BIST 9.645
DOLAR 32,57
EURO 34,72
ALTIN 2.410,52

Diyarbakırlının ruh hali

İnşallah devlet hak ve adalet adına hayırlı adımlar atar da bu tür kimselerin ileri geri konuşmalarına gerek kalmaz.

Bilen biliyor eski devlet anlayışının bu HDPKK parti/ örgütün halk arasında bu düzeyde kabul görmesinde ne kadar etkili olduğu. Vatandaşımız bazen öyle bir durumda kalıyor ki “yukarıya tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal” misali hallere düşüyor.

HDPKK belediyeleri, teröre destek konusunda finans ve lojistik düzeyde yardımcı oldukları biliniyor. Ayrıca bu şehirlerdeki hendek barikat mücadelesiyle millete ve devlete verdikleri zarar tarifi mümkün olmayan kabahat türlerindendir. Ama kamuoyu bilsin ki Diyarbakır Belediye Başkanı Gülten Kışanak kimi bilgilere göre 6, kimi bilgilere göre 9 saat valiliğin müsaadesiyle bunlarla müzakere etti, onları şehir dışından çıkarmak için çene çaldı, ama başaramadı, hatta kimilerinin dediğine göre o çetelerden ta’zir yedi, çünkü bu sokak serserileri bizim insanlarımız değildi, anlaşmalı olarak dışarıdan geldiler, başka bir dünyaya uğurlandılar, tabi beraberinde asker polis de şehit oldu.

Bunları bu konuda motive eden güce lanet olsun, bu kadar insan öldü de kim kazandı diye bir soru sorsam cevabını veren olabilir mi? Şayet cevabı bulsanız da muhakkak yabancı uyruklulardan isim verirsiniz.

Bir şehir düşünün oylarının %76’ını almış bir Belediye Başkanı derdest ediliyor ve o şehirde protestoya katılan vatandaş sayısı yüzler civarındadır.

Bunun nedeni ne olabilir?

1-O başkan o kültüre ait değildir,

2-Başkan hakkıyla seçilmemiştir,

3-O başkan halkın gözünde suçludur,

Bana sorsanız bu belediye başkanı her üç nedenden de ari değildir. Diyeceksiniz ki bu çukurcuların Sur’a girmelerine müsaade edildiği için suçlu değil mi? Elbette ki suçludur, fakat bu kimselerin bu şehre girmesine göz yumduğu için buradaki devlet yetkilileri daha da suçludur diyesim geliyor. Malum onların da aynı şekilde göz altında olduklarını unutmayalım.

Şu anda Diyarbekir halkının bu Kışanak’ın yakalanmasına mesafeli olması başkanın yanlış duruşundan kaynaklanıyor, yoksa bu yakalanma biçimine karşı halk içten içe tepkilidir. Özellikle bayan olması, gece vakti yolunun kesilerek yakalanması bu sıkıntı katsayısını arttırıyor.

Ayrıca birileri esnaf vatandaşın dükkanına eşkıya gibi müdahale edip ileri giderek vatandaşa tokat atması yersiz ve saçma olduğu kadar vatandaşın bu tokada yumruk ile cevap vermesi onurlu bir duruşu olduğu kanaatindeyim.

Toplumdan bağımsız bu siyasetin yan ürünleri bilmezler ki Diyarbakır insanı bir gün el kaldırmak durumunda kalırsa bunlar kaçacak yer arayacaklar.

Utanmadan bir de adama IŞİD’çidir diye iftira etmişler. Hem bu DAİŞ adını kim Türkiye’de IŞİD yaptı onu anlamıyorum. Benden vatandaşlarıma bir tavsiye biri diğerine IŞİD dediği zaman bilin ki suçlanan kişi o kadar masum ki söylenecek bir hatası yoktur ondan dolayı bu muğlak kavramla şahıs suçlanıyor.

Ayıca haberi izlediğim kadarıyla bir vekil de “buraların sahibi biziz” diyor, ne kadar ayıp “Diyarbakır Diyarbekir’lilerindir”. Eğer o vekil buraların ekmeğini suyunu içseydi, dingil havayı nefes alsaydı, Hz. Süleyman’ın suyuyla abdest alsaydı, Anzele’nin akan haşin suyunda elini yüzünü yıkasaydı… Bu sözü bir Diyarbakır esnafına söylemezdi ve ben de onun Diyarbakırlı olduğuna kanaat getirirdim.

Bunların Diyarbakır halkından haberi yok. Bir dönem onları vekil olarak meclise gönderdiler diye şımarıyorlar, bu demek değil ki vatanlarını da onlarla paylaşacaklar!

İnşallah devlet hak ve adalet adına hayırlı adımlar atar da bu tür kimselerin ileri geri konuşmalarına gerek kalmaz.

Amin demeniz dileğiyle.