“Devlet koroları/toplulukları/orkestraları” nda durum!…(12)

Konservatuarlarımız “müzik ve sahne sanatları alanında” yetenekli gençleri eğitmek, donatmak, bilimsel/sanatsal üretim yollarını açmak amacı ile kurulmuşlardır. 1982 YÖK yasası ile konservatuarlarda üniversitelere bağlanmış bu da bir çok sorunu beraberinde –çözülmediği için-  getirmiştir. Bunların bir kısmını daha önceki yazılarımızda belirtmiştik.

Elbette mezunların istihdamı konusunda Üniversiteler Devlet Konservatuarları, TRT ve Kültür Bakanlığı’na bağlı olan topluluklar* birinci yoldur. () (www./?p=1890)

Bakanlık adına bu toplulukların bağlı olduğu Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün “misyon ve vizyonu” –yanlış ifadelerle- şöyle açıklanmıştır;

Misyon
Güzel Sanatlar alanında, ülkemiz sanatçılarının tüm dünyada etkinlik yapabilmelerine ve tanınmalarına yardımcı olmak; sanatsal yaratıcılığı desteklemek; dünyadaki sanatsal gelişmeleri yakından takip etmek ve çeşitli etkinliklerle ülkemizin önemli bir sanat merkezi haline dönüşmesi için çalışmak; sanatsal ve kültürel etkinlikleri yaygınlaştırmak ve eğitim faaliyetleri yoluyla toplumda ilgilileri, bilinci ve duyarlılığı artırmak.
Vizyon
Güzel Sanatlar alanında; etkin bir konuma sahip, toplumun ilgili tüm kesimleri tarafından ulaşılabilen ve ihtiyaçları karşılayabilen, özel sektör ve gönüllü kuruluşları yönlendirebilecek öncü bir kurum olmak.

 Doğrusu şöyle olabilir;

Misyon: Güzel Sanatlar alanında; etkin bir konuma sahip, toplumun ilgili tüm kesimleri tarafından ulaşılabilen ve ihtiyaçları karşılayabilen, sanatsal/kültürel etkinlikleri takip eden, uygulayan, yaygınlaştıran, özel sektör ve gönüllü kuruluşları, STK ları  sanat alanına yönlendiren öncü bir kurumdur.

 Vizyon: Güzel Sanatlar alanında; ülkemiz sanatçılarının uluslararası etkinlik yapabilmelerine ve müziğimizin tanınmasına yardımcı olmak,  sanatsal projeleri desteklemek,  dünyadaki sanatsal gelişmeleri yakından takip ederek ortak projeler yaratmak, ülkemizin önemli bir sanat/kültür merkezi haline dönüşmesi için çalışmak, sanatsal ve kültürel etkinlikleri yaygınlaştırmak, eğitim faaliyetleri yoluyla toplumda  sanat/kültür bilincini ve duyarlılığını artırmak, geçmişten geleceğe köprü kurmaktır.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın misyon ve vizyonu da yanlış yer almıştır;

Şu anda web de bulunan;

Misyonumuz
Ülkemizin doğal, kültürel ve tarihi değerlerini ortaya çıkarmak, korumak, geliştirmek, gelecek nesillere aktarmak ve toplumsal bilincin oluşmasında bilgiye erişimi kolaylaştırmak; turizmi çeşitlendirmek, pazarlamak, teşvik etmek, denetlemek; dinamik kültür ve turizm politikaları ile ülkemizin dünya turizminde alacağı payı artırmak ve Türk kültürünü dünyaya tanıtmak.
Vizyonumuz
Kültür değerlerimizi yaşatan ve tanıtan, ülkemizi turizm alanında lider konumuna taşıyan bir kurum olmak.

 Şöyle olabilir:

Misyon

Sanat/kültür/turizm  değerlerimizi koruyan, yaşatan, geliştiren  ve tanıtan, ülkemizi bu alanlarda lider konumuna taşıyan bir kurumdur.

Vizyon

Ülkemizin sanatsal/kültürel, doğa  ve tarihi değerlerini ortaya çıkarmak, korumak, geliştirmek, gelecek nesillere aktarmak ve toplumsal bilincin oluşmasında bilgiye erişimi kolaylaştırmak; turizmi çeşitlendirmek, pazarlamak, teşvik etmek, denetlemek; dinamik sanat/kültür ve turizm politikaları ile ülkemizin dünya turizminde alacağı payı artırmak ve Türk sanatını/kültürünü dünyaya tanıtmak amacıyla topluluklar kurmak, ulusal/uluslar arası toplantılar/etkinlikler/yarışmalar/ özel projeler/ festivaller yapmaktır.

 Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’ne**  bağlı olan topluluklarda 1350 sanatçı görev yapmaktadır.

Orkestralar; , , , , , ,

THM Koroları: , , ,

TSM Koroları: , , , , , , ,

Topluluklar: , , , , , , , ,

 Bu topluluklar kendilerin uyan takvim içinde ulusal ve uluslar arası etkinliklere katılmakta, açılış/kapanışlarda yer almaktadırlar.

İstanbul içinde takip ettiğimiz kadarı ile, etkinlikler ücretsiz olmasına rağmen konserlere ilgi  olmamakta, dinleyiciler itibar etmemektedirler. Bu durumda telefonlar ve mesajlarla konserlere çağrı yapılmaktadır.

Bu topluluklar konserlerine kendilerinden başka misafir sanatçı çağırmamaktadırlar.

Aynı sıkıntı özel batı müziği topluluklarında da mevcuttur. (Konserlere popüler isimleri şef yaparak, kalıcı bir müzik seyircisi yaratılamaz.Onlar müziği değil  o popüler kişiyi takip ederler ve yaptıklarına gülmek için hazır beklerler, böylece müzik araya gider.)

CRR konserleri dahi çok az bir seyirciye yapılmaktadır.

İletişim araçları devlet topluluklarının konserlerini haber/çekim yapmamaktadır.

Cumhurbaşkanlığı’na bağlanan koro, kadük doğmuş, yeni bir yapılanmaya  gidilmemiş, bir grubun ağırlıklı çalışması sonucu hali hazırdaki bir koronun adının değiştirilmesi ile çok büyük bir iş sonuca erdirilmiş!, tarihi bir başarı elde edilmiş! gösterilmiştir…***

Devlet koroları; maaş alınan, adres gösterilen, ama üretilmeyen yerler olmamalıdır. Sanatçılarımızın piyasada oldukça güzel/kaliteli  işler yaptıkları, iyi paralar kazandıkları  ama bu güzelliklerin topluluklara yansı(madığı)tılmadığı da bir gerçektir.

Aslında  devlet toplulukları çok iyi yetişmiş (çoğu konservatuar mezunu) sanatçılardan oluşmaktadır.

Sonuç:

Kadro karşılığı puan sözleşmeli çalışan “Devlet sanatçıları” na verilen ikramiye ve teşvik ikramiyeleri maaşla birleştirilmeli ve gereksiz imza ve zaman kaybı önlenmelidir. Şu andaki sistemde verilen ikramiyeler emeklilik ikramiyesine ve maaşa katılmadığı için sanatçılar emeklilikte çok önemli zarara uğramakta, haklı olarak  emekli olmak istememektedirler. sanatçıların gösterge rakamları da yükseltilmelidir.

Emeklilikte “teşvik  sistemi” getirilerek korolar gençleştirilmeli, yeni konservatuar mezunlarına imkan tanınmalıdır.

Topluluklar ile korolar arasındaki “harcırah” farkı mutlaka  düzeltilmelidir.

Kısaca; topluluklar,  yeni bir yönetmelik, anlayış ve düzenle çalışmalarına hız vermelidirler. Çıkarılan yönetmelik karmaşıktır. (Devlet Koroları ve Toplulukları Yönetmelik Değişikliği Yayınlandı… Musikidergisi.net, 10.04.2011)

 *Yazımdaki “Topluluk” kelimesi bütün orkestraları, koroları içermektedir.
**Bakanlık sanat kurumları Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü bünyesinde toplandığı halde;
“” ve
“” nün  neden ayrı bir genel müdürlük olarak yapılandığı anlaşılamamaktadır.

*** Bu koro; tek bir türe hitap etmekte, Türk müziğindeki çeşitliliğe cevap vermemekte, dolayısı ile “Cumhuru” tam anlamıyla temsil edememektedir. Konu ile ilgili olarak Sn. Cumhurbaşkanlığı’na sunduğumuz; “Cumhurbaşkanlığı’nda  Türk Müziği Nasıl Temsil Edilmelidir?” başlıklı  raporumuz mevcuttur. Cumhurbaşkanlığı Türk Müziği Orkestrası ve Solistleri” başlıklı yazım linki; () “Cumhurbaşkanlığı  Türk Müziği Korosu fikri öncü yazarları” başlıklı yazı linki: ()

 Güncel: Son yıllarda –özellikle 4 yıl- Taksim-Mecidiyeköy hattında butik oteller alıp başını gidiyor. Büyük oteller yanında bu otel ücretleri de ucuz değil, kişi başı -yaklaşık- 150.00 TL. Ancak, Arap misafirlerimiz özellikle Cevahir Alışveriş Merkezi, Beyazıt-Laleli-Aksaray civarını tercih ediyorlar. Bizim için pahalı gelen  giysiler, ev araçları kapış kapış gidiyor, bottan- şapkaya kadar çanta çanta, bavul bavul taşıyorlar…Bu havada sandaletle dolaşanlarda var. Giyim kuşamda tarz ararsanız  işte o yok…Hiçbirinin Kobani, Suriye, Mescid-i Aksa, İsrail v.b. dertleri yok, çılgınca alışveriş yapıyorlar, ülkelerine dönüyorlar.  Basından okuduğumuza göre, yeni projelerden ev alanların sayısı da az değil…Demek ki, ülkelerindeki kişi başına düşen milli hasıla çok fazla, ekonomileri iyi…Elbette bu durum bizim ekonomimizi de olumlu yönde etkiliyor, canlı tutuyor, esnafın yüzünü güldürüyor…Elbette hazır para –bize balık tutmayı öğretmiyor-  ekonomiyi canlandırıyor, ekonomist olmadığımız için  hayırlısı diyelim….

Not: Pazartesi akşamı, müziğimize önemli katkıları olmuş, değerli arkadaşım,
Pendik Hastanesi Kulak, Burun, Boğaz doktoru, Doç.Dr. Sn. Arif Şanlı’nın 40.sanat yılı konserinde kalabalık bir seyirci ile  birlikte oldum. Ancak, köşe yazarlarımızdan hiç kimse yoktu. Konserde; Münip UTANDI, Bekir ÜNLÜATAER, Mine GEÇİLİ, Sami AKSU, Aylin Şengün Taşcı, Adnan MUNGAN, Çağdaş ve diğer sanatçılar Sn. Şanlı’nın bestelerinden örnekler verdiler. Bestekarların, sanatçıların, söz yazarlarının da protokolde yer aldığı konser sırasında  Sn. Şanlı’nın bestelerimden oluşan Melihat GÜLSES'in "Senden Uzakta" albümünün tanıtımı ve imzalı satışı yapıldı. Nice yıllara Sn. Şanlı……..

TEBRİKLER: Geleneksel sanatlarımızdan “EBRU”, UNESCO’nun “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası” listesine girdi. Bilindiği gibi Ebru; kitreli su üzerine serpilen boyalarla  bezenmiş kağıt ve bunu hazırlama sanatı olup –renklerin suyla dansının yarattığı  bir ahenk- nerede ve ne zaman başladığı kesinleştirilememiştir. Ancak, tarihsel çizgi içinde Türk sanatı olarak kabul edilmiştir. Emeği geçenleri kutlarız….