BIST 9.525
DOLAR 32,57
EURO 34,68
ALTIN 2.518,51

Beyninize bir tırmık atmak istiyorum!

Bir resim düşünün her şey yerli yerinde. Manzara güzel. Hava sakin. Kuşlar keyifli görünüyor. Hatta bir nehir akıyor tam kıyısından, mavi. İçinde balıklar oynaşıyor. Ve siz tam ortasında oturuyorsunuz bu resmin. İçiniz ılık. İçiniz sakin. İçiniz mutlu. İç

Bir resim düşünün her şey yerli yerinde. Manzara güzel. Hava sakin. Kuşlar keyifli görünüyor. Hatta bir nehir akıyor tam kıyısından, mavi. İçinde balıklar oynaşıyor. Ve siz tam ortasında oturuyorsunuz bu resmin. İçiniz ılık. İçiniz sakin. İçiniz mutlu. İçiniz kendinden emin.

Sonra bir el çıkıyor nereden çıktığı belli olmayan ve resmin arkasını çeviriyor. Kırık dökük sokaklar. Tepesinden kesif dumanlar yükselen evler. Sağda solda kan izleri. Köşede bir çocuk ağlıyor. Ötede bir kaç kişi kolu bacağı kopmuş birini taşımaya çalışıyor. Bir kadın çığlık çığlığa hayatı yokluyor. Sallanıyor görüntü. Siz düştüğünüz yerden bu resme bakıyorsunuz.

Dehşet içinde kalıyorsunuz bir an. İçinizin ılıklığı, sakinliği, emniyet duygusu buhar olup uçuyor. Bir şeyler kopuyor içinizden ve tanımadığınız bu sokağa ve insanlara doğru akıyor. Acıma, merhamet, kendi başına gelmesinden korkma duyguları birbirine karışıyor. Bir şeyler yapmak istiyorsunuz. Bir şeyler yapılsın istiyorsunuz. Ayağa kalktınız bile. Sizin gibi düşünen başkalarını arıyorsunuz.

Tam o sırada biri tutup kaldırıyor sizi düştüğünüz yerden ve alıp tekrar eski sakin, huzurlu ve mutlu resmin içine yerleştiriyor. İçinizde hâlâ bir acı hissi var. Hâlâ bir şeyler yapmak istiyorsunuz. Sonra biri geçiyor meydandan. Nehirde bir adam balık avlıyor. Bir kadın çocuğunu gezdiriyor parkta. Bir yerlerden sıcak ekmek kokuları geliyor. Dikkatiniz dağılıyor. Azalıyor içinizdeki dehşet duygusu.

Hemen yanınızda bulunan banka ilişiyorsunuz. Biri çay veriyor elinize. Parkın çaycısı olmalı. Biri havaların ne kadar sıcak olduğundan söz ediyor. Parkta oturmayı adet edinmiş bir emekli ya da mahalle sakini olabilir. Bir başkası yarın akşamki konserden bahsediyor ve bir davetiye tutuşturuyor elinize. Çok hoplamalı zıplamalı. Resmin arka yüzü giderek silikleşiyor.

Çayınızı yudumlayıp, konser davetini incelerken yanınızda oturup sıcaklardan şikâyet eden adama hı hı diyorsunuz. Haklısınız. Beyniniz kendini en yakın gölgeye atmak istiyor. Telefonunuz çalıyor o sıra. Çok sevdiğiniz bir arkadaşınız heyecanla yarınki maçtan bahsediyor. Televizyon diyor. Plazma diyor. Çıtır diyor. Çerez diyor. İçinizdeki zevk canavarı, keyifle kendinden geçiyor. Resmin arka yüzü tamamen siliniyor.

Dünya denen gezegende sıradan bir gün daha sona eriyor!