BIST 9.493
DOLAR 32,49
EURO 34,75
ALTIN 2.487,49
HABER /  MEDYA

'Aydın Doğan'dan Albayraklara Refahyol itirafı' iddiası

Aydın Doğan'ın Erdoğan'a mektubunun ardından Yeni Şafak gazetesi, Doğan'ın Erdoğan'a Conrad Otel'de söylediklerinin benzerini, 2000 yılında Yeni Şafak'ın sahipleri Ahmet Albayrak ile Nuri Albayrak'a da söylediğini açıkladı.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kanal 7 ve Ülke TV ortak yayınında Aydın Doğan'ın kendisine, "Öyle dönemler oldu ki, biz hükümet getirdik, hükümet götürdük" dediğini anlattı. Erdoğan'ın bu sözleri gündeme bomba gibi düştü.

Aydın Doğan ise sahibi olduğu Hürriyet gazetesinde cumartesi günü Erdoğan'ı yalanladı. Doğan, "Hayatım boyunca seçilmiş hiçbir lidere, hiçbir devlet insanına böyle veya bu manaya gelecek bir şey söylemedim. Asla söylemem" ifadelerini kullandı.

YENİ ŞAFAK'TAN BOMBA İDDİA!
AYDIN DOĞAN ALBAYRAKLARA NE DEDİ?

Yeni Şafak gazetesi bugün, Aydın Doğan'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Conrad Otel'de söylediklerinin benzerini, 2000 yılında Yeni Şafak'ın sahipleri Ahmet Albayrak ile Nuri Albayrak'a da söylediğini açıkladı.

"OPERASYONU BAŞLATIP HÜKÜMETİ YIKTIM"

Habere göre Aydın Doğan, Ahmet Albayrak ve Nuri Albayrak'a, "Refah-Yol şirketlerimize 60-70 kişilik teftiş ekipleri göndermeye başlamıştı. Baktım ki bizi bitirmeye çalışıyorlar operasyonu başlatıp hükümeti yıktım" demişti.

Nuri Albayrak, Üsküdar'daki Doğan Holding binasında Aydın Doğan ile yaptıkları o görüşmeye ilişkin çok önemli detaylar verdi.

aydin-dogan.20150928105330.jpg

Yeni Şafak'ta yer alan, Albayrak'ın tarihi görüşmeye ilişkin önemli açıklamaları şöyle:

"GAZETECİLERİ KOVDU BİZ SAHİP ÇIKTIK"

"1998 yılında zor durumda olan Yeni Şafak'ı dört ortak olarak satın aldık. Sonra ortaklarımız bırakıp gitti, yalnız kaldık. Durumu değerlendirdik, Müslümanların sesinin güçlü şekilde duyurulmasını sağlayacak medyaya çok ihtiyacımız vardı. 'Bizim de hizmetimiz Allah rızası için bu yönde olsun' diyerek gazeteye sahip çıkmayı sürdürdük. Aslında gazetecilikle ilgimiz de yoktu. Yeni Şafak'ı aldığımız için çok da eziyet gördük ama gazeteciliği öğrenmeye çalıştık. 28 Şubat önemli bir süreçti. Medya susturuldu, iktidarın isteği doğrultusunda hareket etmeyen çok sayıda gazeteci kovuldu. Bu gazetecilere Yeni Şafak kucak açtı. Yeni Şafak, Milli Gazete ve Akit dışında o gücün dediğini yapmayan gazete yoktu."

"CİDDİ YAYINLAR YAPTIK"

"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan şiir okuduktan sonra hapse girdi ve 1999 yılında grubumuza operasyon yapıldı. Bir suç unsuruna rastlanmadı ve soruşturmalar takipsizlikle sonuçlandı. Türkiye'de 22 bankanın battığı, tüm kurumlarda çok büyük yolsuzların yapıldığı 2000'li yıllarda ciddi yayınlar yapıyorduk. Dönemin bakanları, başbakan yardımcıları sabah kalktıklarında ilk olarak Yeni Şafak'ı okuyorlardı. Vatanını ve milletini seven insanlardan Yeni Şafak'a müthiş derecede bilgi ve belge akışı oluyordu. Belgesiz haber yapmıyorduk."

"DOĞAN ÇOK DEFA BİZİ DAVET ETTİ"

"Gazetenin genel müdürlüğüne Mehmet Atalay'ı getirmiştik. Medya camiasında çok sayıda toplantı oluyordu ancak hiçbirine katılmıyorduk. Kurumu temsilen Genel Müdürümüz, Yayın Yönetmenimiz katılıyordu. Aydın Doğan, Atalay'a "Yeni Şafak'ın patronlarıyla görüşemiyoruz" diyerek bizi davet etmişti. Bu davet 5 ay içinde birkaç defa tekrarlayınca 'Gidelim bari' dedik. Üsküdar'daki Doğan Holding binasında buluştuk. Sağ olsun, kendisi bizi karşıladı. Görüşme esnasında bize iş ortaklıkları da teklif etti. Tabii biz hiçbirini kabul etmedik."

İŞTE O TARİHİ İTİRAF

"Doğan görüşmenin bir yerinde, 'Refah-Yol Hükümeti iktidara geldikten sonra şirketlerime Maliye'den 15, Hazine Dış Ticaret'ten 5, Gümrük'ten 10 kişi geliyor ve denetleme yapıyorlar. 60-70 kişilik teftiş ekibi bizi inceliyor, hesapları denetliyorlar. Baktım ki bunlar bizi bitirmeye çalışıyorlar, biz de operasyon için düğmeye bastık ve Refah-Yol'u yıktık' dedi."

"O ZAMAN UĞRAŞIRIM"

"Aydın Doğan, sohbetimiz sırasında bizden bir de ricada bulundu. 'Nazlı Ilıcak benim aleyhimde çok yazı yazıyor, rica etsem ona söyler misiniz, benim hakkımda yazmasın' dedi. Ahmet abim de (Albayrak) 'Biz bilgisiz, belgesiz, hukuki altyapısı olmayan haber ve yazı yayımlamıyoruz. Bu konuda dikkat ederiz' karşılığını verdi. Aydın Bey memnun kaldı. Bunun üzerine biz kendisine 'Şahsımızla ilgili değil ama sizin gazetede de Emin Çölaşan var. Müslümanlara, İslam'a, dindarlara hakaret ediyor. Siz de kendisine söylerseniz, Müslümanlara hakaret etmesin' dedik. 'Ben yazarımıza bir şey demem' ifadelerini kullandı. 'Siz söylemezseniz biz de söylemeyiz' deyince, 'O zaman ben patronla uğraşırım' diyerek tehdit etti. Tehdit üzerine Ahmet abi masaya elini vurarak 'Aydın Bey, yarın başlayalım' cevabını verdi ve kalktık... Sert bir şekilde kalkınca Aydın Doğan ortamı yumuşatmaya çalıştı. 'Ben Kelkitliyim, siz Oflusunuz. Hepimiz Karadenizliyiz' gibi sözler söylemeye başladı."

"CHP LİDERİ KAPISINDA BEKLİYORDU"

"O dönem CHP baraj altı kalmış, Deniz Baykal istifa etmiş ve Altan Öymen de CHP Genel Başkanı olarak seçilmişti. Sohbetin sonunda tartışma yaşanınca kapıya çıktık. Altan Öymen'in kapının önünde Aydın Doğan'ı beklediğini gördük. O sırada Aydın Doğan bizi Altan Öymen ile tanıştırdı. Altan Bey'e 'Yeni Şafak'ı nasıl buluyorsunuz?' diye sorduk. Cevabı, 'Tebrik ediyorum. Yeni Şafak bu dönem yazılamayanları yazan gazetedir' oldu."

"BAŞSAVCININ OĞLU MAAŞLI ELEMANIYDI"

"Aydın Doğan'la o görüşmeden sonra tüm gazeteler Yeni Şafak ile uğraşmaya başladı. Dönemin İstanbul DGM Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'di. Önce bunlar gazetelerde altyapısı olmayan haberleri yapıyor, savcılık soruşturma başlatıyor, sonra bu kupürler delil olarak kullanılıyordu. Çok dikkat çekici bir noktadır, o dönem Aykut Cengiz Engin'in oğlu yurtdışında Doğan'ın bir şirketinde çalışıyordu.

Bu haberlerden sonra bize operasyonlar yapıldı ve operasyonlarda hukuk gözetilmedi. İstanbul, Trabzon, Ankara ve Konya'daki şirketlerimize aynı anda operasyon yapıldı. Halbuki biz sabahtan akşama kadar şirkette çalışırdık. Bir tebligatla gelseler şubeye de gidecektik. F

akat gece 23.00'de baskın yapıp 10 yaşındaki çocuklarımıza varıncaya kadar Organize Şube'ye götürdüler. O dönem Maliye bize ceza keserdi ama ben cezayı Milliyet gazetesinden öğrenirdim. Öyle organize çalışıyorlardı. O dönem hakkımızda çıkan haberlerin kupürlerini hatıra olarak saklıyorum."