BIST 9.525
DOLAR 32,60
EURO 34,77
ALTIN 2.496,86
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Davutoğlu Başbakan mı olacak?

Erdoğan'ın Köşke çıkması durumunda Başbakan adayları arasında adı geçen Davutoğlu, bu yöndeki soruya cevap verdi.

Abone ol

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Şu an Başbakan, Başbakanlık makamının hakkını yerine getiriyor. Her birimizin de üç ay sonra, üç sene sonra ne olacağını değil, üç dakika içerisinde üzerimizdeki emanetin hakkını nasıl vereceğimizi düşünmemiz lazım" dedi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Kanal 7 televizyon kanalında katıldığı "İskele Sancak" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Programda kendisiyle ilgili Başbakanlık için adının geçtiğinin hatırlatması üzerine Davutoğlu, "Bu sorular bana iki, üç sene önce de gündeme geldiğinde böyle bir şeyi zihnimden geçirmeyi, telaffuz etmeyi zül addederim demiştim" ifadesini kullandı. Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

Üzerimizdeki emenatin hakkını nasıl vereceğimizi düşünmemiz lazım

"Şu anda yaptığımız bir iş var dış politika anlamında. Zaten öyle yoğun bir tempomuz var ki bunun hakkını vermek durumundayız. Şu anda günlük hayatımızda beni ilgilendiren yegane mesele üzerimde taşıdığım emanetin hakkını vermektir. Şu an Başbakan, Başbakanlık makamının hakkını yerine getiriyor. Bizde tüm bakan arkadaşlarımız için aynı şey geçerlidir. Her birimizin de üç ay sonra, üç sene sonra ne olacağını değil, üç dakika içerisinde üzerimizdeki emanetin hakkını nasıl vereceğimizi düşünmemiz lazım."

"MİT ve emniyet çok yoğun çalışıyor"

Güvenlik toplantısının illegal dinlenmesinin içeriden olduğu iddiasına yönelik soruya Davutoğlu, Türkiye dönüşünde hem MİT Müsteşarı Hakan Fidan'dan hem de bakanlıktaki yetkililerden son bilgileri aldığını söyledi. Davutoğlu, "Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ciddiye alınması gereken olaylarından biri. Herhangi bir şekilde afaki ya da yüzeysel bir yaklaşımla ele almıyoruz çünkü bu işlenen cürüm, sıradan bir cürüm değil. Onun hakkıyla incelenmesi, her türlü çalışmasının yapılması ve bir karara varıldığında kimsenin zihninde bir şüphenin kalmaması lazım. O bakımdan MİT Müsteşarlığımız ve emniyet birimlerimiz hepsi çok yoğun bir çalışma yapıyor" diye konuştu.

Davutoğlu, "Çalışmalar titizlikle yürürken basında böyle değişik yorumlar yer alabilir" diyerek, nihai açıklama yapılmadan kamuoyunun herhangi bir haberi "mutlak doğru" gibi almamasının önem taşıdığına vurgu yaptı.

İllegal dinlemenin seçimden üç gün önce servis edildiğine dikkati çeken Davutoğlu, dinlemenin hem bir casusluk faaliyeti hem de siyasi bir
operasyon olduğunu söyledi. Davutoğlu, "Seçimden üç gün önce piyasaya salınıyorsa, dağıtılıyorsa, servis yapılıyorsa bu aynı zamanda Türk siyasetine bir müdahaledir ve sadece casusluk faaliyeti değil, casusluk faaliyeti üzerinden siyaseti dizayn etme çabasıdır veya açık bir şekilde darbe teşebbüsünün bir parçasıdır" ifadelerini kullandı.

"Türkiye'de bir iletişim savaşı var"

"İhanet mektupları"na ilişkin bir soru üzerine, Türkiye'de bir iletişim savaşı olduğunu ve bunun medya üzerinden yapıldığını kaydeden Davutoğlu, bir ülkenin itibarının o ülkeye yatırım yapan sektörü kaçırtacak şekilde de zedelenebileceğini dile getirdi. Savaşın mutlaka topla, tüfekle olmayacağını belirten Davutoğlu, yapılan şeyi "Türkiye'ye savaş açmak" olarak değerlendirdi. Davutoğlu, "En zor şartlarda kaldığımız dönemde dahi hiçbir uluslararası platformda bu ülkenin aleyhine konuşmadık" dedi.

"Esad tam bir hayal içinde"

Davutoğlu, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın birkaç gün önceki "Güç kazanıyoruz" söyleminin sorulması üzerine şunları söyledi:

"Keseb'te şu an belli yerleri kontrol eden bir muhalefet var. Halep'te kontrolünü tahkim eden bir muhalefet var. Şam'ın civarında bazı bölgelerde özellikle açlık uygulanan yerler var. İnsanların vahşice açlığa, susuzluğa mahkum edildiği yerlerde ilerleme kaydediyor. Çünkü oralara ulaşması mümkün değil herhangi başka bir kaynağın. Esad tam bir hayal içinde."

"Türkiye'yi suçlayan, Türkmenleri zayıf duruma düşürüyor"

Davutoğlu, Türkiye'nin Türkmen bölgelerinde El Kaide unsurlarına yardım ettiği iddialarına ilişkin "Suriye haritasını bilen birisi o bölgenin
Türkmen bölgesi olduğunu bilir. Keseb bölgesi Bayırbucak Türkmenlerinin yaşadığı bölgedir. Bunu Türkmen, Kürt ayrımı yapmak için değil ihanetin ne ölçüye vardığını göstermek için söylüyorum. Bu söylenen her söz, Türkiye'yi burada suçlayan herkes, orada Türkmenleri zayıf düşürüyor. O mücadeleyi verenlerin büyük bir kısmı Türkmenlerdir. Türkiye için Bayırbucak Türkmenlerinin bulunduğu bölge stratejik açıdan da kültürel açıdan da özel ilgi duymamız gereken bir bölgedir" ifadelerini kullandı.