BIST 9.080
DOLAR 32,35
EURO 35,11
ALTIN 2.305,40
HABER /  POLİTİKA

Bağımsızları yakan ihbarcı kim?

YSK'nın veto kararını basına sızdıranın kim olduğu tartışılıyor...

Abone ol

Türkiye 12 Haziran'da yapılacak seçimlere tam bir demokrasi şöleni içinde hazırlanırken, YSK'nın 7'si BDP'nin desteklediği 12 bağımsız adayla ilgili verdiği veto kararı, ülkeyi gerdi. YSK kararından geri dönüş sinyali verdi ama seçimlerin tadı kaçtı

Yüksek Seçim Kurulu'nun 7'si BDP destekli 12 bağımsız milletvekili adayıyla ilgili olarak 'adaylık iptali' kararı alması kamuoyunda büyük tartışmalara neden oldu. Önceki gün yeniden toplanarak "Eksik belgeler gelirse adaylıklar kabul edilebilir" şeklinde açıklama yapan YSK'nın bu kararı sonrası gözler, geçmişte aldıkları cezalardan ötürü milletvekili adaylığı iptal edilen isimlere çevrildi. İlgili mahkemelere başvuran 'vetolu' adaylar, 'memnu hakların iade edildiğine dair belge'nin peşine düştü. Sürecin sonunda veto edilen adaylardan 6'sı, mahkemeden aldıkları belgeyi YSK'ya sunarak adaylık yolunu açmış oldu. Böylelikle BDP destekli bağımsız milletvekili adaylarından Sabahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü, Hatip Dicle, Leyla Zana ve Gültan Kışanak ile Çanakkale'den bağımsız milletvekili adayı olan Harun Özcan'ın adaylığının önünde bir engel kalmadı.

BELGELER NEDEN İSTENMEDİ

YSK'nın iki gün içinde çelişkili kararlar alması tepkilere neden oldu. YSK'nin bu çelişkili açıklamaların ardından, 'YSK ülkede gerileme neden olmadan bu sorunu çözebilirdi' düşüncesi hakim oldu. YSK, adayların eksik evraklarını önceden isteseydi, bu sorun olaysız çözülürdü. BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın açıklamaları da YSK'nın tavrındaki yanlışlığı ortaya koydu. Sakık, bağımsız adaylarla ilgili sorun olup olmadığını süreç içerisinde YSK'ya sorduklarını, YSK yetkililerinin de kendilerine herhangi bir sorun olmadığı yönünde bilgi verdiğini açıkladı. Yani YSK yetkilileri eksik belgeleri zamanında bildirseydi, bugünkü tablo ortaya çıkmayacaktı.

YENİ TCK'DA BELGE ŞARTI YOK

Bu arada BDP'lilerle ilgili kararlar, skandal bir genelgeyi de açığa çıkardı. YSK, 14 Mart tarihli, 200 sayılı genelgesinde, mahkûmiyeti bulunan adayların "765 sayılı TCK ve Adli Sicil Kanunu'nun 13/A maddesine göre, memnu haklarının iadesi kararı alması gerektiğini kaydetti. Oysa 2005'te yürürlükten kalkan eski TCK'daki "memnu haklarının iadesi" kurumuna, 2005'te yürürlüğe giren yeni TCK'da yer verilmemişti. Yeni TCK'nın 53. maddesi, mahkûm olduğu cezayı çeken kişinin herhangi bir karar almadan, haklarını geri kazanmasını öngörüyor.

ADAYLAR YSK'YA YENİDEN BAŞVURDU

YSK tarafından eksik belge nedeniyle başvurusu iptal edilen bağımsız milletvekilleri ise hızla belgelerini tamamlayarak YSK'ya gönderdi. Bağımsız Milletvekili Gülten Kışanak, İzmir 8. Ağır Ceza mahkemesinden, Leyla Zana ve Hatip Dicle de Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nden aldığı belgeleri avukatları aracılığıyla YSK'ya iletti. İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi ise BDP Milletvekili Sebahat Tuncel'in milletvekilliği adaylığına engel teşkil ettiği bildirilen 1 yıl 6 aylık hapis cezasını 6 ay hapse çevirip, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Bu kararın ardından Tuncel'in avukatı Baran Doğan belgeyi YSK'ya sundu. Elazığ'dan adaylık başvurusunda bulunan İsa Gürbüz'ün belge istediği yerel mahkeme başvuruyu reddetti. Ancak Gürbüz'ün avukatları 'Davalarda hak yoksunluğu talebi olmadığına' ilişkin bir dilekçeyle YSK'ya başvurdu. BDP'nin destelediği 7 bağımsız adayın tamamı için itarazların yapıldığı bildirildi.

İNCELEME BUGÜN BAŞLIYOR

YSK Başkanı Ali Em, başvuruları reddedilen BDP'nin desteklediği bağımsız adaylarla ilgili itiraz başvurularının saat 17.00 itibariyle dolduğunu belirterek, 'Yarın (bugün) saat 10.00'dan itibaren bu dilekçeleri değerlendireceğiz.' diye konuştu. YSK çıkışında açıklama yapan Em, itirazlarla ilgili çalışmaların sürdüğünü belirterek, bu çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte, kamuoyunu bilgilendirebileceklerini aktardı.

YSK Başkanvekili Kırdar Özsoylu da, Kurulun, demokratik hakların gelişmesi yönünde, temel hak ve özgürlüklerin önünü açacak mahiyette yorum ve değerlendirmeler yapabileceğini umduğunu vurguladı. Bunun şahsi kanaati olduğunu dile getiren Özsoylu, yeni sunulan belgelerin ise eski durumun tescili olduğunu savundu.


Kaosu tetikleyen ihbarcı kim?


Yüksek Seçim Kurulu'nun 7'si BDP'li olmak üzere 12 bağımsız milletvekili adayının adaylık başvurusunu iptal ettiren "ihbar mektubu" kafaları karıştırdı. YSK'nın sözkonusu bağımsız adayların başvurularını iptal kararına ilişkin açıklamalarda bulunan Leyla Zana ve Hatip Dicle'nin avukatı Cabbar Leygara, "Ankara'da oturan, 1968 Gerede doğumlu bir kişi, BDP'nin tüm bağımsız adaylarına polis fezlekesi gibi bir dilekçeyle itirazda bulundu. YSK bunu itiraz süresi başlamadan işleme koydu. Normalde illere adaylarla ilgili itirazlar yapılar. Bu noktadan sonra YSK devreye girerek inceleme yapar" dedi.

YSK'nın BDP destekli bağımsız milletvekili adaylarının milletvekili adaylığını iptal etmesine sebep olan ihbarcının veto edilenler arasında yer alan Zana ve Dicle'nin avukatı tarafından açıklanmaması da kafaları karıştırdı.

YSK NEDEN SESSİZ?

İhbarcının doğum yeri ve tarihine kadar bilen avukat Leygara'nın özellikle isim vermemesi ihbarcı üzerindeki şüpheleri de güçlendirdi. Leygara'nın açıklaması YSK'yı zan altında bıraktı. İhbarın Türkiye'de bir seçim kargaşasına yol açmak amacıyla yapıldığı iddia edildi. YSK'ın iddalar karşısında sessiz kalması dikkat çekti. Kamuoyu ise kaosun fitilini ateşleyen ihbarcının kim olduunu merak ediyor ve YSK'dan açıklama bekliyor.