BIST 9.080
DOLAR 32,36
EURO 34,99
ALTIN 2.315,59

Bir Bayram Akşamı Soğuk Bir Kafede...

Kimse konuşmasa da biliyorum. Bu tahta masalarda oturan üşümüş insanlar benim insanlarım. Kiminin önünde yarısı içilmiş kahve. Kiminin önünde gri küllerle oyalanan soğuk kül tablaları. Kendini yaksa da sigara yalnızlığı ısıtmıyor belli.

 

Kimse konuşmasa da biliyorum. Bu tahta masalarda oturan üşümüş insanlar benim insanlarım.

 

Kiminin önünde yarısı içilmiş kahve. Kiminin önünde gri küllerle oyalanan soğuk kül tablaları. Kendini yaksa da sigara yalnızlığı ısıtmıyor belli.

 

Amaçsızca etrafı tarayan bu hüzünlü gözler benim. Yalnızlık çarpı yalnızlık mutluluk eder mi? Etmiyor belli. Üşüyor birbirine değince bakışlar. Görünmez sarkıtlar gözlerimize batıyor.

 

Kahve fincanlarına sığınıyor üşümüş eller. Cam ekranlara, içlerine neşeli resimler sığdırılmış, bilgece sözlere. Kafası yerinde bir bilge tarafından uydurulmuş absürt kehanetler gibi. Hiç biri kendini gerçekleştirmiyor.

 

Camdan bayramlaşmalar, camdan çikolatalar, camdan çiçekler. Ne ısıtıyor insanın elini sıcak bir bayramlaşma gibi; ne de yeniyor çikolatalar, ağızda çoğalan mutluluk gibi.

 

Hep tek başına gülmeler bu fanus dünyada. Bir gülüş diğerini tetiklemiyor. Şipşak resimler gibi sahibinin yüzünde donup kalıyor.

 

Yalnızlığı kendileri mi tercih ediyor bu insanlar, yoksa bir virüs gibi kendiliğinden mi yayılıyor? Bulaşıcı bir şey midir sahi yalnızlık? Korunmak mümkün müdür?

 

Bir bayram akşamı soğuk bir kafede, tek kişilik masasında bu genç kız, karşısında bilgisayar neyi çoğaltıyor?

 

Üşümüş güvercinler gibi insanlar. Kiminin önünde bilgisayar, kiminin elinde akıllı telefon kahve altlarında kümeleşiyorlar. Hiç tanımasalar, iki çift laf etmeseler de etrafta birileri olsun istiyorlar. Tatsız bir yemek gibi yalnızlık, tek başına zamandan geçmiyor.