BIST 9.089
DOLAR 32,38
EURO 35,00
ALTIN 2.326,09
HABER /  GÜNCEL

CHP'ye atılmış oylar boşa gidecek!

Seçim havası Diyarbakır'a erken geldi. Türkiye'nin siyasi açıdan en hareketli ili Diyarbakır'ın nabzını tuttuk.

Abone ol

Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER

ANKARA- 12 Haziran'da yapılacak seçimler öncesi doğu ve güneydoğuda siyasi tansiyon erken yükseldi.

BDP ve DTK'nın dört taleple başlattığı 'sivil itaatsizlik' eylemleri için kurdukları çadırlarla başlayan gerilim bölgeyi nasıl etkileyecek?

Kürt sorununun çözümü için "Ne dinsel ne etnik politika" diyerek ekonomik temelli 3. yol önerisi getiren CHP'nin yeni vaadi karşılık bulacak mı?

Demokratik açılım nedeniyle hem MHP-CHP'nin hem de BDP'nin yerden yere vurduğu AK Parti oylarını koruyabilecek mi?

Bütün bu sorulara iki günlük Diyarbakır ziyaretimizde yanıt aramaya çalıştık. İlk konuğumuz da AK Parti Diyarbakır milletvekili Abdurrahman Kurt oldu.

Seçimlerin iki parti arasında geçeceğini söyleyen Kurt'a göre burada 'sorunu toplumsal barışla çözmek istiyorum' diyen Türkiyeli bir çözüm partisi; bir de 'geçmişteki acılar üzerinden slogan atmak isteyen' bir slogan partisi var. Bu seçim de işte çözümün partisi AK Parti ile sloganın partisi BDP arasında geçecek. Son genel seçimlerde MHP'den bile daha düşük oy alan CHP'ye verilmiş oylar ise boşa atılmış oylar olacak...

Kürt sorununun çözümünde Anayasal vatandaşlık, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve anadilde eğitim başta olmak üzere üç başlık kaldığını savunan Kurt sert tartışmalara neden olan barajı ise "şimdilik" savunuyor. Barajın bir dönem daha uygulanması gerektiğini ileri süren Kurt'un gerekçesi ise hayli ilginç: Ergenekon davası...

AK Parti Diyarbakır İl Başkanlığı'nda ziyaret ettiğimiz Kurt arı kovanı gibi işleyen binada bizi önce seçim öncesi partili kadınların yaptığı toplantıyı izlemeye davet etti.

Kadınlara, "Çektiğiniz kahrın farkındayız. 'O herif'lere rağmen çocuklarınızın geleceği için geliyorsunuz. Yeni Anayasa ile demokrasiyi sistematikleştireceğiz. 2023 öncesi final yürüyüşümüz olacak. Bize düşmanlık edenlerin çocukları için de mücadele edeceğiz" diye seslenen Kurt'a gelen talep ise sadece "Diyarbakır'dan kadın aday istiyoruz..." oldu.

Toplantıdan sonra sohbet etme imkanı bulduğumuz Kurt bölgedeki gelişmeleri ve yaklaşan seçimler öncesi yaşanan havayı internethaber okurları için değerlendirdi. Kurt'un sorularımıza yanıtları şöyle oldu:

ELDE TAŞ PANZERDE ŞOV SİVİL İTAATSİZLİK DEĞİLDİR



- Seçim öncesi BDP'nin sivil itaatsizlik eylemleri nedeniyle tansiyon yükseldi. Kurulan çözüm çadırlarının bölgede bir karşılığı var mı sizce?

Çelişkilerle dolu siyaset yapıyorlar. Sivli itaatsizlik kavramı demokrasilerde hoş karşılanır bir kavramdır, ama sivil ittaatsizliğin içinde şiddet yoktur, taş, sopa, molotof kokteyli yoktur. Kamusal hayatı çok olumsuz etkileyecek yol kesme ateşe vermeler yoktur. Elinde taş, panzerde şovlar sivil itaatsizlik değildir.

- Polisin sert müdahalesi nedeniyle bu sorunun yaşandığı ileri sürülüyor?
Doğru değil. Onca molotof kokteyli bir anda nasıl ortaya çıkıyor. Çatışmayı isteyen, bunu körükleyenler hep varolmuş. Önde sivil insanlar var ama arkalarında da içlerine girmeye hazır, molotofları atmaya, taşları atmaya hazır gruplar var. Sonuçta bunlar yaşandı.

- Bu eylemlerin arkasındaki amaç nedir sizce?
Seçim arefesindeyiz. Bu eylemlere devletin sert müdahalesini öngörerek bunu ajitasyon malzemesi olarak kullanmayı hesap ediyorlar. BDP geleneğinde ajitasyon malzemesine yaslanmak var. Yoksa çözüme yönelik bir şey yapma şansları zaten yok. Ama çözümün AK Parti'den gelmesi noktasında ciddi tepkileri var.

- Kürt sorununun çözümünde AK Parti'den beklenti çok yüksekti, ama boşa çıktı algılayışı var. Öyle mi oldu?
Önemsizleştirme operasyonunun birkaç siyasal taktiği var. İşte bunlardan bir tanesi beklenti çok yüksekti denilmesi. Ama yapılanlara bakılınca durum öyle değil. TRT Şeş'i de bunlar üç ay sora kapatırlar diyorlardı, öyle mi oldu? Bunlar demogoji yapıyor. Herkes biliyorki Türkiye'yi dönüştürecek tek parti AK Parti'dir. Bazı köşe yazarları AK parti düşmanlığının nedeniyle ilgili önemli tahliller yapıyor. İktidar kavgası... Sorun Kürt sorunu değil. Kürt sorunun çözüm yoluna girdiği, bundan sonra da AK Parti tarafından devam ettirileceği biliniyor.

KAVGANIN ASIL NEDENİ BÖLGESEL CHP YARATMA ÇABASI



- Asıl kavganın nedeni ne o zaman?

Şöyle bir kavga var bölgede. Ultra seküler yapı bölgenin CHP'sini yaratmak amacıyla -gerek Avrupa'daki islamifobik kurumlar gerek Türkiyedeki islamifobik gruplar kurumlar- yerelde BDP'yi AK Parti'yi eritmek için son koz olarak görüyor. BDP de buna teşne olarak açık siyaset içinde. Bu mücadele ultra seküler yapıların "bölgesel CHP" yaratmak adına BDP'yi ayakta tutma çabasıdır. İşin aslı budur.

- Kürt sorunu bitti mi?
Kürt sorununda bugün tartışılan üç konu var. Talepler üç ana eksende kaldı. Bunlardan biri Anayasal vatandaşlıkla ilgili. Vatandaşlık tanımı...

- CHP de Türklük tanımının kaldırılarak Türkiye vatandaşlığı yaklaşımına destek verdi bu arada...
Bu bizim Anayasa projemiz. Bunlar ise bugüne kadar kaçak güreşti. Anayasal vatandaşlıkla ilgili yeni format yeni Anayasa'da yer alacak. İkinci konu temsilde adalet. Bizim mahalli idarelerin güçlendirilmesi için yaptığımız hazırlıklarımız çok eskiye dayanıyor. Mahalli idareleri güçlendireceğiz.

- Bu arada demokratik özerklik çıkışı da benzer bir içerik taşımıyor mu?
Demokratik özerkliğin karşılığı olmadığını tartışarak gördük. O projenin bölgesel Baas Parti devleti yaratma amacında olduğunu, Libya'daki gibi cemahiriyeden ilham aldığı ortada. Öz savunma güçlerinden kastın da farklı düşünenleri gütmeye dönük hegomonik bir parti devlet anlayışı amacı taşıdığı açık. Ama biz temsilde adaletle ilgili yerel yönetimlerin güçlendirilmesi noktasında söylediğimiz, Türkiye'nin ihtiyacı demokratikleşme için çalışmalarımızı önceden paylaştık.

BARAJIN KALDIRILMASINA NEDEN KARŞI?
DİYARBAKIR'DA SEÇİM HANGİ PARTİLER ARASINDA GEÇECEK?
BAŞBAKAN'IN ERBİL ZİYARETİNİN BÖLGEYE ETKİSİ NE OLDU?
SEÇİM ÖNCESİ PROVOKASYON ENDİŞESİ VAR MI?
DİĞER SAYFADA

[PAGE]



BARAJIN ARKASINDA KANADOĞLU VAR

- Temsilde adalette seçim barajının düşürülmesi de önemli değil mi?
Bu bugünün meselesi değil. bu seçim arefesinde istenecek şey değil. Karşılığı olmayan şeyi siz ajitasyon malzemesi olarak kullanıyorsunuz sadece. Barajı AK Parti getirmedi. Bu AK Parti gibi partilere karşı kuruldu ama BDP için kurulmadı. Biz bunu aşarak geldik.

Temsilde adalet için barajın düşürülmesine ihtiyaç var mı? Var ama bugün için barajın kaldırılmasından bu seçimler için yana değilim. Neden Ben Tansel Çölaşan'ın, Sabih Kanadoğlu'nun CHP'nin aynı mantıkla birleşip "Barajı kaldırın ki Ergenekon davasını devam ettiremeyecek bir koalisyona düşün" mantığındaki perde arkasını gördüğüm için bugün buna karşıyım. Diyorum ki demokratik sistem gerçekten hakim olsun, devlet içindeki gizli çeteler onun dışarıdaki örgütsel bağlantılarının vesayeti ortadan kalksın elbetteki biz bu barajın Türkiye'nin ihtiyacına göre bir seviyede olmasını isteriz. Ama bugün ki tartışmanın arkasında Sabih Kanadoğlu'nu, Tansel Çölaşan'ı, Ergenekon'un avukatı CHP'yi görüyorum.

- Bir de anadilde eğitim talebi var. Bu sorun nasıl çözülecek?
Bu Türkiye'de tartışılması gereken bir konu. Anadilde eğitimle ilgili yasaklar demokratik ve insani olamaz. Ancak Türkiye'nin şartları ile değerlendirilince alt yapısını hazırlamak gerek, bunun için de zamana ihtiyacı var. Eğitim kurumlarıyla ilgili çalışma yapmamız gerek.

- Ama sonuçta bunu yapacağım iradesi koymak da önemli. Koyacak mısınız?
Teknik olarak Türkiye'nin bunun için alt yapısı yok. Bana sorarsanız anadili Kürtçe olan çocukların ilköğretimdeki eğitiminin kendi dillerini bilen öğretmenlerce verilmesi gerekir. Çünkü insani mağduriyet burada doğar. Hiç iletişim kuramayan bir insana 5 yıl eğitim verip daha sonra İstanbul Ankara'daki çocukla yarıştırırsanız adaletsizlik olur. Biz anaokullarını yoğunlaştırıyoruz. Oradan başlamak kaydıyla Türkçe'nin de öğretilebileceği ama bunu Kürtçe bilen bir öğretmence yapılmasını şahsen daha doğru buluyorum. Bunlar yeri geldiğinde konuşulacak şeyler.



- Başbakan'ın Erbil ziyareti Barzani görüşmesinin buradaki yansıması ne oldu?

Ziyarete katılanlarla görüştüm. Dehşet insani ve sıcak bir gezi olmuş. Geçmişten gelen önyargıların yok olduğu, kazan kazan anlayışı içinde birbirine kaybettirmeden nasıl birlikte kazanırızın ortaya çıktığı bir ziyaret olmuş. Barzani 'nin de ifade ettiği gibi Başbakanın büyük bir cesaretle yaptığı geziydi. Bölgesel aktör olmanın önemli adımlarından biriydi. Bu geziyle o bölgenin Türkiye'ye yakınlığı bir daha ortaya çıktı. Cengiz Çandar diğer kentlerdeki ziyaretlerden sonra Erbil'e döndüğünde "Sanki evime dönmüş gibi hissettim" diyor. Bunun önündeki fobileri kaldıracak önemli bir adımdı. Çok olumlu bir etkisi oldu.

ÇÖZÜMÜN PARTİSİ İLE SLOGAN PARTİSİ KARŞI KARŞIYA

- Bu seçim bağımsızlarla AK Parti arasında geçecek o zaman?

Son genel seçimde CHP, MHP'nin de altında 8 bin civarında oy aldı. Burada karşılıkları yok. CHP'ye verilmiş oylar burada boşa atılmış oylardır. Burada bu işi toplumsal barışla çözmek isityorum diyen Türkiyeli bir parti var. Bir de geçmişteki acılar üzerinden ben slogan atmak istiyorum diyen bir slogan partisi var. Çözümün partisi ile sloganın partisi arasında geçecek bu seçim. Geçmişin acıları sloganı besliyor, bugünün sarılmış yaraları da işin gerçeği çözümün partisini besliyor. Bu iki parti arasındaki seçimdir.

- CHP'nin yeni söylemi bir sonuç getirmez mi?
Karşılığı olmayan şeyler. Referandumda, Ergenekon davasında ne yaptıkları önemli. Bu seçimde Ergenekon tutuklularını Meclis'e taşıyacaklar mı, taşımayacaklar mı bunlar önemli. Karşılığı olmayan şeylerle bizi kandırmasınlar, halk bunları yemez, yutmaz artık. Bu seçimde şansları yok ama bir sonraki seçim için Ergenekon davasının avukatlığından, devlete umut bağlayıp iktidar olma hevelerinden vazgeçer bunun da pratiğini gösterirlerse belki. BDP zaten bölgesel CHP'dir. O zaman da bölgede CHP ile birleşme şansı yakalar BDP tabanından oy alabilir.

KCK ELEŞTİRİSİNE HİZBULLAH SORUSU



- Özellikle KCK davası nedeniyle AK partinin bölgede oy kaybedeceği söyleniyor? Karşılığı var mı bu yorumların?

Seçilmişlerin tutuklanmasını biz de savunmuyoruz ama yargı bize bağlı değil. Keşke olmasaydı diyoruz ama bunun suçu örgüte aittir. Öcalan, "bu belediye başkanlarını illegal örgüte neden bağladınız" diye fırça atıyor. Eğer sivil siyasetçileri illegal bir yapıya bulaştırırsan o zaman karşılığında gelecek cezaya razıyım diyorsun. Bu durumda "hukuk işletilmesin" demek mümkün mü?. Bölgemizde Hizbullahçılar da var. O zaman aynı şeyi onlar için de isterler apışıp kalırsınız.

Bölgede oy kaybetme havası hissedersiniz çünkü bölgede baskı var. İşadamlarından sivil toplum örgütlerine uzanan bir tehdit havası var. Böyle bir mahalle baskısı olan yerde tabi ilk bakınca bunu görürsünüz.

- Seçim öncesi gerilimin tırmanacağı endişesi taşıyor musunuz?
BDP'nin siyaseti gerilim siyaseti. Biz burdaki yetkili idarecilere "aman hukuk dışı sert müdahelede bulunmayın" diyoruz. Pek çok tahrike karşı güvenlik güçleri metanetle duruyor. Onlar da bunu görüyor. Ama BDP'de bu siyaset haline geldi. Bize düşen hukuku korumak, ölçüleri korumak, tahriklere dönük uygulama yapacakları burada barındırmamak.

- PKK'nın eylemsizlik kararı bozulur mu?
Öcalan'ın son mesajlarında seçimin sonuna kadar olmaması gerektiği yönünde ifadeler var, ama örgüt içinde bir kesimin şiddete dönüş için provokatif eylemler içinde olduğuyla ilgili değerlendirmeler de var. 33 kurşunda Bingöl, DTP'nin kapatılma advasından bir gün önce Reşadiye oldu. Tezkere tartışılıyor Aktütün, Dağlıca yaşanıyor. Çatışmasızlığın gerçekçi olması, provokasyonların yaşanmaması için silahlı güçlerin 99 yılında olduğu gibi sınır ötesine çekilmesi bugün için daha karşılığı olan ve anlamlı durumdur. Bu yapılmadığı sürece her türlü provokokasyonu beklerim.