BIST 8.718
DOLAR 32,34
EURO 35,16
ALTIN 2.245,23

Dedim Saçın Kızıl…

Dedi mevsimidir. Dedim tenin yağmur. Dedi özlemimdir. Döktü zülüflerini omzuma gamzesi erguvan. Bir mesel anlattı gecenin nemiyle yunmuş. Meğer tek bir mevsimde neler olurmuş.

Dedi mevsimidir. Dedim tenin yağmur. Dedi özlemimdir. Döktü zülüflerini omzuma gamzesi erguvan. Bir mesel anlattı gecenin nemiyle yunmuş. Meğer tek bir mevsimde neler olurmuş.

Ben kış diyeyim sen bahar de. O desin sonbahar. Olgunlaşmış meyveler, dökülmüş yapraklar. Azalmış kabuklar altında seğiren özsular. Yine de bir telaş gözlerinde mevsimin. “Ertele” diyor yaza “ertele vedayı”. Ne ben bildim ne şehir, ne börtü böcek. Bir nefesti geldi geçti Ağustos ayı.

Kuğulu’nun kıyısına sığınmışım elimde kahvem. Avuçlarım yanıyor, ben donuyorum. Kızıl saçlarına yakışmayan bir soğukluk yüzünde, gel diyorum gelmiyor. Gül diyorum gülmüyor. Titreyen ellerinde ıslak bir mendil, durmadan bulutların gözlerini siliyor.

Oysa kızıl saçları ve yağmur gözleri, bambaşka masallar fısıldıyor ruhuma. Gitme diyorum. Yalvarıyorum. Diz çöküyorum. İki paralık ediyorum gururumu koca şehrin önünde. Aldırmıyor kızıl saçlı valizinde yapraklar. Yağmur gözlerinde yalnız dönülmeyen yollar var.

Oysa çok şeyler paylaşabilirdik bitmeden yaz. Erguvan yapraklar üstünde oynaşırken güneş, kuğuların saçlarını tarayabilirdik ellerimizle. Bir o uzanırdı bir ben dizine kumruların, güneşi ağırlayabilirdik gözlerimizde.

Şimdi kapımda bekleyen Ekim valizinde keder, nemli teninde kar soğuğu var. Biliyorum ıslah olmaz gayrı bu şehir. Yüzüme yağmur yağar yüreğime kar. Ah sonbahar ah sonbahar, biraz daha kal…Ceplerimde yaşanmamış hayallerim var…