BIST 9.645
DOLAR 32,56
EURO 34,89
ALTIN 2.429,38
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Deniz Baykal'dan CHP'ye ilginç öneri

CHP eski Genel Başkanı, Antalya milltevekili Deniz Baykal "Partide ayrışmayı gerektirecek bir durum yok. Bundan sonra nasıl bir yolda ilerler doğrusu bilemem, ama nasıl bir yolda ilerlemesi gerektiğini söyleyebilirim" dedi.

Abone ol

CHP eski Genel Başkanı, Antalya milltevekili Balyoz davasından IŞİD'e kadar gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Haber Türk'ten Kübra Par'a konuşan Baykal açıklamalarından satırbaşları:

Yenilikçi, değişimci, ulusalcı anlayışların tümü CHP düşüncesinin birer parçası... Partiyi o anlayışların herhangi birine indirgemek ya da ayrışma, çatışma beklemek büyük haksızlık...

"TÜRKİYE MODELİ BİR CHP PROJESİDİR"

CHP bundan sonra nasıl bir yolda ilerler doğrusu bilemem, ama nasıl bir yolda ilerlemesi gerektiğini söyleyebilirim. "Türkiye Modeli" aslında bir CHP projesidir. Bu proje uygulanırken elbette çok acılar birikmiş, haksızlıklar yapılmış, üzüntüler yaşanmış... Fakat bütün bunlar tarihimizi suçlamamıza kendi tarihimizden utanmamıza yol açmamalı. 64 yıldır demokrasi maalesef kurulamadı, şimdi din-siyaset ve etnik ayrımcılık gerilimini doğru dengeler içinde aşıp Cumhuriyeti demokrasiyle bütünleştirmek zorundayız. Bunun için kendi ilkelerimize değerlerimize güvenmemiz ve kimseye yaranma-benzeme ihtiyacı içinde olmadan inandırıcı güven verici kalabilmeliyiz.

"TÜRKİYE'NİN İSTİKRARINA AĞIR DARBE VURUR"

Ayrışmayı gerektirecek bir durum yok ortada. CHP'nin bütünlüğü, etkinliği ve bir dayanak noktası olarak varlığını sürdürmesi Türkiye'nin çizgisi açısından büyük önem taşıyor. CHP'nin değerlerine sahip çıkması CHP'li olmayan vatandaşların istikrarı ve huzuru bakımından çok önemli. Biz tereddüde düşersek bu Türkiye'nin istikrarına ağır darbe vurur.

"EVREN VE ŞAHİNKAYA'YI YARGILAMA SİYASİ ŞOV"

12 Eylül tam bir darbe örneğidir. Türkiye'deki nefret ve acı birikimine en büyük katkıyı yapan muazzam bir travmadır. Buna rağmen 12 Eylül ile ciddi bir hesaplaşma yapılmadı. Bu yargılamalar siyasi bir şov olarak yapıldı. Hukuki olarak tartışmaya açık, Yargıtay'dan dönebilir. Hastanede yatalak olan iki kişiye mahkûmiyet kararı vererek vicdanlarımızı rahatlatmış olduklarını düşündüler. Yine de böyle bir karar çıkması memnuniyet verici.

"BALYOZ TAHLİYELERİ SİYASAL KURGUNUN PARÇASI"

Balyoz ve Ergenekon hukuki bir kaygıyla değil siyasi bir kurguyla başlatıldı, yürütüldü ve sonuçlandı. Tahliyeler de bu kurgunun bir parçası. AYM'nin bu kararına saygı duyuyorum ama bu konjonktür olmasaydı yine aynı kararı verebilir miydi acaba? Bu davalara başlangıçta kamuoyu da destek verdi fakat zamanla siyasal kurgudan ibaret olduğunu anladılar. En başında bu davaların siyasal bir kurgu olduğunu söylemiş, "Ben bu davanın avukatıyım" demiştim ama beni darbecilikle ve Ergenekonculukla suçlamışlardı. Şimdi o koro dağıldı. Her şeye rağmen bu kararlar karşısında derin bir memnuniyet duyuyorum.

MUSUL VE IŞİD KRİZİ

Irak krizinin altında ABD'nin müdahalesi yatıyor. Türkiye'nin bu işe bulaşmasını 1 Mart tezkeresini reddederek engellemiştik. Hillary Clinton "Zor Seçim" diye bir kitap çıkardı. O kitapta diyor ki "Bütün siyasi hayatım boyunca vicdanımı en çok rahatsız eden olay, Irak müdahalesine 'Evet' oyu vermiş olmaktır." Terörle mücade edeceğiz diye geldiler ama sonuçta terör çığrından çıktı. Mezhep savaşı had safhaya ulaştı. Türkiye'yi bunun dışında tutmak zorundayız.

KAÇIRILAN TÜRKLER

IŞİD, AKP iktidarının uzun süre dostuydu. Ona güvendiler ama şimdi Batı güçlerinin Ortadoğu'ya müdahalesine karşılık o insanlar rehine olarak tutuluyor. Maalesef bizimkiler artık Ortadoğu'yu yönetme şansını kaybettiler. Vahim hatalar yaptılar. Türkiye, Esad'ı devirmek için işin içine bu kadar hırsla girip sınırları açmamış olsaydı IŞİD krizi bu noktaya gelmezdi. İstikrarın bölgede bir barış kuşağı yaratacağını unutmamak lazım...