Darbe teşebbüsü sonrası; sorular ve beklentiler…
Devlet; kendi sorumluluğunda olan işleri başka birine bırakmamalıdır.
Eğitim/kültür/sanat konularına girmek istiyoruz ama, güncel olaylar bizi bırakmıyor. Ülke, henüz normalleşemedi…. Elbette son günlerin konusu başarısız “darbe teşebbüsü.” Akşam yapılan meydan gösterilerinde halkın arasına giriyor, sohbetler ediyor,TV tartışmalarını izliyoruz. Maalesef; birçok bilinmezlik devam ediyor…Ülkesi için; koşan, bayrak sallayan, evindeki işini bırakan, uykusuz kalan insanlar, haklı olarak gerçekleri de bilmek istiyor…
MERAK EDİLENLER ŞUNLAR;
1970’li yıllardan beri “himmet” adı altında para topladığı bilinmiyor muydu?
FETÖ’ye girenlerin ilk maaşlarını sonra da maaşlarının %10’unu himmet adı altında verdikleri bilinmiyor muydu?
FETÖ’nün, çok zeki ama fakir çocukları bulup, okullarında ve dershanelerinde ücretsiz okuttukları bilinmiyor muydu?
FETÖ’nün; askeriye-hukuk-yargı-polis-üniversite v.b. alanlarda yapılanmaya çalıştığı bilinmiyor muydu?
FETÖ’nün, yayınlanmış bantlarında; “kurumlarda sessiz olun,kendinizi belli etmeyin, zamanı gelince harekete geçeceksiniz v.b.” sözler söylediği bilinmiyor muydu?
FETÖ’nün, Ergenekon v.b. davalarda, nasıl bir yol izlediği anlaşılmamış mıydı?
FETÖ’nün, dinleme konusunda çok becerikli olduğu zabıtlarla/tutanaklarla açıklanmamış mıydı?
FETÖ’nün, özellikle 2007’den sonra bütün atamalarda etkin olduğu, köşe başlarına adamlarını getirdiği bilinmiyor muydu?
FETÖ’nün, dershanelerinde ve yutlarında tek bir TV izlendiği ve kendi yayınları dışında bir yaynın okutulmadığı, yani dışa kapanıldığı bilinmiyor muydu?
AK Parti’liler; kendi çocuklarını, akrabalarını işe sokamazken, FETÖ referansıyla işe kolayca girildiği bilinmiyor muydu?
FETÖ gazete ve dergilerinin kapılara kadar dağıtıldığı, kişilere ulaştırıldığı bilinmiyor muydu?
FETÖ’nün, akademik dünyada etkin olmaya çalıştığı, rektör atamalarına dahi müdahil olduğu bilinmiyor muydu?
FETÖ’nün, AK partili belediyelerce desteklendiği, arsalar verildiği, açılışlara katılındığı bilinmiyor muydu?...
Bir çok kişinin kurumlarındaki FETÖ mensuplarını üst makamlara bildirdiğini, ama kendilerine ceza verildiği bilinmiyor muydu?
Adapazarı’nın ve Sakarya Üniversitesi’nin FETÖ yapılanmasında, merkez görevi yaptığı bilinmiyor muydu? “'nde öğretim üyesi olan Öksüz'ün, darbe girişiminden önce iki kez 'ye gittiği, son olarak girişimden iki gün önce Türkiye’ye geldiği belirlendi. Adliyeden serbest kaldıktan sonra uçakla Ankara’dan İstanbul’a giden Öksüz, kayıplara karıştı.” (Basından)
Özellikle Anadolu’da yapılan “Himmet toplantıları”nda, koskoca, üniversite mezunu iş adamlarının büyük bağışlar yaptığı bilinmiyor muydu?
Yardımda bulunmayan kişilerin, çeşitli iftiralarla işlerinin bozulmaya çalışıldığı bilinmiyor muydu?
Popüler isimlerin bile, konser almaları /desteklenmeleri için hizmet yanlısı insanlara yanaştıkları bilinmiyor muydu?
FETÖ’nün, “ablalar ve abilerle” haberleştiği, yapılanmaya gittikleri bilinmiyor muydu?
Sınavlarda kopya çekildiği, soruların önceden verildiği bilinmiyor muydu?
VE EN ÖNEMLİSİ;
Bu yapının bir devlet yapılanması peşinde olduğu bilinmiyor muydu?
FETÖ’nün arkasında dış güçlerin olduğu bilinmiyor muydu?
Şimdi deniyor ki, FETÖ lideri;
Çok etkili konuşuyor…
Parasız/zor durumda ailelerin çocukları üzerinde çok etkili oluyor…
İnsanları Hipnotize ediyor…
İnsanları 3 harflilerle yönetiyor..
İnandırıyor…
Para ile satın alıyor…
Arkasında Amerika var…
Viv…..viv….viv…..
SORULAR;
Bunlar bilindiği halde, devletimiz;
Neden, sosyologlarımızı bu yapıya gidişin nedenlerini araştırmak üzere görevlendirmemiş?
Çok etkili konuşamıyor mu? (Oysa, mesela, Sn.Özal, Sn. Ecevit, Sn.Erdoğan çok etkili konuşuyorlardı)
Neden, yurtlar açmamış?!…
Neden, başarılı ama fakir çocuklar bu yapının eline bırakılmış?!..
Neden, dershanelerinin çoğalmasına engel olmamış, güçlü bir eğitim kadrosu olduğu halde önlem almamış?!.
Neden, soruların çalındığı belli olduğu halde 2007’den beri gerekeni yapmamış?!.
Neden, KPSS/ÜDS’yi sahte yollarla geçmiş, şimdi Doç. olan ve birkaç yıl sonra Prof. olacak FETÖ mensuplarına engel olamamış?!..
Neden, bu zeki çocuklara vatan/millet sevgisi aşılayamamış?!..
Neden, devletin/milletin güçlü olduğuna bu çocukları inandıramamış?!..
Neden, neden,neden?!….
HALA;
Sanki ülke bir badireden, uçurumun kenarından geçmemiş gibi, yine mücadele Sn. Cumhurbaşkanı’na bırakılmış;
Bakanlar/Belediye Başkanları -yapacak işleri yokmuş gibi- zamanlarını saatlerce TV’lerde gezerek harcıyorlar ve darbeyi nasıl engellediklerini –gülerek- anlatıyorlar,
Şehitler unutulmuş, kahramanlar çoğalmış gözüküyor…
Başarısız teşebbüs, siyasi ranta dönüşecek gibi gözüküyor…
Birileri tasfiyeyi fırsat bilip rant peşinde koşuyor…
Şahsi hesaplar için birileri jurnalleniyor…
U dönüşü yapanlar çoğalıyor…
Üst görevlere gelmek için, “sosyal medya hesapları”, “profiller” yenileniyor, “sizdeniz” denilmek isteniyor…
Tasfiye edilenlerin yerine geçmek için yoğun çaba sarf ediliyor…
Kılını kıpırdatmayanlar birdenbire –uyanıp- tasfiye yapmaya başlıyor…
Fırsattan istifade edip; paralelci olmayan, ama kendine rakip görülenler işten el çektiriliyor.
VE;
“Tehlike geçmedi” diyerek;
Halkı meydanlarda tutmayla,
Meydanların ismini değiştirmekle,
Tabelaları değiştirmekle,
Hainler mezarlığı kurmakla,
“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş: (Hainler Mezarlığı) Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile konuştum. Ailelerin rencide olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu söyledi. 'Tabelayı kaldırmanız doğru olur' dedi. Ben de kaldırttım” (K.Topbaş/29.07.2016)
Hainlerin cenaze namazlarını kılmamakla,
Kurumların bağlı olduğu yerleri değiştirmekle,
Askeri okulları kaldırmakla,
Yaver sistemini kaldırmakla,
Muhafız birliğini lağvetmekle v.b. çözüm bulunmaya çalışılıyor..
Kısaca;işimiz çok zor…
ARTIK;
Kafalardaki sorular cevaplanmalı, (TV’lerde her gün izleniyor)
Bu darbe teşebbüsünün bir numaraları yani A kadrosu bulunmalı ve açıklanmalı..
Darbe teşebbüsünün Cumhurbaşkanı’nın ve Başbakan’ın kim olacağı bulunmalı…
Darbe senaryosu açıklıkla ortaya konmalı…
Darbe teşebbüsünün siyasi ayakları da açıklanmalı…
“İçinde olan, göz kapatan, duymadım diyen” suçlular da gereken cezayı almalı..
ÇÜNKÜ;
Bayrakları günlerdir sallayan, meydanlarda nöbet bekleyen Yüce Milletimiz bunu bekliyor…
ŞEHİTLER KÖPRÜSÜ...
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi şehirde ana caddeler üzerine konulan ve yol güzergahlarını işaret eden tüm dijital panolardan "Boğaziçi Köprüsü" yazısını kaldırdı ve bunun yerine panoların çoğuna "15 Temmuz Şehitler Köprüsü'' yazıldı. (Basından-27.06.2016) Elbette şehitlerimiz için anlamlı ve gerekli ancak, uluslar arası alanda/yazışmalarda “Boğaziçi Köprüsü” olarak bilindiği için, birleştirilip; “Boğaziçi - Şehitler Köprüsü” olarak değiştirilmesi daha uygun olmaz mı?!.. Ayrıca özel bir anıtta yaptırılmalı ve Anadolu yakası girişine konulmalı.
TUBİTAK BURSLARI