BIST 9.729
DOLAR 32,55
EURO 34,88
ALTIN 2.439,54
HABER /  GÜNCEL

Cumhuriyet davası son dakika kararı tahliye var mı?

Cumhuriyet gazetesi davasında son dakika kararı açıklandı. Cumhuriyet davası kararında Ahmet Şık, Murat Sabuncu, Akın Atalay, Kadri Gürsel hakkında tahliye kararı...

Abone ol

Can Dündar, Ahmet Şık, Kadri Gürsel ve Musa Kart'ın da aralarında bulunduğu 20 sanıklı Cumhuriyet gazetesi davasında 6 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Mahkeme bir sonraki duruşmayı 25 Eylül'e erteledi.

Cumhuriyet Gazetesi'nin yönetici ve yazarlarına yönelik açılan 19 sanıklı davanın 6. duruşması görüldü. Mahkeme Başkanı, Cumhuriyet gazetesinin muhasebe servisi çalışanı Yusuf Emre İper hakkında açılan davanın da bu dava ile birleştiğini açıkladı. Böylece ,davada sanık sayısı 20'ye yükselmiş oldu.

GÜN BOYU NELER YAŞANDI?

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki binada görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Yayın Danışmanı Kadri Gürsel, muhabir Ahmet Şık, gazete çalışanı Yusuf Emre İper ve Ahmet Kemal Aydoğdu katıldı. 

Musa Kart ve Bülent Utku'nun da aralarında bulunduğu 12 tutuksuz sanık da duruşmada hazır bulundu. İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu'nun da aralarında bulunduğu 130 avukat da savunma yapmak için salonda yerlerini aldı.

Bu arada, davayı takip etmek CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay ile çok sayıda CHP'li milletvekili, ilçe başkanı, partililer ve bazı vatandaşlar da Silivri'ye geldi.

YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMİ

Duruşmanın görüldüğü binanın önünde jandarma ekipleri ve timleri tarafından güvenlik önlemi alındı. Duruşma salonuna girişte de üst araması yapıldı. Ayrıca, bazı yabancı medya mensuplarının da davayı takip etmek için geldiği görüldü.

AKİMDEN FOTOĞRAF VE GÖRÜNTÜ UYARISI

Mahkeme Heyeti Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, duruşmaya başlamadan önce katılımcıları uyararak fotoğraf ve görüntü çekiminin yasak olduğunu, herkesin bu kurala uymasını gerektiğini söyledi.

Duruşmada, kara kalem çalışması yapacak kişiler için de hukuki bir yasağın bulunmadığına dikkati çeken Dağ, çizim yapacak kişilerin izleyiciler tarafında bulunması gerektiğini ifade etti.

İLK DURUŞMADA 7 TAHLİYE

24 Temmuz’da ilk duruşması görülen davada Güray Öz, Hakan Kara, Musa Kart, Turhan Günay, Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör ve Önder Çelik tahliye edilmişti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, bir kısım Cumhuriyet gazetesi yöneticileri ve vakıf yönetim kurulu üyelerine yönelik Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) irtibatı iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, tutuklanan İper’in dosyası bu dava dosyasıyla birleştirilmişti.

Mahkeme, bir önceki ara kararında duruşmanın Silivri’de görülmesini kararlaştırmıştı.

İPER: TELEFONUMDA BYLOCK YOK

Duruşmada Cumhuriyet gazetesi çalışanı tutuklu sanık Yusuf Emre İper savunma yaptı.

İper, hakkındaki FETÖ'nün şifreli haberleşme programı ByLock'u kullandığı iddiasını reddetti.

İper ayrıca, Cumhuriyet gazetesi çalışanlarına yönelik hazırlanan iddianamede isminin kodlanarak yazıldığını görünce tutuklanacağını düşünmediğini ifade etti.

ByLock'u kullanmadığını tekrarlayan İper, "Telefonumda böyle bir programın olmadığına kesin eminim. Layıkıyla yapılan incelemeden sonra her şeyin ortaya çıkacağına inanıyorum. ByLock programını kullanmış ve bunu silmiş olsaydım telefonumda kesin bir izi olurdu. MİT’in ByLock Teknik Raporundan net bir biçimde anlaşılacağı üzere benim telefonumda böyle bir program yoktur, haliyle içerik de yoktur" ifadelerini kullandı.

TWEET’LERLE İLGİLİ AÇIKLAMA

"Aktif sosyal medya kullanıcısı değilim" diyen İper, sosyal medyayı az kullandığını, takipçi sayısından ise bunun anlaşılacağını söyledi.

Yazdığı sözlerin somut olaylara yönelik olduğunu öne süren İper, şöyle devam etti: 

"Yazmış olduğum 'elbise DAR BEğenmedi' tweetimde 'DAR' ve 'BE' hecesini büyük yazarak oluşturmuş olduğum DARBE kelimesini 15 Temmuz darbesi ile ilişkilendirmek tam bir zorlamadır. Buradaki amaç seçilmiş kişi olan Sayın Davutoğlu’nun Pelikan dosyası ile medyada konu olan AKP başkanlığından alınma sürecine yapılmış bir göndermedir. İddianameye konu olan ikinci tweettim ise 15 Temmuz'daki darbe girişiminin yaşandığı gece yazdığım durum tespitleridir. Tweetlerde asla birilerini övmek, onlardan yana olmak, destek vermek, bu durumdan sevinçli olmak gibi anlamlar çıkmaz.

“BENDEN FETÖ’CÜ ÇIKMAZ”

FETÖ üyesi herhangi bir kişiyle irtibatının bulunmadığını ileri süren İper, "Terörle mücadele kapsamında benim hiçbir FETÖ üyesiyle irtibatlı olmadığım ortaya çıkarılmıştır. Sonuç olarak benden FETÖ'cü çıkmaz. Hayat tarzım onlarla asla birleşmez. Nedense bu haksız muameleyle karşılaşanlar hep bizleriz. Beni sorgusuz sualsiz bir yıl içeride tutmanızı FETÖ'den 1 gün tutmanıza tercih ederim" diye konuştu. 

Yusuf Emre İper’in ardından tanıkların ifadelerinin alınmasına başlandı.

Sırasıyla salona alınan tanıklara, gazetenin işleyişi, haber çalışmaları, personel istihdamı ve Cumhuriyet Vakfının gazete üzerindeki etkisine yönelik sorular yöneltildi.

YILDIZ: GAZETENİN ÇİZGİSİ DEĞİŞTİ DEMEDİM

İlk söz hakkı verilen tanık İbrahim Yıldız'a bir gazeteciye verdiği röportajı hatırlatılarak, “Gazete kötü yönetildi, batırıldı" sözü hatırlatıldı. 

Yıldız, böyle bir cümle kurmadığını belirterek, "Sanıyorum bana sorulan bir soruya verdiğim yanıt üzerine röportajı yapan gazeteci arkadaşın yaptığı yorumdur. Cumhuriyet, eski gazete olmasına rağmen iyi bir mali yapıya ulaşamamıştır. Vakıf döneminde de böyleydi" değerlendirmesinde bulundu.

Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ da Yıldız'ın söylediği iddia edilen, "Cumhuriyetin çizgisinin değiştiği sözünüzden ne anlamalıyız?" cümlesini okuyarak Yıldız’a neyi kastettiği sordu. 

İbrahim Yıldız ise böyle bir cümle kurmadığını söyledi.

KÜÇÜKKAYA: CAN DÜNDAR EKİBİYLE GELDİ

Söz alan tanık Aykut Küçükkaya da gazetenin eski genel yayın yönetmeni Can Dündar'ın kendi güvendiği ekiple çalıştığını, bunun gazetecilik açısından normal bir durum olduğunu söyledi. 

Mahkeme Başkanı Dağ, "İlhan Tanır, Can Dündar ile mi geldi?" sorusuna Küçükkaya, “Evet. İlhan daha önce Cumhuriyet'te değildi. Genel yayın yönetmenini vakıf atar, Genel Yayın Yönetmeni kendi ekibiyle çalışmak ister. Dündar da kendi güvendiği ve eskiden beri tanıdığı ekibiyle geldi, 1,5 yıl boyunca gazeteyi yönetti" diye konuştu.

KIRAÇ: VAKIF BÜYÜK SORUNLAR İÇİNDE

Duruşmada, iş adamı ve Cumhuriyet Vakfı eski üyesi İnan Kıraç da dinlendi.

Kıraç, "Cumhuriyet Vakfının içindeki 11 üyenin tümünün gazete içinden olması vakfı dışarı karşı zora sokuyordu. Bunun 9'a indirilmesi, 4'ünün gazeteden seçilmesi, isteniyordu. Fakat toplantılarda bir başarı elde edemedim" dedi.

"Oyumu saymadılar" diyen Kıraç, "Alev Coşkun ve Şevket Tokuş, yapılan seçim sonunda vakıftan çıkarıldılar. Ben de o tarihte istifa ederek vakıftan ayrıldım. Şunu belirteyim, ifademde 'Cumhuriyet okurdum ama artık Cumhuriyet gazetesini okumuyorum ve yayın politikasını da doğru bulmuyorum' derken, bunun terör örgütleriyle temas edilmesini kastetmedim. Temastan anlatmak istediğim, terör örgütüyle temas değildir. Kastım, gazetenin İlhan Selçuk ve Uğur Mumcu'nun yolundan kademe kademe ayrılmasıdır. Öyle zannediyorum ki vakıf büyük sorunlar içindedir."

Daha sonra tanıklar Nevzat Tüfekçioğlu, Miyase İlknur, Nail İnal, Şükran Soner ve Mustafa Pamukoğlu da dinlendi.

SAVCI: TUTUKLULUK HALİ DEVAM ETSİN

Mahkeme heyeti, tanıkların dinlenmesinin ardından duruşmaya ara verdi.

Cumhuriyet savcısı aranın ardından mütalaasını açıkladı. Savcı, sanıkların tutukluluk halinin devamını istedi.