BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,73
ALTIN 2.501,04
HABER /  GÜNCEL

Cemaat cephesinde Erdoğan için kaset iması!

Başbakan Erdoğan'ın bir çok ismin dinlendiği ve kaseti olduğu iddiasına yanıt veren cemaate bağlı gazetelerin köşe yazarları "o kasetler Erdoğan'ın işi" imasında bulundular...

Abone ol

İNTERNETHABER.COM
Başbakan Erdoğan'ın Gülen Cemaati'ne yönelttiği kaset şantajı suçlamasına karşı cephede ilginç bir karşılık buluyor. 

CEMAATTEN ORTAK İMA: KASETLER ERDOĞAN'IN İŞİ!

Cemaate yakın gazetelerde yazan isimler asıl kaset şantajının Erdoğan tarafından yapıldığını iddia etti. Cemaate yakınlığı ile bilinen Bugün si yazarları Tarık Toros ile Nuh Gönültaş ve Zaman gazetesinin tepe ismi Ekrem Dumanlı bugünkü yazılarında Erdoğan'ı "kaset şantajı" yapmakla suçladılar. Üç yazıda da öne çıkan ortak tema kaset siyasetinin cemaat değil Erdoğan tarafından yapıldığı olurken, Erdoğan'ın Haşim Kılıç, Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı, Doğan Grubu, İdris Naim Şahin gibi bir çok odağa "kastle şantajı" yaptığı iması gözden kaçmadı.

İşte o yazılardan çarpıcı bölümler:

EKREM DUMANLI: KASETLERİ KİM KULLANDI?

Net söylüyorum: Hukuk dışı yollarla insanları dinlemek ya da kişilerin özel hayatına dair kasetler yapıp onu şantaj olarak kullanmak şerefsizliktir ve bunu yapanlar bulunup adalete teslim edilmelidir. Ortada somut bilgi ve belge olmaksızın bir kitlenin hedef gösterilmesi de insan onuruyla, siyaset adabıyla bağdaşmaz. Ancak somut belge olmaksızın yapılan propaganda da onurlu bir davranış olmasa gerek. Kutlu Doğum Haftası çerçevesinde konuşurken bile kaset yalanlarına başvuruluyorsa, Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı gibi çok önemli ve değerli kişiler hakkında uluorta iddia ortaya atılıyorsa ve bunların hiçbiri somut bir belgeye dayanmıyorsa ortada vahim bir hata var demektir. Vicdanı olan herkes “Ya ispat et yahut sus!” demek zorundadır. Aksi takdirde bu kasetleri çekmek ne kadar korkunç bir vebal ise onu iftira metodu olarak kullanmak da öyle vebaldir..

YAZININ TAMAMI İÇİN

TARIK TOROS: KASETİ OLMAYAN KIZ VERMİYORLAR

Dün Kayseri'de listeye Anayasa Mahkemesi, üyeleri ve Meclis Başkanı'nı da ekledi:

"Sayın Cumhurbaşkanımızı, beni, Genelkurmay Başkanımı, Meclis Başkanımı dinlediler. Anayasa Mahkemesi başkan ve üyelerini de dinlediler. Herhalde birileri ne demek istediğimi anlayacaktır."

Bu söylem, Meclis Başkanı ve vekil Başbakan Yardımcısı üzerinde etkili olmuş olabilir.

Söylemleri değişti.
Öyle ki...
"Vampir, sülük" gibi üsluba tek kelime etmedikleri halde, eleştiri sınırları içindeki Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın çıkışına sert cevap verdiler.

Fakat ben şu cümleye takıldım:
"Herhalde birileri ne demek istediğimi anlayacaktır."
Başbakan, bunu da açıklamalı.
Kimsenin bilmediği, sadece kendisinin bildiği bu kasetlerin adresi neresi?
Zira bunu bu kadar açık soran kişi de risk altında:

YAZININ TAMAMI İÇİN

NUH GÖNÜLTAŞ: ERDOĞAN DOĞRU SÖYLÜYOR

Aslında Başbakan böyle konuşurken bir gerçeği de ifade ediyor.

Daha doğrusu ucu kendisine
dokundukça gerçeğin bir parçasını ifade ediyor.

Bu yüzden dinlemeler konusunda söylediklerinin bir paranoya olduğunu düşünmüyorum.

Çünkü:
1- Bir kişinin ya da kurumun dinlenip dinlenmediğini Başbakan bilmeyecek de ben mi bileceğim!

2- Ülkenin istihbarat örgütüne bütün ülkeyi dinleme, bütün kurumların sistemlerine girme yetkisini veren kanunu çıkaran kendisi olduğu için söylediklerini dikkate almak durumundayız!

3- Daha önce, 'Cumhurbaşkanı'nı da Genelkurmay Başkanı'nı da dinlediler, dinliyorlar' dediğine göre kimin dinlediğini, nasıl dinlediğini, dinlemelerin içeriğini bildiğini düşünmemizi istiyor olabilir!

4- 'Dinliyorlar' diyor, ama dinleyenin kim olduğunu da asla söylemiyor!

YAZININ TAMAMI İÇİN