BIST 9.525
DOLAR 32,57
EURO 34,74
ALTIN 2.493,49
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Davutoğlu'ndan Fethullah Gülen'e tepki

Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.

Abone ol

Paralel yapılanmaya yüklenen Başbakan Davutoğlu, "O beddualar o karamsarlıklar hiçbir zaman bu güneşin yükselmesini engelleyemeyecektir" sözleriyle isim vermeden Fethullah Gülen'i eleştirdi.

Başbakan Davutoğlu, HDP'nin çözüm süreciyle ilgili çağrısına "Çıksınlar, 6-7 Ekim'de yapılanlar demokrasiye de, çözüm sürecine de ihanettir desinler" diye yanıt verdi.

Davutoğlu ayrıca konuşmasında "Bugün sabah mangalda kül bırakmayan Bahçeli gelecek hafta “adım atmadığım vatan toprağı kalmayacak” diyebilecek mi acaba?" diye sordu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu AK Parti grup toplantısında milletvekillerine hitap etti. İşte konuşmanın öne çıkan satır başları:

12 YIL ÖNCE AK PARTİ GÜNEŞİ DOĞDU

3 Kasım 2002'de AK Parti güneşi doğdu. 12 yıldır bu güneş yükselmeye devam ediyor. 4 Kasım 2014'te aldığı mesafanin idrakini yapmak zorundayız. Şimdi yeni Türkiye idealiyle güneşin gittikçe daha da yükselmesini istiyoruz.

Eski Türkiye'de insanlar kıyafetlerinden dolayın tehdit olarak tanımlanıyordu. Artık herkes fikir özgürlüğüne sahip oldu. Kimse kıyafeti dili dolayısıyla tahkir edilmeyecek. Eski Türkiye'de 16 ayda bir hükümet değişiyordu.

BAŞBAKAN, SAKARYA'YA GİTMEK İÇİN GÜNLERCE BEKLEMİŞTİ

Yeni Türkiye'de vizyon üreten hükümet var. Eski Türkiye istikrarsızlık demektir yeni Türkiye istikrar ve kalkınma demektir.  Eski Türkiye’de bir felaket olduğunda felaket yerine ulaşamayan bir devlet vardı. Düzce depreminde nasıl bir ızdırap yaşadık hep beraber. Bahçeli, Ermenek kazasında yaşanan acıları bizlerle paylaşmak yerine istismar etmeyi tercih ediyor. İhmal varsa gerekli cezayı bulacak. Sayın Bahçeli’ye sesleniyorum onun iktidarında bu ülkenin Başbakanı Ankara’dan Sakarya’ya gitmek için günlerce beklemişti. Bizim iktidarımızda haber bize ulaşır ulaşmaz bakanlarımız alana intikal etti. AFAD bütün birimleriyle alana ulaştı. Hemen ertesi gün ben ve Sayın Cumhurbaşkanımız maden kazasında oradaki vatandaşlarımızla acıyı paylaştı. Kazanın yaşandığı madene doğru indim ve orada gözlemde bulundum.

BAHÇELİ KOCAELİ'YE NE ZAMAN ULAŞABİLMİŞTİ?

Sayın Bahçeli o büyük deprem sonrası Kocaeli’ye ne zaman ulaşabilmişti? Şimdi bu maden kazasını istismar edenler, Kocaeli ve Adapazarı depremlerinden sonra kaç yıl sonra o şehirlerin kalkınabildiğinin hesabını vermek durumundadır. Eleştirmeliyiz tamam. Biz de eleştiri yapıyoruz.

Kimse bu tür yaşanan acıları istismar üzerine dayalı siyaset yürütmemelidir. Acılar üzerinden bir kez siyaset yapma alışkanlığı doğarsa, bu karşılıklı suçlamalar içinde haksız ithamlarla ülkeyi zayıflatmak demektir. Kamu düzeni tesis edilecektir ancak özgürlükle hiçbir zaman kısıtlanmayacaktır. Herkesi yaraları sarmaya davet ediyorum.

KİM HANGİ PROVAKASYONU YAPARSA YAPSIN OHAL OLMAYACAK

Eski Türkiye OHAL Türkiyesi'dir. 3 Kasım 2002'de iktidara gelen AK Parti kadrolarının attıkları ilk adım OHAL'i kaldırmak oldu. Kim ne yaparsa yapsın, kim hangi provokasyonu yaparsa yapsın, bu özgür ve demokratik ülke bir daha OHAL benzeri uygulamalarla karşı karşıya kalmayacaktır.

Milletin hakimleri değil hadimleriyiz. Eski Türkiye ekonomide faiz ödemelerini yapmaktan aciz bir türkiye. Eski Türkiye sadece terörle sadece depremle gelen Türkiye idi. 90'lı yılların arşivlerini tarayın Türkiye nasıl gündeme geliyordu?

BU COĞRAFYA KORKAKLARIN ÜRKEKLERİN TOPRAKLARI OLAMAZ

Yeni Türkiye evet birileri eleştiriyor üzerimize geliyor ama yaptıklarıyla vizyonuyla insanlık merhametine sahip çıkmasıyla her gün uluslararası gündemin en önemli aktörlerinden biridir. Bu coğrafya pasiflerin korkakların ürkeklerin toprakları olamaz. Bu coğrafya azimle, kararlılıkla tarih içinde özne olma iradesi gösterelerin coğrafyasıdır. Aksi taktirde ayakta duramayız.

HER ÜÇÜ DE VİZYON ÜRETEMİYOR.

CHP'nin MHP'nin HDP'nin mantık ve mantaliteleri aynı. Her üçü de Türkiye üzerine herhangi bir vizyon üretemiyor. Bütün yaptıkları AK Parti eleştirisi üzerinden kısa dönemli bir tür rant elde etme çabası. Grup toplantılarınızda bir kez de eğer AK Parti'nin politikaları yanlış ise doğru olan politikaları zikredin. AK Parti'nin demokratikleşme siyaseti yanlış ise sizin siyasetiniz nedir onu söyleyin.

PARALELCİ VESAYET

Eğer AK Parti'nin dünya politikasında takip ettiği merhamet odaklı yaklaşım yanlış ise sizin siyasetiniz nedir onu söylesin. Hayır onlar ve onu perde gerisinde destekleyen paralelci vesayet sahiplerinin tek rüyaları Türkiye'nin kaosa girmesi, ekonominin tekrar onların yaşadığı dönemde olduğu gibi felç olması. O beddualar o karamsarlıklar hiçbir zaman bu güneşin yükselmesini engelleyemeyecektir.

BÜTÇE DİSİPLİNİNDEN TAVİZ YOK

Dünyada ekonomik daralmaya rağmen Ekim ayında Cumhuriyet tarihinin en büyük ihracatını gerçekleştirdik. AK Parti iktidarında seçim döneminde bütçe disiplininden taviz vermedik. 3 seçim geçirdik, şimdi 2015 seçimlerine giriyoruz bütçe açığını düşürüyoruz . Bizim herhangi şekilde popülizmi doğru görmeyiz. 2015 seçimlerinden sonra sağlam bütçe disiplinine devam edeceğiz.

MUHALEFET LİDERLERİNE ALANA İNİN ÇAĞRISI

Gezdiğimiz vilayetlerde bu iki ay içinde bakınınız; MHP lideri neredeydi, CHP lideri neredeydi? Hiç meydanlara çıktılar mı? Hiç halkla karşı karşıya geldiler mi? Ankara'da kapalı salonlarda, kapalı kapılar ardında basın önünde, sadece ve sadece AK Parti'ye saldırmakla meşgul oldular. Onlara çağrım şu; Siyaset yapacaksanız, inin bu milletin insanlarıyla buluşun. Sadece kendi kendinizle konuşan, kendi kendinize propaganda yapan ve sonra da kendi partiniz içindeki türbülanslarla uğraşma siyasetinden vazgeçin ve alana inin.

HERKESLE GÖNÜL DİLİYLE KONUŞMAYI BİLİRİZ BİZ

Biz Brüksel'de Avrupalı gibi konuşuruz. Ortadoğu'ya gittiğimizde, Bağdat, Şam, Kudüs'e gittiğimizde bir Ortadoğulu Müslüman olarak, bir Ortadoğulu olarak bu kadim kültürden konuşuruz. Taşkent'e, Semerkant'a, Buhara'ya, Aşkabat'a, Bakü'ye gittiğimizde bir Türk olarak konuşuruz. Balkanlara gittiğimizde, Üsküp'te veya Saraybosna'da bir evladı fatihan olarak konuşuruz. Herkesle gönül diliyle konuşmayı biliriz biz

9 MADDELİK EKONOMİ PROGRAMI

Perşembe günü kapsamlı bir “ekonomide yapısal dönüşüm programı” açıklayacağız. Bu programda 9 konu başlığı var. Bu programda ithalata bağımlılığı azaltmak için stratejik plan geliştiriyoruz. İnovasyon ve ar-ge alanında yepyeni bir yapısal değişim programını başlatıyoruz. Kamu programları dönüşüm programı. Yerli enerji üretimi programı. Enerji verimliliğini geliştirme programı. Tarımda su programını etkinleştirme programı. Sağlık endüstrilerinde yapısal dönüşüm programı. Sağlık turizmi geliştirme programı. Taşımacılıktan lojistiğe dönüşüm programı.

KILIÇDAROĞLU AYNAYA KONUŞUYOR

Kılıçdaroğlu, 'Avrupa'da, Asya'da kiminle konuşsam Türkiye ile ilgili endişe beyan ediyor' diyor. Sormak lazım, Ocak-Ağustos döneminde 8,6 milyar dolar yatırım yapan uluslararası yatırımcılar neden endişe duydular acaba? Kılıçdaroğlu'nun kiminle konuştuğunu bilmiyoruz. Muhtemelen aynayla konuşuyor ama birileriyle konuştuğunu zannediyor. Çıkıp açıklasın, bizim Asya'da, Avrupa'da kiminle konuştuğumuz belli. Siz iki ayda Kılıçdaroğlu'nun Asyalı ve Avrupalı veya maruf herhangi bir liderle, herhangi bir siyasetçiyle, entelektüelle konuştuğunu gördünüz mü, Allah aşkına?

ENFLASYON DÜŞECEK

Ülkede enflasyon tekrar çift haneli rakamlara çıkar diye bir felaket tellallığı yapanlar ve böyle bir karamsar tablo için neredeyse bütün enerjilerini sarf edenlere kötü bir haberimiz var; İnşallah bu ülke, bir daha onların dönemlerinde olduğu gibi iki, üç haneli enflasyonlarla yönetilmeyecek. Ve enflasyon da önümüzdeki dönemde gittikçe artan bir hızla düşecek

ÇÖZÜM SÜRECİ

Terörü sonlandırmanın esas kaynağı aidiyet bağını güçlendirmektir. Ülkemizin her bir bireyiyle Çözüm süreciyle birlikte aidiyet bağını güçlendirmeye çalışırken birileri zayıflatmaya çalışıyor.

PKK TERKETMEDİ

Sanki Kobani eylemlerinden hiç hisseleri yokmuş gibi hükümete çağıda bulunuyorlar. Beklenti neydi Mayıs ayında terör unsurlarının Türkiye'yi terketmesiydi. Herhangi bir adım attılar mı hayır. Çözüm ümitleri başlamışken Gezi provokasyonları yaşandı. Sonra geri adım attılar. 30 Eylül'de demokratikleşme paketini devreye soktuk. Sonra 17-25 Aralık darbe girişimleri yaşandı.

EŞKİYALIKLARINI ZİRVEYE ÇIKARDILAR

Yeni hükümet kurulduğunda yaptığımız ilk iş, daha güvenoyu almadan yaptığım ilk toplantı çözüm süreci mekanizmasını oluşturma toplantısı oldu. 1 Ekim'de de Başbakanlık kararnamesiyle çözüm süreci mekanizmasını ortaya koyduk. Peki cevap ne oldu? 6-7 Ekim'de eşkıyalıklarını zirveye çıkardılar. Biz bunlara sessiz mi kalacağız!

Barış isteyen 77 milyon adına bu süreci yürütüyoruz. Beklentileri şuysa bir tarafta çözüm süreci diyelim dier taraftan çözüm süreci oiye aşındıra aşındıra aynı Kobani'de olduğu gibi kendilerinden başka hiçbir gruba siyaset hakkı tanımayan defakto durum oluşturulmasına izin vermeyiz.

HDP POZİSYONUNU TESPİT ETSİN

Biri Türk baası diğeri Kürt baası demiştim hemen teyit edici hamle geldi. HDP'li vekil döndü AK Parti'ye karşı seküler güçlerle işbirliği çağrısında bulundu. HDP pozisyonunu tespit etsin. Eğer çağrısı CHP ise daha Dersim'den özür dileme erdemini göstermeyen partiyle birarada olacaksa hayırlı mübarek olsun. Zulümde zalimlikte beraberler. Esad'ı desteklemekse buyursunlar biz ise bu topraklarda her bir kardeşimizle beraberiz.

6-7 EKİM ÇÖZÜM SÜRECİNE İHANETTİR DESİNLER

Çağrımız açıktır. Yasal çerçeve içinde hareket içinde ederlerse herkes bizim muhatabımız dediğimizde alınmışlar. Kusura bakmasınlar. Yapmaları gereken şey barışçıl demokrasiyi kabul etmekti. Açık şekilde 6-7 Ekim’de yapılanlar demokrasiye de çözüm sürecine de ihanettir desinler.

Hükümetimizin Çözüm süreci konusunda iradesi tam ve kesindir. Kimse şüphe etmesin. Ama Kamu düzeninin koruma konusundaki irademizde kesin ve kararlıdır. Eğer bu hususlarda mutabık kalınırsa bütün aktörler elinden gelen çabayı gösterirlerse bizim için de herkes muhataptır.

BAHÇELİ'YE CEVAP

Bundan böyle Ak parti genişletilmiş İl başkanları toplantısı Türkiye’nin her yanında olacak. Şanlıurfa’dan başlatacağız bunu. Adım atmadığımız vatan toprağı kalmayacak.
Bugün sabah mangalda kül bırakmayan Bahçeli gelecek hafta “adım atmadığım vatan toprağı kalmayacak” diyebilecek mi acaba?