray karayolunun 69. kilometresinde sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yoldan çıkarak yuvarlandı.

Kazada, araçtaki Mustafa Yılmazer (16) öldü. Yaralanan sürücü Veli Yılmazer ile babası Emin Yılmazer (54), annesi Şengül Yılmazer (45) ve Oya Gülsüm Topuksuz (24) Konya'daki çeşitli hastanelere kaldırıldı.

Sürücü Veli Yılmazer'in emniyet kemeri takılı olduğu için kazayı hafif şekilde atlattığı bildirildi.

Yılmazer ailesinin, Veli Yılmazer'in Kars Kafkas Üniversitesindeki mezuniyet törenine katıldıkları ve dönüş yolunda kazanın meydana geldiği öğrenildi.
 

BU KEZ ÖLÜMÜNE DALDI

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]Bodrum'da tatil yapan Prof. Dr. Atilla Ülkü zıpkınla balık avlamak için tüpsüz dalış yaptı. Karadeniz Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Ülkü, 7 metre derinlikte balıkçı ağlarına takıldı ve boğularak can verdi

Bodrum ilçesine bağlı Gündoğan Beldesi Kızılburun Mevkii'ndeki yazlığına bir hafta önce Alman asıllı eşi Karin Ülkü ile birlikte tatile gelen Karadeniz Teknik Üniversitesi (ktü) Makina Mühendisliği Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Atilla Ülkü (64), önceki gün saat 16.00 sıralarında zıpkınla balık avlamak için Akdeniz Koyu'ndan denize açıldı. Eşi sahilde güneşlenen Ülkü, beline 4 kilogramlık ağırlık bağladıktan sonra dalış yapmaya başladı. Aradan üç saat geçip eşi geri dönmeyince Karin Ülkü, jandarmaya haber verdi ve adama başlatıldı. Gündoğanlı balıkçılardan Mehmet Ali Biçer, Ülkü'nün cesedini 5 saat sonra 7 metre derinlikte balıkçı ağlarına takılı halde buldu.

Sahil Güvenlik Komutanlığı'na bilgi verilmesi üzerine Ülkü'nün cesedi denizden çıkartılarak önce Bodrum Devlet Hastanesi'ne ardından da otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Ülkü'nün sinir krizi geçiren eşi Karin Ülkü tedavi altına alındı. Karin Ülkü jandarmada verdiği ifadede, "Eşim profesyonel dalgıçtı. Dalışın tüm kurallarını, usulünü bilirdi. Dalışa yasak olmayan bölgede balık avlamak için sık sık denize açılırdı. Saatler geçmesine rağmen geri dönmeyince başına bir şey geldiğini anladım.

Aramaya başladık, ardından balıkçı ağlarına takılı olarak can verdiğini öğrendim. Zıpkını attıktan sonra balıkçı ağlarından kurtarmak için kendisi de ağlara takılmış ve tüpsüz dalış yaptığı için kendisini kurtaramamış. Böyle bir acemiliği nasıl yapar anlayamıyorum" dediği öğrenildi. Prof.Dr. Ülkü'nün 5 ay önce by pass ameliyatı geçirdiği öğrenildi. 

BEGÜM'Ü VURAN KURŞUN JİTEM'E UZANDI!

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Malatya'da maganda kurşunuyla ölen 20 yaşındaki Begüm Kartal'ın dosyasını araş-tıran savcı, JİTEM bağlantısı buldu. Davaya Zirve katliamı sanığı Albay Ülger de dahil edildi.

Galatasaray Üniversitesi öğrencisi 20 yaşındaki Begüm Kartal'ın 6 yıl önce Malatya'da arkadaşının kına gecesinde nereden geldiği belirlenemeyen bir kurşunla yaşamını yitirmesine ilişkin davada çok çarpıcı gelişmeler yaşandı.

Taraf'ın haberine göre iki sanığın tutuksuz yargılandığı davayı yürüten savcılık, olayda JİTEM izi ve çok tanıdık bir isme ulaştı. Özel yetkili savcıya ifade veren gizli tanık, olaydan sonra cinayetle suçlanan Osman ve Yaşar Ulu'nun gömdüğü ihbar edilen bombaların, JİTEM elemanları tarafından toprağa gömüldüğünü, bu işin arkasında ise Zirve Yayınevi Katliamı davasının tutuklu sanığı ve dönemin Malatya İl Jandarma Komutanı Mehmet Ülger olduğunu anlattı. Bu bilgiler ışığında soruşturmayı derinleştiren Malatya Özel Yetkili Savcılığı, soruşturma dosyasına Ülger'i de dahil etti.

SİLAH BULUNAMADI

JİTEM'e kadar uzanan olay, Malatya'da 2005 yılında bir kına gecesinde nereden geldiği belirlenemeyen bir kurşunun Begüm Kartal'ı öldürmesi ile başladı. O tarihte soruşturmayı yürüten jandarma tarafından gözaltına alınan Osman Ulu ve amcası Yaşar Ulu tutuklandı. Olay yerinde yapılan incelemede sadece üç adet mermi çekirdeği bulunurken, cinayette kullanılan silah ise bulunamadı. Cinayetin Osman Ulu tarafından işlendiğini ileri süren Mehmet Dinç adındaki tanık, "Osman bana birini vurdum" şeklinde ifade verdi.

Ulu hakkında ifade veren Gökhan Kaya isimli kişinin ise JİTEM haber elemanı olarak kullanıldığı ortaya çıkınca davanın seyri bir anda değişti. Davada yargılanan Yaşar Ulu, JİTEM'in suçu kendilerine yıkmaya çalıştığını öne sürdü.

250 bin TL vaat ve komplo

Bu sırada özel yetkili Cumhuriyet Savcılığına ifade veren Hasan Atalan adındaki köylü, 2005 yılında evine gelen iki korucunun kendisini genç kızın ölümüyle ilişkilendirmek istediğini, daha sonra konuştuğu bu koruculardan birinin "Battalgazi karakol komutanı bizi Begüm Kartal faillerinin bulunması için sizin eve gönderdi. Amacımız seni bu olayın sanığı yapmaktı. Bize bu yönlü emri karakol komutanı verdi" dediğini öne sürdü. Kendisinin dindar bir kişi olduğunu, Begüm Kartal'ın da ezan okunurken müziğin sesini kısmadığı gerekçesiyle öldürüldüğü yönünde hava oluşturulmaya çalışıldığını öne süren Atalan, ifadesini "Bu korucular ölen kızın babasının yaklaşık 250 bin TL ödül vaat ettiğini, tüm komploların bu parayı alabilmek için kurulduğunu söylediler" diyerek tamamladı.

KOMUTAN HEM TANIK HEM BİLİRKİŞİ

Davada ödül için suçlu bulmakla suçlanan Battalgazi Karakol Komutanı Orhan Öztürk, olay yeri incelemesinde bilirkişi olarak görünüyor. Osman Ulu'nun suçlu olduğuna dair soruşturmayı yürüten Öztürk, mahkemede ayrıca tanık sıfatı ile ifade veriyor. Dava dosyasındaki delilleri toplayan Öztürk, lu'nun suçunu ispatlamak için aile bireylerine ulaştığı dava sürecinde anlaşılıyor.

SİLAH İHBARINDA BOMBA BULUNDU

Soruşturma sırasında Jandarmaya Yaşar Ulu'nun Kartal cinayetinin ardından evinin önüne bir şey gömdüğü, gömülen çuvalın içinde cinayette kullanılan silahında olabileceği ihbarı yapıldı. İhbar edilen bölgede savcılığın gözetiminde yapılan kazıda bir çuval içinde el bombası ve el yapımı patlayıcı, ayrıca krokiler bulundu. Savcılık, Yaşar Ulu tarafından 2005 yılında gömüldüğü iddia edilen çuvalın, en fazla 24 saat önce gömüldüğünü tespit edince, o tarihte cezaevinde bulunan Yaşar Ulu, bu suçlamadan kurtulmuş oldu. Olayın JİTEM bağlantısı da bu olaydan sonra yaşandı.

954620110627123649124.jpgZİRVE SANIĞI DA O DOSYADA

2011 yılında olayla ilgili Malatya Özel Yetkili Savcıya ifade veren gizli tanık Y.A, bombaların dönemin Malatya İl Jandarma Komutanı Mehmet Ülger'in talimatıyla konulduğunu ileri sürdü. Kendisinin 16 yıl Jandarma haber alma elemanı ve 2007 yılına kadar gönüllü köy korucusu olarak çalıştığını belirten Y.A, Ülger'in birçok kanunsuz iş yaptığını iddia etti. Ülger'in bölgede JİTEM elemanları aracılığı ile sevmedikleri kişilerin evine uyuşturucu bıraktığını belirten gizli tanık, bu yanlış uygulamalar yüzünden 2007 yılında koruculuğu bırakarak Jandarma ile bağlantısını kestiğini söyledi. Özel Yetkili Savcılık, bu ifadeler doğrultusunda bombalarla ilgili dosyaya dönemin Malatya İl Jandarma Komutanı Albay Mehmet Ülger'i de dahil etti. "Suç işlemek amacı ile örgüt kurmak"la suçlanan Ülger, Malatya Zirve Yayınevi cinayetinde "azmettirici ve planlayıcı olduğu" gerekçesiyle tutuklanmıştı.

ERGENEKON ŞÜPHESİ

Dava ile ilgili Taraf'a konuşan Osman Ulu'nun avukatı Yavuz Aktaş, Savcılığın bulunan bombaların Ergenekon davası ile bağlantılı olabileceği şüphesi üzerinde durduğunu vurguladı. 

TACİZİ ŞİKAYET ETTİ İŞİNDEN OLDU

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]Trabzon Valiliği Özel Kalem Müdürü Nuri K. hakkında, kendisini telefon ve mektupla taciz ettiği iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulunan sekreter E.E., işinden oldu. Trabzon Valiliği İl Özel İdaresi'nin eleman ihtiyacını karşılayan taşeron firmanın elemanı olan E.E.'ye önceki gün işten çıkarıldığı bildirildi. Valilikteki idari soruşturma sürerken, Özel Kalem Müdürü Nuri K. 10 gün daha izin aldı.

Trabzon Valisi Recep Kızılcık, Batman Valiliği'nden Trabzon'a atanınca, Batman İl Sağlık Müdürü'nün sekreterliğini yapan E.E.'yi de Trabzon'a tayin ettirdi ve sekreteri olarak görevlendirdi.

TELEFONA AŞK MESAJLARI

E.E., Trabzon Valiliği Özel Kalem Müdürü Nuri K.'nın emrinde çalışmaya başladı. Evli ve çocuğu bulunan Nuri K., ididaya göre göreve başladıktan birkaç ay sonra E.E.'nin cep telefonuna aşk mesajları göndermeye başladı. Müdürün bu ilgisine karşılık vermeyen E.E., iş dışında da birlikte vakit geçirme isteklerine olumsuz yanıt verince iş yerinde sorunlar yaşamaya başladı.

Yaklaşık bir ay kadar önce de iddiaya göre Nuri K.'nın akşam yemeği teklifini reddeden sekreter E.E., Özel İdare Müdürlüğü emrinde görevlendirildi. Sekreter E.E., bunun ardından da Özel Kalem Müdürü Nuri K. tarafından tacize uğradığı iddiasıyla 15 gün önce Trabzon Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Nuri K.'nın cep telefonuna gönderdiği çok sayıda mesajı müracaat savcısı Avni Aslan'a teslim eden E.E., ardından rapor alarak memleketi Malatya'ya gitti. Nuri K. ise olayın ortaya çıkmasının ardından izin aldı.

TEŞERON FİRMA İŞTEN ÇIKARDI

Trabzon Valisi Recep Kızılcık'ın talimatıyla olayla ilgili idari soruşturma da başlatıldı. Malatya'da bulunan sekreter E.E.'ye ise önceki gün Trabzon İl Özel İdaresi'nin eleman ihtiyacını karşılayan, 'Yaşam Yemek ve Temizlik Hizmetleri AŞ.' adlı firma tarafından iş akdinin feshedildiği bildirildi.

Firma sahibi Yüksel Aktaş, E.E.'nin kendilerine yolladığı ilk sağlık raporunun 16 Haziran'da bittiğini belirterek, "Ayın 22'sine kadar kendisinden haber alamadık. 22 Haziran'da yeni bir sağlık raporu yolladı. 6 günlük arada işini aksattığı ve işe gelmediği gerekçesiyle de kanun gereğince işine son verdik" dedi. Yaşanan gelişmeler karşısında mağdurken suçlu konumuna düşürüldüğünü belirten E.E. ise, hakkını sonuna kadar arayacağını söyledi.

Valilik'teki soruşturmayı yürüten Vali Yardımcısı Orhan Eyövge, idari soruşturmanın devam ettiğini, olayda adı geçen kişiler ve valilik çalışanlarının ifadelerinin alındığını söyledi.