BIST 8.718
DOLAR 32,33
EURO 35,18
ALTIN 2.246,41
HABER /  GÜNCEL

Başbakan'ı köşe bucak arayan adam!

Önder Aytaç Başbakan'ı neden arıyor?

Abone ol

Gazeteci, yazar ve akademisyen Önder Aytaç on gün içerisinde Başbakan'la mutlaka görüşmesi gerektiğini Twitter'da yazmıştı. Herkes onun Başbakan'la neden görüşmek istediğini merak ederken Twit-ül Havadis Aytaç'a bu soruyu sordu. Tabiki sadece bunu değil...

Taraf gazetesinden ayrıldıktan bir süre sonra gazeteyle ilgili "Taraf beni p... gibi ortada bıraktı" diyerek attığı twit gündeme dannn!! diye düşmüştü. O sözü neden söyledi? Bunu da sorduk. Kısacası Önder Aytaç ve twitter'a dair ne varsa, twit aleminin son günlerde tartıştığı konular da dahil, biz sorduk o cevap verdi.

Twit-ül Havadis'in bu haftaki konuğu sözünü esirgemeyen, tartışmayı seven ve bir o kadar da tartışılan; gazeteci, yazar ve akademisyenliğinin yanına bir de sıkı twitçi kimliğini ekleyen Önder Aytaç... 2010 yılının normal gazeteciliğin ölüm yılı olduğunu söyleyen Aytaç, Twitter'la ilgili de ilginç tüyolar da verdi. Neden Twitter'ı kullandığı, en çok kimleri takip ettiği, kimleri blokladığı, Follower artırma hileleri, Başbakan'la konuşmak istediği ve herkesten sır gibi sakladığı o konu, Oktay Ekşi'nin CHP'ye geçişi, içki yasağıyla ilgili tartışmalar hakkında ne düşündüğü... İşte tüm bunların cevabını sizi bekliyor.

2010 NORMAL GAZETECİLİĞİN ÖLÜM YILI OLDU

Twitter'la nasıl tanıştınız?

Twitter'a daha önceden üye oldum ama epey bir kullanmadım. Bizim Emre Uslu Hoca Twitter'a üyeydi, ona sordum. Ondan sonra kullanmaya başladım, iyiki de kullanmaya başlamışım. 3 ay kadardır da aktif halde kullanıyorum.

Sosyal medyanın geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Önümüzdeki süreç içerisinde sanıyorum twitter gibi sosyal medya paylaşım alanları daha fazla gündem belirleyici olacak. Hatta 2010 yılını normal gazeteciliğin ölüm yılı olarak alabileceğimiz kanısındayım. Hala dedesinin yöntemleriyle gazetecilik yapmış olanların çok çabuk ekşiyeceğini ve medyadan ayrılacağını düşünüyorum. Bu siyasiler içinde geçerli. Sadece monoloğa alışmış, kendi düşündüklerini dayatan ama hiçbir şekilde geri dönütleri almayan gazetecinin de, iş adamının da, politikacının da bir an önce mezara gidecek bir sürecin içinde olduğunu Twitter bağlamında görüyorum.



Ben Taraf'ta yazarken haftada iki gün yazıyordum. Ama şu anda 3 farklı haber sitesinde yazıyorum. Buralarda haftada üçer ayrı makaleyle, haftada 9 makale yazmış oluyorum. Bu şekilde yazım hem beni eskisine göre 4-5 kat daha fazla çalışmaya zorunluyor hem de internet üzerinden daha çok insana kavuşmuş oluyor. Önümüzdeki süreç içerisinde İpad gazeteciliği, internet gazeteciliği gibi gazeteciğin gelişeceğini görüyorum.

BAZI İSİMLERİ TWİTTER'DA GÖRÜNCE "NE OLUYOR?" DEDİM

Twitter'ı oldukça aktif kullanıyorsunuz. Çevrenizden eleştiriler alıyor musunuz, "sürekli twittesin" diyenler oluyor mu? 

Elbette. Belki yaşını başını almış, kelli felli birisinin bu şekilde twitter'a girmiş olması anormal karşılanabilir ki benim de aynı şeyi düşündüğüm olmuştur. Doğruyu söylemek gerekirse ilk başlarda Nedim Hazar'ı, Radikal'in eski Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan'ı ya da Bilgi Üniversitesi'nde öğretim üyesi Deniz Ülke Arıboğan'ı orada görünce "yahu noluyo" dediğim oldu.

Ama Deniz Hoca, Malatya'ya giderken twit atıyorsa, ben Malatya'daki Polis Okulu Müdürü'yle konuşup " eğer bize de gelecek olurlarsa çok mutlu oluyorum" diyorsa, ben de Deniz Hoca'yla konuşup orada konferans vermesine aracı oluyorsam bu formel konuşmalarımız çervesinde belki bir haftada halledeceğiniz şeyi orada tık tık hemen hallediyorsanız bu çok güzel bir şey. O yüzden kim ne derse desin bu çok hoş.

Neden Twitter?

Ben katıldığım radyo ve televizyon programlarını Twitter'da paylaşıyorum. Beni 4000 kişi takip ediyor. Benim takip ettiğim de 1000 kadar kişi var. Bu 5000 kişinin hadi diyelim 3500'ü pasif olsun. Geriye kalan 1500 aktif katılımcının bu programlara twitleriyle dahil olmasıyla bir beynin çalışıp oraya dahil olasındansa 1500 beynin, farklı görüşün katılımıyla normalden 1500 kat mesafe katetmenizi sağlıyor. Bu da gene Twitter sayesinde.

Takipçilerinizle diyaloğunuz nasıl?

Gayet iyi. Bana mesaj atanlara bir keliyle bile olsa elden geldiğince cevap vermeye çalışıyorum. Zaman zaman da "bana twitleriyle geri dönen tek insansınız" gibi yorumlar alıyorum. Bunu yapmış olmak insani ilişkinin gereği olarak önemli.

ERGENEKONCULARI BLOKLUYORUM

Ne olduğunda blokluyorsunuz insanları?

Daha ilk cümlesinde Ergenekoncu ve Ulusalcı bir yaklaşım içinde hakaret eden nezaketsizleri blokluyorum. Onlarla geçireceğim vakti daha anlamlı şekilde geçirebilirim. Ama onun dışındaki herkesle diyalog içinde oluyorum.

Takip ettiğiniz insanları neye göre seçiyorsunuz?

Yazdıklarını, ona gelenleri, resmini, konuşma tarzına hepsini görebiliyorsunuz. Mesela Brezilya'dan bir öğretmen var takip ettiğim. Brezilya benim hiç gitmediğim ama merak ettiğim bir yer. Ya da uzun süre göreşemediğim dostlarım var takip ettiklerim arasında. Bana artı değer katacağına inanmış olduklarımı takip ediyorum. Takip edipte anlamsız gelenleri de listemden çıkarıyorum.

HANGİ ÜNLÜ İSİM SAYESİNDE TAKİPÇİLERİ ARTTI?
HABERİN DEVAMI İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...

[PAGE]




CÜNEYT ÖZDEMİR FOLLOWER'LARIMI ARTIRDI

Twitter'ın bazı hileleri de varmış bunu zamanla, kullandıkça öğreniyorsunuz. Mesela baştan herkesi ekliyorlarmış, takipçileri 5000, 10000 olduğunda da teker teker herkesi çıkarmaya başlıyorlarmış. Böylelikle takipçi sayısı çokken takip ettiği insan sayısı az görünüyor. Bence takip edilmek de takip etmek de söyleyeceği sözünün olmasıyla doğru orantılı.

Mesela Cüneyt Özdemir'den örnek vereyim. Yapmış olduğu hakaretlerle yüzlerce insan takip ederken binlerce insan da takibi bırakabiliyor. Beni de takip edenlerin sayısının artmasında Cüneyt Özdemir'in bana anlamadan çakmış olmasının katkısı vardır. Onunla atışmamdan sonra 200 - 300 birden arttı takip eden sayım.

Twitter'da ne kadar az kişiyi takip edersem o kadar büyük adamım gibi bir algı mı var?



Bence hiç takip etmeyen insanlara bunu sormak lazım. Ben "bu tip düşünenlerin ruhsal sıkıntısı var mı?" diye öğrencilerime söylerim. Mesela Elif Şafak, Ahmet Taşgetiren hiç kimseyi takip etmiyor. Takip etmeye gerek duymuyor demekki.

Ama Nazlı Ilıcak mesela TV8'de 8. Gün programına katılmıştı. Katılanları hemen tık tık resimleyip paylaştı. Benim anlamış olduğum gazetecilikte kendisini bu kadar yenilemiş olmak ve sokak gazeteciliğini de bu kadar güzel, anında yapıyor olması çok saygı duyacağım bir şey.

EN ÇOK KİMLERİ TAKİP EDİYOR?

Takipçileriniz arasında ne yazdığını en çok merak ettikkleriniz kimler?

 CommEntare diye birisi var onun yazdıklarını çok önemsiyorum. Ademyılmaz55, tahlilleri inanılmaz kuvvetli, bu medya piyasasını da çok iyi bilen birisi, onun yazdıklarını çok sıkı takip ediyorum. Kendi listeme eklemiş olduğum o bin kişinin mutlaka ne söylemiş olduğuna göz ucuyla da olsa bakıyorum. Bir de anında sıcak haberi Twitter'da bulabiliyorsunuz.

Nedim Hazar, Zafer Arapkirli, Nuh Gönültaş, Lütfü Türkkan gibi isimlerin gündemi yorumlamaları. Bunları günde 1000 dolar verseniz bile yapamazsınız. Bunlar aynı zamanda farklı zenginlikler de veriyor. Mesela Lütfü Bey'in her gece "Kuzu gibi yatın Bozkurt gibi kalkın" demesi, Nedim Hazar'ın "biz buradan gider olduk kalanlara selam olsun" diyerek veda etmesi bunlar çok güzel.

Twitter aleminin gerçek hayata yansıması nasıl?

Sanal alem dediğiniz şeyi gerçeğe, gerçek alem dediğiniz şeyi de sanal aleme dönüştürmek çok zor bir şey değil. 11 Eylül'de uçaklar ikiz kulelerden birini vurduğunda anında insanlar kule ismini anımsatan web sitelerin satın alıyorlar. İkinci ikiz kuleye çarptıktan sonra da 90 saniye içinde bütün ikiz kule ismini anımsatan domain nameler satın alınıyor. Bundan sonra savaş uçaklarla vs yapılacak belki ama asıl savaş mause üzerinden ve monitörle yapılacak.

KILIÇDAROĞLU'NUN GIKI ÇIKMIYOR

Siyasetçilerden takip ettiğiniz isimler kimler?

AK Parti'den Suat Kılıç, Batman Milletvekili Emin Ekmen, Edibe Sözen var. BDP'den Sırrı Sakık, Kılıçdaroğlu'nun hiç gıkı çıkmıyor ama Gürsel Tekin'in olumlu katkıları oluyor. Devlet Bahçeli'yi takip ediyorum ve girer girmezde çok anlamlı ve aktif kullanmaya başladı. Bunun farkına varan aktif siyasetçi bunu güzel kullanabilir ama tek yönlü bir şey değil iki yönlü bir şey. Zaten ben kimseyi takip etmiyorum deyip tek yönlü kullananlar eskinin uzantıları gibi geliyor bana.

Melih Gökçek Twitter'a girdi çok aktif bir şekilde çift yönlü kullanmaya başladı. Neredeyse tüm takipçilerinin sorularını cevaplıyor. Melih Bey'le ilgili ne düşünüyorsunuz?

İnanılmaz bir şey yaptı. Melih Bey iddiacı olmayı, tartışmayı seven birisi. Önemsiyorum onu. Tabi orda hemen kızmamak lazım, avukat işini devereye sokmamak lazım. İstemiyorsan bloklarsın. Ama Melih Bey buranın önemli olduğunun farkında. Burası çok farklı bir mecra bizim siyasetçilerin de zamanla alışacağı bir mecra.

TARAF ESKİ ÇİZGİSİNDE DEĞİL!

Siz Taraf gazetesiyle ilgili Twitter üzerinden çok tartışma yaratacak bir ifade kullandınız. "Beni p.. gibi bıraktı" dediniz. Bununla ilgili çok eleştiri aldınız mı?

Ben inandığımı yazdım. Belki o kelimelerle kullanmayabilirdim. Bir anlık heyecanla yazılmıştı ama ben oyum. Orada bir duygumu yazdım. Bence robotlaşmamak lazım. Hakaret etmek istiyorsan ağzını doldura doldura hakaret etmek lazım, eğer mutluluğunu gözyaşıyla paylaşmak istiyorsan ben şuanda ağlıyorum deyip bunu twitterda paylaşmak lazım. Bunu yapan insani yöndür. Twitter bir anlamda sanal ortamın psikoloğu gibi.

Ben Taraf'ı önemsiyorum ve benim yazdığım süreçteki Taraf olmadığı için de üzülüyorum. Ama Türkiye demokrasisi açısından Taraf'ın önemli şeyler yaptığını ve bundan sonra da umuyorum eskisi gibi yapacağı duygusuyla Taraf hakkında konuşmaktansa sessiz kalmayı tercih ediyorum.

OKTAY EKŞİ CHP'Yİ EKŞİTTİ!

Son günlerde Twitter üzerinden de çok tarışılan bazı konular var. Mesela Oktay Ekşi'nin CHP'ye geçişini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Twitter'da bu konuyla ilgili çok güzel bir şey dolaştı: "CHP ekşidi" Ben de ekşidiğine katılıyorum. Bence Hürriyet'ten CHP'ye geçmiş olmakla Oktay Ekşi CHP'yi ekşitse bile bir güzellik yaptı. Onun dışında bu güzelliği yapmayan o gazetede bir ton köşe yazarının olduğuna inanıyorum ben. Biliyorsunuz hamur ekmek yapmadan önce ekşitilirki ekmek olduğunda güzel kabarsın, CHP'nin gerçekten dalgalanıp kabarmasında bu Ekşi'nin katkısının olacağına inanıyorum. Oktay Ekşi'nin oğlu Özgür Ekşi benim arkadaşımdır. Onun ekşitmesinin topluma nasıl yansıyacağını da merakla ve ilgiyle izliyorum.

"Ucube" eser tartışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Tamamlanmamış bir eser ucube gibi gelebilir bu normal çünkü daha eser tamamlanmamış. Ayrıca sanatçının ben ucube olmayan bir şey yapacağım iddiasında olması da çok normal bir şey değil. Sanatçının saçmalama özgürlüğü de vardır. Bize ucube görünen eserler daha sonra bu döneme ışık tutucu bir şey olabilir. Başbakan'a katılıyorum bitmediği için gerçekten ucube gibi görünüyor. Ama bittikten sonra ayrı bir değer taşıyan bir yapı olabilir.

İÇMEDEN DE SARHOŞ OLABİLİYORUM

İçki yasakları da en çok konuşulan konular arasında. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz içki yasaklarını?

İçmek ya da içmemek insanların bireysel özgürlüğüyle ilgilidir. Ben dini değerleri bilmesem bir İzmirli olarak balığı asla ağlatmadan içen bir insan olurdum. Ama şimdi dini değerleri bilen bir insan olarak içmeden nasıl sarhoş olunacağını, balığı ağlatmadan rakıyı içtiğimdeki çakırkeyif olmaktan yüz kat daha ötesinde çakırkeyif olabiliyorum.

BAŞBAKAN'LA MUTLAKA GÖRÜŞMEM LAZIM

Son olarak Twitter'da Başbakan'la görüşmek istediğiniz yazdınız. Başbakan'la neden görüşmek istiyorsunuz? AK Parti'den milletvekili adaylığı mı var yoksa ufukta?

Hayır siyasete girmeyi şuan düşünmüyorum. İleride şartlar farklı olur o zaman düşünebilirim. Ya da AK Parti içerisinde milletevillerinin 3'te 2'si değişecek olur, CHP Muhammet Hoca açılımı gibi farklı bir açılım yapabilir ya da ülkücü hareket içinden böyle bir teklif gelir o zaman düşünürüm. Ülkeme hizmet edebileceğim kanaatinde olursam böyle bir şey olabilir.

Başbakan'la görüşme talebime gelince Başbakan'la tanışırız. Bir konu var kendisiyle bir hafta on gün içerisinde paylaşmam gereken. Çevresindeki emniyetçi arkadaşlar biz nerde olduğunu söyleyelim, siz uçağa binerken, inerken görüşebilirsiniz dediler. Onu da Önder Aytaç kimliğine yakıştıramadım. Emri vakiyle gitmek istemedim. bu on gün içerisinde kendisinden bir randevu alabilirsem bu önemli konuyu paylaşmam lazım. Konu memleket meselesiyle ilgili.

http://twitter.com/HtcKubra
Facebook Hatice Kübra
Twitter İnternethaber
Facebook İnternethaber