BIST 9.717
DOLAR 32,49
EURO 34,92
ALTIN 2.432,29

Avrupa'dan Müslümanları kovmak!

Çeşitli siyasiler, siyasi gelecekleri için, gazeteciler ve yazarlar, kitlelerin zayıf noktalarını, korkularını, endişelerini yakalayarak kaos yaratmak adına ırkçılığı normalleştiriyorlar.

Almanya’nın Dresden kentinde ortaya çıkan ve Ekim ayından bu yana desteğini katlayararak arttıran İslam karşıtı Pegida (Patriotische Europäer gegen die İslamisierung des Abendlandes /Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar) hareketi ve ‘Pazartesi protestoları’ Almanya’nın gündeminden hiç düşmüyor.

Yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı yaparak eylemler düzenleyen Pegida hareketi Alman halkını ikiye böldü. 

Pegida’yı ve eyleme katılanları, ırkçılık yapmakla ve Almanya’yı itibarsızlaştırmakla suçlayan bir kısım Alman halkı gelişmelerden en az Müslümanlar kadar endişeli diyebiliriz. Bu sevinilecek bir husus olabilirdi ama Almanya’da Anayasayı Koruma Teşkilatının verilerine baktığımızda, 2015 Avrupası, İslama ve göçmenlere karşı, Pegida ve benzeri ırkçı faşist toplulukların yaptırımlarına sahne olabileceğinin sinyalini veriyor.

Almanya Anayasası Koruma Teşkilatının verileri şöyle; 2014’ün ilk yarısında 5 bin 239 aşırı sağ motifli eylem yapıldı. 

Federal meclis (Bundestag) verilerine göre, Almanya’da 2014’te 30 bin kadar aşırı sağ eylemci çeşitli gösterilere katıldı.

Diğer taraftan,

Pegida’nın 27 Ekim’deki eylemine beş yüz, 3 Kasım’da, bin, 10 Kasım’da, bin 700, 17 Kasım’da 3 bin 200, 24 Kasım’daki eylemine 5 bin 500 kişi katıldı. 

Aralık ayında katılım ciddi oranda arttı.1 Aralık’ta 7 bin 500, 8 Aralık’ta 10 bin, 15 Aralık’ta 15 bin, 22 Aralık’ta 17 bin 500 kişi eylemlere katıldı.

Medyada konuyla ilgili her kafadan bir ses çıkıyor, yüzeysel tespitler yapılıyor ama siyasilerin ve analistlerin açıklamakta zorlandığı konu, ilk etapta 500 kişiyle başlayan eylemlerin, kısa bir zamanda nasıl 20 binlere dayandığı..? 

Gösterilerin dalga gibi yayılmasını sağlayan koşullar nelerdir? 

Bu şekilde nasıl organize olabiliyorlar?

Bu dinamiği nasıl sağlıyorlar?

Sorularının cevabını alt ve üst nedenler olarak ikiye ayırabiliriz. 

Üst nedenler kesinlikle sosyal medya. Gezi olaylarında da, sosyal medyadan ülkeyi nasıl kurtardığımızı unutmadınız sanırım(!) 

Sosyal medya daha önce ulaşılması imkansız kitleleri kolaylıkla organize edebiliyor. 

Bakınız, Pegida’nın 94.000 Facebook üyesi ve 99.005 kişinin beğendim seçeneği kullandığı sosyal medya bağlantısı var. 

1 milyon destek hedeflediklerini de ifade ediyorlar.

Çok iyi organize olabilen ve eylemlerinde bir o kadar zekice tavır sergileyen Pegida hareketinin, alt yapısının çok sağlam olduğu ve her adımının önceden planlanmış ve bilinçli bir tezgah olduğu açık ve seçik ortada.

Pegida sözcüsü Lutz Bachmann ise medya ve siyasetçilerle asla diyaloğa girmiyor. 

Eylemlerde, ’Neo nazi’ değiliz’, ‘Irkçı değiliz’ söylemleriyle, ırkçı olmadıklarının altını sürekli çizerek ve ajitasyon yaparak, daha geniş kitlelere ulaşabiliyorlar. 

‘Bizlere nazi damgası vurmayın, radikal düşüncelerle işimiz yok’ diyerek kurban psikolojisi de imdatlarına yetişiyor, dolayısıyla, pegida asla ve asla hafife alınacak bir oluşum değil, zira oyunu tam kuralına göre oynuyorlar.

 

Pegida ne istiyor?

 

Müslümanların Avrupa’yı terk etmesini istiyor.Kısaca bu.

Göç ve göçmene karşılar. 

Mülteci asla istemiyorlar, mülteci yasalarında sertleşme kararı alınmasını istiyorlar.

Gelecek korkusu, ekonomik sebepler, işini kaybetme korkusu üzerinden, göçmenler ülkeyi terk ettiğinde tüm sorunların ortadan kalkacağı komedisi diyelim.

Komedi demişken, Fransa’nın tanınmış sağcı gazeteci-yazarlarından Eric Zemmour, ‘Corriere della Sera’’ gazetesinde yayınlanan söyleşisinde, ‘Bir kargaşa, kaos, iç savaş çıkmadan, Fransa’da yaşayan beş milyon Müslümanın deport (sürülmesi)  edilmesini istemiş. Söyleşiyi okumadıysanız mutlaka tamamını okuyun derim. 

İşte tam burada, Fritz Bauer Enstitüsü Pedagoji Uzmanı Dr. Türkan Kanbıçak’ın doğru tespiti gözüme çarpıyor, Kanbıçak; Pegida yürüyüşlerinin, yıllardır bu alanda kitap yazan teorisyenlerin ırkçılığı normalleştirmelerinin bir sonucu olduğunu söylüyor. Thilo Sarrazin ve Akif Pirinççi gibi isimleri 'yazdıkları kitaplarla ırkçılığı normalleştirdiler' diyor. Fransa’nın tanınmış gazetecisi Zemmour, Fransa’dan 5 milyon Müslümanın deport edilmesini isteyerek, bunu kamuoyunda açıklayarak ırkçlığı normalleştiriyor.

Asıl tehlikenin bunlar olduğunu söylemek sanırım gereksiz. Bakalım ileride olacaklar karşısında bu öne çıkmış isimler nasıl hesap verecekler?

 

Müslümanlar tehlikeli mi?

 

Işid, Taliban ve boko haram gibi radikal terör örgütlerinin Müslümanları lekelediği, dinimizi bir vahşet dini olarak öne çıkardığını görüyoruz. Aslında 11 Eylül sonrası başlayan bir sürecin en tehlikeli dönemindeyiz diyebiliriz. 

Avrupa Parlamentosu seçim sonuçları itibarıyla  bu tehlikenin çok yakınlaştığını görmüş ve uyarılarımızı yapmıştık. 

Yine NSU örgütünün işlediği cinayetler ve son dönemde yükselişe geçen İslamofobinin hafife alınması, Pegida’nın alt yapısını sağlamlaştırdı.

Alman halkı Işid’in Almanya’ya dayanmasından korkuyor. Dolayısıyla, halk Müslümanları ciddi bir tehlike olarak görüyor. 

Dazlaklar, Neo Nazi’ler, Holiganlar ve son olarak Pegida gibi örgütlerin çıkış noktasının planlı ve programlı olduğu tartışma götürmez ama burada asıl konu, bu kadar büyük bir halk kitlesini nasıl peşinden sürüklediğidir.

İşte burada, Avrupalının, özellikle Alman halkının, korkuları karşımıza çıkıyor. 

Çeşitli siyasiler, siyasi gelecekleri için, gazeteciler ve yazarlar, kitlelerin zayıf noktalarını, korkularını, endişelerini yakalayarak kaos yaratmak adına ırkçılığı normalleştiriyorlar, algıyı yönetiyorlar dersek önemli bir ipucu yakalamış oluruz. 

Yıllarca, göçmen politikası üzerinden başarı sağlayan sağ partilerin, bugünkü dev teması ‘İslam karşıtlığı’ 

İslam karşıtlığı ve İslam düşmanlığının büyümesine bir önlem alınmaz ise, çok kısa bir zaman içerisinde küreselleşen bir düşmanlıkla karşı karşıya kalacağız. 

Bu demek oluyor ki, özellikle yurt dışında yaşayan Müslümanları/Türkleri çok kötü günler bekliyor.

Kafa kesen radikal örgütlerle, İslam dinini aynı kefeye koyan Avrupalıyı bu önyargısından kurtarmak ise ,mesela bana hiç mümkün gelmiyor, bu konuda çok karamsarım.

Yıllarca, Müslüman olduğumuzu duyduklarında, ‘ Neden başın açık, korkmuyor musun?’ sorusunu bıkmadan usanmadan soran Avrupalı, bugün hala aynı noktada.

Hal böyle iken, ben Işid’i, boko haram’ı nasıl anlatayım, Avrupalıya? 

‘’Avrupa’da yaşayan Müslümanlar gerçek Müslümanlığı anlatsın’’ diyorsunuz… iyi güzel de, tam orada da bir sorun var… 

Avrupa’da yaşayan Türk’te kendi dini konusunda bir kaç parçaya bölünüyor, onlar da birbirleriyle mutabık değiller ki, elin Avrupalısına Müslümanlığı anlatsın, radikal örgütleri anlatsın…

Avrupa’da yaşayan Türklere bu konuda hiç güvenmeyin.

Müslümanlık elbette tehlikeli bir din değil ama Avrupalılar özellikle Işid ve ortadoğu manzarasına istinaden dinimizi çok tehlikeli bir din olarak görüyorlar.

Ve bu düşünceleri her geçen gün daha da keskinleşiyor.

 

Pegida eylemleri, Camiler…

 

Almanya’da polis kayıtlarına göre cami saldırıları 2014’te en yüksek düzeye ulaştı. Aslında Pegida görünürde asla bu tür olaylara karışmıyor ama veriler son bir sene içinde saldırıların yoğunlaştığını gösteriyor. Sürekli Camilere ve dini Merkezlere saldırılar düzenleniyor, molotof kokteyli atılıyor  ve insanlar sindiriliyor. 

Son vukuat dün yaşandı, Almanya’nın Pforzheim şehrinde bir grup Alman, dönerci dükkanına saldırdı. İçerde yeni yıl kutlaması yapan sekiz kişiye saldıran Almanlar, işletmeciyi kolundan bıçakladı. 

Bıçaklanan kişinin annesi, ‘Bugün oğlum ölebilirdi, neden ırkçı saldırılar hep Türkleri buluyor’ diyerek doğru bir atış yapıyor. 

Evet. Neden, Almanya’da ırkçı saldırılar Türklere ait işyerlerinde yaşanıyor? 

Neden hedef Türkler?

Almanya’da Türklerden başka göçmen yaşamıyor mu? 

Neden Camiler?

Neden dönerciler? 

Ve son olarak Pegida hareketini, ‘İslam karşıtlığı’ kisvesi altında ’Türk düşmanlığı’ olarak mı okuyalım?

 

Köln’de 5 Ocak’ta Protesto yürüyüşü

 

Noel dolayısıyla gösterilerine ara veren Pegida, 5 Ocak pazartesi eylemlerine kaldığı yerden devam edecek.Pegida eylemlerine tepki göstermek amacıyla 5 Ocak’ta Almanya’nın Köln şehrinde karşıt protesto düzenlenecek. Protestoya büyük bir katılım bekleniyor. STK’ların da desteğiyle gerçekleşecek protesto yürüyüşünde, Köln halkı, ‘Köln stellt sich quer’ (Köln karşı koyuyor) sloganıyla yürüyecekler. 

Ayrıca dünyaca ünlü Köln katedrali, yabancı düşmanlığını dışlamayı ve ırkçılığı protesto etmek için katedralin dış cephesindeki ışıkların söndürüleceğini bildirdi.

Bu tür karşıt gösterilerin, Pegida eylemlerini nasıl etkileyeceğine dair bir öngörüm şimdilik tam netleşmedi ama Avrupa’da yaşayan tüm Müslümanlar bu gösterilere mutlaka katılım göstermeli.

Avrupa’da yaşayan Türklere  notum; Kendi ve çocuklarınızın geleceğini düşünüyorsanız bu gösterilere asla tepkisiz kalmayın.