BIST 9.456
DOLAR 32,60
EURO 34,81
ALTIN 2.495,47
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Arınç Kılıçdaroğlu'nu kızdıracak

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP'deki krizi değerlendirdi ve Kılıçdaroğlu'na yüklendi.

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç , ''Sayın Kılıçdaroğlu, partisine hakim değil, görebildiğim kadarıyla. Belki bilerek dün akşam orada olmadı. Çünkü alanı tamamen onlara terk etmişlerdi. 2 grup başkanvekilinin ikisi de orada yoktu'' dedi.

Arınç, CNN Türk'te yayınlanan ''Aykırı Sorular'' programında soruları yanıtladı.

İmralı ile MİT'in başlattığı görüşme sürecini çok olumlu bulduğunu belirten Arınç, böyle bir sürecin başlamış olmasının medyanın çoğu tarafından desteklendiğini söyledi. MHP dışındaki siyasi partilerin bu konuda olumlu bir beklenti içinde olduğunu ifade eden Arınç, bazı grup ve derneklerin muhalefetlerinin ise çok güçlü olmadığını söyledi. Arınç, şöyle devam etti:

''Dolayısıyla eğer terör bitecekse, örgüt silahlarını bırakıp, Türkiye dışına çıkacaksa, onun sonrası da bir şekilde planlanacak, sonunda Türkiye yıllardır maddi, manevi büyük kayıplar verdiği terör konusundan kurtulmuş olacaksa, bazı batılı ülkelerin yürüttüğü ve başardığı önemli noktaları da dikkate alarak, bir Türkiye örneğinde yeni, bazı olumlu hedeflere de varmak suretiyle bir netice alabileceksek bu, Türkiye'nin çok büyük bir şansı olur, Türkiye adeta uçar. Halk memnun olur, artık kandan, gözyaşından kimse bahsetmez ve insanlar bugüne kadar çektikleri eziyetleri ve şikayetleri kenara koyar, ümitle birbirini kucaklar. Bu umut var.''

MEYDAN ONLARA KALDI

TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmeler sırasında yaşananları ''çok acıydı'' diye tanımlayan Arınç, ''Ancak CHP Grubu'nu tanımakta zorluk çektim. Büyük bir endişe duydum. Bütünlük vardı. 30-35 kişi tam bir bütünlük içindeydi ama bu bütünlükçü grup tam bir ulusal söylem içerisinde, tam bir ırkçı tutum içerisinde, birbirlerini adeta ezercesine kürsüye koşan, bağıran, çağıran ve MHP'lilerin kendilerini aynı şekilde alkışladıkları bir gruptu. 130 kişilik parti grubundan 100'ü kaçmış gitmiş, 30'u orada kalmıştı'' dedi.

Başında Emine Ülker Tarhan'ın olduğu bu grubun, ''Yeni CHP'' jargonuna hiç uymadığını ifade eden Arınç, ''Sayın Kılıçdaroğlu'nun orada olmasını, parti içindeki bu tavrın, bu damarın ne kadar güçlü olduğunu görmesini isterdim. Maalesef orada biraz bunları seyredip, ondan sonra ayrılan 3-5 kişiyi de adeta zihnime not ettim. En azından biri bugün istifa eden milletvekiliydi'' diye konuştu.

Akşam gördüğünün sosyal demokrat bir parti olmadığını dile getiren Arınç, şunları söyledi:

''Kemalist, laik, solcu, belki de faşist damarı çok ortaya çıkmış... Çok tuhaf kavramlar... Tam bir bulamaç ortaya çıktı. Sonunda ulusalcılık gibi karşımıza çıktı. Akşamki tablo böyleydi. Sayın Kılıçdaroğlu, partisine hakim değil, görebildiğim kadarıyla. Belki bilerek dün akşam orada olmadı. Çünkü alanı tamamen onlara terk etmişlerdi. İki grup başkanvekilinin ikisi de orada yoktu. Meydan, Ülker Tarhan'a ve onun ekibine kalmıştı. En azından tutanakları bugün veya yarın okurlarsa ekibinin dün ve evvelsi gün genel kurulda neler söylediklerini CHP'nin Genel Başkanı'nın görmesi gerekir.''

Arınç, dün akşamki olayın basit bir şey olmadığını, Kılıçdaroğlu'nun bu konu üzerine eğilmesinde fayda bulunduğunu dile getirerek, ''Bunlar sağa sola, topu taca atarak geçiştirilecek basit şeyler değil. Parti içerisindeki bir damarın partide Kılıçdaroğlu'ndan da memnun olmadığını gösteren bir tablo var'' dedi.

YEDİ CEDDİM TÜRKTÜR AMA...

Başbakan Yardımcısı Arınç, bir soru üzerine, Türkiye'de farklı etnisiteye sahip pek çok grup olduğuna işaret ederek, bunların birini diğerine tercih etmenin doğru olmadığını söyledi. Arınç, ''Hayatımın hiçbir safhasında cicu, cucu olmadım. Bir yörük ailenin çocuğuyum, ceddim, yedi ceddim Türk'tür ama Türkçü değilim. Karşımda bir Kürt'ü kabul edebilirim ama Kürtçü olmasını hazmedemem'' diye konuştu.

PATRİOTLAR DOĞRU BİR DAVRANIŞ

Patriot ların Türkiye'de konuşlanmasının savunma amaçlı olduğuna yürekten inandığını vurgulayan Arınç, Suriye'nin füze imkanlarına sahip olduğunu söyledi. ''Böyle bir saldırıya karşı Türkiye'nin kendisini koruma amaçlı tedbir alması, bence çok doğru bir davranış'' diyen Arınç, en akılcı tedbirin NATO'nun elinde bulunan imkanların Türkiye'de konuşlanmasını temin etmek olduğunu bildirdi.

CHP'nin Suriye'de yaşananlarda Esad'ın yanında yer aldığını ifade eden Arınç, ''Dolayısıyla aldığımız bu tedbirleri de hoş görmeleri de mümkün değil'' dedi.

Arınç, CHP ile Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed arasındaki ilişkiyi ''duygusal'' olarak nitelendirdi ve ''Mezhepsel yaklaşım dersem, bunun altından başka feryatlar yükselir'' ifadesini kullandı.

Esad halkına silah doğrulttuğu zaman kendisine ikazlar yapıldığını dile getiren Arınç, muhalefetin sesini yükseltmesinin her ülkede olabileceğini ancak buna karşı alınan tedbirlerin de demokratik olması gerektiğini söyledi.

Deniz Kuvvetleri'nde Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner'in görevinden ayrıldığı yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine Arınç, Güner'i tanımadığını, komutanın istifasının ne anlama geldiği bilecek durumda olmadığını belirtti.

BEN İNANIYORUM!

''Artık Türkiye'de darbe tehdidi tamamen ortadan kalkmıştır diyor musunuz?'' sorusuna Arınç, ''Ben inanıyorum'' karşılığını verdi.

''İnsanlar düşünemez bile diyor musunuz?'' denilmesi üzerine Arınç, şöyle konuştu:

''Düşünen çok olur. Şimdi içinden ne kadar geçirenler vardır. Olmaz mı? 3-5 kişi mutlaka olacaktır ama oflamalarıyla ağlamalarıyla kalacaklar. Çünkü böyle bir şeyi gerçekleştirmek fiilen de mümkün değil. Artık Türkiye'nin geldiği nokta, içinde bulunduğumuz konjonktür, yaşadığımız pek çok olay bunu gerçekleştirecek bir gücün olmadığını bize gösteriyor. Bu, Türkiye'nin demokratikleşmesi açısından bence çok önemli bir nokta.''

AĞLAMAYANDAN KORKARIM

Arınç, zaman zaman gözyaşı dökmesine ilişkin yorumlara yönelik soru üzerine de ''Bununla ilgili yorumlarda insanı incitecek çok şey var. Meclis'te hakkımda gensoru verilmiş, muhalefet partilerinden CHP ve MHP temsilcileri hiç utanmadan, yüzleri kızarmadan 'ağlamadan sorumlu başbakan yardımcısı' diyor'' diye konuştu.

Bu durumun bir zaaf olup olmadığı yönündeki soruyu da Arınç, ''Şöyle bir zaaf olabilir. Devlet adamı metin olmalı, cesur olmalı. İçindeki hisleri saklayabilmeli'' diye yanıtladı.

''Tam tersini düşünemez miyiz? Merhamet duygusu olan ağlayan bir insan...'' denilmesi üzerine Arınç, ''O zaman Kılıçdaroğlu'na niye sormadınız? Çünkü ağlayan Genelkurmay Başkanı'nı eleştirmişti'' dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, şunları kaydetti:

''Ben ağlayamayan insandan korkarım. Hep gülen, kahkaha atan ama hiç ağlayamayan insanın bir eksikliği vardır. O eksikliği tespit ettim ama onu ekranda konuşamam. Çünkü o insanların mutlaka bir yerde bir defosu var. Biliyorum ben bunları, hayatlarında öyle bir defoya sahip ki bu insanlar ağlayamıyor. İnsanları tanırsanız bunu çözersiniz. Ağlamak insani bir duygu. Her yerde ağlamak belki hoş değil ama tutamıyorum kendimi. Bir çocuğu görsem bazen ağlamaklı oluyorum, kendi oğlum aklıma geliyor. Bir mutluluk görsem seviniyorum, ağlamak istiyorum, üzüntüyü paylaşmak istiyorum ama ciddi bir devlet adamı böyle bir görüntü içerisinde her zaman olmamalı. O zaman da 'eksiklik mi' diyorum. Çünkü metin olmak herkesin gözyaşı döktüğü bir yerde belki daha cesur, daha dirayetli görünmek daha faydalı olabilir. Ama kendimi değiştirecek halim yok.''