BIST 9.645
DOLAR 32,54
EURO 34,86
ALTIN 2.432,05
HABER /  GÜNCEL

Cumhuriyet gazetesi davası 4. gün kim ne savunma yaptı?

Cumhuriyet gazetesi davasında bugün 4. gün. Dün Ahmet Şık'ın savunma yaptığı davası bugün Hikmet Çetinkaya ve Aydın Engin konuştu. Cumhuriyet davasında bugün yaşananlar.

Abone ol

Gazeteciler Can Dündar, Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Musa Kart'ın sanıkları arasında bulunduğu Cumhuriyet Gazetesi yönetici ve yazarlarına yönelik 19 sanıklı davanın dördüncü günü bugün yapılıyor.

HAKİMİN JAMES BOND ESPRİSİ GÜLDÜRDÜ

Bugünkü duruşmaya tutuksuz sanık Aydın Engin ile mahkeme başkanı arasında yaşanan bir diyalog damga vurdu. FETÖ'nün sözde İsrail imamı Harun Tokak ile Aydın Engin'in 13 iletişim kaydının sorulması üzerine Aydın şunları söyledi:

"Gazetecilik mesleği ile teröristliği ayırmak lazım. Ben İlhan Selçuk'un önerisiyle Gülen okullarını ziyaret ettim. Uganda ve Moskova'da cemaatin topluma nasıl sızabileceğini gözlerimle gördüm."

Engin'in bu sözleri söylemesi üzerine Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ'ın "Zaten ben sizde 007 James Bond ruhu izliyorum" demesi gülüşmelere neden oldu.

Kendisinin gazeteci olduğunu söyleyen Engin, "Bir cemaatle ona paralel kişilerle ilişki kurmanın suç olduğu savında savcı. Ben gazeteciyim, işim bu. Harun Tokak bugün FETÖ olarak anılan örgütün ileri gelenlerindendir. Onunla konuşmadan bu örgütü anlayamazsınız" savunmasında bulundu.

ÖRGÜTLERDEN AÇIKLAMA

Duruşma öncesi gazeteci örgütleri ve STK'lar adliye önünde açkılama yaptı. Açıklama yapanlar arasında gazetecilerin yanı sıra KHK ile ihraç olan Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Mahmut Tanal da yer aldı. "Cumhuriyet Davası Koordinasyonu" adına gazeteci Nazan Özcan basın açıklamasını okudu.

Açıklamada, "Evet, üzerine 'terör' lekesi bulaştırmaya çalışılan Cumhuriyet davası aslında tüm medyaya gözdağı verme, susturma, sindirme davasıdır. Hatta daha da fenası medya üzerinde tüm topluma 'itiraz etmeyin, adalet aramayın' mesajı verilmektedir. Ahmet Şık'ın dünkü konuşmasında apaçık ispatladığı gibi darbe sonrası görevden alınan generallerin neredeyse tamamı, "Kumpas soruşturmaları" sonrası gerçekleşen YAŞ'larda atanmıştır. Darbe girişimi sonrası anlaşıldı ki yargının yüzde 35'i bugünkü iktidar tarafından şimdilerde FETÖ olarak adlandırılan "Cemaat"e teslim edilmiştir. Emniyette de durum farklı değildir. Dolayısıyla ne Cumhuriyet Gazetesi'nden bir illegal örgüt ne de bizlerden terörist çıkaramayacaksınız" denildi.

AYDIN ENGİN VE HİKMET ÇETİNKAYA'NIN SAVUNMALARI

Aydın Engin, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yargılanmasını eleştirirek, "Bakire gazeteci olmaz! Hep masum insanlarla görüşülerek bu meslek yapılmaz. Benim mesleğim habercilik, gazetecilik budur" dedi. 

Aydın Engin'in savunmasının öne çıkan bölümleri şöyle:

"Böyle bir iddianame ile sanık sandalyesine oturtulmamız hukuk adına utanç, ülkem adına acı veriyor. Tutuklu 3 avukatım iddianameye gerekli cevabı verdiler. Açıklama yapmayı anlamsız buluyorum. Yazılarn kendileri iddianamaye cevap veriyor.

Başlıklara bakılmış ancak içeriği okumamış. Soruşturma savcısı için bir başka seçenek kalıyor okumuş ama anlayamamış

Eskiden cemaat diye nitelendirdiğiniz gruba ait insanlarla konuşmanın suç olduğunu iddia ediyor soruşturma savcısı. İster FETÖ olsun, ister PKK, bu yapılardan kişilerle konuşmasam ben mesleğimi, gazeteciliği yapmamış olurdum. Ayrıca savcı görevini tam yapmamış. Cemaatin vitrininde yer alan birçok kişiyle görüştüm. Mesleğimi yaptım. Devletin derinlerine girmiş bir örgütün ne olduğunu anlamak için konuşmak zorundasınız.

Aydın Engin

Son Abant toplantısına gittiğimde cemaat vitrinindekilerin artık orada olmadıklarını, amiyane tabirle tüydüklerini yazdım. Ocak ayındayken vitrindekilerin tüydüğü bir işarettir. 15 Temmuz'a hiç şaşırmadım çünkü bir şeyler hazırlıyorlardı . Bakire gazeteci olmaz! Hep masum insanlarla görüşülerek bu meslek yapılmaz. Benim mesleğim habercilik, gazetecilik budur.

İddianameye suç kanıtı gibi yerleştirilmiş ve basın savcılığınca herhangi bir soruşturmaya konu edilmemiş 9 makalemle ilgili herhangi bir açıklama yapmayı da anlamsız buluyorum; zaten ek cümleler kurmama gerek bırakmayacak bir açıklıkla iddianameye cevap veriyorlar."

HİKMET ÇETİNKAYA: BERAATIMI İSTİYORUM!

Cumhuriyet gazetesinin duayen isimlerinden Hikmet Çetinkaya, "Bu iddianameyi reddediyorum Beraat kararı verilmesini talep ediyorum" dedi.

Hikmet Çetinkaya'nın açıklamalarının detayları şöyle:

"Ben gazeteciyim. 51 yıldır Cumhuriyet gazetesindeyim. Laik, demokratik, hukuk devleti ilkelerinden asla vazgeçmem. Poliste, yargıda, eğitimde örgütlenmelerini haberleştirdiğim yıllarda Türkiye Fethullah Gülen'i tanımıyordu.

Birçok ceza davasında yargılandım. Gülen hakkımda şikayet dilekçeleri verdi, tazminat davaları açtı. Ama yılmadan yazdık.

Hikmet Çetinkaya

FETÖ'nün sahte evraklarla bir çok yerde örgütlendiklerine kimseyi inandıramadık. Cemaatin ne kadar masum, benim ne kadar kötü olduğum hep söylendi. Hakkımda davalar açtılar çoğundan beraat ettim. 'Altın Nesil' adı altında Amerika'da örgütlenmesini yazdığımızda kimse olup bitenleri görmedi.

 Devletten maaş alan bu imamın gerçek yüzünü açığa çıkarttım. Yıllarca peşimizden koştular aldırmadık. Bu iddianameyi reddediyorum Beraat kararı verilmesini talep ediyorum."

ORHAN ERİNÇ'İN SAVUNMASI

Gazeteciliğe 14 Şubat 1957'de başladığını söyleyen Orhan Erinç ise savunmasında şunları kaydetti:

"Bizim gazeteci olarak halkı bilgilendirmek amacıyla yaptıklarımıza, birilerine mesaj veriyormuş gibi bir mesaj veriyormuşuz anlayışı var. Gazetecilerden yargıç ve savcı gibi davranması bekleniyor. Bizim için olay haberdir. Yolsuzluk, kavga, dövüş bizim için haberdir. Yargıç ve savcılar için elde edilen belgeler yasal elde edilmemişse hukuken hiçbir değeri yoktur. Bizden istenen de yargıç ve savcılar gibi davranmaktır. Yolsuzluk ortaya çıkmış, belgeler yasaya aykırıysa savcı takipsizlik verir. Ama bu gazeteciler için haberdir."