BIST 9.717
DOLAR 32,50
EURO 34,93
ALTIN 2.439,64

Artvin’deyiz; Kafkasör ve Cerattepe’den izlenimler…(2)

Dillerde dolaşan yeşillikler ve tüm güzellikler Artvin’de…

İTÜ AKADEMIK ORYANTASYON ÇALIŞTAYI

Önceki yazılarımızda, İTÜ TMDK THO lisansta ismi geçen “Akademik oryantasyon” isimli dersin yanlış olduğunu belirtmiştik.  

Tezimizi destekleyen ve doğru olan  bir “Akademik Oryantasyon Çalıştayı” çağrısı  İTÜ Rektörlüğü’nden geldi. İlgili arkadaşlarımıza sunmak istiyoruz:

“….Bu çalışmaların başlangıç adımı olacak “İTÜ ME2M - 2017 Akademik Oryantasyon Çalıştayı-I”, Ayazağa Yerleşkesi - Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde 5-7 Eylül 2017 tarihlerinde gerçekleştirilecektir. Yardımcı Doçent kadrosundaki tüm öğretim üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilmesi hedeflenen çalıştayda; “eğitim bilimi, psikoloji ve rehberlik, ölçme-değerlendirme, akademik danışmanlık, eğitimde kalite, akreditasyon, mühendislik eğitimi yaklaşımları” odaklı konular, uzmanları tarafından aktarılacaktır. İlerleyen aylarda çalıştayın devamı niteliğinde “İTÜ ME2M – Akademik Eğitsel Gelişim ve Destek Programları” düzenlenecek ve profesör, doçent, araştırma görevlisi gibi tüm kadroların katılımına açık olacaktır. Dolayısıyla bu ilk adıma göstereceğiniz ilgi ve yapacağınız tüm geri bildirimler, süreci şekillendirmek; özünde de İTÜ’nün akademik eğitimini geleceğe hazırlamak adına değerlidir. Katkınız olmadan anlamlı çıktılara ulaşmamız mümkün değildir.

Çalıştaya katılan tüm öğretim üyelerimize, üzerinde “Mesleki Gelişim Kredisi – MGK (Professional Development Hours – PDH)” yer alan bir katılım sertifikası da sunulacaktır. Bu ve benzeri programlara katılım ile alınacak mesleki gelişim kredisinin önümüzdeki 2 yıl içinde yapılacak düzenlemeyle İTÜ’deki akademik kadro atama ve yükseltmeleri için zorunlu koşul haline getirilmesi planlanmaktadır. Akademik başvuru ve destekler için de bu programlara katılmış olmanın ayrıcalık sağlaması amaçlanmaktadır….”  (İTÜ Rektörlüğü duyurusu) 

Artvin yolculuğuna devam ediyoruz….

Kafkasör…

Bize boğa şenliklerinde gelmeyin, çok kalabalık olur, kalmada sorun olabilir  demişlerdi, doğru söylemişler, Belediye Başkanı’nın söylediğine göre, bu sene  4000 üzerine araç girişi olmuş, bu büyük bir rakam..Başkan; “Avrupa’nın Davos’u varsa, Kafkaslar’ın da Kafkasör’ü var” diye kolları sıvamış.

Kafkasör, Artvin’den 8 km yukarda ve  1200 rakımlı. Yaklaşık 200 yıllık Artvin geleneği olan boğa güreşleri, Sanat Kültür Festivali içinde yer alıyor. Sorumlu Özden Güven bizi sıcak karşıladı,  bölge ile ilgili bilgi verdi…Bir akşam geceledik, akşam soğuktan neredeyse üşüdük. Ama, bu kadar güzel  ve temiz bir orman  olamaz. Orman renkten renge giriyor…Hafta sonu yöre buraya akıyor. İsteyen bungalov evleri kiralayıp, ya da Belediye Tesisleri’nde veya Armoni Otel’de (İl Özel İdareye bağlı)  kalabiliyor. Biraz aşağıda Koliba Otel var, hepsi manzaraya dönük yapılmış; çay içerken, yemek yerken manzara ve yeşillik sizi büyülüyor. Burada tesis müdürü Özden Güven ve atanamayan Tarih öğretmeni Devrim Bey, çok yardımcı oldular. Bizi yalnız bırakmadılar, sohbetler/verdikleri bilgiler çok önemli ve güzeldi, damat ta isteyince,  hemen çözüm ürettiler ve kaldık... Gündüz sıcağına göre gece çok soğuktu, ama güzeldi.  Sabah kahvaltısı mükemmeldi.

Tipi bora dağa gelir, Bülbül olan bağa gelir

Kafkasörde meydanlarda, karşılıklı boğa gelir

 

Boğalar kıymetlenir, güreşte gayretlenir

Hasımını yenerse, sahibi şöhretlenir

…………………….

Boğa boğaya bakışır, birbirine yakışır

Festivaller bahane, kardeşlik pekişir. (Aşık Ahmet Yoramoğlu)

Cerattepe…

Artvin'e kuş uçuşu 4 kilometre uzaklıkta. Artvin kent merkezinin yamaçlarında yer aldığı tepelerden birinin zirvesine verilen isim Cerattepe. Türkiye'nin ve dünyanın en zengin bitki örtüsüne sahip noktalarından ve kuşların göç güzergahlarından biri. Ormanda; ladin, sarıçam, göknar ve kayın ağaç cinsleri ağırlıklı olarak yer alıyor.

Cerattepe’ye Kafkasör’den gidiliyor, çalışmalar başladığı için sık sık kamyonlarla karşılaşabiliyorsunuz.. Partili partisiz  bütün Artvin Cerattepe’deki maden araştırmalarına karşı...Her sohbet Cerattepe ile başlıyor. İş yerlerinde  “biz terörist değiliz” afişleri var. Olaylar sırasında yapılan biber gazı v.b. milleti çok etkilemiş. Danıştay’ın daha önce “olmaz” kararı verip, şimdi “olur” kararı vermesi halkın konuştuğu konu…Maden, şimdi kapalı yapılacakmış, ancak insanlar; bunun göz boyama olduğunu, bir süre sonra açık üretime geçileceğini, su kaynaklarının yer değiştireceğini, siyanür nedeniyle halkın olumsuz etkileneceğini, burasının heyelanlı bir bölge olduğunu, Artvin’in sürekli kaymasını bu  ormanlık bölgenin önlediğini, bilim adamlarının bu ormanlara dokunulduğunda buranın tutulamayacağını belirttiklerini  söylüyor ve buna inanıyor. Yeşil Artvin Derneği çok aktif… “Yeşili vermeyeceğiz, kazanacağız”  diyorlar. Ayrıca bazı köşe yazarları, burayı görmeden, gönderilen metinler üzerinden ahkam kesiyorlar ki bu olmamalı. (Mesela M.Alphan/Hürriyet) Gel…Gör…Konuş…Yaz…

Her yerde konuşulan...ama inanılmayan...

Cerattepe’den çıkan toprağı teleferikle, Marina’nın yanına indirecekler, kamyonlarla Hopa’ya oradan işlenmek/ayrışmak üzere Samsun’a götürecekler. Ancak, bunun maliyeti karşılamayacağı, zamanla işlenmenin maliyetli olduğu gerekçe gösterilerek Artvin’de yapılacağı, bunun da Artvin için ölüm olacağı belirtiliyor. Ayrıca, ihaleyi alan M.Cengiz’in, daha önce kamuoyuna yansıyan sözleri nedeniyle hiç sevilmediği, Artvin’de istenmediği’ni de söylemek lazım.

Artvin’li yeşili korumak istiyor; “yürüyüşe katılan –ellerinde sopa/silah v.b. olmayan insanların üstüne biber gazı sıkılması, çok fazla polis ve jandarmanın şehre getirilmesi, devlet memurlarına yürüyüşe katıldınız diye uyarı, kınama v.b. cezaların verilmesi, kişilerin terörist olarak adlandırılmaları” hiç hoş karşılanmamış…Ayrıca, maden işletmesi ile ilgili yetkililerin halkı bilgilendirmediği de söylenenler arasında.Kısaca, kimse anlatılanlara inanmıyor..

Coşkun Çoruh üzerine yapılan baraj çok geniş bir alanı kaplamış ve  iklimi değiştirmiş. Artvinliler; “biz nem bilmez, hiç terlemezdik, şimdi ise nemden terliyoruz”  diye dert yanıyor. Baraj gölü istimlaklarından kişiler çok iyi para almışlar ama, şimdi –paraları harcamışlar-  hiç beğenmiyorlar.

Esnaf…

Bu çalışmaya (madene) karşı olmayan esnaf yok…Hepsi; “işlerinin bozulacağından, Artvin’i yeşilden uzaklaştıracağından, su kaynaklarını bozacağından, insanları hasta edeceğinden, yoksullaştıracağından” son derece eminler…Bir kısmı, “AK Parti’nin bu ilde ne işi var?” bile diyor, bir kısmı ise “parti önemli değil, önemli olan Bayrağımız, yeşilimiz; Bayrağımıza ve yeşilimize  karşı olmayan her parti geçerlidir” anlayışında. Kısaca, partili partisiz herkes yeşil Artvin’i  korumanın peşinde…

Hes’ler…

Akarsular boyunca HES’ler (nehir tipi elektrik üretme tesisi) -dağdan inen borularla- uzanıyor. Sular borular içine alınarak, toplanıyor enerji için kullanılıyor, sonra dereye bırakılıyor. Küçük santraller kurulmuş, halk dertli, sularının hapsedilmesini, doğallığının kaybolmasını istemiyor. Derelerde su kesilmiş, bitki örtüsü kayboluyor…Artvinlilerin bütün sorunları şiirlere yansımış. “Torunlarımıza yeşil bir Artvin bırakmak istiyoruz” diyorlar.

Çardak Restoran…

İnternetten iyi yemek yenecek yer ararken, Merkez’de Çardak çıktı karşımıza. Sahibi, Sinan Sarı  Bey...Aktif, madene karşı çalışanlardan…Güzel bir et ziyafeti ve salata yendi. Sohbet, elbette Cerattepe…

Atatepe…

Ülkemizin en büyük Atatürk heykeli burada. Bir iş adamı tarafından projelendirilmiş, yer tahsisi yapılmış, hibe edilmiş, altında restoran var, ama henüz açılmamış. Yolu çok iyi değil, ama Artvin’e gelenlerin uğradığı bir alan olmuş.

Halk Oyunları Heykeli…

Artvin halk oyunları ile sürekli ödül almakta. Zaten Artvin’de Halk Oyunlarını bilmemek ayıp gibi!..Bunun karşılığı olarak Halitpaşa Kavşağı’na halk oyuncularının (kız-erkek) en büyük heykeli yapılmış.

Artvin Kafkasör Kayak Merkezi 

Başka bir özellik ve güzellik. Kışın ve 15 tatilde yoğun misafir geldiği belirtiliyor. Biz göremedik, çünkü, maden çalışmaları nedeniyle çevrilmiş durumda, izin verilmiyor.

Cam Seyir Terası

Yeni açılmış, güzel bir düşünce…Ancak, yol çok dar ve bir taraf vadiye bakıyor, manzara mükemmel…. Bu ara yol kenarından Artvin’e  su boruları döşeniyor. Ama, 280 m yükselikteki cam üzerinde yürümek gerçekten zor ve heyecanlı. Geçtiğimiz aylarda bir nikah kıyılmış ve üzerinde 35 kişi horon tepilmiş.Bu, Karadeniz insanı!...


Ö Z L A D I M (Yöresel dille)

Doğdum Ardanuçta Lengethev köyda
Havası çok hoştur derman bin derda
Alabalıkları çimar dereda
Çoruh nehirini, na çok özladım

Çıkar tağlarında kaval çalardım
Karagölda hergün suya talardım
Babamın cepindan tütün çalardım
Kaçak tütünları, na çok özladım

Güzel Artvinimda bulunmaz kavşak
Meşelari boldur; Ardanuç, Şavşat
Gözal Yüsüfelini yakından görsak
Sularda raftingi, na çok özladım

Borçkanın sulari bulanık akar
Arhavim hopam deniza bakar
Damalı Murğuli vadidan dökar
Bakır cevherini, na çok özladım

Meşelari çoktur tertemiz havva
Artvinli bilir mi, hayatta kavğa
Mahkemeler boş, bulunmaz dava
Şimdi değerini, na çok özladım

Misafir perverdir insanı sıcak
Her kim olur olsun, açarız kucak
Kafkasöre çıksak birda gülaşsak
Boğa güreşleri, na çok özladım

Mevlüt yaparidi kuzudan döner
Rizede havalar kanımı emar
Çok fena özladım gözlarım sönar
Hastetle Artvinim, na çok özladım (Ardanuçlu Halk Ozanı Çağlari/Mevlüt Akbulut)

Gelecek yazı: Artvin’deyiz;  Şavşat yaylaları, Ardanuç’u ve Karagölleri…(3)   

 6236 AYETIN BIN KADARI DIŞ DÜNYA ILE ILGILI…

“Kur’an bilime/teknolojiye karşı mı?” başlıklı yazım çok paylaşıldı. Basında benim görüşlerimi  destekleyen bir görüşü aşağıya almak istedim.

 “….Programlar tatile girince Gündem Özel favorim haline geldi. Haksızlık yapmayayım, Deniz Bayramoğlu'nun seçtiği konular çarpıcı. Dört katılımcısından biri dünyanın oluşumunu dini bilgilerle ele aldı.Yrd. Doç. Dr. Emre Dorman'ın şu sözleri ilginçti; "Toplam 6236 ayetin bin kadarı dış dünya ile ilgili". Peşinden eklediği "Allah yeri göğü eşsiz ve kusursuz yarattı" şeklindeki alıntısı önemliydi. Yine Dorman'a göre bin yıl önce bilimin her dalında öncü olan Müslümanlar gerilediler. Neden? Asıl soru bu. Sadece Nobel Ödüllerini incelemekle cevabını bulmak mümkün. Bu en önemli başarı belgesinin sahibi sadece üç Müslüman var. Bunlardan Mısırlı ve Pakistanlı olanların ülkelerine girememesini ise iyi düşünmek gerek. Sonuncusu da iki arkadaşıyla birlikte kazanan Prof. Dr. Aziz Sancar. Etiyopya'daki kara derili Fallaşalar dahil, dünyadaki toplam nüfusu 16 milyon olan Musevilerin durumuna bakalım. Aldıkları Nobel Ödülü'nün sayısı 79. Adına lobi, etkinlik, torpil ya da ne derseniz deyin gerçek bu. Avrupa Birliği kapılarında sürüm sürüm sürünmemizin ana nedeni de bu düşünce. Dünya ekonomisi ve medyasını yönetiyorsanız "kazanan siz oluyorsunuz". Daha önce de yazdım; New York'ta İsrail'dekilerden fazla Musevi yaşamakta. Çünkü burası "yeryüzünün ekonomik başkenti"…”.