BIST 9.722
DOLAR 32,57
EURO 34,96
ALTIN 2.427,48

Bir yanım çapulcu, öteki yanım yüzde 50

O halde bizim adımıza, yani biz "samimi çapulcular" adına, ayak sürtmek niye? Bir günde üç ayrı karar almak niye? Türkiye'yi ateşe atmak niye?

Önce neden "çapulcu" olduğumu söyleyeyim. Gezi Parkı'nın park olarak kalmasını istediğim için. Ne "kışla" ne "şehir müzesi" ne de başka bir şey. 

Park, sadece park...  

Tepkimizi koyduk mu?

Başbakan"halka soralım" noktasına getirdik mi? 

Erdoğan Fas'tayken, "samimi çapulcular" ona vekalet eden Bülent Arınç'a özür diletti mi?

Türkiye Cumhuriyeti'
nin en tepesindeki Abdullah Gül'e mesajımızı ilettik mi?

Evet!

                           ***

Başbakan Erdoğan, "dediğim dedik" diyordu öyle değil mi?

Dikildik mi karşısına...

Anlattık mı saatlerce...

"Referandum" kararı aldırdık mı?

Evet!

Yani...

"Çapulcular" üzerine düşeni yaptı öyle değil mi?

Aynen... 

O halde bizim adımıza, yani biz "samimi çapulcular" adına, ayak sürtmek niye? Bir günde üç ayrı karar almak niye? Türkiye'yi ateşe atmak niye? 

Niye?

                               ***

Bu soruların cevabını bulamadığım zaman, öteki yarım yüzde 50 oluyor işte. Tayyip Erdoğan "sandık" dedikçe, öteki yarım yüzde 50 oluyor. O "bayrak asalım" dediğinde, "biz indiriyoruz" diyenleri gördükçe, öteki yarım yüzde 50 oluyor. Twitter'da ülkemi felakete sürükleyecek yalanlar birbiri ardına sıralandıkça öteki yarım yüzde 50 oluyor... 

Dahası var...

"Diktatör" dedikçe Tayyip Erdoğan'ın yeminli düşmanları öteki tarafım yüzde 50 oluyor. Esed'le bir tutulunca Tayyip Erdoğan, öteki tarafım yüzde 50 oluyor. Saddam yakıştırması yüzünden öteki tarafım yüzde 50 oluyor. 

O bir Kaddafi değil!

O bir Saddam değil!

O bir Esed değil!

O bir Mübarek değil!

O bir Padişah hiç değil!

Tayyip Erdoğan, bu ülkenin yüzde 50'si tarafından seçilen bir liderdir. Üslubu kötü olabilir, dili sert olabilir ama bütün bunlar Tayyip Erdoğan'ı "diktatör" yapmaz!

"Diktatör" değil çünkü!

                                   ***

Bir oyun oynanıyor farkında değil misiniz?

CNN, canlı yayınlar yaptı. BBC aralıksız Taksim'de yayın yaptı. AK Parti'nin Kazlıçeşme mitingini bile Gezi eylemleri olarak dünyaya duyurdular. 

Türkiye, her nedense yeniden yabancıların gözdesi (!) oldu. 

Neden?

Ya içimizdekiler...

Trafik kazası görüntülerini alıp Gezi eyleminde olanlar diye twitter'da yayan gerçek provokatörlere ne diyeceğiz? Bu kadar yalan, bu kadar iftira, bu kadar kepazelik dünyanın başka neresinde görülmüş.

"Gazeteci kılıklı" kimseler, yaygarayı koparıyor:

- Ben gazetecilik hayatım boyunca böyle bir şey görmedim.

Allah belanı versin, gazeteciliğin batsın senin!

Türkiye'de nice vahşetler yaşandı. GAZİ MAHALLESİ yüz karası olarak orada duruyor. "Hayata dönüş" operasyonunda boğulanlar, öldürülenler.. Uludere, Türkiye'nin Güneydoğusu'nda yaşanan vahşet... 

Tüm bunlar yaşanırken, sen neredeydin be ey vicdansız!

                                ***
 
Gezi Parkı'nın park olarak kalması için her daim "çapulcu" olacağım!

Ama oynanan oyunlar karşısında, asla ve asla yüzde 50'den vazgeçmeyeceğim.

Atatürk posteri ile APO posterini yanyana koyanlardan asla olmayacağım.

Taksim'in orta yerinde türlü türlü paçavraları dalgalandıranlarla kol kola girmeyeceğim.

"AK Parti kalsın, Tayyip gitsin" diyenlerin sözüne itibar etmeyeceğim!

"Sandık"tan, "demokrasi"den taviz vermeyenlerin yanında olacağım.

Özeti şu:

Bu oyun sürdükçe...

Benim bir yarım hep yüzde 50 olacak... 

Hadi şimdi saydırın saydırabildiğiniz kadar. Siz saydırdıkça, siz saygı duymadıkça, yüzde 50 eksilmiyor, daha da artıyor.