BIST 8.823
DOLAR 32,34
EURO 35,10
ALTIN 2.239,06

Darbe hazırlığı deşifre olan AK Partili vekil

Gezi olayları patlak verdiği dönemde AK Parti'nin içinden bir isim twitter üzerinden Erdoğan'ı yerden yere vuran açıklamalar yapıyordu.

Gezi olayları patlak verdiği dönemde AK Parti'nin içinden bir isim twitter üzerinden Erdoğan'ı yerden yere vuran açıklamalar yapıyordu.

İyi hatırlıyorum.

Benim gibi yüzbinlerce twitter kullanıcısı o günlerde ardı ardına gelen bu inanılmaz mesajlara bir anlam veremiyor, AK Partili bir vekilin bunları yazmış olmasına akıl sır erdiremiyordu.

Eleştiriler bir süre sonra hakaret boyutuna varınca AK Parti kendisini disiplin kuruluna sevkedecek, ihraç edileceğini anlayan vekil hemen istifasını açıklayacaktı.

İdris Bal'dan behsediyorum...

Hani dedim ya, "O günlerde neden böyle yaptığına anlam veremiyorduk" diye... Ensar Vakfı Çorum Şube Başkanı Halil İbrahim Aşgın, o sorunun cevabını 17 Aralık darbe operasyonundan 8 ay sonra veren isim oldu.

Aşgın gittiği savcılıkta tüyleri diken diken edecek açıklamalarda bulunmuş. Aşgın, 17 Ağustos 2013’te, daha önce Çorum’da görev yapmış bir FEM dershanesi yöneticisi aracılığıyla İdris Bal’ın kendisini Ankara’ya davet ettiğini belirterek, başka katılımcıların da bulunduğu bir kahvaltıda buluştuklarını söylüyor. Aşgın'ın savcılık ifadesine göre bakın İdris Bal o toplantıda katılımcılara neler söylemiş:

“Hükümet çok iyi gitmiyor, kuruluşunda olduğu gibi AK Parti herkesi kucaklamıyor, bazı kesimleri dışlıyor. Özellikle dış politikada büyük yanlışlıklar yaptı, Suriye’de yanlış bir politika izledi, bu yüzden binlerce insan öldü. Mısır’da tüm dünya bir şekilde gizli veya açıktan darbeyi desteklerken Türkiye neredeyse tek başına Mursi’den yana tavır koydu. Bu ve benzeri politikalar neticesinde uluslararası bir takım güçler artık Erdoğan ile çalışmak istemiyorlar.

Bu uluslar arası güçler Erdoğan’ı görevinden mutlaka uzaklaştıracaklar. Türkiye’de çok kötü gelişmeler olacak. 2013 yılı sonuna doğru Başbakan Erdoğan’ın görevini bırakması yönündeki baskılar artacak ve Erdoğan bu baskılara dayanamayarak kesinlikle bırakacak. Bırakmaz ise uluslar arası güçler tarafından öldürülebilir.

Bizim gibi vatanını, milletini, devletini ve dinini seven mütedeyyin muhafazakar insanlar bu süreçte etkin olmayacak. Ya da Erdoğan mutlaka gidecek, mütedeyyin insanlar hazırlık yaparak Erdoğan sonrasında daha etkili olacaklar. Bu nedenle Erdoğan sonrası için bir takım hazırlıklar yapılması gerekiyor. Bu konuda bizler bir takım çalışmalar, görüşmeler yapıyoruz. Sizlerle de bu konuda sürekli irtibatlı olalım, biz buna benzer görüşmeler yapıyoruz. Çorum’a geldiğimizde bize yardımcı olun."

Aşgın bu sözler üzerine İdris Bal'a, "Madem dış güçler operasyon yapacak. Sizin dindar kesim olarak AK Parti'nin yanında yer almanız gerekmez mi?" diye soruyor.

Aldığı cevap, paralel yapının dış güçlerin maşası olduğunu gözler önüne seriyor. Bal kendisine, "Çok duygusal davranıyorsun. Kol kangren olmuş, biz bu kolu kesmek lazım diyoruz. Çünkü eğer bunu kesmezsek bütün vücut gidecek, yani ülke elden gidecek. Bugün duygusal olmanın vakti değildir” cevabını veriyor.

Görülüyor ki Erdoğan'ı ölü ya da diri ortadan kaldırmaya çalışanlar, AK Parti milletvekillerini daha gezi olayları sırasında devreye sokmuş. Şeytani şeyler yapmak için korkunç ve denetlenemeyen dürtülerle daha o zaman planı devreye sokmuşlar meğer...

Erdoğan aradan çıkarılacak, ona oy veren milyonlarca seçmen de yaşanan felaketten payını misliyle alacaktı.

Şimdi biz bunu yazdık ya!

Göreceksiniz. Yarın "Nereden biliyorsunuz İdris Bal'ın cemaate mensup olduğunu" diye savunmaya başlayacak, bir sürü zırvayı gülünç duruma düştüklerinin farkında olmadan sosyal medyada bol bol paylaşacaklar.

Hep böyle olmadı mı?

Hergün saatlerce medya organlarından yayınladıkları kasetleri kendilerinin çekmediklerini ve asla ilgilerinin olmadıklarını söylemedilyer mi?

"Yolsuzluğun bir lirası da, bin lirası da aynıdır ve yolsuzluk yapan herkes hesap vermelidir" derken, yolsuzluk ve usülsüzlük yaptıkları ortaya çıkan kendi savcılarına pişkinlik yapıp sahip çıkmadılar mı?

"Milyonda birini bile tanımayız" dedikleri polisler gözaltına alınınca, "Bırakın vatan kahramanlarını" diye feryat figan etmediler mi?

Yerel seçimler öncesinde, "Bizim bir ilgimiz yok, desteklemiyoruz" dedikleri CHP için kapı kapı dolaşıp oy dilenmediler mi?

"Hiç alakamız yok" dedikleri Ekmeleddin İhsanoğlu için "İman-ı ekmel, ihsân-ı ekmel, ihlas-ı ekmel, rıza-yı ekmel, yakin-i ekmel" şeklinde fetva uydurmadılar mı?

Göreceksiniz!

İdris Bal'ın ismini ilk kez duymuşlar gibi davranacak, kendi yalanlarına ilk başta kendileri inanacaklar. Milletin karşısına utanmazca birkez daha çıkıp, "Bizim bu olaylarla ilgimiz yok" diyecekler.

Onlar inanır da, peki halk inanır mı?

İnanır, inanır!

7 kere evlenen kadının "Ben bakireyim" sözüne ne kadar inanırsa, cemaatin suçsuz olduğuna da ancak o kadar inanır!