BIST 8.981
DOLAR 32,33
EURO 35,07
ALTIN 2.294,65
HABER /  GÜNCEL

Başbakan Yardımcısı İşler: BM sistemi çöktü

Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Gazze’de yaşanan katliama dikkat çekerek, İsrail ve Birleşmiş Milletler’e ateş püskürdü. Birleşmiş Mille...

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Gazze’de yaşanan katliama dikkat çekerek, İsrail ve Birleşmiş Milletler’e ateş püskürdü. Birleşmiş Milletler’in çöktüğünü ifade eden İşler, “Gazzeli vatandaşlar İsrail tarafından SMS ile tehdit ediliyor. SMS’lerde evlerinin başlarına yıkılacağı yazıyor” dedi.
Bursa’da bir dizi ziyaretlerde bulunan Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Bursa İl Dernekleri Federasyonu’nda yaptığı konuşmada İsrail’e ateş püskürdü. Gazze halkının SMS’ler ile tehdit edildiğine dikkat çeken İşler, BM sisteminin çöktüğünü ifade etti. “Türkiye’nin etrafındaki yakın coğrafyada çok açılar yaşanıyor, sıkıntılar var” diyen İşler, “Coğrafyaya baktığınız zaman yegane istikrarı olan ülke Türkiye. Bizler millet olarak bu istikrarın, bu huzurun, bu güvenin değerini bilmek durumundayız. Çok şükür ülkemizde bir istikrar ve huzur. Bu yakın coğrafyada çatışmaları, kanın, gözyaşının oluk gibi aktığı yerlerde bütün gözler bizim üzerimizde. Bizden yardım bekliyorlar. Biz Türkiye olarak elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Bütün bölgelere dostluk, kardeşlik elimizi uzatıyoruz. Irak’ta acılar yaşanıyor. Her türlü desteği insani yardımları veriyoruz. Suriye’de 3 yılı aşkın zamandır büyük trajediler yaşandı, milyonlarca insan mülteci olarak gitti. Ülkemizde de milyonun üzerinde mülteci var. Aynı şekilde komşu ülkelerde Suriyeli mülteciler var. Birde Suriye’nin içerisinde başka yerlere göçmek zorunda kalan insanlar var. Bunlar açlıkla, susuzlukla, ölüm tehdidiyle karşı karşıya, acılar çekiyorlar. Suriye’de bu olaylar yaşanmasın diye Türkiye Cumhuriyeti olarak elimizden gelen gayreti gösterdik. Gerekli uyarılarda bulunduk. Gidişat böyle olursa sıkıntı olur, iç savaş olur dedik. Ama maalesef duvar oldular dinlemediler. Daha önce Türkiye ile Suriye arasında daha önce güzel ilişkiler vardı. Bir günde 50’nin üzerinde anlaşmaya imza attık. Yüksek düzeyli karşılıklı işbirliği konseyleri kurduk. Karşılıklı Bakanlar Kurulu’nu bir orada bir burada toplantı yaptık. Bütün bu güzel ilişkilerin, dostluğun, kardeşliğin kıymeti bilinmedi. Dost acı söyler kabilinden. Biz bu sıkıntılar başlamadan önce başdanışman olarak Suriye’de gerekli siyasi ve ekonomik reformların yapılması konusunda dostane görüşmeler yaptığımızda tavsiyelerde bulunduk. Dünya değişti. Sisteminizi değiştirin dedik Ama maalesef hep bizi oyaladılar, dinlemediler. Sizlerin de bildiği gibi dinletemedik. Şimdi maalesef Suriye coğrafyası kan gölüne döndü. Yüz binlerce insan öldü, yüz binlercesinin akıbeti meçhul. O Suriye’deki bütün komşu ülkelere yayılmış durumda. Biz bunlarla uğraşırken Irak’ta sıkıntılar yaşanmaya başladı. Irak’ta bir mezhep çatışması var. Orada izlenen başarısız, izansız, mezhepçi politikalar bu sıkıntılara yol açtı. Orası da kaosa sürüklendi” diye konuştu.

“BM SİSTEMİ ÇÖKTÜ”
“Filistin’de, Gazze’de İsrail’in acımasız saldırılarını ve orantısız güç kullandığını gördük” diyen İşler, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çocuklar öldü. Bebekler kundaklarında öldü. Sahilde top oynayan çocuklar 2008, 2009’daki o görüntüleri tekrar maalesef izlettiler. Şimdi İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki görüntüleri andıran görüntülerle karşı karşıyayız. İsrail’in bu şiddeti, diktatörlüğü karşısında bütün dünya kör oldular. Sağır ve dilsiz oldular. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak her zaman doğruyu, hakkı söyledik. Mazlumun yanında olduk, bu olayda da sesimizi yükselttik. İstedikleri kadar rahatsız olsunlar. Bu zulüm, bu savaş, bu haksızlık sürdükçe biz sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytanlardan olmayacağız. Bu olay BM düzeninin iflas ettiğini göstermiştir. BM’nin pek çok İsrail aleyhinde alınmış kararı var. Ama hiçbiri uygulanmamıştır. Türkiye olarak mevcut BM sisteminin iflas ettiğini ve acilen değiştirilmesi gerektiğini yüksek sesle söylüyoruz. Bu şekilde kervan gitmez diyoruz. Bunların gitmeyeceğini Gazze saldırıları ortaya koydu.”

“HALK SMS İLE TEHDİT EDİLİYOR”
Batı dünyası ve ABD’nin bu olaylara sessiz kaldığını ifade eden İşler, “İslam dünyasının olaylara sessiz kalması bizleri üzdü. Tek konuşan, hakkı söyleyen biz de kalsak hakkı söylemeye devam edeceğiz. Dünyanın bir İsrail sorunu olduğu ortaya çıkmıştır. Bu İsrail sorunu çözülmeden dünyada ve bölgede barış gelmeyecektir. Biran önce bu sorunun çözülmesi gerekmektedir. Antisemitizme karşıyız. İslamifobyaya da karşıyız. Batı’da üretilen terimlerdir ve bunu üreten Batılılar, Gazze’deki katliamlara sessiz kalmaktadırlar. 72 saat ateşkes dediler, yeniden eften püften sebeplerle ateşkesi ihlal ettiler ve öldürmeye devam ettiler. Kullandıkları silahların çoğu yasaktır. Bunları kullanarak kundakları bebekleri öldürüyorlar. İnsanlara SMS çekerek uyarıda bulunarak evlerinizi tepenize yıkacağız diyorlar. Bütün bunlar dünya bunlara maalesef sessiz kalıyor. BM’nin binaları dahil hiçbir korunaklı yer Gazze’de yok edildi. BM sisteminin çöktüğünü göstermektedir. Artık yeni bir dünyanın yeni bir uluslar arası sistemin kurulmasını zamanı gelmiştir” dedi.

“HÜKÜMET DİK DURUYOR”
3 Kasım 2002’den sonra yeniden milletin vermiş olduğu kararların benimsediği, güvendiği, umut bağladığı kadroyu iş başına getirdiğini söyleyen İşler, “O günden bu yana yeni bir Türkiye inşa ediliyor ve devam edecek. Bundan rahatsız olan güçler var. Önce 2013 yılı mayıs ayında gezi olaylarını başlattılar. Gezi olayları Türkiye’nin karıştırılması olayıdır. Sokak hareketleri hükümeti alaşağı etmek olayıydı. Demokrasiden bir çare alamayacağını düşünenler sokakları terörize ettiler. Ama Başbakanımızın dik ve kararlı duruşunu hesaplayamadılar. Haziran’da bu olaylar oldu, 5 ay sonra da 17, 25 Aralık yargı darbesiyle ülke karıştırılmak istendi. Siyasi istikrardan önce ekonomik istikrarsızlık hedeflendi. Gezi olaylarında bu sene hazirana kadar dikkat ettiğinizde ekonomik göstergelerde pek çok şeyin değişmiş olduğunu görürsünüz. Yüzde 4’lere inen faizler birden 10-11’lere çıkmak zorunda kaldı. Sizin bizim cebimizden birilerinin cebine zahmetsiz girmesi demek. Biz yüksek düzeyde aldığımız 50-60’larda faizlere 4’lere düşürdük. Bundan çok ciddi faiz lobisi rahatsız olmuştu. Faizlerin yükselmesi beyefendilerin kasaları sonuna kadar dolsun isteniyordu. Hükümetin dik duruşu sonucunda sonuç alamadılar” diye konuştu.

“YSK SORUMLUDUR”
Bir ilk yaşandığını söyleyen İşler, “2007 yılında cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir takım olaylar yaşandı. Abdullah Gül, aday gösterildiğinde 367 şartı arandı. Ve 367 garabateni Anayasa Mahkemesi onayladı, seçtirmediler. Erken seçim kararı alarak seçimin ardından cumhurbaşkanımızı gümbür gümbür seçtirdik. Bu ayın sonunda görev süresi dolacak. Bu olaylar yaşandıktan sonra bir anayasa değişikliği yaptık ve referanduma gidildi. Cumhurbaşkanımızı ilk defa milletimiz doğrudan seçecek. 2012 yılında da bir kanun değişikliği ile ilk defa Türkiye Cumhuriyet tarihinde oluyor, yurt dışında bulunan vatandaşlarımız bulundukları yerde ilk defa oy kullanıyor. Yurt dışında milyonlarca insanımız yaşıyor. 2 milyon 700 binin üzerinde seçmenimiz var yurtdışında. Bundan önceki seçimlerde yurt dışındaki vatandaşlarımızın gümrük kapılarında oy kullanma oranı yüzde 5’i geçmiyordu. Bu sayı artacak. Katılımın çok daha fazla olmasını bekliyorduk. YSK randevu sistemini katı şekilde uyguladı. Bunun neticesinde vatandaşımızın demokratik hakkını kullanmasının önü bir şekilde kesilmiş oldu. Öğlen vakti rakamları 185 bin vatandaşımız oy kullandı. Bu sayının aslında milyonu aşması gerekirdi. Yaz aylarına gelmesinin etkisi var. Çok sayıda vatandaşımız buralara geldi. Yurt dışı Türkler Başkanlığı da bana bağlı. Esnek olunması konusunda YSK’ya alternatif kurduk. Bu seçimlerin sorumlusu, yetkilisi, uygulayıcısı Yüksek Seçim Kurulu’dur, hükümet değil. Biz de taleplerimizi hükümet olarak taleplerimizi iletiyoruz ama son kararı onları veriyor. Yetki ve sorumluluk onlarda. Başvurular hepsi reddedildi. Katılım düşük oldu. Sorumluluk YSK’ya aittir” şeklinde konuştu.

YURT DIŞINDA YAŞAYAN VATANDAŞLARA ÇAĞRI
Yabancı ülkelerde yaşayan vatandaşların “İlk defa Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğumuzu hissettik” dediklerini ifade eden İşler, “Biz isterdik ki bu sayı yüzde 50’lileri aşsın. Ama bu seçimde olmadı. 10 Ağustos’a kadar gümrük kapılarında sandıklar hazır bulunacak. 26 Temmuz’dan önce Türkiye’ye gelenlere çağrıda bulunuyorum. Gümrüklü havalimanı veya sınır kapısı da olabilir, oralara giderek oylarını kullanabilirler. Pasaportları, TC cüzdanları ile gidebilirler. Oylarını kullanabilirler. 10 ağustosa kadar vakitleri var. İlk defa cumhur kendi başkanını doğrudan seçecek. Son derece önemli bir seçime giriyoruz. İnşallah 10 Ağustos akşamı hepimiz yeni cumhurbaşkanımızı göreceğiz. 3 aday var. Biz AK Parti olarak halkın seçeceği cumhurbaşkanının siyasetten gelmesini savunduk. Halkı tanımayan, dertleri ile dertlenmeyenin cumhurbaşkanı olması Meclis’in seçmiş olduğunda olabilirdi. Devir değişti. Oy isteyecekse istişareler sonucunda sayın Başbakanımızın aday olması öngörüldü. Sayın Başbakanımız kampanya başladıktan itibaren bütün büyük şehirlerimizde mitingler yapmakta, bazı programlarla TV’den halka hitap ediyor” dedi.

“ÇATI ÇÖKECEK”
Çatı adayını eleştiren İşler, “Diğer iki adaya baktığınız zaman CHP kendi içerisinden bir aday gösterme cesaretinde bulunamadı. Aynı Şekilde MHP de. Aslında onların aday göstermemeleri bir şeyin kabulü anlamına geliyor. Muhalefet olarak kendilerinin bittiklerini, başarısızlıklarını acizliklerini göstergesiydi. Ondan sonra biz çatı aday bulacağız dediler. Bazı isimler gündeme getirildi. Sonradan CHP Genel Başkanı MHP’ye bir isim önereceğim dedi. O isim kendilerine daha önce iletilmiş, tebliğ edilmiş, dayatma bir aday olarak onlar da çıktılar kamuoyunda basın mensuplarına adayımız falan şahıstır dediler. Bu şekilde bir çatı aday açıkladılar. Şimdi bir hafta kala tutmadığını görüyoruz. Çatı çatırdamakta arkadaşlar. 10 Ağustos’ta bu çatının altına girenler çatının altında kaldığını 77 milyon, bütün dünya görmüş olacak. Kamuoyu yoklamalarında yüzde 55 oy oranı ile ilk defa cumhurbaşkanını seçecek. Yeni bir döneme giriyoruz. Bu yeni dönemin iyi değerlendirilmesi lazım. 3 Kasım 2002’den itibaren devam eden yeni Türkiye’nin inşası daha tamamlanmadı. İnşaat faaliyeti seçilmiş cumhurbaşkanı ve başbakanı ile bunu da inşallah Allah’ın izniyle AK Parti olarak başaracağız. Cumhurbaşkanlığı seziminden sonra AK Parti olarak yeni bir döneme giriyoruz. 12 yıl boyunca devlet yönetiminde büyük tecrübe kazandı. Kurumsal hafıza kazandı. Biz anlayışı ile 10 Ağustos’ta büyük bir dönemi tamamlayacağız. 2015 seçimleri önümüzde son derece kritik seçim. 2015 seçimlerinden sonra artık 4 yıl seçim yok. Yeni Türkiye inşaatını devam ettirelim. 2013’de yeni Türkiye’nin inşaatını devam ettirelim. İnşallah ortak akılla AK Parti olarak hareket ederek ve her zaman olduğu gibi dik durarak birlik ve beraberlik içerisinde yeni Türkiye inşaatına devam edeceğiz. Rahmetli Özal’ın öngörüsü adım adım gerçekleşiyor. Bundan dolayı Türkiye bir takım meydan okumalarla karşı karşıya. Ama milletimiz her zaman bizim yanımızda oldu. Dik duruşunuzu gösterdiniz. Allah’ın izniyle biz sizleri bu zamana kadar mahcup etmedik. Bundan sonrada mahcup etmeyeceğiz. Bizim ecdatlarımızın bize bırakmış olduğu kültürün, geleneğin devamı niteliğindedir. Gerek Irak, Suriye ve Filistin’deki izlemiş olduğumuz politikalar, bugünkü Türkiye Cumhuriyeti politikalarından dolayı başları her zaman dik duracak” diye konuştu.
(İHA)