BIST 9.717
DOLAR 32,53
EURO 34,92
ALTIN 2.440,16
HABER /  GÜNCEL

Bağış'tan AB'nin şımarık ülkesine tepki

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin kalkınma hızına yakalayamayan AB'ye çattı.

Abone ol

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, fasıl açılmasını veto eden Kıbrıs Rum Kesimi'ni şımarıklıkla suçladı.

Bağış, AB Bakanlığı'nda yapılan İç Koordinasyon ve Uyum Komitesi toplantısın açılışında yaptığı konuşmada, bugün komitenin 12. toplantısını gerçekleştirdiklerini belirterek, toplantıda müzakere sürecinde gelinen nokta ve 2013 yılı hedefleri konusunu ele alacaklarını söyledi.

Bugünün aynı zamanda milli şair Mehmet Akif Ersoy'un ölüm yıl dönümü olduğunu anımsatan Bağış, Ersoy'un kendisini en çok etkileyen sözünün "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın" sözü olduğunu söyledi. Bağış, şöyle devam etti:

"Bugün AB sürecinde ortaya koyduğumuz kararlı duruş, haddini ve hakkını aşanlara karşı ortaya koyduğumuz, 'diklenmeden dik duruş,' aslında Akif'in bize ilham veren, 'Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum' dizelerinde saklıdır. Ama milletçe, iktidarıyla muhalefetiyle, bütün kurumlarıyla, genciyle yaşlısıyla, doğulusuyla batılısıyla, AB sürecinde kenetlenmiş olmamız da, yine onun, 'Tefrika girmedikçe millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez' sözleriyle aslında çok güzel anlatılıyor."

Bugün Büyük Önder Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin 93. yıl dönümü olduğunu da anımsatan Bağış, Atatürk'ün Ankara'ya gelişiyle ilgili bir anekdot aktararak, o zaman Atatürk'ü karşılamaya gelenlerin, "Millet yolunda can vermeye geldik" diyerek Türkiye'nin istiklal mücadelesinde gösterdikleri kararlılığın, bugün Türkiye'nin istikbal mücadelesinde gösterilen kararlılık olduğunu belirtti. Bağış, şöyle devam etti:

"Milletimizin reform sürecine desteği her zamanki gibi güçlüdür. Evet, toplumda belki AB'nin ikircikli söylemlerine karşı bir kızgınlık vardır. Ama Türkiye'de herhangi bir şekilde toplumda, reform sürecine destekte bir azalma yoktur. Hala, 'AB yolunda atılan reform adımlarının ülkemiz için yararlı olduğuna inanıyor musunuz?' sorusuna yüzde 75'lerde 'evet' çıkıyor. Ama AB'nin maalesef inandırıcılığı kalmamıştır. Ama bizim reform sürecindeki kararlılığımızı kendi takvimimiz çerçevesinde sürdürmemiz son derece önemlidir."

2012'DE TÜRKİYE'DE ÇOK CİDDİ REFORMLAR GERÇEKLEŞTİ

AB Komisyonu'nun Türkiye ile ilgili yayımladığı bu yılki İlerleme Raporu ile ilgili görüşlerini kamuoyu ile paylaştıklarını anımsatan Bağış, şöyle devam etti:

"Ama bu sene İlerleme Raporu'ndaki bazı haksız vurguları kamuoyuyla paylaşmakla kalmadık, aynı zamanda biz kendi ilerleme raporumuzu kendimiz kaleme aldık. Bir iki gün içerisinde kamuoyuyla da paylaşacağımız ilerleme raporunun Türkiye versiyonuna şöyle bir göz attığımızda göreceksiniz ki, aslında 2012 yılında Türkiye'de çok ciddi reformlar gerçekleşmiş. Bunun altını çizerek, iddia ederek söylüyorum. Bugün Türkiye'deki reform hızını yakalayabilecek tek bir AB üyesi ülke yoktur. Bizim Meclisimizin performansı, bizim kurumlarımızın performansı, bizde kabul edilen yasa sayısı, yönetmelik sayısı ve bunun uygulanmasında ortaya konan kararlılık AB üyesi ülkelerde yoktur. Ama biz hiçbir şekilde bize havlu attırmak isteyenlerin oyunlarına gelmeyeceğiz. Kendi vatandaşımızın yaşam standardını yükseltmek için kendi kararlılığımızı yine ortaya koyarak reformlarımızı sürdüreceğiz."

Kimilerinin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin, yani tanımadığımız bir ülkenin dönem başkanlığında Türkiye'nin AB'den tamamen kopacağını, reform sürecinin duracağını ve Türkiye'nin başka yönlere eğilim göstereceğini iddia ettiğini ifade eden Bağış, ancak son altı ayda yapılanlar değerlendirildiğinde Türkiye'nin diğer dönem başkanlıklarına nazaran çok daha fazla reform gerçekleştirdiğini kaydetti.

Bu süre içerisinde pozitif gündem kapsamındaki çalışmalarının meyvelerini almaya başladıklarını vurgulayan Bağış, Pozitif Gündem kapsamında sekiz ayrı çalışma grubuyla, dönem başkanlığı tamamen devre dışı bırakılarak ve sadece komisyonla muhatap olunarak dört ayrı fasılda çok önemli gelişmeler kaydedildiğini bildirdi.

Bağış, Türkiye'nin bunlardan özellikle şirketler hukuku, tüketicinin sağlığının korunması ve mali kontrol kapanış kriterlerine yönelik başarılarının AB Komisyonu'nun yazılı teyidiyle resmen ilan edildiğini söyledi.

VİZE MUAFİYETİ

Vize konusunda, yıllardır uğraşıp yapamadıkları bir başarıyı elde ettiklerini, 27 AB üyesi ülkenin, Türkiye Cumhuriyeti ile AB Komisyonu'nun vize muafiyet müzakerelerine başlayabilmesi için yetkilendirme yaptığını anımsatan Bağış, ilk defa AB Komisyonu'nda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının istihdam edilmesine yönelik kararlar çerçevesinde Türkiye'nin kendi kurumlarından seçilen personelin Komisyon'da görev yapmaya başladığını kaydetti.

Enerji konusunda AB ile ortak çıkarları belirlemeye yönelik çalışmaların çok ciddi meyveler vermeye başladığını dile getiren Bağış, terörle mücadelede istihbarat paylaşımında da çok ciddi artış sağlandığını bildirdi.

Bugün öğleden sonra Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ile birlikte Türkiye'nin, vize muafiyet sürecindeki yol haritasını hep birlikte değerlendireceklerini ifade eden Bağış, ancak maalesef bu süreçte bazı çifte standartlarla da karşılaştıklarını kaydetti.

Türkiye'yle ilgili Avrupa'dan gelen eleştirilerin yüzde 95'inin 23 ve 24. fasılların içerikleriyle alakalı, temel haklar, yargı süreci, insan hakları, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü gibi konular olduğuna işaret eden Bağış, AB'nin müzakerelere yeni başlayan ülkeler için ilk olarak bu iki faslın açılmasını şart koştuğunu anımsattı.

Bakan Bağış, Türkiye'nin de 13 fasıl açmış bir ülke olarak, bu iki faslı açmaya çok arzulu olduğunu defalarca ilan etmesine rağmen sadece bir ülkenin "şımarık tutumu" ve "bu şımarıklığın bedelini iflas etmekle ödeyen bir ülkenin tutumu" nedeniyle o fasılları açamadıklarını kaydetti.

Bağış, "Bir taraftan AB bu eleştirileri gündeme getirirken, Türkiye'ye 'ödevini yap' diyor. Öte yandan ödevin ne olduğunu, yani açılış kriterlerini bile ortaya koyamıyor. Böyle bir çifte standarda rağmen biz geçtiğimiz altı ay içerisinde, bu Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin dönem başkanlığında kabul ettiğimiz 3. yargı paketiyle, çok önemli bir süreci geride bıraktık. Sadece bu paketin uygulanmasıyla 36 bin tutuklunun serbest bırakıldığını biliyoruz ülkemizde. 36 bin ailenin sevdiklerine kavuştuğu bir ortam yaşandı Türkiye'de" diye konuştu.

Türkiye'nin, atması gereken adımların farkında olduğuna işaret eden Bağış, Adalet Bakanlığı'nın hummalı bir çalışma ile 4. yargı reform paketi üzerinde hazırlıklarını sürdürdüğünü kaydetti.

Bu sürecin Türkiye'nin kendi vatandaşının devletiyle ilişkisi açısından da önemli bir süreç olduğuna dikkati çeken Bağış, "Ama Avrupa'da bizim attığımız reformların yarısını bile atamayanların bugün Türkiye'ye ahkam kesmelerini anlamakta ben de zorlanıyorum" dedi.

Türkiye'nin kamu başdenetçiliği kurumunu ihdas ettiğini de anımsatan Bağış, bu kurumun çok faydalı çalışmaları olacağını söyledi.

SİNYALLER OLUMLU

Önümüzdeki döneme yönelik aldıkları sinyallerin de olumlu olduğuna işaret eden Bağış, "1 Ocak'tan itibaren dönem başkanlığını üstlenecek olan İrlanda'nın tutumunu biz olumlu görüyoruz" dedi.

İrlandalı muhataplarıyla yaptığı görüşmelerde, İrlanda'nın genişleme sürecini canlandırma ve Türkiye ile ilgili fasılların açılması konusunda bir kararlılığı olduğunu gözlemlediklerini belirten Bağış, ancak bunun sadece dönem başkanlığının elinde, yetkisinde olan bir konu olmadığını kaydetti.

Bağış, "Aynı zamanda Fransa'daki akıl tutulmasının da son bulacağını ve Sarkozy döneminde iki ülke arasındaki ilişkilere de çok zarar veren, fasılları engelleme sürecinin de son bulacağına dair de sinyaller alıyoruz. Ümit ederiz ki bu sinyaller gerçekleşir, hem bizim açımızdan, hem AB açısından önemli başarıları elde etmiş oluruz" dedi.

AB'nin Nobel Barış ödülü'nü aldığını anımsatan Bağış, bu ödülün alınma ve ilan edilişinde yapılan bütün açıklamalarda, AB'nin Türkiye'deki demokratikleşme sürecine katkılarının ifade edildiğini anımsattı. Bağış, şöyle devam etti:

"Bugün ülkemiz, AB açılmamış 20 faslın 17'sini engellerken AB'nin Nobel Barış Ödülü almasına en çok katkı veren ülke olarak, bizim tarafımızdan değil, onlar tarafından ilan edildi. Biz bu süreçteki kararlılığımızı aynı şekilde yürüteceğiz. Türkiye'nin AB'den uzaklaştığını iddia edenler son derece büyük bir yanılgı içindedirler. Türkiye, AB sürecinde aynı kararlılıkla yoluna devam etmektedir. Ama Türkiye'den uzaklaşan bir AB'nin anlamının kalmayacağını da Avrupalılara çok net bir şekilde hissettirdiğimiz bir dönemi hep beraber yaşıyoruz."

AB ile mali işbirliğinde de önemli başarılar elde edildiğini ifade eden Bağış, bu çerçevede Türkiye'nin, 2006-2013 dönemi arasında kendisine hibe olarak ayrılan 4,9 milyar dolarla çok önemli projeler gerçekleştirdiğini kaydetti. Bağış, 2014-2020 AB bütçesinden de Türkiye'nin hak ettiği fonları alabilmesi için yoğun bir çaba içerisinde olduklarını bildirdi.