BIST 9.722
DOLAR 32,57
EURO 34,99
ALTIN 2.423,72
HABER /  POLİTİKA

Davutoğlu'ndan DAEŞ için flaş sözler!

Ahmet Davutoğlu, Türkiye'ye yönelik her türlü tehdit karşısında hazırlıklı olunduğunu ve gerekli önlemlerin alındığını söyledi.

Abone ol
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'ye yönelik herhangi bir tehdit karşısında, hazırlıklı olunduğunu ve gerekli çalışmaların hepsinin ilgili kurumlar tarafından yapıldığını söyledi. Ordunun ve devlet kurumlarının, her an ayakta olduğunun bilinmesi gerektiğini ifade eden Davutoğlu, "Türkiye'nin DAEŞ ile işbirliği yaptığını iddia edenler, vicdanlarını kaybetmişlerdir" diye konuştu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, dini azınlıklar ve STK temsilcileri için Sepetçiler Kasrı'nda verdiği iftar davetine katıldı.
 
Yemekte bir konuşma yapan Başbakan Davutoğlu, hiçbir ayrım yapmadan tüm inançları kucakladıklarını belirterek, "Kim ne derse desin, nasıl eleştirirse eleştirsin, Allah şahit ki kapımıza ve soframıza gelen hiçbir mazluma ırkını, cinsiyetini, dinini, mezhebini sormayacağız. 'O geldi mi, onunla birlikte insanlığın vicdanı da gelir' deyip, kabul edeceğiz" dedi. Başbakan şöyle konuştu;
 
"DAEŞ İLE İŞBİRLİĞİ YAPTIĞIMIZI İDDİA EDENLER VİCDANLARINI KAYBETMİŞLERDİR"

"Bugünlerdeki tartışmalara istinaden söylüyorum: Böylesi barış sofrasından sesleniyorum. Hele hele bir Ramazan gününde Türkiye'nin DAEŞ gibi bir terör örgütüyle işbirliği yaptığını iddia edenler, vicdanlarını kaybetmişlerdir. Gözleri kapanmış, kalpleri mühürlenmiştir. Türkiye hiçbir zaman, hiçbir zalimin yanında yer almadı, yer almayacak,

"HER TÜRLÜ İHTİMALE KARŞI HAZIRLIKLIYIZ"
 
"Şunu da ifade edeyim; son günlerde yine çıkan haberler güney sınırımızda, Suriye sınırımızda ve Irak sınırımızda, hem oradaki insanlık dramlarının bitmesi için mültecileri, oradan gelen kardeşlerimizi en iyi şartlarda karşılamaya devam edeceğiz ama çok güçlü bir siyasi iradeyle, eğer Türkiye'nin sınır güvenliğine bir halel gelecek olursa, eğer Türkiye kendisinin, bu huzur bahçesinin tehdit edildiği kanaatine varacak olursa her türlü ihtimale karşı da hazırlıklıdır ve bu hazırlık konusunda gerekli çalışmaların hepsi yapılmıştır. Kimse etraftaki ateşin Türkiye'ye sıçrayacağı konusunda bir kaygı içinde olmamalıdır. Hükümet olarak da şimdi koalisyon çalışmaları içinde evet ikinci nitelikte bir görev yürüttüğümüzü düşünenler olabilir ama bir saniye dahi bu görevi yürütüyorsak ülkemizin bir dakikasına mal olacak bir gelişme karşısında dahi sessiz kalmaz, gerekli her türlü tedbiri alırız. devlet kurumları da bu tedbirlerin gereğini yapar.
 
"GEREKEN TEDBİRLERİ ALIRIZ"
 
Hiçkimse Türkiye'nin bekasından, huzurundan daha üstün ve ari değildir. Bu açıdan da şerefli Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, milletimizin, bir bütün olarak, diğer emniyet görevlilerimizin ve bütün devlet kurumlarımızın Türkiye'deki bu huzur ortamının devamı için her an ayakta, her an müteyakkız bir şekilde olduğu da bilinmelidir ve bu konuda da hiçbir ihmale mahal bırakılmayacaktır. Sınır boylarımızın ve ötesinin güvenliği için oradan gelebilecek riskleri azaltmak için alınması gereken tedbirleri alırız. Bu kadim geleneğimizin bütün Ortadoğu'da barış içinde devamı noktasında da diplomatik temaslarımızı, çabalarımızı sürdüreceğiz.
 
"DAYATMAYA VEYA EMRİVAKİYE KESİNLİKLE TAVİZ VERMEYİZ"
 
Koalisyon görüşmelerini, Ramazan'ın da bereketiyle iyi niyetle sürdüreceğiz. Önümüzdeki günlerde hem TBMM Başkanı'nı seçeceğiz ve bu dönemde TBMM'de daha önce görülmeyecek ölçüde Hıristiyan ve değişik dini inançlara, Ezidi, mensup milletvekillerinin  mevcudiyeti bizi sevindirmektedir. Bütün renkler TBMM'de temsil edilecek. Ve orada inşallah Meclis Başkanı seçiminden sonra da Cumhurbaşkanımızın görevlendirmesiyle koalisyon çalışmalarını yürüteceğiz.
 
Bütün partilere hepinizin huzurunda seslenmek istiyorum: Gelin hep beraber Türkiye'nin geleceği konusunda ortak ilkelerde buluşalım. Ama her gün yapılan açıklamalarla eğer birileri 'AK Parti koalisyona çok istekli, dolayısıyla kendi düşündüklerimizi dayatırız' diye bir yaklaşımla bize gelirlerse, bilsinler ki biz gönül sohbeti anlamında ve müzakere anlamında her şeye açığız, ama dayatmaya ya da emrivakilere kesinlikle taviz vermeyiz.
 
Onun için, bu Ramazan'ın da bereketiyle ümit ederim ki en kısa süre içinde milletimize güven telkin edecek ve dışarıda veya içeride puslu havada bekleyen çevrelerin beklentilerini boşa çıkaracak bir hükümet kurma çalışmamız başarıya ulaşır. Bunun için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Ama ister hükümetimizi bu şekilde kuralım, isterse kurulamaması halinde tekrar, yeni bir seçime gidelim, bütün bu senaryolarda bütün vatandaşlarımızın, hangi dini gelenekten gelirse gelsin, tam bir emniyet içinde, huzur içinde olmalarını diliyorum. Çünkü her halükarda Ak Parti 12 yıllık bu dini özgürlükler anlamında sağladığı kazanımları bundan sonra da koruyacak şekilde, hem muhtemel bir koalisyonda ya da ileride olabilecek bir seçim sonrası oluşacak herhangi bir hükümette her zaman aynı kararlılıkta yoluna devam edecektir. Bizim olduğumuz yerde kesinlikle İstanbul'un kadim kültürü yaşayacaktır. Bizim sorumluluk aldığımız bir Türkiye'de hiçkimse dini, mezhebi, etnik kimliği dolayısıyla tahkir edilmeyecek, herhangi bir ayrımcılığa tabi tutulmayacaktır."