BIST 9.080
DOLAR 32,39
EURO 35,01
ALTIN 2.325,72

Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır!..

ABD'nin Türkiye üzerine bütün tuzaklarının tek gayesi şimdide Reis'i devirmek.Ama bilmezler ki göklerden gelen bir karar vardır.Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.

ABD’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı düşman olarak görmesi, bir Türk evladı olarak beni gururlandırıyor…

Çünkü;

ABD'ye karşı 'Egemen bir devletin Egemen bir Cumhurbaşkanı' ile  aynı vatan topraklarında yaşamanın gururu bu!..

Güzel bir söz var..

Derki;

‘Taraf tutmayan insan, şahsiyeti felce uğramış insandır. Ben tarafım  hakikatin tarafıyım ' (Cemil Meriç) 

İşte ben tarafım ve bu sözdeyim..

Şöyle siyasi klik olmayan insanlar topluluğuna bir bakın. Küresel güçler ve işbirlikçileri  Erdoğan'a saldırdıkça millet Erdoğan'a sarılıyor..

NATO toplantısında  başta ABD olmak üzere sömürücü küresel güçlerin yüzlerine karşı dünyadaki bütün mazlum miller adına “DÜNYA 5’TEN BÜYÜKTÜR” diye haykıran bir başka lider bugüne kadar görmüş müydünüz?

Çünkü bu yaptığı tüm dünyanın gözü önünde ABD’nin sömürücü düzenine karşı mazlum milletler adına bir başkaldırıdır…

Gezi olayı…

17/25 Aralık kumpası…

MİT TIR’ları olayı…

15 Temmuz darbe girişimi…

FETÖ’nün Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek ve Türkiye’ye diz çöktürmek için denediği ama başarılı olamadığı her girişimin arkasındaki gücün ABD olduğu tescillidir...

Bugün Erdoğan’ın verdiği mücadele, Atatürk sonrası Türkiye’yi ABD’ye bağımlı hale getirenlerin ülkenin ayaklarına taktığı prangaları söküp atmak içindir…

Şöyle bir geriye gidelim...

Acı gerçekleri görelim!..

Türkiye NATO’ya üye olabilmek için Kore Savaşı’na dahil olduktan sonra, NATO bizi büyük bir iştahla kendi bünyesine almıştı…

Bu Türkiye’nin köle durumuna düşmesi demekti…

Dönemin ABD Dışişleri Bakanı John Foster Dulles bakın ne diyordu:

“Bir Türk askeri bize 23 cente mal oluyor”

Böyle bir hakaret olamazdı!..

Ama oluyordu…

Acı ama gerçek Türk askerinin verdiği 767 şehit, 2111 gazi sözde “müttefikimiz” olan ABD için 23 centle ifade ediliyordu…

İşte ABD'nin Türkiyeye bakışı buydu..

Yani;

4.500 Türk askerinin maliyeti ‘1.035’ dolar ediyordu.

Bu nasıl gaflet nasıl  dalaletti!..

Bu NATO’ya girebilmemizin bedeliydi! 

Böyle bir alçaklık olabilir miydi?

Ne yazık ki oluyordu!..

ABD’nin gerçek yüzü işte bu!
*

Arkası geliyordu…

Bu ülke onların görüşlerini ister sevin ister sevmeyin ‘ABD emperyalizmine son’ diyen Türk gençlerini ABD’yi mutlu etmek için asıyordu…

ABD, Türkiye üzerinde kara bir kabustu..

Yıllar sonra, 2000’li yıllarında başında  ABD'li para spekülatörü ve Orta Asya ülkelerinde darbe yaptırmasıyla bilinen, ABD'nin örtülü operasyonlarının çoğunda görev alan, George Soros, ABD'ye bağımlı ‘Açık Toplum Enstitüsü’nde yaptığı bir konuşmada bakın  küstahça neler söylüyordu:

"Türkiye'nin en iyi ihraç malı ordusudur"

Böyle bir şerefsiz bir açıklama olabilir miydi?

Ama oluyordu…
Çünkü ABD, Türkiye’yi "müttefik" ya da "korunması gereken bir dost" olarak değil, "Ordusunu, ABD'nin bölgesel çıkarları için ihraç edecek bir güç" olarak gördü her zaman…

Tabi ki  beyinlerini ABD’ye satmış  içimizdeki omurgasızlar yüzünden!..

*

Tarihten bir yaprak daha açıp  ABD’nin Türkiye’ye bakış açısına bakmaya devam edelim;

"1962 sonbaharında Küba’ya Sovyet füzelerinin konuşlandırılmasına karşı. ABD bölgeye müdahale edeceğini açıklar.

SSCB Başkanı Khrushchev ( Kruşçev ), 27 Ekim 1962’de Kennedy’e gönderdiği mektupta, ABD’nin Türkiye’deki benzer füzeleri sökmesi halinde SSCB’nin de Küba’daki füzeleri sökeceğini bildirir.

 ABD bir süre sonra, Rusya ile anlaşmış, Türkiye'nin fikri dahi alınmadan, Jüpiter füzeleri sökülür. Türkiye, böylece tamamen savunmasız bırakılır!..

Johnson  Türkiye’ye  Mektubunda  bakın ne der;

‘Bizim silahlarımızla, bizden onaylamadığımız bir askeri harekat düzenleyemezsin.’

İşte Türkiye'nin S400 füze alımına NATO'nın neden karşı çıktığı gerçeğida bu sözde saklı!..

*

Yakın tarihten bir başka örnek;

Mart 2003 tezkeresinin TBMM’de reddedilmesi sonrası ABD, Irak işgalinde Kuzey’den bir koridor açamaz.

1991’den beri yapısal bir sorun yaşadığı Türk Ordusunu ‘hizaya sokmak’ ve yeniden denetimine almak için, 4 Temmuz’da bilinen o alçak  kanımıza dokunan  askerlerimizin başına geçirilen ‘çuval’ olayını gerçekleştirir..

Irak’ın kuzeyinde bulunan Türk Özel Timi bölgeden çekilmek zorunda kalır.
Bitmez…

Aynı dönem içerisinde, ABD Büyük Ortadoğu Projesi adını verdiği planını açıklar.

Projesi ile ilgili en çarpıcı açıklama ABD’nin güvenlikten sorumlu danışmanı (Eski Dışişleri Bakanı) Condoleezza Rice’ın 7 Ağustos 2003 tarihli Washington Post gazetesinde yayınlanan yazısında görülmektedir.

‘Transforming The Middle East – Ortadoğu’yu Dönüştürmek.’ Rice bu yazısında Fas’tan Basra Körfezi’ne kadar Ortadoğu’da bulunan 22 devletin rejiminin, sınır ve haritalarının değiştirileceğini, Türkiye’nin de bunların içinde olduğunu vurgulamıştır.

Ama  oyun görülmüştür..

ABD’nin BOP projesi ile Türkiye’nin sınırlarını değiştirme planı Türkiye’nin milli iradesinin duvarına çarpar!..

Kendi çıkarlarına dokunulduğu zaman her zaman dost değil düşman olmakla ünlü olan ABD  aba altından sopa gösterme alışkanlığına devam etmek ister..

Ama !

Bugün  ‘ABD’ye dur’ diyen bir Türkiye ve lideri var..

İşte bütün meselede bu…

Gezi olayları ile başlayan 15 Temmuz darbe girişimi ile final yapan, FETÖ eliyle gerçekleştirilen bütün olayların arkasındaki gücün ABD olduğunun apaçık şekilde ortaya çıkmasının nedeni bu!..

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan NATO zirvesinde yüzlerine karşı  ‘DÜNYA 5’TEN BÜYÜKTÜR  EY ABD!’ diye haykırması ‘Nereden çıktı bu adam’ dedirtmeye başlamıştır.

O nedenle;

15 Temmuz hain darbe girişimi ile Türkiye üzerindeki emellerine son vermek zorunda kalacağını düşünülen ABD’nin  kenara çekilmediği görülmüştür…

Bugün aynı anda devreye giren Kemal Kılıçdaroğlu’nun eline verilen sahte olduğu  ortaya konan  belgeler de, ABD’de sanıkken tanık hale getirilip Türkiye aleyhine iftiralar atan Reza Zarrab’ın açıklamaları da ABD’nin Türkiye ve Recep Tayyip Erdoğan üzerindeki operasyonunun devamıdır…

Nasıl mı?

Bakın Zarrab davasında bilirkişi olarak mahkemede rol alan Mark Dubovitz 16 Temmuz 2016’da attığı Tweet’te ne diyordu:

“Türkiye’de demokrasiyi tahrip eden rejimi yıkmaya çalışan darbeyi desteklemeliyiz.”

Şimdi bu  sözü söyleyen adam  ABD’deki  Zarrab  davasının bilirkişi heyetinde!

Bir başkası…

ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı John McCarrick ne diyordu:

“Rusya’dan başlayıp Karadeniz üzerinden Türkiye’ye aktarılması planlanan doğal gaz boru hattı projesine karşıyız.”

Anladınız mı karın ağrılarını!

O nedenle ‘Dünya beşten büyüktür’ diyerek  müesses kölelik-adaletsizlik nizamına başkaldıran Reis’i yalnız bırakmamak her vatan evladının görevi değil de nedir?

Söz konusu vatandır…

Mevlana der ki;

‘Kalk, silkelen, kendine gel.

Umutsuzluğa sarılma..

Umutsuzluk şeytandan..

Ümit ise Allah’tandır’

Tıpkı 15 Temmuz akşamı gibi!..

ABD’nin bütün dünya üzerine  psikolojik olarak giydirdiği ‘ABD için çalışıyorsan var olursun, yoksa yok olursun’ deli gömleğini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin ve bu milletin üzerinden yırtıp atmıştır…

Bugün bunun  savaşı yaşanmaktadır..

Bugün ‘Erdoğan gitsin de Türkiye batarsa batsın’ diye adeta bekleyen içimizdeki  ihanet odakları ne yazık ki  ABD’si, Batı’sı  ve FETÖ'su ile işbirliği yapmaktadır...

Hem KK'nın hem Zarrab davasındaki savcıların elindeki  belgeler kim ne derse desin MADE İN FETÖ üretimi...

İşte o adadaki şirket belgelerin sahte olduğunu resmen açıkladı...

Ne oldu sözde haysiyet cellatı KK!

Görülüyor ki Man adasına sen  kaçacaksın!..

Bilet Pensilvanya dan mı olur? 

Bilmem!..

15 Temmuz'da ATM kuyruğunda olanlar bugün CIA'nın Türkiye'ye çektiği operasyonu neredeyse ayakta alkışlayacaklar. 

İhanet işte bu olsa gerek!

Şöyle bir çevrenize bakın!..

Kaddafi öldürüldüğünde sevinen Libya'lılar..

Mursi'ye darbe yapıldığında sevinen Mısır'lılar...

Saddam devrilirken sevinen Iraklılar...

Hepsi bugün binkere pişman!

O nedenle  şahsiyetleri felçe uğramışlar şunu hiç unutmayın; 

Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır

Ne yaparsa yapsınlar göklerden gelen bir karar vardır...