BIST 9.525
DOLAR 32,59
EURO 34,81
ALTIN 2.516,09

Bu milleti asla yenemeyecekler!.. (Pakistan'ın FETÖ' sü!.)

Üst akıl Pakistan'da FETÖ tipi Tahir ül Kadri örgütü ile başardı. Ama Evelallah bu millete bu alçak üst akıl oyunları sökmedi, sökmeyecekte!.

Türkiye çok kritik bir süreçte…

Evelallah bu kritik süreci de aşacak…

Son olarak Pakistan’da FETÖ tipi bir yapılanma ile  Başbakan’ın indirilişini görünce; Türkiye’nin sadece FETÖ’ye değil, onun yönetmeni olan ‘üst akıl’a karşı nasıl meydan okuduğunu şimdi daha iyi görüyoruz…

Türkiye’nin, Türk milletinin, Türkiye’yi yöneten iradenin ne kadar gurur duyulacak büyük bir iradeye sahip olduğu, Türkiye’nin herhangi bir Müslüman ülke olmadığı gerçeğini şimdi daha iyi anlıyoruz.

Son yazımda  Türkiye’ye sökmeyen FETÖ’nün kim olduğunu anlatmak için üst CIA ve MOSSAD ile işbirliği yaparak Irak’ı ABD’ye işgal ettiren, Saddam’ı astıran Kesnizani tarikatını yazmıştım…

İşte son hedefte Pakistan oldu…

Amerika'nın emrindeki FETÖ benzeri ezoterik terör örgütlerinin yargı, polis ya da askeri darbelerle Amerika adına özellikle Müslüman ülkelerdeki hükümetleri devirmeye  nasıl devam ettiğini Pakistan’da da yaşadık!..

Pakistan Başbakanı Navaz Şerif bir gurur abidesiydi…

Ama olamazdı!..

Üst aklın işine gelmiyordu!...

Başbakan Şerif;

Son dört yıldır ekonomik istikrar ve kalkınma hamleleri yapmış, Türkiye ile başta ekonomik olmak üzere birçok sahada ilişkisini hızlandırmış, Çin’le 50 milyar dolarlık yatırım anlaşması yapmış, AB ile ticaret ilişkilerini güçlendirmiş, 5.7 büyüme oranı kaydetmişti. Terör olaylarını yok denecek kadar az seviyeye indirmişti.

Öte yandan Pakistan Kalkınma Programı'yla ekonomik bağımsızlık planlarını devreye sokarken, askeri manada oldukça gelişen nükleer silah sahibi olan tek Müslüman ülke gerçeğini ortaya koymuştu...

Türkiye’ye FETÖ ile mücadele konusunda destek verirken "Her koşulda Türkiye'nin yanındayız", "Türkiye'nin düşmanları Pakistan'ın da düşmanıdır", "Gerekiyorsa Katar'a asker göndererek Türkiye'yi destekleriz"  şeklindeki açıklamaları küresel güçleri rahatsız etmişti…

Hal böyle olunca üst aklın hedefi olmaması mümkün değildi!

Özellikle Ortadoğu ve Doğu’daki ülkelerini metresi gibi gören üst akıl, uzun yıllardır FETÖ gibi beslediği işbirlikçisi ile  Pakistan’da hain planını devreye soktu.

Üst aklın bu kez hain eli;  Tahir-ül Kadri oldu!

İşte üst aklın talimatı ile Pakistan’da FETÖ benzeri bir yapıya sahip, Tahir Kadri tarafından kurulmuş ezoterik terör örgütü Tahir-ül Kadri mensubu Anayasa Mahkemesi üyeleri, emirle yargı darbesi yaparak Başbakan Şerif'i görevden aldı…

Yani anlayacağınız Türkiye'de 1960'ların sonundan beri Fethullah Gülen'in önünü açan 'Ilımlı İslam' uydurması ile toplumda kabul görmesini sağlayan projenin bir benzeri de Pakistan'da üst akıl tarafından devreye sokuldu…

Peki kimdi bu Tahir Kadri!

Uzun yıllardır Kanada'da yaşayan Tahir Kadri, ani bir kararla Pakistan'a geri dönerek ülkede iç huzuru bozan eylemler organize eden; öğretmen, polis, hakim, savcı, asker, bürokrat ve diplomatlardan oluşan örgüt üyelerini uzun yıllardır devlete sızdıran, uydurma rüyalarla (hâşâ) Peygamberimizden direkt emir aldığını anlatan bir örgüt lideri...

FETÖ’yü hatırladınız mı?

Pakistan Halk Hareketi adında bir siyasi partisi olan Tahir Kadri, halk nezdinde bir karşılığı olmamasına karşın Pakistan devletine sızdırdığı açık ve kripto adamları sayesinde siyasi ve medya gücü olan bir örgüt lideri.

FETÖ’yü hatırladınız mı?

İşte Şerif'in azledilmesinin arkasında  yargı ve orduda etkin olan işte  FETÖ tipi bu Tahir-ül Kadri var.

Yani 'Üst akıl' birkaç yıldır Türkiye gündeminden düşmeyen Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) yapılanmasının bir benzerini Pakistan'da devreye soktu ve başardı!..

"Rüyalarla kitleleri yönlendirme, eğitim kılıfı ile milletin takdirini kazanma, dinler arası diyalog ve devletin kritik noktalarına sızma" konularında benzer taktikler izleyen FETÖ ve Kadri'nin ayrıldıkları tek nokta ise sığındıkları ülkeler oldu!..

FETÖ elebaşı 1999 yılında ABD'ye sığınırken, 2007 yılında Pakistan'ı terk eden Kadri'nin durağı ise Kanada olmuştu…

2007 yılında ülkeyi terk edip Kanada'ya giden Kadri, 2013 seçimleri öncesi, devlet içine sızdırdığı bürokratların da desteği ile 'Pakistan'ı kurtarmaya geldim' diyerek siyasete atıldı. Aralık 2012'de ülkeye dönerek seçilmiş hükümete savaş açarken, uyguladığı taktik ve kullandığı söylemler ise oldukça tanıdık.

*

Kadri "Meclis yoktur; yağmacı ve hırsızlar vardır" söylemi ile hükümeti devirmeye çalıştı. Ama 5 ay sonraki seçimlerden umduğunu bulamadı. Seçimleri Navaz Şerif kazandı.

Anladınız mı şimdi FETÖ’nün 17/25 yolsuzluk operasyonunun hükümeti devirmek için kurgulanmış bir kumpas olduğunu?

*

Ülkedeki siyasetçilerden Pakistan Tahriki İnsaf Lideri İmran Khan tarafından Kadri'nin birçok talebi karşılandı. Khan, seçim sonuçlarına usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle itiraz etti.

Anladınız mı şimdi Türkiye’de referandum sonuçlarında ‘hile var’ diye yapılan itirazlarla halk üzerinde yaratılan algı operasyonunu?

*

Yolsuzluk soruşturmalarından beklediği sonucu alamayan Kadri, askeri darbelere destek vererek kendine alan açma yolunu tercih etti. 1999 yılında General Pervez Müşerref'in Navaz Şerif hükümetini darbe ile devirmesinin ardından ilk seçimde milletvekili oldu.

Şerif'i darbe ile deviren General Pervez Müşerref'in yanında yer aldı. 29 Kasım 2004'te milletvekilliğinden istifa eden Kadri 2005'te Kanada'ya gitti.

Anladınız mı şimdi milletvekili olmasa da büyük siyasi güce sahip olarak  Fethullah Gülen’in neden ABD’ye kaçarak örgütünü oradan yönetip hükümeti devirmeye çalıştığını?

*

Peki;

Uzun bir süre Kanada'da da faaliyetlerine devam eden Kadri’nin Pakistan'a dönüşünün hemen ardından hükümeti protesto etmek amacıyla "milyon kişilik yürüyüş" adını verdiği eylem…

Bir milyon kişilik yürüyüşü beklerken beklenen ilgiyi görmemesi katılımcıların yaklaşık 50 binde kalması…

"Parlamento diye bir şey yoktur, sadece hırsız ve soyguncuların bir grubu vardır. Bizim yasama üyeleri aslında yasaları çiğneyenlerdir" diye ortalığı karıştırmaya çalışması…

Bize neyi hatırlatıyor?

Ne kadar benziyor ülkemizde yaşananlara değil mi?

Çünkü üst aklın tezgahı aynı?

Ama üst akıl Pakistan’da başardı. Kadri’nin  ele geçirip yönettiği Pakistan Anayasa Mahkemesi, sözde yolsuzluk iddialarına karıştığı gerekçesiyle Pakistan’a altın dönemini yaşatan ama üst akla boyun eğmeyen Başbakan Navaz Şerif'i görevden aldı!(1)

*

O nedenle;

Kesnizani, Tahir-ül Kadri neyse işte FETÖ’de o..

Oyun sürüyor!

Anladınız mı şimdi Büyükada’da toplantı yaparken yakalanan ajanlara üst aklın ve Batı’nın sahip çıkmasını?

Bakın…

Irak bir günde teslim olmuş, Pakistan direnememiş, Arap ülkeleri ABD’nin elinde oyuncak olmuş, Türkiye bütün bu saldırılara karşı dimdik ayakta kalmışsa bilin ki şairin dediği gibi ‘Göklerden gelen bir karar vardır.’

O nedenle Türkiye’nin, Türk milletinin ve Başkomutan olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bütünleşerek ortaya koyduğu o büyük iradenin ne kadar değerli olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz!

Bakın…

Yeter ki biz ümmetin sahibi bir millet olalım…

Allah’ın eli bu milletin üzerindedir…

Yoksa 1071’de Malazgirt’te Anadolu’nun üzerine bir güneş gibi doğar mıydık?

Yoksa 1916’da geçilemez denilen Çanakkale’yi geçer miydik?

Yoksa 1919’da Kurtuluş Savaşı destanını yazar mıydık?

Yoksa 15 Temmuz girişimi hainler tarafından erkene alınınca milletçe sokağa inip darbeyi önler miydik?

Bu millet yeter ki bir olsun…

Bu millete FETÖ’ler, Kesnizani’ler, Tahir-ül Kadri’ler sökmez..

Bu millet üst akla asla boyun eğmez!

Çünkü bu millet için göklerden gelen bir karar vardır…

O kararın karşısında kimse duramaz..

O karar yaşanıyor…

Yaşanacak da!

İyi okuyun üst akıl alçaklarını!..

Bakın ne demiş Graham Füller denen üst akıl direktörü;

İşte bizim  mücadelemiz bu...

Unutmayalım;

Ümmetin direncini ayakta tutan Türk milletinin ruhudur..

Allah milletimizin,devletimizin ve  kefeni elinde mücadele eden Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın yar ve yardımcısı olsun...

Hedef Erdoğan değil,Erdoğan üzerinden Türkiye!..

 Kaynak(1) Diriliş Postası/Erem Şentürk