BIST 9.645
DOLAR 32,54
EURO 34,88
ALTIN 2.431,90
HABER /  GÜNCEL

Başbuğ'un heyete son sözü bu oldu!

'İnternet Andıcı' soruşturması kapsamında tutuklanan Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, cezaevine giderken kısa bir açıklamada bulundu.

Abone ol

İNTERNETHABER / İrtica ile Eylem Planı Davasına ilişkin belgeye 'kağıt parçası', Ergenekon operasyonlarında ele geçirilen lav silahlarına 'boru' diyen ve mahkeme kararı sonrası tutuklanan Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un mahkeme heyetine son sözü şu oldu: "Bizler gelip geçiciyiz, sizler tarihe not düşeceksiniz. Karar sizin!"

FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ...

Tutuklama kararının ardından cezaevine giden Başbuğ, çıkışta basın mensuplarına da  kısa bir açıklamada bulundu.


Başbuğ cezaevine giderken, ''Türkiye Cumhuriyeti'nin 26. Genelkurmay Başkanı, terör örgütü kurmaktan ve yönetmekten tutuklandı. Takdir yüce Türk milletinindir'' dedi.

KENDİNİ BÖYLE SAVUNDU

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, 'İnternet Andıcı' davasında tutuklandı ve 'darbe' davaları kapsamında şu ana dek cezaevine gönderilen en yüksek rütbeli isim oldu. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde de bir eski genelkurmay başkanı sivil mahkeme tarafından ilk kez tutuklanırken, 7 saatlik savcılık sorgusunun ardından 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk edilen Başbuğ'un, burada yaptığı savunması şöyle.

Başbuğ, kendisini tutuklayan mahkemede şunları söyledi:

"Bu suçu reddediyorum. Bu suçlamayla itham edilen kişi, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 26. Genelkurmay başkanıdır. Bunu tarihe not olarak düşmekte yarar görüyorum...

Ben Genelkurmay Başkanı olarak TSK'nın komutanıyım ki bu TSK, dünyanın sayılı en güçlü ordularından biridir. Böyle bir orduya komuta eden birisinin, silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlanmasına, gerçekten trajikomik diyebiliriz.

Ben 2002 yılı 30 Ağustosun da orgeneralliğe terfi ettim ve 2003 Ağustosu itibariyle Genelkurmay İkinci Başkanlığı görevine atandım. Bu görevi yaptığım 2003-2005 yılları arasında çeşitli vesilelerle sayın Cumhurabaşkanı ve gerekirse sayın Başbakan ile çalışmalarımız oldu. Yine bu siyasi iktidar tarafından 2006 yılında Kara Kuvvetleri Komutanı olarak atandım Yine şu andaki hükümetimiz tarafından, 2008-2010 yılları arasında Genelkurmay Başkanlığı görevine atandım.

Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile, MGK üyesi olarak bu hükümetin bakanlarıyla birlikte çalıştık. Şimdi elbette devletimizin istihbarat olanakları ve imkanları var. Bu kadar sene siyasi otoritenin en büyük makamlarıyla beraber çalışıyoruz ki, benim o dönemlerde silahlı bir terör örgütü kurma ve yönetmem tespit edilmemiştir ki bu üzerinde durulması gereken bir nokta.

Tespit tedilmeş ve bu görevde tutulmuşsam bu ayrı bir noktra. Bu suçlamayla emekli oldukatn 1.5 sene sonra karşı karşıya kaldım. Çünkü üzücü ve anlaşılması zor olan, eğer ki benim bu faaliyetleri aktif görevim esnasında yaptığım iddia ediliyorsa ve bu faaliyetlerim o zaman devletin yetkili makamlarınca anlaşılmamışsa bunu da anlamak mümkün değildir.

Netice olarak, böyle bir idddiayı duymak, işitmek; silahlı kuvetler bünyesinde, ülkeye ve devlete şerefiyle görev yapmış bir general olarak onuruma dokunmaktadır. Bir Genelkurmay Başkanının silahlı terör örgütü kurmakla suçlanması; bu bana verilecek en büyük cezadır. Bunun bu şekilde söylenmesi bile bana verilecek en büyük cezadır, daha büyüğünün olacağını düşünmüyorum.

Taktir mahkemenizindir, bizler gelip geçiciyiz ancak sizler tarihe not düşeceksiniz."

ADLİYE ÇIKIŞI BÖYLE GÖRÜNTÜLENDİ