BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53

Darbecilere Verilen Sufleler

Pazartesi günü Silivri’de devam eden Ana Darbe Davası’na izleyici olarak katıldım. Sanık Ahmet Gümüş’ün savunması klasik bir üç maymun temsiliydi.

Pazartesi günü Silivri’de devam eden Ana Darbe Davası’na izleyici olarak katıldım. Sanık Ahmet Gümüş’ün savunması klasik bir üç maymun temsiliydi.

15 Temmuz Darbe Gecesi Kurmay Albay rütbesi ile Hava Harp Okulu Dekanı olarak görevli olan sanık mahkemedekilerin sinirini bozdu. Müşteki avukatları kısmı Dr.Mehmet Sarı, Ahmet Özel, Yasin Şamlı gibi tecrübeli avukatlardan oluşmasına rağmen sanığın fütursuz tavır ve cümleleri onları bile çileden çıkardı.

İşte birkaç anektod..

 Ahmet Gümüş sorulara soruyla cevap verdi bir süre. Mahkeme başkanı Cem Karaca sanığı bu tavrından dolayı uyardı. Gümüş kendini savunmak için şu saçma cümleyi kurdu: Sayın Başkan, bu avukatlar önyargılı ve taraflı. Bunun üzerine Ağır Ceza Başkanı Karaca sanık Gümüş’e kısa ve öz bir hukuk dersi verdi: Onlar taraf oldukları için orada oturuyorlar. Önemli olan mahkeme heyetimizin tarafsız olmasıdır ki öyleyiz zaten. Şimdi sorulara soruyla değil gerektiği gibi cevap verin!

 Müşteki avukatlarından gelen Fetullah Gülen’i tanıyor musunuz sorusuna sizin kadar cevabını verdi küstah bir şekilde. Daha sonraki bir soruda ise niyetini belli etti. Müşteki avukatlarından gelen soru şöyleydi: Fetöcü olmadığınızı iddia ediyorsanız şunu bir düşünün. Hava Kuvvetleri’nde bu kadar etkin şekilde yapılanmış bir örgüt Hava Harp Okulu Dekanlığına Fetöcü olmayan birini getirir mi? Gümüş’ün niyetini belli eden cevabı şöyleydi: Ben Fetöcü olmadığım için sizin gibi onların beyni ile düşünemiyorum. Sizin gibi empati kuramıyorum.

Bu cevap her şeyi ortaya koyuyordu aslında..

250 şehide ve yüzlerce gaziye rağmen inkar ve ve suçu başkası üzerine yıkma politikası güdüyorlar açık şekilde. Dikkat ederseniz birkaç istisna dışında ne Fetöcü ne darbeci olduğunu kabul eden var. Demek ki dışarıdan verilen sufle şu şekilde: İnkar edin, yargılama sürecini sulandırın, suçu başkaları üzerine atın.

Bu hain planın açılımı ise şöyle: İnkar ederek kendilerini temize çıkaracak ve darbeyi gerçekleştirenlerin hükümet ve onunla ittifak etmiş diğer gruplar olduğunu ispatlayacaklar. Bu sebeptendir ki salyaların efendisi Gülen ilk etapta tiyatro diyerek inkar ettiği darbe için sonradan ulusalcı laik bir kesim yapmış olabilir dedi. Aslında darbeyi hükümetin üstüne yıkmak asıl maksat. Bu yüzden Fetö ağzıyla konuşan siyasiler de kontrollü darbe ve asıl darbe 20 Temmuz’da yapıldı argümanlarını kullanıyorlar.

Bütün bunların yanında yargılama sürecini de sulandırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Mesela Ahmet Gümüş hem insanları tahrik edip hem de gelen haklı tepkiler üzerine ‘bu şartlar altında savunma yapamam’ dedi. Bütün beklenti dışarıya bağlı olunca bu tür şarlatanlıkları görmeye devam edeceğimiz kuvvetle muhtemel.

Şarlatanlıkların ardı arkası kesilmiyor ve hepsi birbirinin kopyası. Mesela hepsinin o gece saatinde gayrimenkul yatırımı yapacakları tutmuş. Sanık Gümüş darbe başarısız olup Balıkesir’e kaçıyor ve yakalandığında da diğer darbeci arkadaşının adını vererek yazlık bakmaya geldik diyor. Darbe gecesi bir kısım darbeci gibi özellikle telefonunun internetini kullanmıyor. Eklenmiş olduğu darbe whatsapp grubundakileri de tanımadığını söylüyor.

Tabii ki cevval hukukçular için bu çelişkili ifadeler önemli ispat fırsatları doğuruyor. Mesela darbe başarısız olup da Balıkesir’e kaçan Gümüş’ün savunması şu: Konumum gereği darbeciler tarafından suiistimal edilmekten korktum, uzaklaşarak kendimi erişilmez hale getirdim. Müşteki avukatının sorusu ise şöyle: Hem dekanı olduğunuz öğrencilerle ilgili sadece eğitimlerine ilişkin yetkim var, idari hiçbir yetkim yok diyorsunuz, hem de hangi idari yetkinizin suiistimal edilmesinden korkarak kaçıyorsunuz. Bu nasıl açıklanacak? Sanık bu soruya tabii ki cevap veremiyor.

Her şeyden önce darbecilerin adil şekilde yargılanarak hak ettikleri cezayı almaları için çalışan herkese teşekkür ediyorum. Bununla birlikte bu tür davalara sivil toplum örgütlerimizin daha fazla destek vermesi gerektiğini belirtmek istiyorum. Gerekirse haftalık izinlerimizi birkaç davayı izlemek için kullanalım. Gerekirse birkaç gün kısa tatil yapalım. Ama özellikle darbe davalarında bulunalım. Ne katkısı olacak diye düşünmeyin. Orada bulunan mağdurlar ve onların yakınları sizlerin varlığından güç alıyorlar. Bunu kendileri de söylüyorlar. Bu işe duyarlı STK’larımız davaların görüldüğü binaların önüne stant açarak başlayabilirler.