BIST 9.054
DOLAR 32,32
EURO 35,13
ALTIN 2.298,59
HABER /  POLİTİKA  /  MHP

Bahçeli'den Rıdvan Dilmen'e sert tepki sahadaki şeytanlığını...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den, Erdoğan'ı Deniz Gezmiş'e benzeten futbol yorumcusu Rıdvan Dilmen'e zehir zemberek bir tepki geldi.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Deniz Gezmiş'e benzeten Rıdvan Dilmen'e tepki gösteren Bahçeli, "Sahadaki şeytanlığını siyasete taşımasınlar." dedi. Bahçeli "Cumhurbaşkanı bir dönemin teröristi ile özdeş tutulamaz" ifadelerini kullanarak Dilmen'i özür dilemeye çağırdı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Habertürk TV'deki Akılda Kalan programında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için "Erdoğan parkasız Deniz Gezmiş'tir" diyen Rıdvan Dilmen'e sert tepki gösterdi.

ÖZÜR DİLEMESİNİ İSTİYORUM: Gazetecilere açıklamalarda bulunan Bahçeli, "Habertürk'te yapılan Akılda Kalan programında Türk sporunda önemli başarılar sağlamış olan bir sporcunun bir soru üzerine yorum yaparken bazı hatalar içine sürüklenmiş olduğunu ifade etmek istiyorum. Sahadaki şeytanlığını siyasete taşımasınlar. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na 'Parkasız Deniz Gezmiş' ifadesi ne Türk milletine yakışır ne Cumhurbaşkanlığına yakışır ne de Cumhurbaşkanlığına yapılan bir yalakalığa yakışır. Şiddetle reddediyorum ve Türk milletinden özür dilemesini istiyorum. Cumhurbaşkanı bir dönemin teröristinin özdeşi olarak takdim edilemez" diye konuştu.

Rıdvan Dilmen'den Erdoğan için Deniz Gezmiş benzetmesi

DENİZ GEZMİŞ KİMDİR: Deniz Gezmiş, 27 Şubat 1947’de Ankara’nın Ayaş ilçesinde doğdu. Annesi ve babasının öğretmen olması nedeniyle ilk ve ortaöğremini Sivas’ta yaptı.

Ardından liseyi İstanbul’da okudu. 1965 yılında Türkiye İşçi Partisi’nin Üsküdar ilçe başkanlığına aday oldu. Deniz Gezmiş henüz lise yıllarındayken tanıştığı sol görüş ile genç yaşta kendini eylemlerin ortasında buldu. 31 Ağustos 1966 tarihinde Ankara’dan İstanbul’a yürüyen Çorum Belediyesi temizlik işçilerinin, Taksim Anıtı’na çelenk koymaları sırasında Türk-iş yöneticilerini protesto eden grupla beraber yaptığı eylem sonucunda tutuklanarak gözlatına alındı. Bu olay Deniz Gezmiş‘in ilk gözaltına alınmasıydı.

Deniz Gezmiş 1966 yılının Kasım ayında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi. Ardından 19 Ocak 1967’de Türkiye Milli Talebe Fedarsayonu’nunda çıkan olaylarda arkadaşları ile gözaltına alındı ancak kısa bir süre sonra serbest bırakıldı. 22 Kasım 1967’de ise öğrenci örgütlerinin düzenleddiği Kıbrıs Mitingi sırasında Aşık İhsani ile birlikte ABD bayrağının yakılması nedeniyle tekrar gözaltına alındı.

30 Ocak 1968’de hukuk fakültesindeki arkadaları ile birlikte Devrimci Hukuklular Örgütü’nü kurdu ve hemen ardından 7 Mart 1968’de İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi konferans salonunda düzenlenen AIESEC genel kurul toplantısında konuşma yapan devlet bakanı Seyfi Öztürk’ü protesto ettiği için bir kez daha tutuklandı. 2 Mayıs 1968’e kadar tutuklu kalan Deniz Gezmiş, yargılandı ancak beraat etti.

12 Haziran 1968’de İstanbul Üniversitesi’nin işgal edilmesinde önderlik etti. İşgal Konseyi adı verilen grupun lideri olarak Baltalimanı’nda yapılan görüşmelere katılan Deniz Gezmiş, öğrenci haklarının elde edilmesinde etkili oldu. 30 Temmuz’da 6. Filo’nun İstanbul’a girişini protesto etmek suçundan tutuklandı.

Deniz Gezmiş, Milli Demokratik Devrim görüşünün öğrenciler arasında yayılmasında etkili oldu. 1968 yılında yapılan öğrenci eylemlerinde Cihan Alptekin, Mustafa Lütfi Kıyıcı, Mustafa İlker Gürkan, Cevat Ercişli, Selahattin Okur, Saim Kurul ve Erim Süerkan ile birlikte Devrimci Öğrenci Birliği’ni kurdu. Ardından 1 Kasım 1968’de Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı’nın da içinde bulunduğu AÜTB, DÖB ve ODTÜÖB’nin de içinde bulunduğu “Samsun’dan Ankara’ya Mustafa Kemal Yürüyüşü”‘nü düzenledi. 28 Kasım 1968’de ABD büyükelçisinin İstanbul’a gelişini prototesto etmek amacıyla düzenlenen eylemde tutuklandı ancak tekrar serbers bırakıldı.

Deniz Gezmiş bu dönemde 2-3 aylık tutuklanma süreçleri geçirdi. 16 Mart 1969’da İstanbul Üniversitesi’nde düzenlediği öğrenci hareketleri nedeniyle 19 Mart’ta tutuklandı ve 3 Nisan’a kadar tutukluluğu devam etti. Ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencilerinin düzenlediği protesto gösterilerine önderlik etti. Çıkan çatışmalarda yaralandı. 23 Haziran 1969’da TMGT’nin toplsndığı 1. Devrimci Miliyetçi Gençlik Kurultayı’nsa FKF Genel Başkanı Yusuf Küpeli ile birlikte bir program hazırladıktan sonra hakkında tutuklama kararının olmasından dolayı Filistin’e kaçtı.

1 Eylül 1969’a kadar Filistin’de kaldı. Bu dönemde üniversiteyi işgalden dolayı Hukuk Fakültesin’den atıldı. 23 Eylül 1969’da hukuk fakültesinde olduğu bir sıra polis tarafından yakalarak gözaltına alında da 25 Kasım’da serbest bırakıldı. Ardından Yıldız Devlet ve Mühendislik Akademisi’nde Battal Mehetoğlu’nun sağcılar tarafından öldürülmesi olayında okulda yapılan aratırmalarda Deniz Gezmiş‘e ait olduğu önesürülen silahların ele geçirlmesi üzerine hakkında tekrar tutuklama kararı çıkarıldı. 20 Aralık 1969’da tutuklanan Deniz Gezmiş, 18 Eylül 1970’e kadar hapis yattı.

Hapisten çıkmasından sonra öğrenci hareketlerinden uzaklaştı ve Sinan Cemgil ve Hüseyin İnan’la birlikte Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nu kurdu. Türkiye’de silahlı mücedele veren ilk siyasi örgüt olan THKO, bağımsız ve demokratik bir Türkiye için mücadele yürürttü. Sosyalist gençliğin katıldığı bu örgüt Hüseyin İnan, Sinan Cemgil, Yusuf Aslan, Alparslan Özdoğan, Deniz Gezmiş ve Cihan Alptekin tarafından kurulmuştu. Bir takım eylemlerden sonra 4 Mart 1971’de yayınlanan bir bildiri ile örgüt kamuoyuna tanıtıldı.

İlk silahlı eylemleri 29 Ocak 1970 tarihinde verdi ve 12 Mart dönemi boyunca faaliyetlerini dürdürdü. Daha sonra bu örgüt içinde Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve Deniz Gezmiş’in de bulunduğu idam kararının iptali için çalışmalarda bulundu. Kadir Manga ve Alparslan Özdoğan’nın Nurhak’ta, Cihan Alptekin ve Ömer Ayna’nın Kızıldere’de öldürülmesinden sonra Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan‘nın idamıyla bu örgüt dağıldı.

Deniz Gezmiş, 11 Ocak 1971’de Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu adına Ankara İş Bankası, Emek Şubesi’nin soygununda yeraldı. Bu sırada Deniz Gezmiş hakkında tutuklama kararı çıkarılmıştı ve polisten kaçmaktaydı. 1971 yılında gerçekleşen 12 Mart darbesinin hemen ardından Yusuf Aslan ile birlikte Sivas’a giderken motorsikletlerinin bozulmasıyla gelen ihbarla 16 Kasım 1971’de tutuklandı. Gemenek’te yakalandıktan sonra Kayseri’ye getirildi. Ardından Ankara’ya o dönem içişleri bakanı olan Haldun Menteşeoğlu’na götürüldü.

16 Temmuz 1971’de Sıkıyönetim Mahkemesi, Altındağ Veteriner Okulu binasında Tuğgeneral Ali Elverdi başkanlığındaki, Baki Tuğ savcılığında toplandı. 9 Ekim 1971’de son bulan mahkeme’de TCK’nın 146. maddesinin ihlali gerekçesiyşe 9 Ekim 1971’de idama mahkum edildi. 6 Mayıs 1972 tarihinde Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ile birlikte saat 1.00-3.00 arasında Ankara Merkez Kapalı Cezaevi’nde idam edildi.