BIST 9.008
DOLAR 32,32
EURO 35,07
ALTIN 2.282,18

Bir anket de İnternethaber'de olsa...

Türkiye bir referandumun eşiğinde. Siyasi parti liderleri meydanlara indi, kamuoyu araştırma şirketleri harıl harıl anket düzenliyor.

Türkiye bir referandumun eşiğinde.

Siyasi parti liderleri meydanlara indi, kamuoyu araştırma şirketleri harıl harıl anket düzenliyor. Medya da halkın nabzını tutma konusunda kamuoyu araştırma şirketlerini aratmıyor.
 
Neredeyse bütün internet siteleri referandum anketi düzenliyor. Kısacası her yer anket kaynıyor.

Peki herkesin iyi kötü bir anketi varken İnternethaber neden anket yapmıyor? İnternethaber'in neresi eksik, bir anket düzenleyemiyor mu?

Siz okurlarımızdan bu tür yorumlar ve bu konuda yoğun bir talep var.

Okurlar İnternethaber'de de bir referandum anketi görmek, sandıktan önce vereceği oyu, sitesi üzerinden tescillemek istiyor.

İnternethaber Medya Grup Başkanı Süleyman Özışık'a sizlerden gelen talepleri de ileterek "Neden İnternethaber'in bir anketi yok?" diye sordum.

İnternethaber okurları bakın bakalım İnternethaber'de neden anket yokmuş:

"Türkiye ve dünyada  internet ortamında yayınlanan tüm anketler manipülasyona açıktır. Örneğin okur bir oy verdiğinde internet explorer'daki web geçmişini silip yeniden ankete katılmak gibi bir hile yapabilme şansına sahip. Veya bir iş yerinden ankete katılan kişi o işyerinde örneğin 50 bilgisayar varsa o 50 bilgisayardan ayrı ayrı oy verebiliyor.

Bir başka örnek isterseniz şahsi bilgisayarından oy kullanan bir kişi işyerinde ya da bir internetkafede tekrar oy kullanabiliyor. Dolayısıyla ne kadar güvenlik önlemi alırsanız alın bu çok büyük manipülasyonlara neden olabiliyor.

Toplumu yanlış yönlendirmeme ve kamuoyunu doğru bilgilendirme adına İnternethaber bu tür internet anketlerini yayınlamaya pek sıcak bakmıyor."

LÜTFÜ TÜRKKAN "MHP AĞZIYLA YAZIYOR!"

İnternethaber'de yazan yazarlarımızla ilgili zaman zaman bazı okurlarımızdan şikayetler alıyorum.

Kimi bir yazarı bu sitede görmek dahi istemediğini söylerken kimisi de yazarın üslubundan rahatsızlığını dile getiriyor.

İnternethaber yazarlarına müdahale etmemeyi kurulduğu ilk günden itibaren kendisine prensip edinmiş bir haber sitesi.

Halkın inançlarına, etnik kökenlerine, kişiliklerine hakaret ve küfür etmediği sürece yazarlarını uyarmama noktasında bir karar almış ve bu kararını bugüne kadar da uygulamıştır. 

Fakat bir okur temsilcisi olarak  sizlerden gelen şikayetleri yazarlarımıza iletmek görevini de ihmal etmedim.

İnternethaber'in keskin kalemli tabir edilen yazarı Lütfü Türkkan ile ilgili bazı okurlarımızdan mailler aldım.

Türkkan'ın üslubuyla ilgili "resmen MHP ağzı, yorumu, düşüncesi, ve sertliği olduğunu gözlemliyorum" şeklindeki bir yaklaşımda bulunan okurumuz bunu özellikle yazarımıza iletmemi istedi.

Gelen bu eleştirilere Lütfü Türkkan'dan da bir cevap geldi. Yazarımızın okurlarına cevabı birebir aşağıdadır:


"İnternethaber, Türkiye'de okuyucu profili konusunda en zengin haber portalı. Bu sitede, her türlü görüşe mensup okuyucular var, yazarlar olduğu gibi.
 
Ben de bu yaşa dek, hayatımın çeşitli dönemlerinde yaşadıklarım, okuduklarım ve duyduklarımın tesiriyle oluşan bir hayat görüşüne, bununla birlikte bir siyasi kanaate sahibim.
 
Bir haber portalında yazı yazmak demek, bu görüşlerinizden vazgeçmek anlamına gelmediğini benim kadar en az sizler de bilirsiniz.
 
Aslolan, kendinizden olmayan fikirleri benimsemek değil, onlara saygı göstermek, tahammül etmek olmalı.
 
Benim şu anda ülkeyi yöneten AKP İktidarı'na tahammül ettiğim gibi.
 
AKP'yi, yöneticilerini, icraatlarını eleştirmek ve bu eleştirilerimi kamuoyunla paylaşmak benim önce Türk vatandaşı olarak  en doğal hakkım.
 
Bir yazar olarak da bunda herhangi bir beis yok zaten.
 
Bu toplumun çok sesliliğinde rahatsız olan, aslında her biri birer "Dikta  Heveslisi" olduğu halde, darbelerden "sözde" rahatsız olanların varlığından tabii ki haberdarım.
 
Benim Başbakan'ı, icraatlarını eleştirmemden rahatsızlık duyanların bana karşı eleştirilerini de saygıyla karşılıyorum.

Bu rahatsızlıklarını, eleştirilerini, edep içinde ifade edenlere de, yazdıklarımdan duydukları memnuniyeti ifade edenlere olduğu gibi, yazdıkları elektronik postalara cevap vermek suretiyle teşekkür ediyorum.
 
Tabii ki, edep dışı ifade kullananlar da olmuyor değil. Ve bunların bir kısmı AKP'li, bir kısmı PKK'lı.
 
Kimi küfür, kimi tehdit ediyor.
 
Bunları da hukuka havale ediyorum cevap vermek yerine.
 
Benim için ilginç olan AKP ve PKK lıların aynı zeminde buluşuyor olmaları.
 
Her ne kadar gizleseler de farklı düşünmedikleri artık yadsınamaz bir gerçek.
 
Benden iktidarı övmemi bekleyenlerin, beklemeleri maalesef beyhude bir bekleyiş.
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı en sıkıntılı günlerinde yalnız bırakmayan bir adamım ben.
 
Pınarhisar Cezaevi'nin o günlerdeki savcıları da, gardiyanları da ahbabım olmuştu o ziyaretlerimin sonucu.
 
Şu anda kabinede bulunan Bakan, AKP Genel Başkan Yardımcılığı başta olmak üzere, partinin çeşitli organlarında görevli olan, AKP Meclis Gurubunda bulunan Milletvekili dahil, halen ailece görüştüğüm, birbirimizle medeni ilişkilerimizin devam ettiği, aynı secdeye baş koyduğum, Kabe'de tavaf ettiğim çok dostum, arkadaşım, büyüğüm mevcut.
 
Ama o gün de, bu gün de, Onlar gibi düşünmediğimi bilirler.
 
Bu dostluklarım, söz konusu bu ükenin menfaatleri, bölünmez bütünlüğü olunca, eleştirmeme asla ve kat-a engel değil.
 
Ben bu sitede yazmaya başladığımda ilk yazımın sonunda bakın neler demişim.
 
"Yazılarımda iktidar yalakalığı asla ve kat-a bulamayacaksınız.

Eleştirmek adına ne varsa, hakaret ve küfür içermeden herşeyi bulabilmeniz mümkün olacak.
 
İktidar'a ve güç sahiplerine peygamber muamelesi yapanlar, çok hoşnut olmayacaklar yazılarımdan.

Bunu biliyorum...

Etnik kavga yapanların, Türkiye'yi ayrıştırmaya çalışanların, dindar olanların değil ama dini pazarlayanların sevmediği bir yazar olacağımı da biliyorum.

"Devletin malı deniz yemeyen domuz" sözlerine lanetler okuyan ama ardınadan milletin hakkını yiyerek domuzluktan geri durmayanlar da çok hoşlanmayacaklar.

Bunu da biliyorum…

Geriye kim mi kaldı?

Asıl Türkiye, Türkiye'nin gerçek sahipleri sade vatandaşlar, geride kalanlar.

Onlar bizim yazdıklarımızdan ziyadesiyle memnun kalacaktır.

Bunu bilmenin huzuru ile Bismillah dedik."

İlk gün belrttiğim minvalde devam.
 
Allah'ın bana verdiği sayılı nefes tükeninceye dek, "Ne mutlu Türküm diyene" sözü şiarım olacak.
 
Saygılarımla.