BIST 9.710
DOLAR 32,51
EURO 34,78
ALTIN 2.426,61
HABER /  GÜNCEL

Diyanet İşleri Başkanı: Paris'teki yürüyüşü ibretle izledik

Paris'te 12 kişinin öldürüldüğü saldırıya değinen Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Batı'yı çifte standart yapmakla suçladı.

Abone ol

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "İslam coğrafyasında 12 milyon insan katledildiğinde ses çıkarmayan insanlığın, 12 kişiye düzenlenen cinayet için ayağa kalkmasını ibretle izledik" dedi.

DİYANET İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Avrupa’da her 3 kişiden birinin İslamofobia olduğunu öne sürerek, Paris’te öldürülen 12 kişi için düzenlenen yürüyüşü eleştirdi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, 30’ncu İl Müftüleri İstişare toplantısına katılmak için Edirne'ye geldi. Bir otelde düzenlenen toplantıya Görmez’in yanı sıra Edirne Valisi Dursun Ali Şahin, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yener Yörük ve 81 ilin müftüleri katıldı. Toplantısının açılış konuşmasını yapan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Paris’te 12 kişinin öldürülmesinin ardından düzenlenen ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile birlikte çok sayıda Avrupa ülkesi başbakanın katıldığı terör karşıtı yürüyüşü eleştirerek 'ibretle izledik' ifadelerini kullandı.

'AYNI TEPKİYİ VERMİYORSAN, İNSANLIK ÖLMÜŞTÜR'

Müslüman coğrafyada son 10 yılda yaklaşık 12 milyon kişinin katledildiğini belirten Görmez konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Son 6 ay içerisinde Suriye’de, Irak’ta, Filistin’de Nijerya’da, Lübnan’da, Pakistan’da nice insanlar, nice Müslümanlar hayatlarını kaybetti. Masumca ve sessizce nice insanlar hayatını kaybetti. Herkese Allah’tan rahmet diliyorum. Aynı şekilde geçen hafta Fransa’da meydana gelen saldırı dolayısıyla bütün insanlığın, insanlık aleminin acısını paylaştığımızı dünyaya ilan ettik. Ve İslam dünyasında meydana gelen acı hadiselerin İslamofobia olarak başka topraklara, başka coğrafyalara nasıl yansıdığını ve buralarda başka terör hadiselerine nasıl sebep teşkil ettiğini acı acı hep birlikte idrak etti. Öncelikle bu vesile ile ben birkaç hususun altını çizmek istiyorum. Dini mübini İslam’a göre her can değerlidir. Her masum insanın yok edilmesi, bütün bir insanlığı yok etmeye eşdeğerdir. Bir insanın ölümü bütün insanlığın ölümüdür. Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle. Vahşete dayalı ölüm, vahşete dayalı ölümler Şam’da, Bağdat’ta olmasıyla, Paris’te olması arasında hiçbir fark yoktur. Dehşet ve katliamın Karaçi’de, Nijerya’da, Yemen’de meydana gelmesiyle, Berlin’de Londra’da, Washington’da, New York’ta meydana gelmesi arasında herhangi bir fark gözetilmemelidir. Eğer dünya bu ölümlerin hepsine ama hepsine, bu katliamların tamamına din, mezhep, coğrafya ve bölge ayırımı yapmazsızın aynı tepkiyi vermiyorsa, işte asıl insanlık o zaman tümüyle ölmeye mahkumdur."

'PARİS’TEKİ YÜRÜYÜŞÜ İBRETLE İZLEDİK'

Paris’te öldürülen 12 kişi için düzenlenen terör karşıtı yürüyüşü 'ibretle izlediklerini' kaydeden Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez şunları söyledi:

"Son günlerde bunu acı acı yaşıyoruz. Ve ibretle bütün dünyayı, çağdaş dünyayı izliyoruz. Bir tarafta 12 milyon, son yıllarda son 10 yılda İslam coğrafyasında acılarla kıvranan İslam coğrafyasında 12 milyon insan katledildi. Yok edildi. Ama geçen hafta Paris’te yine aynı şekilde hiçbir bir müminin, hiçbir aklıselimin kabul etmeyeceği bir şekilde 12 insan hunharca katledildi. Ama 12 milyon insanının katline ses çıkarmayan insanlık, sadece 12 kişiye düzenlenen bir cinayet sebebiyle ayağa kalkmasını da hep birlikte ibretle izledik. Ve insanlığın bir an önce bu noktada kendine gelmesi gerektiğini ifade etmek isterim. Dünya kamuoyunca teröre, şiddete ve vahşete sadece öldürülenlerin kimliğine ve coğrafyasına göre tepki oluşturuluyorsa, bu ölümlere çare bulmak maalesef mümkün değildir."

Sömürgeler, işgaller, saldırılar karşısında maddi işkencelerle büyük travmalar yaşayan Müslümanların kutsalını aşağılamanın cinnet haline davetiye niteliği taşıdığını kaydeden Görmez, "Hele hele bunların ifade özgürlüğü adı altında yapılmış olması kabul edilemez" dedi.

'İSLAMOFOBİAYI YÜREKLERDEN NASIL SİLERİZ?'

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, zaman içerisinde İslamofobianın tüm dünyayı sardığını ve Avrupa’da yaşayan her 3 kişiden birinin İslamofobia hale geldiğini söyledi. Avrupa’da camilere yapılan ırkçı saldırıları da hatırlatan Görmez şöyle konuştu:

"İslamofobia gelecek yıllarda daha çok konuşulacak. İslamofobia kelimesini 11 Eylül’den sonra ilk kez Hollanda Başbakanı telaffuz etti ve daha sonra da sık duyulmaya başlandı. Zaman içerisinde İslamofobia tüm dünyayı sardı. Fobi ve korku olmaktan çıktı. Önce bir nefrete dönüştü, o nefret bir düşmanlığa dönüştü. O düşmanlık şiddet üretmeye başladı, kötülükler üretmeye başladı. Arkadaşlarımızın sadece 2014 yılında Avrupa’da camilere yapılan, camilere yazılan ırkçı yazılar, camilerin kapısına bırakılan domuz kafaları gibi nefret suçlarını sadece Avrupa’da görev yapan arkadaşlarımızın camilerine yapılanları topladığımızda çok büyük bir yekün oluşturduğunu ifade etmek isterim. Araştırmalar Avrupa yaşayan her 3 kişiden birinin bu korkuya kapıldığını, gençler yüreklerde bütün insanlığa rahmet getiren İslam’a karşı bir korkunun ve nefretin oluştuğunu gösteriyor. Bu bizim en büyük derdimiz olmalı. Hep birlikte biz bu korkuyu, nefreti kalplerden, yüreklerden nasıl silebiliriz? Hep birlikte buna kafa yormalıyız."

DİNLER ARASI DİYALOG BAŞLIĞI ALTINDA OLMAZ

Görmez, Papa'nın Türkiye ziyaretinde bazı konuların ele alındığını, özellikle diyalog kelimesinin görüşmelerde de ifade edildiğini belirtti.

Diyalog kelimesinin kirlenen bir kelime olduğunu ifade eden Görmez, şöyle devam etti:

"Yeni bir iletişim biçimi geliştirilmek isteniyorsa, bu kilisenin kendisinin ilan ettiği dinler arası diyalog başlığı altında olmaz, olamaz dedim. Çünkü Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında, Müslümanlarla Yahudiler arasında, Müslümanlarla herhangi bir din mensupları arasında hakka ve adalete dayalı olarak insani ve sosyal her türlü ilişki olur. Ancak tevhid ve teslis arasında diyalog olmaz. Bunu toplumlar, topluluklar birbirlerini kandırmasınlar diye söylüyorum ancak hakka ve adalete dayalı yeni ilişkilerin kriterleri konuşulabilir. Benim önerim şu oldu, Kudüs bugün üzülerek belirteyim bir çatışmanın merkezi olarak dile geliyor. Kudüs her üç dinin de mukaddes kabul ettiği bir mekandır. Öyleyse 'Kudüs kriterleri' başlığı altında birlikte yaşama ahlakının kriterlerini konuşalım. Birlikte yaşama hukukunun kriterlerini konuşalım. İnanın son 40 yılda 1960'lı yıllardan bugüne kadar 'dinler arası diyalog' başlığı altında yapılan hiçbir toplantı insanlığa hiçbir şey katmamıştır."