BIST 9.722
DOLAR 32,56
EURO 34,84
ALTIN 2.428,17

Cemaatler bu ülkenin gerçeğiyse!, Diyanet neresinde?..

Diyanet, -gerçek- Müslümanlığı öğretmekte yetersiz kalmış görünüyor...

Allah’a (C.C.), Hazreti Muhammed’e (S.A.V.), kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e inanan ülkemizin %99’unu temsil eden Müslümanların; cemaat yapılarına yönelmeleri, ayrı tarikatlarda birleşmeleri, dini ayrıştırmaları, namaz kılmada/giyim-kuşamda farklılıklara gitmeleri doğal mı?

Bu ülkenin %99’u Müslüman deniyor…Milyonlar harıl harıl hatim indiriyor…Cuma günleri,kandile geceleri  camiler dolup taşıyor, bayanlar her Cuma  toplanıp “okuma”  yapıyorlar.

Arapça bilmeyenler için Türkçe mealler var.. Kitap fuarları  ve Kur’an kursları dolup taşıyor..

Ama!...

Vay arkadaş!...

Duvara tosluyoruz!...

Sorular;

Diyanet binlerce camileri ve kuran kursları ile müslümanlığı öğretemiyor mu ki, cemaatler 21.yy da  faaliyet gösterebiliyor?

Diyanetin dağıttığı  “namaz kılıyorum” kitaplarında anlatılanın dışında; şekiller/duruşlar/el bağlamalar v.b. var ve bunlar cemaatlerin işaretleşmesi/tanınması  olarak her kes tarafından biliniyor…

Diyanet bu konuda ne yapıyor?

Diyanet bu farklılıkları doğu buluyor mu?

Diyanet, cemaatler kadar inandırıcı olamıyor mu?

Olamıyorsa neden?

Yazık değil mi harcanan zamana ve  -halktan  toplanan- paraya!…

Kur-an kursları çözüm olmuyor mu?

Camiye gelen cemaati, cemaatlere çeken ne?

Camiye yardımda 3-5-10 Tl verenlerin, cemaate gelince 5-10 milyar vermelerinin sebebi ne?

Bu konuda -40 yıldır- Diyanet sosyolojik bir araştırma yapmış mı?

Araştırmak gerekmez mi?!.

Ülkemizde ne kadar cemaat var, nerelerde kuvvetliler, amaçları ne

Demek ki iş cami  yapmakla, cami sayısı ile öğünmekle bitmiyor…

“Türkiye, terör örgütü FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimini milletçe püskürttü ama örgüt bu ülkenin tüm imkânlarını seferber ederek yetiştirdiği nesilleri heba etti. FETÖ’nün dar gelirli ama zeki Anadolu çocuklarını eğitim bursu ve kariyer vaadiyle kandırıp beynini yıkadı. Devletin 40 yıldır en iyi imkanlarını sunduğu on binlerce öğretmen, doktor, asker, polis, hakim, savcı ve akademisyenin FETÖ üyesi çıkmasıyla ülkenin ‘parayla yerine konulamayacak bir kayba’ uğradı. Bu çocukları, devlet ve millete faydalı yetiştirebilseydik, Türkiye şimdi nerelerde olurdu bir düşünün. Anadolu’nun zeka havuzunu adeta kanalizasyona döktüler Devletin bir üniversite öğrencisine yıllık 9 bin TL masraf yapıyor, TSK’dan ihraç FETÖ’cü pilotların eğitim maliyeti 15 milyar doları aşıyor. FETÖ’nün Batı tarafından organize edilmiş tarihin gördüğü en büyük misyonerlik hareketidir, ama devletin, zeki çocukları bir daha misyonerlere kaptırmamak için çalışma içindedir. Türkiye bu açığı kapatabilir ama, bu düşman durmaz, farklı cephelerden hücum edilebilir. FETÖ yerine METÖ ile gelir. Onun için eğitim sisteminde açık olmamalı. Zeki ama dar gelirli çocuklarımızı sahiplenmeliyiz..” (Prof. Dr. Necmettin Tozlu/S.E.Erdem/Star)

Dini TV programlarında -paraya para demiyen- kadrolu konuşmacılardan, neden bugüne kadar cemaatlerin zararları konusunda bir söz/cümle duyul(madı)muyor?

Hep diyorum; her yerde ve özellikle eğitimin olduğu yerde nicelikten değil, nitelikten yanayız…

 80  İlahiyat Fak., din öğretiminde yeterli olmuyor mu?

Fetö yapılanmasının merkezleri ilahiyat  fakülteleri mi?(Örn.Sakarya Ün.)

Öğretim elemanları neyi araştırıyor, toplumun hangi derdine çare oluyorlar?

Yapılan yüksek lisans ve doktora tezlerinde ne işleniyor?

Unvanlar hangi “özel araştırmalar” sonucu alınıyor?

Cemaatlerle ilgili, 2013’te yapılan bir araştırmanın başlıklarını  vermek istiyoruz;

“Süleymancılar, Nurcular, Menzilciler, İskenderpaşa, İsmailağa Grubu, Erenköy Grubu,  Yahyalı Grubu, Kadiriler, Halveti Şabaniye Grubu, Hakikat Grubu, Tillo ve Norşin Şeyhleri,  Işıkçılar, Hüda-Par ve Kürt İslamcılar, Haydar Baş Grubu, Adnan Hocacılar,  Galibiler.” (Ömer Şahin/Radikal/08.12.2013)

Ayrıca Yeniçağ Gazetesi Yazarı, Arslan Bulut’un yazısı da ilginç: ()

HAFTANIN  ÖNEMLİ YAZILARI…

1/  “……Özelliklerim: Müslümanım, İslamcı değilim. Ehl-i Sünnet Müslümanıyım… Aydın değilim, okur-yazarım…

Yazılarım için değerlidir, önemlidir demem ama temas ettiğim konular çok önemlidir derim.

Dinî tahsilim, hocalığım yoktur, İslamın iki kere iki eder dört’lerini yazarım. Buna icazetim vardır.

Kur’an ve Sünnet Müslümanıyım. Şeriat dairesi içindeki tasavvufa ve tarikata taraftarım.

Kendime önem vermem ve şahsımı öne çıkarmam. Bu, faziletli bir insan olduğumdan değil, önemsiz bir kişi olmamdan dolayıdır.

Müslümanım ama iyi Müslüman değilim.

Yaşlandığım için insanlarla konuşup görüşemiyor, sohbet edemiyorum.

İslamî kriterlerin ışığında Türkiyenin, dünyanın, İslam aleminin, insanlığın durumunu iyi görmüyorum.

Devleti tutarım, bozuk düzen ve sisteme muhalifim.

Karnım tok, sırtım pektir, kimseden câize ve kemik istemem.

En takdir ettiğim kimseler: Sâlih, doğru dürüst, âlim, ârif, ahlaklı, faziletli, yüksek karakterli, mürüvvetli, kerim, fazıl kimselerdir.

En nefret ettiğim haşarat: Din sömürücüsü, mukaddesat bezirganımuzir eşkıyadır. Allah belalarını versin!

Acıdığım ve tiksindiğim kimseler: Hizmet ettiğini sanan geri zekalılardır.

Sahte ilim adamlarından, sahte mürşidlerden hiç hoşlanmam.

Güzel sesli müezzinlerin makamla okudukları Ezanları dinlemekten çok hoşlanırım. Sonuna kadar açılmış, Ezana eza veren hoparlörlerden ve hoparlör holiganlarından nefret ederim.

Çok akıllı ve kültürlü bir Müslüman değilim ama kendimi beğenecek kadar da ahmak ve beyinsiz değilim.

Kendin için ne temenni edersin diye sorsalar, Allah afvetsin kurtarsın hüsn-i hâtime nasip etsin derim.”

2/  “CUMHURBAŞKANI Erdoğan'ın 15 Temmuz sonrası açtığı yeni sayfada küslüğe yer yok.

Sadece ‘devlette küslük olmaz’ ilkesi hayata geçirilmiyor.
Toplumda da küslük ve kutuplaşmaya geçit verilmeyeceği mesajlarını güçlü bir şekilde veriyor Cumhurbaşkanı ile Başbakan.
Lafta da kalmıyor.
Önemli ve ilginç duyumlar alıyorum. Teyit ettirebildiğim birkaçını aktarayım mı size?
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ile eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’la temasta Erdoğan.
İkiliye ayrı ayrı yurtdışındaki kontaklarıyla irtibata geçerek lobi faaliyeti yürütme görevi verdi.
Başbakan Binali Yıldırım’la MİT Müsteşarı Hakan Fidan arasındaki soğukluğu da bizzat araya girerek giderdi.
Başbakan Yıldırım, zaten ‘devlet idaresinde küslük olmaz’ anlayışına sahipti. Kucaklayıcı politikaları memnuniyet ve takdir topluyordu.
FETÖ’cü ihbarlarını bilgi, belge ve vicdan filtresinden geçirme çağrıları yapıyordu.
Erdoğan’ın da kapalı kapılar ardında hükümeti, FETÖ ile mücadelenin adalet ve vicdanla yürütülmesi konusunda uyardığını duyuyorum.
AK Parti’nin kuruluş yıldönümünde Ahmet Davutoğlu ile Abdullah Gül’ün de davet edilip konuşturulması bir örnekti.
Erdoğan’ın, tavırlı olduğu Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve heyetini sıcak bir şekilde kabul etmesi başka bir örnek...
Ama kamuoyuna yansıyandan daha fazlasının sütre gerisinde yaşandığına dair duyumlar alıyorum. Bu da aşının tutacağına inancımı arttırıyor…” (A.Beki/Hürriyet/18.08.2016)

3/ “…Bu arada söylemek durumundayım, bizim bir “Üst akıl” üretmemiz gerekiyor. Şayet “Üst akıl” büyük operasyonların kotarıldığı bir odaksa, neden o bizde olmasın? Ya da daha ötesi bir “Süper akıl”   Biden’ın önüne de, Putin’in önüne de kendi “Süper Akıl”ımızla çıkmamız lazım. Türkiye’nin “Oynanan ülke” ve “her gün onlarca canını teröre kurban veren ülke” görünümü içimizi acıtıyor, bunu söyleyeyim. İç kamuoyu, milletin yüreği gibi sapasağlam. Yöneten iradenin arkasında kaya gibi duruyor. Ama dış oyun, bütün “Üst akıl” oyunlarını bertaraf edecek bir “Süper akıl” hamlesini zaruri kılıyor.”  (A.Taşgetiren/Star/23.08.2016)

TRT Taşınıyor mu?

İstanbul'daki birimleri Ulus, Harbiye ve Tepebaşı'nda bulunan TRT, televizyon birimlerini ve stüdyolarını Yenibosna'ya taşıma kararı aldı. Bunun için kapatılan Zaman Gazetesi ve Cihan Haber Ajansının bulunduğu Yenibosna'daki plaza uygun bulundu. TRT Genel Müdürü Şenol Göka ve diğer yetkili kişilerin geçtiğimiz günlerde eski Zaman Gazetesi binasında inceleme yaparak binayı kurum için çok uygun buldukları öğrenildi. (Basından)

Taşınma  gerçekleşirse  TRT Harbiye binası, İTÜ Türk Musıkisi Devlet Konservartuarı’na tarihi misyonu ile çok yakışacaktır.

 Benden söylemesi…