BIST 9.727
DOLAR 32,50
EURO 34,91
ALTIN 2.439,09

Başbakan yine ters köşeye yatırdı!

Başbakan Erdoğan'ın Kızılcahamam kampında "öğrenci yurtları/evleri" ile ilgili sözleri medyaya sızınca kemirilesi yeni bir gündemimiz oldu.

Başbakan Erdoğan'ın Kızılcahamam kampında "öğrenci yurtları/evleri" ile ilgili sözleri medyaya sızınca kemirilesi yeni bir gündemimiz oldu.

"Kızlı-erkekli öğrenci evlerine baskın" haberleri köpürdükçe köpürdü.

Zira AK Parti'nin özel hayata müdahale ettiği tezini ellerinde tutanları da "aman efendim yok öyle bir şey"cileri de hoplatacak bir haberdi.

Nitekim hopladılar.

Veryansınlar yükseldikçe, "köpüğünü sıyıralım belki işe yarar" deseler de kar etmedi.

Kraldan çok kralcı olanlar, Başbakan'ın her konuşmasından sonra "aslında öyle demek istemedi" diye arkasını toplayıcılar ters köşeye yattı.

Zaman Gazetesi'nin bu haberine yalan, iftira diyenler olduğu gibi konuya bambaşka açılımlar getirerek boyutlar üstü geçiş yapanlar bile oldu.

Başbakansa dün çıktı "Buralarda güvenlik güçlerimize gelen istihbarı bilgiler var. İstihbari bilgilerden hareketle de valiliklerimiz bu durumlara müdahale ediyorlar. Niye rahatsız oluyorsunuz? Bazı köşe yazarları inadına bu tür şeyleri yazıp çizecekler diye biz bu ihbarları bir kenara atamayız." dedi.

Olan hık deyicilere oldu.

Başbakan bir şey daha dedi :"Ben karakteri itibariyle farklı bir siyasetçiyim. Ve bir yerde konuştuğumu inkar etme anlayışına sahip bir insan değilim. "

Gayet açık ve net!

Ben kıvırmam, doğru bildiğimden şaşmam hele doğru bildiğimi söylemekten hiç çekinmem diyor özetle.

Bunu artık herkes anladı da Başbakan'ı sürekli düzeltme ihtiyacı gören yandaşlar bir türlü anlamadı.

Artık sular daha fazla bulanmasın kaygısıyla "öyle değil de kem de küm de" tavrıyla Başbakan'ın arkasını toplamaya çalışmayı bırakmalılar. Çünkü sadece Başbakan'ın gözünde değil herkesin gözünde komik duruma düşüyorlar.
 

ÖĞRENCİ EVLERİ DENETLENSİN Mİ?

Gelelim öğrenci evlerinin denetlenmesine.

Meseleye "muhafazakar" ya da ahlaki açıdan bakabilirsin. Kızlı-erkekli aynı evlerde kalınmasını tasvip etmeyebilirsin, doğru bulmayabilirsin.

Anne-babalara uyarı olsun diye "bu konunun açıldığı iyi oldu" da diyebilirsin.

Fakat devlet eliyle özel öğrenci evlerini denetleyemezsin!

Her şeyden önce özel alan.

Ve sonrasında bir kızla bir erkeğin aynı evde kalması suç değil. "Bu evlerde karmakarışık şeyler oluyor" diye kastettiğin zinaysa, devlet önünde bu da suç değil.

İş komşu ihbarlarına kaldıysa çok vahim.

Öğrenci milleti zaten sevilmez apartman sakinlerince, bir de ellerine bu koz geçerse düşünün sonucunu.

Bir apartmanda öğrenci milleti için çıkarılması en kolay, çiğnemesi en zevkli dedikodudur "eve erkek alıyorlar, eve kız atıyorlar" malzemesi.

Bunları nasıl ayıracaksın?

Denetlenecek o kadar şey var ki öğrenci evleri bu listenin sonunda bile yer almaz. Almamalı.

Biz öğrenci evlerinin nasıl denetlendiğini çok iyi biliriz.

28 Şubat sürecinde öğrenci evlerinde nasıl didik didik kitaplar arandığını unutmadık. O zaman" kızlı-erkekli" kalmıyorduk o evlerde ama okuduğumuz kitaplardan fişliyorlardı bizi.

Biz komşulardan gelen ihbarların nelere mal olduğunu da iyi biliriz.

Yine aynı dönemde komşusunu "evinde her cuma kalabalık bir grup toplanıyor, zikir çekiyorlar galiba" diyerek gelen ihbarların Atatürk düşmanlığına uzanan yollarında az çekmedik.

Anadolu insanı, anneler, babalar çocuklarının "kızlı-erkekli" kalmasından memnuniyet duymazlar. Doğrudur.

En moderni bile mesele kendi kızına gelince "orda bi duracaksın" der. Demeyenler de var elbette. "Benim çocuğum, onun kararı" diyenler de yaşıyor bu memlekette.

Sonuçta "kime ne?"

Ama ısrarla sorumluluk hissediyorsa Başbakan, ne olursa olsun bunun yolu öğrencileri ihbar ya da öğrencilere baskın değildir.

Başbakan kendisine emanet edilen çocukları korumanın daha makul ve işlevsel bir yolunu bulmalı.