BIST 9.080
DOLAR 32,38
EURO 35,01
ALTIN 2.326,03
HABER /  POLİTİKA

Demirtaş 3 talebi açıkladı

Selahattin Demirtaş, hükümete iletilen Öcalan'ın 3 aşamalı önerisi hakkında konuştu.

Abone ol

Haftasonu İmralı'da Abdullah Öcalan ile görüşen BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Öcalan'ın sunduğu önerilere açıklık getirdi.

Özgür Gündem gazetesine konuşan Demirtaş, Öcalan'ın süreç 3 aşamalı plan getirdiğini belirtti ve artık sınır dışına çıkışları değil geri dönüşlerin konuşulmasını, siyasete katılım sürecinin tartışılmasını istedi. İşte Demirtaş'ın açıklamaları...

ÖCALAN PAKETİ BİLMİYOR

Öcalan’ın paketin içeriğinden haberdar olmadığını belirten Demirtaş, “Müzakerenin ruhuna aykırı bu. Kendisinin eleştirdiği konu budur. Paketin içeriğiyle çok alakadar değil. Tek taraflı bir ilan olur bu” dedi

SÜREÇ 3 BAŞLIK İÇİNDE

Üç başlık şeklinde ifade ediyor kendisi: “Madem ki benden müzakere yapmam isteniyor o halde müzakerenin araçları olmalıdır. Çünkü ben bu haliyle boş bir havuzda yüzemem. Havuzun su dolu olması lazım yüzebilmem için. Bunun için de mutlaka ki belli araçların, olanakların sağlanması gerekiyor.”

BİRİNCİSİ: YASAL DÜZENLEME

Nedir bunlar diye tariflediğinde şöyle ifade ediyor: Birincisi, devlet ve toplum içinde her türlü şiddetin tasfiye edilmesinde rol oynayacak her kişiye ve kuruma kolaylık sağlanmalı ve bu bir yasal düzenleme -örneğin Terörle Mücadele Kanunu’yla olabilir- olabilmelidir. Şiddetin tasfiyesinde rol oynayacak kişilere STK’lerle, medyayla, akademisyenlerle görüşme, başka siyasi heyetlerle temas kurma imkanlarının sunulması gerekiyor. Sayın Öcalan da şiddetin tasfiyesi konusunda rol oynayacaksa -ki kendisi bu konuda samimidir- o halde elinde yeterince olanak ve araç olmalıdır. “Bu konularda kolaylık sağlanmazsa benim rolümü oynamam imkansızdır. Ben kendime özel bir statü istemiyorum, Apo’ya af isteniyor gibi tanımlamaları asla kabul etmiyorum. Benim derdim af değil, derdim öyle hemen İmralı’dan çıkmak değil. Gerçekten çözüm sürecine katkı sunmak, barışın sağlanması için rolümü oynamak istiyorum. Bunun da imkanlarının yaratılması lazım.”

 İKİNCİSİ: DEMOKRATİK SİYASET KANALI AÇILMALI

İkinci konu ise; demokratik siyaset ayağıdır. Bu konuda Sayın Öcalan, “Madem ki şiddeti tasfiye edeceğiz, şiddeti bir yöntem olmaktan çıkaracağız, o halde demokratik siyaset kanallarına ulaşma imkanım olmalıdır ve demokratik siyasete etki edecek araçların yaratılması gerekir. Bir yandan şiddeti tasfiye edip, geri çekilmeyi başlatıp hatta dağdan inişleri konuşacaksak pratik siyaset imkanlarının da ne olacağını, nasıl olacağını konuşmak gerekir ve bu konularda pratik adımlar atmak gerekecek” dedi. Bunun için daha önce 8 alt komisyon önermişti kendisi. Bu 8 alt komisyon da 8 alt başlık olarak çalışma yapabilir ve anayasadan yasalara, güvenlik meselesinden çevre konularına, kadın haklarından toplumsal-sosyal konulara kadar nelerin yapılabileceğine dair tartışmaların yürütülmesi gerekiyor. Bütün bunlar demokratik siyasetin kanallarının açılmasıyla doğrudan bağlantılı mevzulardır.

ÜÇÜNCÜSÜ: KOMİSYON KURULMALI 

Üçüncü mesele ise; hakikatleri araştırma ve izleme komisyonu. Burda da müzakere yürüten taraflar arasında bir hakem rolü oynayabilecek, gerektiğinde ortaya çıkacak sorunlara müdahale edebilecek, yine taraflarla görüşüp öneri sunabilecek, hem denetim hem de sürece katkı anlamında rol oynayabilecek bir komisyona ihtiyaç var. Bu komisyon da katkı sunmak isteyen, görev almak isteyen, samimi-dürüst çevrelerden oluşabilir. Bir parti veya tarafa bağlı olarak şekillenmez. Örneğin ne Akil İnsanlar gibi AKP’nin tek taraflı inisiyatifiyle oluşur ne de Meclis’te kurulan çözüm komisyonu gibi içi boş olur. Daha çok süreçte rol oynayabilecek, müdahil olabilecek güçte, kararlılıkta bir komisyon olabilir. Bu üçüncü bir göz olarak sürekli süreci takip eder ve sürecin tıkanan noktalarda önünü açmak için katkı sunar.

Sayın Öcalan bu üç önerisini sözlü ve yazılı olarak hükümete iletmiş durumda. Bunlar bundan sonra müzakere aşamasına geçilebilmesi için kendisinin yaptığı önerilerdir. Hükümetin buna cevabı ne olacak kendisi de bunu izliyor, biz de takip edeceğiz.

ÖCALAN BU SÖZLERE ÖFKELENİYOR

Öyle tek taraflı yaklaşımlarla, tek taraflı paketlerle müzakere anlayışı olmaz. Özellikle bazı hükümet sözcülerinin, bazı iktidar milletvekillerinin “işte Apo bir araçtır, bir enstrümandır, Apo’yu çözüm için kullanıyoruz” şeklindeki yaklaşımları kendisinde büyük bir tepkiye ve öfkeye yol açmış durumda. Kendisi bir halk önderi olarak kendisine bu şekilde yaklaşılmasını asla kabul etmediğini, etmeyeceğini belirtiyor.

Sürece katkı sunulacaksa belirttiği çerçevede bir müzakereci anlayışla kendisine yaklaşılması gerektiğini belirtiyor. Bu konularda esaslı bir değişim olursa sürecin çok hızlı bir şekilde ilerleyeceğini ifade ediyor. Şimdi gelinen aşamayı yukarıda bahsettiğim gerekçelerle diyalog aşamasından müzakere formatına geçiş aşaması olarak tanımlıyor. Ama bunun hayata geçmesi için hükümetin bu önerilere olumlu cevap vermesi gerekiyor. Şu anda müzakere aşamasına geçildi denilemez. Siyasi bir müzakere ortamının yakalanabilmesi için bu üç önerinin hayata geçmesi gerekiyor. 

ÖCALAN VE PKK ARASINDA AYRILIK VAR MI?

Bütün bu gelişmeleri yakından takip ediyor kendisi. Sayın Öcalan geri çekilmenin hızlı bir şekilde ve 1 Haziran’da tamamlanmasını öngörüyordu. Fakat bunu söylediği günlerde ek olarak şunu da belirtiyordu; bir yasa çıkarılmalı ve geri çekilme yasayla olmalı diyordu. Bunu önerdiği günlerde eğer Sayın Öcalan’ın öngördüğü çerçevede bir yasa çıkarılmış olsaydı ve geri çekilme yasaya dayanarak aleni bir şekilde yapılmış olsaydı belki de 1 Haziran’a kadar tamamlanmış olacaktı.

Hatta kendisi şunu söylüyordu: “Gerillalar yürüyerek değil çıkan yasa mukabilince araçlarla sınır dışına çıkmış olacaktı ve böylece geri çekilme çok hızlı tamamlanmış olacaktı. Fakat hükümet benim önerimi dikkate almak yerine yasayı çıkarmamayı tercih etti. Fiilen ve yürüyerek geri çekilmenin olması için süreci ilerletti. Bu da geri çekilmeyi doğallığında yavaşlattı yürüyerek gidildiği için. Bununla birlikte geri çekilme sürecinde karakol yapımları, askeri amaçlı baraj yapımlarına hız verdi, üslupta, söylemde bir değişime gitmedi. Bütün bunlar da bizim öngördüğümüz ve arzuladığımız çerçevede geri çekilmenin hızlı yapılmasını engelledi. Bu bizim değil hükümetin bir yaklaşımıdır. Eğer hükümet bu fırsatı doğru değerlendirse, yasa çıkarmış olsaydı belki de bu haziranda geri çekilme tamamlanmış olurdu. Ama şimdi hükümet bu fırsatı kaçırdı. Hükümet dahil herkes şunu iyi biliyor ki insanlar kanat takıp uçup gidemezler. Mevsim koşulları var, doğa koşulları var, karşılaştıkları pusulama faaliyetleri var. Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda benim ilk aşamada belirttiğim hızlı geri çekilmenin gerçekleşme koşulları zaten oluşmamıştı. Şimdi çıkıp KCK’yi suçlamalarının hiçbir anlamı yok. ‘KCK Apo’yu dinlemedi’ gibi bir yaklaşım asla doğru değil. KCK üzerine düşeni yaptı.”

KCK BU KARARI ALMAK ZORUNDA KALDI

Bu nedenle kendisi geri çekilmeyi tamamlayan arkadaşlara selamlarını, minnet duygularını iletiyor. “Öyle ‘hasta olanlar gitti’ gibi bir durumun olmadığını iyi biliyorum” diyor. “Hasta diye bir şey yok, hepsi değerli yoldaşlardır. Hepsine teşekkür ediyorum. Sürece katkı sunmak için çok fedakarca davrandılar. Ama KCK de bu noktada başka bir karar alamazdı. Hükümetin bu yaklaşımlarına karşı çekilmeyi durdurma kararının dışında bir karar alma şansı bırakmadılar. Bu nedenle Öcalan ve PKK ayrı düştüler veya Öcalan’ı dinlemediler şeklindeki yaklaşım doğru değil” diyordu. 

ÇEKİLMEYİ DEĞİL GERİ DÖNÜŞÜ TARTIŞALIM

Çatışmasızlık ve ateşkes konumunun sürdürülmesini Sayın Öcalan önemsiyordu. Doğru bir tutum olarak değerlendiriyordu. Çünkü çözüme fırsat tanımanın göstergesidir bu. KCK’nin çözüm istediğinin göstergesidir. Bunun devam etmesi gerektiğini kendisi de düşünüyor. Bu aşamadan sonra artık geri çekilmenin değil, geri dönüşlerin tartışılması lazım. Yani bu insanlar nasıl geri dönecekler?

Demokratik siyasete, sosyal yaşama katılımın konuşulması lazım. Yoksa bu saatten sonra artık geri çekildi-çekilmedi tartışması geri bir tartışma olur. Daha çok kendisinin belirttiği üç ayak üzerine oturmuş bir müzakereyle çözümün ve dağdan inişlerin konuşulması lazım. Doğru olan bu aşamadan sonra artık bu olur. 


İşte Öcalan'ın açıklaması!

BDP heyetinin İmralı' daki 10'uncu görüşmesi sonrası açıklanan Öcalan'ın mesajı

ocalanin-aciklamasi.jpg