BIST 9.775
DOLAR 32,54
EURO 34,99
ALTIN 2.434,75
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Arınç'ın önerisi ortalığı fena karıştıracak

Her sözüyle gündeme damgasını vuran Bülent Arınç, bu sözleriyle etkisi uzun sürecek bir tartışmayı daha başlattı.

Abone ol

Medyadan sorumlu bakanlığın başında bulunan Bülent Arınç seçim bölgesinde öğrencilerle biraraya geldiği toplantıda Zaman gazetesinden yana taraf tuttu.  Medyaya ilişkin tüm düzenlemelerden sorumlu olan ve tarafsız olması beklenen bakan Arınç, öğrencilere hangi gazeteyi okumaları gerektiğini söyledi:

"Türkiye'de öyle bir gazete var ki, her şey onun içerisinde. Onu takip ederseniz zamanla her şey daha iyi anlaşılır. Yani emin olun, Zaman'a baktığınızda, Zaman'ı okuduğunuzda, başka bir şeye karıştırmaya gerek kalır mı kalmaz mı diye siz düşünün"

Seçim çalışmalarını Bursa'da sürdüren Arınç, beş yıldızlı bir otelde üniversite öğrencileriyle kahvaltıda bir araya geldi. Kendi üniversite yıllarından örnekler veren Arınç, üniversitedeki en büyük hastalığının, cinnet derecesinde kitap okumak olduğunu artık o günleri özlediğini söyledi. Artık gazeteleri takip ettiğini, kitap okuyamaz olduğunu, günlük haberleri takip etmek için gazetelere baktığını belirten Arınç, öğrencilere ilginç bir tavsiyede de bulundu:

"Siz biraz gazeteden uzak kalın. Kaldı ki Türkiye'de öyle bir gazete var ki, her şey onun içerisinde. Onu takip ederseniz zamanla her şey daha iyi anlaşılır. Yani emin olun, Zaman'a baktığınızda, Zaman'ı okuduğunuzda, başka bir şeye karıştırmaya gerek kalır mı kalmaz mı diye siz düşünün. Ben şimdi burada başka bir şey söylersem, 'Medyadan sorumlu adam ne dedi bakın ?' derler sonra. Zaten şimdiden kaptı onlar cümleyi. Değerli kardeşlerim önce ona bakın, ihtiyaç duyarsanız sonra hepsine bakın."

ANAYASAYI ACELECİ YAPMAYACAĞIZ

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Tüm Etkin Sanayici, İş Adamları ve İş Kadınları Federasyonu'nun Merinos Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen yemeğine katıldı. Yeni Anayasa çalışmalarının sürdüğünü belirten Arınç, bunu herkesin katkı koyduğu, aceleci olmayan bir şekilde yapılacağını söyledi.

HER DARBE, HER MUHTIRA DEMOKRASİDEN ALDI GÖTÜRDÜ

Türkiye'de 1950 seçimlerine gelinceye kadar dünyadaki demokrasinin Türkiye'de olmadığını anlatan Arınç, bu dönemde gizli oy açık tasnif yöntemiyle seçimlerin yapıldığını ifade ederek, "Türkiye, 30'lu, 40'lı yıllarda seçimlerini böyle yapıyordu. Hüsnü Mübarek'in seçimleri de böyleydi Mısır'da. Yüzde 99,7 ile seçiliyordu. Binde 37'lik bir yanılma payı da demokrasinin hoşuna gitmek için her zaman koyuyorlardı. Esad da böyle seçiliyordu, Kaddafi de böyle seçiliyordu. Biz de onlara benziyorduk 50 öncesinde. Ama 50'de gizli oy, açık tasnife dönüştü. Demokrasinin kuralı işlemeye başladı. İlk seçimde sonuçlar belli oldu. 60'da bir darbe yapıldı. Sonra 71'de muhtıra verildi. 80'e girerken toplumsal çatışmalar, siyasi suikastler, çalkantılar bir biri arkasına devam etti. 80'de yine darbe oldu. Her darbe, her muhtıra demokrasiden bir şeyler aldı götürdü. Millet iradesinden aldı götürdü. Milletin egemenlik hakkına tecavüz edildi ve her darbe kendi Anayasası'nı getirdi. Halka kabul ettirdi. Bütün bunlardan artık arınmış olmamız lazım" diye konuştu.

Arınç'ın konuşmasının önemli satırbaşları özetle şöyle:

TSK DARBE YAPMAYI AKLINA BİLE GETİRMEYECEK

Anayasa'nın geçici 15'inci maddesinde 'Darbe yapanlara hesap sorulmaz, hiçbir eylem ve işlemlerinden sorumlu olmaz' maddesini artık 'Sorumlu olmaz' maddesini yüzde 58 'evet' oyuyla Anayasa'dan çıkardıklarını söyleyen Arınç, "Şimdi Evren ve arkadaşlarına 'Gelin bakalım, bu darbeyi nasıl yaptınız? Niçin yaptınız?' sorusunu artık savcılar sorabiliyor. Bir iddianame tanzim edilecek ve tarihimizde ilk defa darbecilerden Ceza Kanunu'nun Anayasa çerçevesinde hesap sorulabilecek. Bu müthiş bir başarı. İnanıyoruz ki Türk halkının gözbebeği olan TSK geçmişteki darbelerle anılmak yerine bundan sonra Anayasa'daki kendisine görev olarak verilen Türkiye yurdunu bağımsızlığını dış düşmanlara karşı güvenle korumak askerin eğitimini sağlamak, güçlü bir ordu meydana getirmek görevine her zamanki gibi başarı ile yapacak. Ama sivil hükümetlere karşı halkın seçtiği temsilcilere karşı ve onların parlemetosuna karşı hiçbir zaman sivillerin de tahrikiyle darbe yapmayı, cuntacılık yapmayı artık aklına bile getirmeyecek. Çünkü Türkiye geçmişte en yakın komşumuz Yunanistan'ın yıllarca evvel yaptığını albaylar cuntasına karşı mahkemede hesap sorduğunu, hala aradan 30-40 yıl geçmesine rağmen cezaevinden çıkarmadığını biliyoruz. Bazı işlerin önüne geçmek, bazı işlerin önünün kesmek Anayasa'daki bazı kanunlarda bu işlere cevaz veren, ruhsat veren veya anlaşılan bir takım maddelerin ortadan kaldırılmasına bağlıydı. Biz parlementoda 336 ile bunu çıkardık. Milletin önüne getirdik. Millet de 'Yüzde 58 oy ile aynen onaylıyorum' dedi ve Türkiye daha demokratik, özgürlükçü daha sivil bir anayasaya kavuşma yolunda en güzel adımı attı" diye konuştu.

100 YILLAR SONRASI DÜŞÜNÜLEREK HAZIRLANMALI

Anayasalar'ın temel belgeler olduğuna değinen Arınç, pek çok ülkede yazılı Anayasa bile bulunmadığını kaydetti. Anayasalar'ın ansiklopedik bilgi veren kağıtlar ve yazılar olmadığına değinen Arınç, "Hiçbir Anayasa bizdeki gibi 180, 190 maddeli değildir. Anayasalar 100 yıllar sonrasını düşünülerek hazırlanmış, kimsenin de değiştirmeyi aklına getirmediği ama mutabakat yüksek olursa değişebilecek belgeler halinde vardır" dedi.

TANK YÜRÜTMEKLE BALANS AYARI YAPILMIYOR

Türkiye'de 1960 darbesini yapanların kendilerinden önceki halk iktidarının tekrar işbaşına gelmelerine karşı sübap koyduklarını ifade eden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Anayasa'ya 80 darbesini yapanlar, 80 öncesi olayların tekrarlanmaması için Anayasa'ya büyük sübaplar koymuşlardır. Korkulu rüya görmektense, uyanık durmak daha iyidir. Vidaları iyice sıkıştıralım. Kimse bunu kıpırdatmasın. Bütün darbe Anayasaları kendilerinden önceki dönemlere tepki olarak yapılmıştır. Demokrasinin bir gereği olarak değil. Ondan önceki hükümetler hatalı olabilirdi ama hükümetlerin hatasını karşılayacak mekanizma askeri darbe yapmak değil. Bu artık çağ dışı bir düşünce. Belki dünyanın birkaç yüzyıl önce terk ettiği bir düşünce. İyi çalışmayan, başarılı olmayan hükümetlerin karşılığını halk sandıkta verecektir. Nitekim balans ayarının sandıkta yapıldığını 2002 seçimlerinde hepimiz gördük. Tankları yürütmekle demokraside balans ayarı yapılmıyor. Millet sandıkta yapıyor. Bizim Anayasamız bundan sonra daha kısa, daha az maddeli olacaktır. Özgürlüklere ve temel haklara daha çok vurgu yapacaktır. İdeolojisi olmayan bir Anayasa olacaktır. Toplumu kucaklayan bir Anayasa olacaktır. Ne etnik, ne dini, sadece birisine bağlı, öbürlerini reddeden, öbürlerini inkar eden, yok sayan bir Anayasa anlayışı artık geride kalmıştır. Bu Anayasa Türkiye'de demokrasiye, özgürlüklere, insan haklarına daha çok önem veren ve sonunda halkın kabul edeceği bir Anayasa olmalıdır."

MUHALEFETİN İKTİDAR OLMA HEDEFİ YOK

Daha sonra merkez Osmangazi İlçesi'ne bağlı Yunuseli Mahallesi'ndeki mitinge katılan Arınç, burada ana muhalefet ve muhalefet partilerine yüklendi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Arınç, "İktidar olmak gibi bir kaygısı yok. O parti içindeki kavgadan korkuyor. Eğer yüzde 25'in altında kalırsam Baykalcılar beni lime lime ederler diye korkusundan bunları söylüyor. MHP'nin ben iktidar olacağım diye bir sözünü duymadınız. O sadece bazı söylemleri ile milleti korkutmaya çalışıyor. Bölmekten, parçalanmaktan bahsediyor. Türkiye'de yaşayan etnik kimliği farklı insanlarımızı ayrımcı gibi görüyor. Oysa biz birlikte Türkiye'yiz" dedi.