BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53
HABER /  SAĞLIK

Cinsel fantaziniz ne kadar tehlikeli?

Cinsel fantazilerin tehlikeli olabileceğini söyleyen Dr. Cem Keçe, fantazilerin sınırlarını açıkladı.

Abone ol

Cinsel sağlık hatlarına yapılan başvurularda sıklıkla karşılaşılan “cinsel ilişki sırasında olmayacak cinsel fanteziler kuruyorum, acaba ben sapık mıyım ya da eşimi aldatmış mı oluyorum?” soruları çiftleri suçluluk duyguları ile baş başa bırakabiliyor. Cinsel fanteziler sağlıklı bir cinsel yaşamın göstergesi. Ancak, bazen cinsel bir sapkınlığın işareti de olabiliyor.

Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED); yararları olduğu kadar, aşırıya kaçıldığında sapkınlık belirtisi de olabilecek cinsel fanteziler konusunda uyardı! İşte cinsel fantezilerin normal mi, yoksa cinsel sapkınlığın bir göstergesi mi olduğunu merak edenler için CİSED'in basın açıklamasından çok çarpıcı başlıklar:
 
CİNSEL FANTAZİLER HER ZAMAN MASUM OLMAYABİLİR

Cinsel yaşantıyı renklendirmek için kurulan cinsel fantezilerin kişileri suçluluk duygusuna itmemesi gerektiğini ifade eden CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; kurulan fantazilerin herhangi bir nesneye ve duruma yönelik kurulması ve bunun süreklilik kazanması halinde sapkınlıklara neden olabileceğini söyledi. İşte Keçe'nin uyarıları;

“Fanteziler hayal dünyasında kaldığı ve kişinin kendisine, partnerine ya da topluma zarar vermediği sürece sorun yaratmaz. Cinsel fanteziler, cinsel uyarılmayı sağlamak, haz duymak ve orgazm olabilmek için mutlaka zorunlu hale gelmişse, cinsel sapkınlıktan söz edilebilir. Yani herhangi bir durum, nesne ya da fantezinin sapkınlık olarak kabul edilmesi için, tekrarlayıcı, sabit ve cinsel uyarılma sağlamak için zorunlu olması gerekir.

Ancak bir kişi için tek cinsel uyaran örneğin ayak ise, başka hiçbir şey aynı cinsel uyarı sağlamıyorsa, o zaman fetişizm dediğimiz bir sağlıksız durum söz konusudur. Ya da bir cinsel fantezi sado-mazoşist eğilimlere yönelmişse, yaşanan cinsel ilişki fiziksel ve duygusal şiddet içermeye başlamışsa bu normal değildir. Çünkü cinsel ilişki esnasında acı çekme veya acı çektirme çiftlere haz vermesi doğal kabul edilen bir durum değildir. Cinsel ilişki esnasında romantizmin ve duysallığın yerini şiddet içeren eylemler almaya başlamışsa burada sağlıklı bir cinsellikten bahsedilemez.” 
 
FANTAZİ KURMAYAN İNSAN YOK

Çoğu çiftin cinsel fantezileri hakkında konuşmak yerine mutsuz bir cinsel hayatı yaşamaya mahkûm olmayı tercih ettiğini ifade eden CİSED Medya ve Halkla İlişkiler Koordinatörü Psikolog Serap Yeşil ise şunları söyledi:

 “Cinsel fantezi kurdurma, cinsel sorunları ortadan kaldırmak için cinsel terapistlerin en çok verdiği ev ödevleri arasında yer almaktadır. Özellikle çiftin cinsel istek ve performansı bozan bazı aksamalar, problemler varsa, cinsel hayatı canlandırmak ve çiftin mutluluğunu arttırmak için, cinsel fantezi kurmak veya uygulamak bir tedavi biçimi olarak kabul edilebilir. Çünkü cinsel fanteziler; kişilerin üzerindeki bir takım baskıları azaltabilir, günlük hayatlarını normal olarak sürdürmelerine ve cinsel yaşamdaki heyecanı yoğunlaştırarak daha kolay doyuma ulaşmalarına yardımcı olabilir, kişinin kendisini tehlikeye atmadan veya ret edilme kaygısı taşımadan farklı insanlar ve durumlar keşfetmesini mümkün kılabilir, cinsel isteği, cinsel duyarlılığı ve cinsel yaşantıdan alınan hazzı arttırabilir, kişinin cinsel birleşme sırasında havaya girmesine ve kendi kendini erotize etmesine yardımcı olabilir, duyguları canlı tutabilir, cinsel yaşantıyı monotonluktan, sıradanlıktan uzaklaştırıp, renklendirebilir, zenginleştirebilir. Cinsel fantezi kurmayan insan yoktur. İnsanlar; özellikle yaşları ilerledikçe veya ilişkileri olgunlaştıkça, cinsel isteklerinin o kadar çabuk uyanmadığını görebilirler. Bu dönemlerde fanteziler cinsel isteğin arttırılmasında yardımcı olmaktadır. Çünkü her açıdan insanın kendi denetimi altında kurulan cinsel fanteziler, kişinin kendisini tehlikeye atmadan ya da reddedilme kaygısı taşımadan farklı insanlar ve durumları keşfetmesini mümkün kılabiliyor. Ayrıca cinsel fanteziler; herhangi bir cinsel sapkınlığın baş göstermesini önleyebiliyor veya evliliklerde yıllar geçip ilişki olgunlaştığında boşanma ve aldatma ihtimallerini azaltabiliyor.” dedi.