BIST 9.541
DOLAR 32,60
EURO 34,87
ALTIN 2.493,98
HABER /  DÜNYA

Bakan’dan PKK’lı Ok’a yanıt

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, PKK’lı Sabri Ok’un “Hükümet 15 Ekim’e kadar adım atmazsa ateşkes bozulur” açıklamasına ilişkin, “Millet b...

Abone ol

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, PKK’lı Sabri Ok’un “Hükümet 15 Ekim’e kadar adım atmazsa ateşkes bozulur” açıklamasına ilişkin, “Millet barış istiyor, millet kavga görmek istemiyor bu tür sözleri ciddiye almamak gerekir” dedi.
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz karayolu ile Ankara’dan Sivas’a geldi. Bakan Yılmaz’ı valilik önünde Sivas Valisi Zübeyir Kemelek karşıladı. Bakan Yılmaz daha sonra AK Parti Sivas İl Başkanlığına geçerek burada basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bir basın mensubunun PKK’lı Sabri Ok’un “Hükümet 15 Ekim’e kadar adım atmazsa ateşkes bozulur” sözünün hatırlatması üzerine Bakan Yılmaz, “Millet barış istiyor, millet kavga görmek istemiyor. Bu tür sözleri ciddiye almamak gerekir” dedi.
“Öncelikle bu çözüm süreci milletin talebi. Sadece bizim veya sadece dağda olanın talebi değil milletin talebi dolayısıyla gerek bizim bu ülkede tek bir insanın dahi burnunu kanamamasını isteyen herkesin talebi milletin talebine uymaktır” diyen Bakan Yılmaz, şunları söyledi:
“Millet barış istiyor, millet sulh istiyor, millet kavga görmek istemiyor. Hiçbir ocağın ateş düşmesini istemiyor. Dolayısıyla o sözün bu milletin talebiyle uyuşmadığı görüşündeyim. Dolayısıyla millet bu tip kendi isteğinin dışında görüş ifade edenlere itibar etmez millet karşısında da bir karşılığı olmaz. Dolayısıyla sözlerini ben ciddiye alınmaması gerektiğini söylüyorum. Ancak Türkiye hiç şüpheniz olmasın, her geçen gün bir önceki dönemden daha çok insan hak ve hürriyetlerinin kullanması yolunda ileri gidiyor. Bizim yapacağımız demokratik çalışmaların hiçbiri bir yöreye ilişkin değildir. 76 milyonun hepsine ilişkindir. Yapacağımız düzenlemelerden Hakkari’deki insanda faydalanacak Edirne’de olan da faydalanacak. Biz etnik milliyetçilik yapmayacağız, dinsel milliyetçilik yapmayacağız, bölgesel milliyetçilik yapmayacağız. Düzenlemelerimizi de etnik milliyetçiliğe yönelik olarak, etnik dinciliğe yönelik olarak veya bölgesel bir çalışmaya yönelik olarak ta yapmayacağız” ifadelerini kullandı.
Türkiye 780 bin kilometre kare her adımında demokratik standartları yükseltmek için çalışmalar yaptıklarını belirten Bakan Yılmaz, “Geçmişte biliyorsunuz Kürtçe 3-5 tane kelime bile söylenemezdi bugün TRT Şeş diye bir devlet televizyonu 24 saat Kürtçe yayın yapabiliyor. Dünya Tv diye özel bir televizyon var pekala Antep’te, 24 saat Kürtçe yayın yapıyor eskiden bunların hiç birisi mümkün değildi. Şimdi işte bugün Başbakanımız Şırnak’ta havaalanı açıyor yine bu yılın sonuna doğru Hakkari’de havaalanı açacağız. Biz sadece 75 milyonun hükümeti olaraktan bize oy versin oy vermesin, biz milletvekili çıkartalım veya çıkartmayalım. Mesela Hakkari bizim milletvekili çıkarmadığımız 3 ilde bir tanesi ama Hakkari’ye de havaalanı yapıyoruz. Iğdır diğer milletvekili çıkarmadığımız il ama Iğdır’a da havaalanı yaptık hizmette dolayısıyla biz 75 milyon insanımızı bir tutaraktan, eşit tutaraktan, bize oy versin vermesin herkese hizmet götürmekle hükümlü görüyoruz ve 75 milyonun temel hak ve hürriyetlerini, demokratik standartlarını yükseltmek doğrultusunda çalışıyoruz. Bu demokratik standartlardan Güneydoğu’daki de yararlanacak, Karadeniz’deki de, Doğu Anadolu’daki de faydalanacak; Trakya’daki de faydalanacak” diye konuştu.
Çözüm sürecini sürdürmekte kararlı oldukları ifade eden Bakan Yılmaz, şunları söyledi:
“Bizim partimizi millet kurdurdu bunu söylerken de inanarak söylüyoruz. Yolumuzu da millet çizdi. Biz milletin dediğine gidiyoruz. Millet ne istiyor çözüm sürecinde takip et diyor herkesin desteği böylemidir talebi böylemidir çok azınlıkta olanlar var, şüpheleri olanlar var biz o şüpheleri izale etmeye çalışıyoruz. Bizim söylediğimize itibar edin ta ki aksine ispat edene kadar böyle bir şey var mı yok sadece sözün dışında hiçbir şey söylemiyorlar. Bu milletin zerrece hakkına helal getirecek hiçbir anlaşma ve görüşmede bulunulmamıştır. Milletin hiçbir hakkı da zerrece zarar görmez bu sürecin sonunda ama sürecin sonunda 76 milyonun, 76 milyonu da huzurlu olur, rahat olur hiç kimsenin ocağına ateş düşmez. Biz bunu sürdürmeye kararlıyız. Ancak bu sürecin kolay olmayacağını da söyledik niçin söyledik gerçekten uzun, ince, zor bir yol diye çünkü sadece o yapı teröre bulaşmış yapı bir taraftan kontrol edilebilen bir yapıda değil bir ara kendileri iradelerin bir yerde olduğunu söylüyorlardı. İradeleri çözüm sürecinden yana olduğunu ifade ediyor. Niçin söyledik gerçekten uzun, ince, zor bir yol diye. Çünkü sadece o yapı, teröre bulaşmış yapı bir taraftan kontrol edilebilen bir yapı da değil. Bir ara kendileri, iradelerinin bir yerde olduğunu söylüyorlardı. İradeleri bu çözüm sürecinden yana olduğunu ifade ediyor. Dolayısıyla da bu iradeleri bunu ifade ederken idarelerinin dışında başka birilerinin, başka bir şey koymaları, şarta bağlamaları em o iradelerinin talebine uygun değildir, hem milletin talebine uygun değildir diyor. Dolayısıyla biz milleti esas alaraktan inşallah bu süreci tamamlayacağız.”
Muhalefetin demokrasi paketinde tutumunu eleştiren Bakan Yılmaz, “Türkiye’de muhalefet yok diyerek” sözlerini şöyle sürdürdü:
“Muhalefet dediğim gibi sadece muhalefet yapmış olmak için bir şeyler yapmaya çalışıyor. Onu da seslerini yükselterek yapmaya çalışıyorlar. Bakın Gezi Olayları da gösterdi ki Türkiye’de bir muhalefet yok. Zaten doğru dürüst bir muhalefet olsaydı belki birçok ifade edilmesi gereken şeyler Gezi’de ifade edilmeyebilirdi. Gezi’yi de gördükten sonra muhalefet diyor ki Türkiye’nin bir muhalefete ihtiyacı var. Benim bir şeyler yapmam lazım. Hiçbir şey yapamıyor. Yaptığı şeyde bilmediği konu hakkında; bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak derler ya işte o tam bizim Türkiye’deki muhalefet için söylense yeridir. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyorlar. Demokratikleşme yaparsın ona karşı çıkarlar, demokratikleşme yapmazsın ona da karşı çıkarlar; çünkü bir uyum yok bir ahenk yok, tek bir fikir yok. Bir gün birisinin a dediğine bir gün birisi z diyebiliyor. Ha buna da muhalefet diyorlar. İşte nedir o. İki günü birbirine eşit olmayanlar. Öyle diyelim. Ancak biz inşallah milletimizin sağduyusuna güveniyoruz. Milletimizin talebi doğrultusunda inşallah bu süreci huzurla, barışla; biz bir barışa ulaştırmayı amaç ediniyoruz. Niyetimiz bu. Niyet hayır akıbet hayır olur diyoruz inşallah.”