BIST 9.080
DOLAR 32,33
EURO 35,12
ALTIN 2.302,86
HABER /  DÜNYA

Bahçeli’den eleştiri ve çağrı

MHP lideri Devlet Bahçeli, Taksim Gezi Parkı’nda başlayan ve tüm yurda yayılan olaylarla ilgili vatandaşları sağduyuya çağırdı, Başbakan Erd...

Abone ol

MHP lideri Devlet Bahçeli, Taksim Gezi Parkı’nda başlayan ve tüm yurda yayılan olaylarla ilgili vatandaşları sağduyuya çağırdı, Başbakan Erdoğan’ın Tunus’tan dönüşünde yaptığı açıklamaları eleştirdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Merkez Yönetim Kurulu ve İl Başkanları Toplantısı’nın ardından yazılı bir açıklama yaptı. Bahçeli, Türkiye’nin olağanüstü gelişmelerin yaşandığı ve belirsizliklerin aşırı ölçüde ivme kazandığı bir tarih aralığından geçtiğini belirtti. Bu ortam altında, Milliyetçi Hareket Partisi Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri ve İl Başkanlarının dün itibariyle iki ayrı oturum halinde bir araya geldiğini ifade eden Bahçeli, bu toplantılarda ülke ve dünya gündemindeki sıcak ve öne çıkan konu başlıklarının görüşüldüğünü ve değerlendirmelerde bulunulduğunu vurguladı. Bahçeli, “Gittikçe farklı boyut alan ve kapsam alanını da genişleten vakalar zinciri ilke ve esaslarımız muhteviyatında topluca ele alınmıştır” dedi.
Türkiye’nin en önemli meselesi olarak, Taksim Gezi Parkı merkezli cereyan eden hadiselerin ön plana çıktığının şüpheye yer bırakmayacak kadar belli olduğunun altını çizen Bahçeli, bu çerçevede kaygı, korku ve kutuplaşmaların iyice keskinleştiği ve yönetilmesi zor bir noktaya doğru sürüklendiğinin görüldüğünü belirtti.

“TAKSİM OLAYLARI BAŞBAKAN TARAFINDAN İYİ OKUNMALI VE YORUMLANMALIDIR”
“Başbakan Erdoğan’ın itici, intikamcı, iğneleyici, ithamcı, idareimaslahatçı ve ikircikli beyanları çok tehlikeli bir ortama davetiye çıkarmıştır” diyen Bahçeli, açıklamasında şunları kaydetti:
“Haricindeki sosyal ve siyasal kesimlere saygısız, ölçüsüz ve duyarsız yaklaşan, üstelik üst üste yığılan beklenti ve talepleri duymayan, önemsemeyen Başbakan’ın başlıca istikrarsızlık unsuru haline geldiği anlaşılmaktadır. Taksim Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilmesine, buraya Topçu Kışlası ve AVM yapılmasına karşı sergilenen güçlü itirazların birden bire yatak değiştirerek şiddet ve nefretle dolu bir yöne kayması Başbakan tarafından iyi okunmalı ve yorumlanmalıdır. Ne var ki Başbakan Erdoğan’ın bu şuur, olgunluk ve ferasetle yollarını kesiştirdiğine dair bir belirti veya işaret henüz alınmamıştır. Şimdiye kadar Başbakan ve hükümetinin kontrolsüz gidişine ve kimseyi umursamayan zorbalıklarına ciddiye alınması gereken ve çok farklı toplumsal şifreleri uhdesinde barındıran bir direniş gösterilmiştir.”

“TAKSİM’DE GÜN YÜZÜNE ÇIKTI”
Özel hayatını, dokunulmaz haklarını ve en temel insani kazanımlarını tehdit altında gören vatandaşların müdahaleci ve mütecaviz hükümet politikalarına karşı seslerini yükselttiğini, tepkilerini ortaya koyduğunu vurgulayan Bahçeli, “10.5 yılı aşan bir süredir iktidar olan AK Parti’nin çarpık sosyo-ekonomik politikaları, milli konuları hedefine alan yaralayıcı teklifleri, milli kimliğe ve milli tarihe düşmanca yaklaşımları toplumsal öfkeyi sürekli tahkim etmiş, Taksim’de de gün yüzüne çıkarmıştır. Bilhassa genç kuşağın haysiyet mücadelesi vererek varlıklarını hafife alan Başbakan ve hükümetini ikaz etmesi anlaşılması ve üzerinde durulması gereken yeni bir durum olarak karşımızdadır” diye konuştu.

“HÜKÜMETE TAKSİM GEZİ PARKI’NDA İYİ BİR CEVAP VERİLDİ”
Çevre hassasiyetinin tetiklediği, yeşili ve doğayı koruma kararlılığının uyandırdığı kişisel özgürlük arayışlarının, kimlik ve kişilik izharlarının değerli, muteber bir insani tutum olduğunu belirten Bahçeli, “Hükümetin baskı, eziyet ve zorbalıklarına, her şeyi belirleme ve tayin etme saplantılarına, kimseyi dinlemeyen, anlamayan ve aldırmayan antidemokratik sapmalarına Taksim Gezi Parkı’ndan iyi bir cevap verilmiştir” dedi.
Demokratik haklarını masumane vasıtalarla savunmak amacıyla meydanları dolduranların, düşüncelerini bu yollarla duyuranların, otoriter mizaç ve simalara karşı duranların gerekli mesajları verdiğinin altını çizen Bahçeli, Taksim Gezi Parkı eksenli hadiselerin bundan sonra sürmesi halinde ise Türkiye için öngörülmesi, üstesinden gelinmesi ve telafisi çok zor olay ve provokasyonlara zemin ve saha açacağı tartışma götürmez bir gerçek olduğunu ifade etti.

“DERİN BİR KOMPLONUN DEVREDE OLDUĞU BELLİ”
Gezi Parkı’nı yasa dışı eylem ve hedeflerine üst yapma arayışında olan illegal örgütlerin, marjinal odakların ve bölücü terör örgütü PKK’nın devlet-millet cepheleşmesini ve hukuk dışılığın yaygınlaşmasını çığırından çıkarmak maksadıyla uğraştığı gün gibi orta olduğunu belirten Bahçeli, “Taksim başta olmak üzere, birçok eylem ve gösterinin yapıldığı yeri bölücü terörün önümüzdeki süreçte muhtemel isyan ve başkaldırısı için bir prova ve ön hazırlık olarak gördüğünü sorumluluk bilinci içinde incelemek, takip etmek ve buna yönelik tedbir geliştirmek gerekmektedir. Yurdumuzun dört bir yanında, demokratik hakkının peşinde olan kardeşlerimizin arasına sızarak duyguları ve heyecanları kışkırtmayı amaçlayan kabus senaryosunun karanlık faillerine izin vermemek çok önemlidir. Bugüne kadar yeterince provokasyon yapılmış, şiddet sahneleri görülmüş, ölümlü olaylar yaşanmıştır. Başbakan ve hükümetinin despot ve hoşgörüsüz uygulamalarını protesto ederken daha büyük bir yanlışın, yanılgının ve yenilginin içine düşmekten kaçınmak, yerli ve yabancı mihrakların eline koz vermekten uzak durmak ihmal edilemeyecek bir milli görevdir. Uluslararası toplum nezdinde Taksim’in gündeme yerleşmesi, değişik ülkelerin görüşlerini peş peşe bildirmesi, ülkemizin kriz ve kaosla karşılaştığının ilanı ister istemez yerli ve yabancı işbirlikçileri olan derin bir komplonun devrede olduğunu da işaret etmektedir” şeklinde konuştu.

“VİCDANLI VATANDAŞLARIM OYUNLARA GELMEMELİ, SAĞDUYULU HAREKET ETMELİ”
AK Parti’nin görevden alınacağı, siyaseten bitirileceği ve haddinin bildirileceği yerin kesinlikle sandık olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Başbakan’ın iyice zıvanadan çıkan, kabalaşan ve tek adamlığın izlerini taşıyan siyaset dilinin cezası demokratik araçlarla kesilmelidir. Bu itibarla Gezi Parkı’nda planlanan yıkım ve tahribatlara engel olmak ve hükümetin ayırıcı ve ötekileştirici politikalarına, hakir ve hor görücü tarzına haklı olarak öfke duyan samimi ve vicdanlı vatandaşlarım oyunlara gelmemeli, sağduyulu hareket etmeli ve günü geldiğinde bu iktidara demokratik faturayı kesmelidir. Şiddet ve toplumsal başkaldırıyla hiçbir sorunumuz kalıcı şekilde çözülemeyecek, hiçbir meselenin üstesinden gelinemeyecektir” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın gelişmeleri anlayamadığını, tepkileri fark edemediğini ve rest çekerek vaziyeti kurtarmaya yöneldiğini öne süren Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın Tunus’tan dönüşünde İstanbul Hava Limanı’nda yaptığı konuşmada kullandığı üslubun keskin, tehlikeli ve hoşgörüsüz olduğunu savundu. Bahçeli, “Başbakan’ı karşılamaya giden kalabalıkların gece yarısı attığı sloganlar, yaptıkları tezahüratlar tam bir saflaşmanın ve düşman kamplarına ayrılmanın ürünüdür. Başbakan Erdoğan’ın küçümseyici dili, sırtını dayadığı faiz lobisine birden bire saldırması; tencere, tava çalan vatandaşlarımızı aşağılaması ve Taksim’deki projelerden vazgeçmeyeceğini diklenerek duyurması Türkiye’yi ucu açık ve tahmini mümkün olmayan boğuşmalara götürme riski taşımaktadır” dedi.

“SORUMLU BAŞBAKAN ERDOĞAN VE HÜKÜMETİDİR”
Türk milletinin rahatını ve huzurunu bozacak her karışıklığın, her bunalımın ve her kaybın sorumlusunun Başbakan Erdoğan ve hükümetinden başkası olmayacağını ileri süren Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
“Uzlaşmadan kaçan, bireysel tercihleri yok sayan, demokratik hak ve beklentileri örseleyen siyasi zihniyet Türkiye’nin imajını da yerle bir etmiştir. Başbakan Erdoğan toplumsal tebliğe kulak vermekten, zorlamalardan vazgeçmekten, itidalli ve yatıştırıcı bir üslup benimsemekten uzak durduğu müddetçe Türkiye’nin normale dönmesi ve makul bir çizgiye gelmesi söz konusu olmayacaktır. Kırılmış, köşeye sıkışmış, onuru incinmiş, yok sayılmış, içe kapanmış, dışlanmış ve kırgınlık içinde olan gençlerimizle ve tüm vatandaşlarımızla irtibat kurulmadıkça düzelme ve denge sağlanamayacaktır. Demokrasimizin rüştünü ispatlayabilmesi ve toplumsal uyumun tesisi için Başbakan zafer kazanmış komutan edasıyla konuşmayı bir kenara bırakmalı, sürtüşmeyi devam ettirmemelidir. Hatasından caymalı, inatlaşmamalı ve yangına körükle gitmemelidir. Kitlesel tepkinin büyük badirelere neden olacağını, başka tehdit ve facialara emsal teşkil edeceğini iyi görmelidir.”

“BAŞBAKAN ERDOĞAN ARTIK KENDİ ÇALIP OYNAMAKTAN VAZGEÇMELİ”
“Unutulmamalıdır ki, sokakların sakin bir şekilde tahliyesi, tatmini ve teskini yerine Esadlaşmak, Hüsnü Mübarekleşmek ve Kaddafileşmek dirliğin imhasına, birlikte yaşamanın mahvına neden olacaktır” diyen Bahçeli, “Başbakan Erdoğan’ın birleştirici, kuşatıcı ve yapıcı bir yaklaşımı benimsemesi hem kendi hayrı hem de ülkemizin huzuru açısından paha biçilemez bir önemdedir. Dalga dalga yayılan itirazların başka yönlere çevrilmemesi, devletin milletiyle bölünmez bütünlüğünü vurmaması için bu sorumluluktan kaçmamalıdır. Başbakan Erdoğan artık kendi çalıp oynamaktan vazgeçerek, Taksim’deki inat ve hesaplarını bir kenara bırakmalı, Türk milletinin diktatörlere haddini bildireceğini aklından çıkarmamalıdır. Parti olarak meşruiyet sınırlarında kalan gösteri ve tepkilere saygı duymakla birlikte, herhangi bir çatışma ve kavga ortamına çekilmemek için olayların içinde yer almama irademizi kararlılıkla muhafaza edeceğiz. Milliyetçi Hareket Partisi, Başbakan ve hükümetiyle demokratik yollardan ve kuvvetli bir şekilde mücadele etmek için ülkemizin her köşesindedir. Temalı olarak düzenlediğimiz açık hava toplantılarımız bunun en bariz kanıtıdır. AK Parti’nin icraatlarını tasvip etmeyen, hakkının yenildiğini düşünen ve Başbakan’ın Türkiye’yi kötüye götürdüğüne inanan, sıkıştıkça yurtdışına kaçtığını gören milletimin her ferdiyle buluşmak, onların sözcüsü olmak, hislerine tercümanlık yapmak ve ortak hedefler etrafında toplanmak en büyük istek ve hedefimizdir. Milliyetçi Hareket Partisi AK Parti’den hesap soracak ve gayri meşru siyasetini sandıkta mağlup edecektir. Bu konuda tek güvencemiz ve dayanağımız büyük Türk milletidir” diye konuştu.
(İHA)