BIST 9.807
DOLAR 32,51
EURO 34,86
ALTIN 2.432,29
HABER /  POLİTİKA

Cindoruk umudunu BDP'ye bağladı

DP Lideri Cindoruk, ''Referandumda, BDP boykotu sürdürürse yüzde 60, hatta üstü bile 'Hayır' çıkar'' dedi.

Abone ol

Cindoruk, Celal Bayar Köşkü'nde AA muhabirinin sorularını yanıtladı, gündemdeki konuları değerlendirdi.

Hüsamettin Cindoruk, anayasa değişikliği ile ilgili referandum kampanyasının bir seçim yarışına dönüştüğünü ifade ederek, anayasa değişiklik metninin, ne getirip ne götürdüğünün yurttaşlar tarafından bilinmediğini söyledi.

Cindoruk, ''Hatta hangi oyu hangi renkle kullanılacağı da ortaya çıkmadı. Anadoluyu gezerken vatandaşların bu soruları ile de karşılaşıyorum. 'Hayır'ın kahverengi olduğunu söylemekten çenem yoruldu'' dedi.

Cindoruk, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bu hangi partiye fayda sağlar bilemem ama partilerin seçim kampanyasına çevirmeleri referandumdan beklenen sonucu ortaya çıkarmayabilir. Birbirlerine karşı çok ağır konuşuyorlar, argo siyaset dili haline geldi. Başbakan şiddet, hiddet hatta kibir ifadeleriyle konuşmalar ortaya koyuyor. O da konuyla meşgul değil. Aslında referandumu isteyen o. Anayasa değişikliğini yapan o ama anayasa değişikliğini savunamıyor. Belki de tam hukuk bilmediği için veya iyi niyetli bir anayasa değişikliği olmadığı için. Bu da referandum ile ilgili meseleleri siyasi kavgaya dönüştürüyor, çeviriyor.

Benim tecrübelerime dayanarak söylüyorum, kalabalıklar toplama. Vatandaşları çeşitli araçlarla, baskılarla, pazarlıklarla getiriyorlar. Toplama kalabalığa ne söylerseniz söyleyin algılamaz, yahutta ucundan anlar ya da yanlış anlar.

Gördüğümüz şey şu bu mitinglerde Başbakan'ın bir ana konusu yok. Daldan dala geçiyor, şiirler okuyor. Siyasette en yanlış iş odur, devşirme konuşmaktır. Vatandaş onun zihninde tutamaz. Bir fıkra anlatırsınız ona güler ama sizin mitingden beklediğiniz amaca ulaşmaz. 'Evet' kampanyası yaptığını düşünen Başbakan, bence 'Evet' oylarını azalttı.''


''YÜZDE 60 HAYIR''

Hüsamettin Cindoruk, ''referandumda hangi kararın çıkacağına'' ilişkin soruyu yanıtlarken, burada BDP'nin etkili olabileceğini savundu.

Cindoruk, şöyle konuştu:

''Yüzde 60, hatta üstü bile hayır çıkar. Başlamadan önce bence başabaş gidiyordu ama son günlerde dolaştığım yerlerde açık ve kesin 'Hayır'ın çok olduğunu görüyorum. Bu tahminime bir şart koşuyorum; BDP, 'Evet' oyu verirse nispet değişebilir. Tahmin ediyorum ki BDP, 'Evet' diyecektir. Çünkü pazarlık ettikleri anlaşılıyor. Selahattin Demirtaş da şartlarını söylüyor, bunu açığa çıkardığına göre böylesine bir beklenti açıktır. 'PKK ile anlaşılırsa' diyor, hatta başka bir şey söylüyor, 'Söz vermesi yeterli; barajı düşürme, demokratik özerkliği kabul etme vesaire.''

Cindoruk, şöyle devam etti:

''Öcalan ile birilerinin temas ettiği açıktır. Abdullah Öcalan'ın yurda getirildiği filmi hatırlarsanız orada ipuçları var. 'Memleketine hoş geldin' diyen herhalde bir PKK'lı değildi, bir devlet memuru ya da devletin temsilcisiydi. Orada Öcalan, her türlü hizmeti yapacağını ifade ediyor. Mahkemede Öcalan'ın konuşmaları var, hepimiz onları unuttuk. Orada da ipuçları var.

Oradan bakarak düşündüğümüz zaman Öcalan, tutuklu olduğu günden başlayarak fikirlerini yayma fırsatı buldu. Savunma engellenmediği sürece en önemli fikirleri savunmadır. Oralardan bakarsanız bugün Öcalan ile birilerinin temas ettiği açıktır. Devletin hapishanesindeki bir mahkumla devletin küs olması mümkün değildir. Belki birileri konuşuyor Başbakan oradan diyor ki 'Ben konuşmadım, biz masaya oturmadık'. Masaya lüzum yok, iskemleye oturursun ama birileri konuşmuş onu inkar etmiyor. Habur örneği var, kendileri söyledi, gönderilenler söyledi, alanlar da söyledi, 'Arkası gelecek, Mahmur kampını boşaltacağız' dediler. Anlaşma var ama sonra baskı, reaksiyon hepimizin karşı çıkışıyla geri döndüler.

Anlaşma ne karşılığı olmuştur? anlaşma koşullarını Diyarbakır Belediye Başkanı söylüyor; demokratik özerklikle ilgili açılım. Diyarbakır Belediye Başkanı, o yörelerin şu anda gözle görünür lideridir. siyasi temsilcileri var BDP'liler onlar da parlamentoda. Onlar da aşağı yukarı işaretleri veriyorlar. Kürtçenin yaygınlaşması televizyonlarda TRT tarafından kurulması, taviz demiyorum onlar tabi hakları ona kimse bir şey demez ama onun ötesinde eğitim dilinde belki bir taviz vermiş olabilirler o da yanlıştır.''

''...YÜZ KIZARTICI''

Cindoruk, ''DP'nin 1960 öncesi CHP'ye baskı uyguladığı'' yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine o dönem ki şartlarla bugünkü şartların kıyaslanamayacağını savundu.

Cindoruk, şöyle devam etti:

''DP'nin iktidarda olduğu dönem 50-60 arasındadır. Anayasa 1924 Anayasası'dır. AB henüz kurulmamıştır, AİHM yoktur ve önemli ölçüde de Avrupa ile ilişkilerimiz de nezaket ilişkisidir. Onun dışında demokrasi teorisi de dünyada gelişmemiştir, Demirperde vardır vesaire. Demirperdenin oluşu Türkiye'de bütün siyasi hayatımızda tehdit unsuru olduğu için demokrasi açılımları geciktirilmiştir. O dönemin şartları ile bugünün şartlarını mukayese edemezsiniz.

Bugün Türkiye'de demokratik yapının gereklerinin hepsi var. AİHM, AB aday üyesiyiz, dünyadaki demokrasi teorileri yaygın. Demirperde yıkılmış, Türkiye'ye bir tehdit oluşmamış ve demokrasi için gerekli olan bütün koşullar var Türkiye'de, hepimiz ona gayret ediyoruz, demokratik bir anayasa...

Bu dönemde yapılan baskı ayıptır, ayıp olduğu kadar günahtır, günah olduğu kadar yüz kızartıcıdır. Olayları ve insanları ve siyasetçileri yaşatırken, eleştirirken ve araştırırken içinde bulunduğumuz coğrafyaya ve içinde bulunduğumuz şartlara bakmak lazım. 60 yıl geçmiş, 60 yıl önce herkesin bir mazereti vardı. Yassıada Mahkemesi'nde biz bunu savunma olarak söyledik. Çok ciddi bir Rus tehlikesi var, Stalin Türkiye'den toprak talep ediyor, Türkiye NATO'ya girdi o zaman. Cumhuriyeti koruyacak, topraklarını koruyacak, savaşa girmeyecek ama devlet olarak yaşamını sürdürecek ve Demokrat Parti bunu başarmıştır.''

Cindoruk, 12 Eylül'de referandum değil seçim olsaydı partisinin problemi yaşamayacağını sözlerine ekledi.