BIST 9.091
DOLAR 32,37
EURO 34,98
ALTIN 2.325,54
HABER /  GÜNCEL

CHP'li İlhan Kesici'den başörtü çıkışı: Endişe etmeyin!

CHP İstanbul Milletvekili Adayı İlhan Kesici, Türkiye'nin ekonomik durumunu ve CHP'nin vaadlerini H.Kübra Kocaoğlu'na anlattı. Kesici, başörtülü seçmene de tavsiyede bulundu.

Abone ol

H. KÜBRA KOCAOĞLU
TWİT-ÜL HAVADİS

"Ömrüm Devlet Planlama Teşkilatı'nda geçti. Uzmanlık, daire başkanlığı, genel müdürlük, müsteşarlık yaptım. Bizim işimiz büyüme hızlarıyladır" diyen CHP Milletvekili adayı İlhan Kesici, siyaseti de rakamlar üzerinden okuyan bir siyasetçi. "AK Parti ekonomide başarısızdır" tezini de tek tek rakamlar üzerinden açıklıyor. 

Partilerin ekonomik programlarının öne çıktığı bu seçim atmosferinde İlhan Kesici ile Türkiye ekonomisini, hükümetin ekonomi yönetimini ve seçmen davranışlarını konuştuk. 

- AK Parti hükümetinin ekonomi yönetimini başarısız bulduğunuzu söylediniz. Neden başarısız?

Bir ülkenin ekonomisine "nasıl?" diye bakıldığında, bu büyüme hızıyla ölçülür. Kesintisiz 12 yıl iktidarda kalan AK Parti'yle Türkiye'nin ekonomisi yıllık ortalama 4,7 büyümüş. Hiçbiri AK Parti dönemi kadar uzun sürmese de tek pati iktidarlarının ülkeyi yönettiği dönemlere bakıp başarılı mı başarısız mı kıyaslamak mümkün.

Daha önceki tek parti dönemi iktidarların büyüme oranları:

- Demokrat Parti Dönemi (1950-1960) ortalama büyüme hızı 6,3.
- Adalet Partisi Dönemi  ( 1965-1971) ortalama büyüme hızı 5,9.
- Adalet Parti dönemini de içine alan koalisyonlar dönemi (1963-1977) ortalama büyüme hızı yüzde 5.9. 
- Turgut Özal Dönemi ( 1980 sonrasında) ortalama büyüme hızı 4.9.
- AK Parti Dönemi (2002'den bugüne) ortalama büyüme hızı 4.7.

57 yılın toplam büyüme hızına baktığımızda ise ortalamanın 5.1 olduğunu görüyoruz. Üstelik bunun içinde, 2. Dünya Savaşı, 60, 70, 80 ihtilalleri, Kıbrıs Barış Harekatı, ambargolar, 94'teki ekonomik kriz, 99'da deprem, 2001'de büyük ekonomik kriz gibi ekonomiyi derinden sarsan sıkıntılı olaylar yaşanmış. Buna rağmen büyüme hızı 12 yıllık AK Parti hükümetinin toplam büyüme hızından daha büyük. İşte bu yüzden AK Parti ekonomide başarısız.  

ilhankesici5.jpg

2015'TE DAHA DA KÖTÜ OLACAK


-AK Parti'nin iktidara geldiği yıllarda büyüme hızının yüksek olduğunu ve çok başarılı bulunduğunu biliyoruz. 

Evet, ilk 4 yılı AK Parti'nin başarılı bir ekonomi. İlk 4 yılda büyüme hızı ortalama yüzde 7.4. Bu çok güzel bir büyüme hızı. Ama bunda krizin ertesinde gelmenin etkisi var. Bir de dünya AK Parti'nin gelişini çok olumlu karşıladı. Bunun için büyüme hızı birden bire yüzde 9.4 e sıçradı. Bunu devam ettiremediler.

Asıl ustalık dönemi 2007'den sonraki dönemde, devleti daha iyi tanıdılar, Cumhurbaşkanı AK Parti'den, Başbakan, Meclis Başkanı AK Parti'den. Burda 8 yılın ortalaması yüzde 3.3. Çok çok düşük. Bu Türkiye'nin taşıyabileceği bir rakam değil. En son 3 yıl yüzde 3. 2015 yani içinde olduğumuz yıl mutlaka yüzde 2'nin altında olacak. Yüzde 2'yi bulması sözkonusu değil. 

-Peki bu tabloda dünya ekonomisinin hiç mi etkisi olmadı? Dünyada ekonomik krizler de yaşandı?

 Bunu anlamak için diğer dünya ülkeleriyle kıyaslamak mümkün. 

Dünyada bize benzeyen ülkelerle kıyasladığımızda 2002-2006 döneminde benzer bir performans gösterdiğimiz ortaya çıkıyor.

2007-2014'de ise tablo şöyle:

- Asya Grubu yüzde 7
- Bize benzeyen ülkelerin olduğu grup yüzde 6,
- Türkiye yüzde 3,3. 

Neredeyse yarısına düşmüşüz. 

KRİZ BİZİ TEĞET GEÇTİYSE EĞER...

-2011'de yaşanan dünya ekonomik krizi için Sayın Erdoğan "bizi teğet geçti" dedi.  

ilhankesici4.jpgBakalım teğet geçmiş mi? Teğet geçtiysek bizden daha vahim olanlar olmalı değil mi? Eksi 6, eksi 10 falan olmalı ki "yine Allah'a çok şükür biz kıyısından idare ettik durumu" diyelim. Biz eksi 4,8 iken dünyanın ortalaması eksi 1. Krizin üst merkezi olan yer ABD eksi 2,5 teğet geçti dediğimiz Türkiye eksi 4,8. Bunu bile ciddiye almadılar.

3. Murat'a ait bir Nakşi ilahi vardır: "Uyan ey gözlerim gafletten uyan, uyan uykusu çok gözlerim uyan, Azrail'in kastı canadır inan, uyan ey gözlerim gafletten uyan". Bu noktadan itibaren hükümetin gafletten uyanmış olması lazımdı. "Arkadaş bizde bir yanlışlık var, bir şey oluyor ki işler kötüye gitmeye başladı. Bunu ciddiye alalım". Bunu demek yerine şöyle demeyi tercih ettiler: "Bu çok arızi bir şey, aldırmaya değecek bir şey değil. Teğet geçti işte. Biz yine dünyanın en aslanlarıyız".

AK PARTİ'Yİ YÖNETENLER LAUBALİLİĞE DÜŞTÜLER!

Bütün bu ekonomik veriler iki şey gösteriyor:

1- AK Parti'yi yönetenlerin hem siyasi çapları hem de kadrolarının ekonomik çaplarının yetmediğinin göstergesidir.

2- Ülkenin yönetimini hafife aldıklarının göstergesi. "Biz ki aslan parçasıyız, bak nasıl götürdük" falan diye laubaliliğe düşmeleri olabilir.

Ben ikisi birden görüyorum. Hem laubalilliğe düştüler hem de bir bütünlük arzetmeyen, kendi içinde bir tutarlığı olmayan projelere para harcadılar.

- Ekonomik kriz bu kadar derin vurdu bizi madem, bu aynı oranda halka neden yansımadı? 

Ona da yansıdı, oya da yandısı. 2007'de mesela yüzde 47 idi AK Parti'nin oyu, 2009'da belediye seçimi oldu, yüzde 38 aldılar. Nerdeyse 10 puan düştü.

-Genel seçim yerel seçim farkı yok mu orada? Yerel seçimde düşüş olması doğal değil mi?

Yok, öyle 10 puanlık bir düşme olması normal değil.

SEÇMEN ÖNCE EKONOMİYE BAKAR 

Krizin ardından birden tekrar 9'a çıkıyor büyüme hızı. Ertesi seneye bakınca, yüzde 8. 2011'de seçime gidildi. Bu iki yılın ekonomik etkisiyle yüzde 50 oy aldı. Şu rakamlar herhangi bir seçimin önünde oluştuğunda, dünyanın her yerinde buna benzer bir sonuç elde edilir. Öbür faktörlerin hiçbir rolü yok. Yani başörtüsü faktörü, yeni anayasa, eski Türkiye, yeni Türkiye lafları. Bana sorarsanız bunların bu ekonomik tablo karşısında önemi yok. O lafların önemi başka vadilerde vardır ama ülkede ekonomik büyüme hızı çok yüksekse seçmenler önce buna göre oy verecektir.

Şimdi geldik bu seçime. 8.8'de tutturamadılar ve dramatik bir düşüşle tekrar, 2,1'e geldiler. Bu AK Parti'de çok önemli denilecek bir oy düşünü yaratır.

-Ne kadarlık bir düşüş mesela?

Onu kehanete sokmak doğru değil. Ama ben önemli denilecek bir rakamda düşüş olacağına inanıyorum. Bizim de geçmiş tarihlerimizde yüzde 2-3 gibi büyüme hızından sonra seçime gitmiş bütün iktidarlarda bir düşüş vardır ve bu anlamlı bir düşüştür. Bu düşüş siyasi bir telaş da yaratır. Aynen AK Parti'de olduğu gibi.

haticekubrakocaoglu.jpg

AK PARTİ TELAŞ İÇİNDE 

İlhan Kesici, ekonomik verilerin AK Parti'de telaşa yol açmasını, Başbakan Davutoğlu ve eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül arasında geçen Pensilvanya'ya gitme polemiğini örnek vererek anlatıyor.

Diyor ki:

-Bunlar aynı dünyanın insanları, aynı kabinede beraber çalıştılar, yol arkadaşlığı yaptılar. Fakat birbirlerini yalanlayan ihtilaflı açıklamalar yapıyorlar.

- Bu aynı zamanda nezaketsiz de bir durumdur. 

- İşte bu ihtilafın kaynağı da, bu nezaketsiz siyasi dilin nedeni de sebebi büyüme oranlarındaki düşüştür, ekonominin kötüye gitmesidir. 

-Nasılsa bir düşüş yaşanacak, bunu hissettiler ve bu münasebetle bir suçlu da arayacaklar. Büyüme hızı 9'larda 8'lerde olsaydı bu tartışma böyle olmazdı. 

-Siz seçmenin de siyasetçilerinde tutumunu ekonomi belirler diyorsunuz. Peki başka hiç mi faktör yok. Mesela iktidarın yeni Türkiye söylemini destekleyenler, başörtüsüne özgürlüğü önceleyenler, ekonomik düşüş olsa bile iktidarı desteklemez mi?

Başörtüsü konusu çok önemli. Hatta tek başına seçim sonuçlarını belli oranda etkileyebilecek bir ağırlığa sahip. Ama artık bu özgürlük sağlandı.

TÜRKİYE BAŞÖRTÜSÜNE ÖZGÜRLÜĞÜ İÇSELLEŞTİRDİ 

-Sağlandı fakat muhafazakar camiada AK Parti hükümeti giderse başörtüsü yasakları yeniden başlar mı endişesi varsa?

Öyle bir endişe varsa, evet ekonomiye rağmen bu durum onun için belirleyici olabilir. Ama benim kanaatim, öyle bir endişeye mahal yoktur Türkiye'de. Bu konuda serbestiz. Allah'a çok şükür, okullara da giriliyor, kamuda da çalışılıyor. 

Aslında 97 Refah-Yol hükümetine kadar öyle yüksek bir endişe de yoktu. Ama 28 Şubat'ın ertesinde işler sertleşti. Fakat Türkiye bu sertleşmenin sadece AK Parti'sine oy veren başörtülüler değil, geri kalan bütün Türkiye de başörtüsüne yasakların çok yanlış olduğunu içselleştirdi.

BAŞÖRTÜLÜLERİN ENDİŞESİ OLMASIN!

Buna dokunmak hem dini özgürlüklere dokunmaktır, hem de normal demokratik bakımdan da kılığına kıyafetine karışmaya ne hakkın var. Elbette burda AK Parti'nin katkısı oldu, cesaretlendirdi, yüreklendirdi. Meseleyi iyi anlattı, mesele kavranıldı. Geri kalan insanlar da "demek ki bizde de bir yanlış varmış" denildi. Şimdi benim tavsiyem bu başörtülü arkadaşlarımızın ve onların ailelerinin en küçük bir kırıntı bile, trilyonda bir bile böyle bir endişelerinin olmaması. Çünkü Türkiye bu durumu artık içselleştirdi.

Ama olursa bu ekonomik rakamlara bakılmaksızın o insanlar oylarını değerlendirirler. Rakam 2'de olsa 12'de olsa değerlendirir. Çünkü bu hem genel özgürlüklerle hem de dinle ilgili bir konu.

Din dünyanın her tarafında en hassas konudur. Başını örten insan bunu dini inancı gereği, dini bir sembol olarak da görüyorsa "bu budur" demek lazım. Ve buna dokunduğunuz zaman para, pul bunlar hep fısıltı gelir insana.

CHP BUNUN GARANTİSİNİ VERMEZSE CEZA BİLETİ KESİLİR 

-CHP adayı olarak, "CHP başörtüsüne özgürlüğün teminatını veriyor" diyebiliyor musunuz?

Elbette, CHP bunun garantisini vermesi lazım, veriyor da. Vermedi diyelim ki, cezasını misliyle görür. Hemen ilk seçimde ceza bileti kesilir. CHP garantisine önem veriyorum ama bununla beraber Türkiye'de her kesimden insan bunu içselleştirdi. Dini bakımdan bakanlar da, özgürlükler bakımından bakanlar da içselleştirdi. Şimdiye kadar bu kadar içselleştirmiş değildik. O Türkiye'nin eksiğiydi. Bunu da aştık.

EMEKLİLERE İKİ MAAŞ İKRAMİYENİN KAYNAĞI

-CHP ekonomik vaadleriyle ön plana çıktı. Uçuk bulanlar, komik bulanlar da oldu, "kaynak nerden bulunacak?" diyenler de. Siz bu eleştirileri nasıl değerlendirdiniz?

ilhankesici3.jpgDiyor ki; "emeklilere iki maaş ikramiye vereceksiniz, kaynak nerede?". AK Parti bizim seçim bildirgesi yayınlandıktan sonra belli bir telaşa kapıldı. Hemen, ayda 1000 liranın altında geliri olanlara 100 lira bir iyileştirme yaptılar. Halbuki bir hafta önce de yapabilirlerdi ama yapmadılar. Neden? Çünkü bizim ekonomik programımızın endişesini yaşadılar.

AK Parti kaynağı nereden buldu? Sayın Başbakan, bakanlar gidip de bilinmeyen bir yerden para getirmiş falan değiller. Türkiye bütçesi 473 milyar liradır. Bunun içinde cari transferler faslı diye bir kalem vardır. O kalem 176 milyar liradır. Bütün bu harcamalar buradan yapılır. Kaynak herkes için budur. Bütçe yapmayı bilen herkes bu işi böyle yapar.

GÜÇLÜ EKONOMİ EMEKLİYLE Mİ ÇÖKECEK? 

İlhan Kesici, iktidara soruyor:

- "Siz IMF'den borç dilenirken biz IMF'ye borç verecek bir ekonomi yaptık" diyorsunuz. Amenna. 

- "Biz Türkiye'yi, dünyanın en büyük 17. ekonomisi yaptık", diyorsunuz. Amenna.

- Peki, dünyanın 17. büyük ekonomisini yaratmışsın, IMF'ye borçları sıfırlamışsın da bir garip emekliye 2 maaş ikramiye verdiğinde çöküyor mu bu ekonomi?

-  O zaman bu nasıl büyük ekonomi?

USULÜYLE BIRAKSINLAR!

Türkiye yoruldu, Sayın Cumhurbaşkanımız yoruldu. Mesajlar artık tekrar ediyor, yeni mesaj çıkmıyor. 2002'de gelirken başörtü diyordu, hala başörtüsü diyor. Bu olmaz. Bağla bitsin. Zaten bağlayıp bitiremiyorsan orada yanlış vardır. 

Bu arkadaşlarımızın artık nefesleri azaldı. 12 yıldır diyelim çok güzel hizmetlerde bulundular ama artık yeter. Usulüyle, tadıyla bıraksınlar, başka insanlar da hizmet etsin. Belki başkaları daha iyi hizmette bulunurlar.