BIST 9.770
DOLAR 32,57
EURO 35,01
ALTIN 2.432,25
HABER /  GÜNCEL

Deniz Baykal'ın e-muhtıra pişmanlığı

CHP Parti Meclisi Üyesi Mesut Değer, 27 Nisan e-muhtırasına ilişkin süreci ve ardından CHP'de yaşananları anlattı...

Abone ol

CHP Parti Meclisi Üyesi Mesut Değer, Genelkurmay'ın 27 Nisan e-muhtırasının ardından toplanan CHP MYK'da, eski Genel Başkan Deniz Baykal'ın, dönemin Genel Başkan Yardımcılarından Onur Öymen'i işaret ederek, "Keşke görüşlerini açıklamasaydın" dediğini ifade etti.

Öymen, 27 Nisan e-muhtırasına ilişkin yaptığı açıklamada "Altına imzamızı atarız" demişti.

Değer yaptığı yazılı açıklamada, 27 Nisan e-muhtırasına ilişkin süreci ve ardından CHP'de yaşananları anlattı.

27 Nisan e-muhtırasına gelinen sürecin çok önemli olduğunu belirten Değer, 9 Kasım 2005 tarihinde Hakkari ili Şemdinli ilçesinde meydana gelen olaylar nedeniyle TBMM'de Hakkari Yüksekova ve Şemdinli Olaylarını Araştırma Komisyonu kurulduğunu ve kendisinin de bu komisyonun üyesi olduğunu belirtti. Ancak kendisinin, Ocak 2006'da Hakkari ve Şemdinli olaylarının üzerinin kapatılacağına dair bir açıklama yaptığını ve ardından gelinen süreçte de Şemdinli olaylarının üzerine gidilemediğini ve TBMM'de kapatıldığını belirtti.

"BÜYÜKANIT'I 'KORUMAYALIM' DEDİM"

Yine Ocak 2006'da, o dönem Kara Kuvvetler Komutanı olan Yaşar Büyükanıt'ın Ağustos ayında Genelkurmay Başkanı olması yolundaki engellerin olacağını ve Genelkurmay Başkanı olmaması için bazı tespitleri ve öngörülerinin olduğunu ifade eden Değer, "Yaşar Büyükanıt ile ilgili görüşlerimi CHP Genel başkanı Deniz Baykal ile paylaştım, 'Genelkurmay Başkanı ile ilgili önümüzdeki süreçte siyaseten bakışımız gündeme gelecektir' diye. Benim şahsi görüşüm ise 'Karışmayalım, korumayalım' oldu" dedi.

Mart 2006'da ise Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın "meşhur" iddianamesini hazırlayarak davasını açtığını ve Türkiye'nin artık bu davayı konuştuğunu anımsatan Değer, "İddianamede Yaşar Büyükanıt'ın ismi yer alıyordu. Ağustos ayına kadar paşanın atama sürecinde gündem Genelkurmay Başkanlığı idi. 27 Nisan 2007 tarihinde gündem ise Cumhurbaşkanlık seçimi, 'imanlı Cumhurbaşkanı seçilmesi', Anayasa Mahkemesi, 367 oy şartının aranması, 3 Kasım 2007'de yapılacak seçim... 27 Nisan 2007 yılı gece yarısı internet sitesinde e-muhtıra yayınlandı ve gündem e-muhtıra..." ifadelerini kullandı.

BAYKAL, 'KEŞKE GÖRÜŞLERİNİ AÇIKLAMASAYDIN' DEDİ

Değer, o dönemde CHP'de Genel Başkan Yardımcısı olan Onur Öymen'e işaret ederken, şöyle devam etti:

"28 Nisan 2007 sabah erken saatlerinde ise Genel Başkan Yardımcımız e-muhtıra ile ilgili görüşlerini açıklarken halk nezdindeki algı ise 'CHP muhtıralara ve darbelere destek veriyor' şeklindeydi. O gün acilen MYK toplandı ve bu konu tartışıldı. 2 fikir çerçevesinde görüş belirlendi. Biri destek görünümlü görüş, diğeri ise benim görüşüm idi. Benim görüşüm ise; e-muhtıraya karşı çıkalım, bu muhtıraya destek verdiğimiz görüntüsü dahi, oy oranımız yüzde 40 ise yüzde 20'lerin altına indirir, AKP yüzde 20 ise yüzde 40'lara çıkarırdı. E-muhtıra'ya şiddetle karşı çıktığım gibi, Dolmabahçe görüşmesinin de e-muhtıranın bir parçası olduğunu savunuyordum. Sayın Genel Başkan Deniz Baykal MYK'ya dönerek ve özelikle genel başkan yardımcısına dönerek 'Keşke görüşlerini açıklamasaydın. Bu toplantı sonrası görüşlerini açıklasaydın. Bak ortada 2 görüş var. Bu görüşler çerçevesinde açıklama yapsaydık daha doğru olurdu' dedi. Ve Deniz Baykal e-muhtıraya karşı erken seçim çağrısını yaptı. Evet, e-muhtıra 22 Temmuz 2007 seçimlerin sonucunu belirlemişti."

Dönemin CHP Genel Başkan Yardımcılarından Onur Öymen, bildirinin ardından yaptığı açıklamada "Genelkurmay'ın tespitleri bizim tespitlerimizden farklı değildir. Altına imzamızı atarız. 'Ne mutlu Türküm diyene' sözünü kimse küçümseyemez ve bunu küçümseyenleri devletin düşmanı sayarız. Türkiye'yi Atatürk düşmanlarına teslim etmeyeceğiz" demişti.

CHP PM Üyesi Değer açıklamasında, 27 Nisan döneminin de sorgulanmasını isterken, "Muhtıralara ve darbelere karşı çıkmalıyız. Artık Türkiye'de darbeler dönemi kapanmalıdır. 1960, 1971, 1980 darbelerinde babam ve ailemiz mağdur olmuştur. Darbe dönemlerin acımasızlığını tüm boyutlarıyla bizler yaşadık, yaşamayan bilmez" ifadelerini kullandı.