BIST 9.802
DOLAR 32,50
EURO 34,96
ALTIN 2.430,37

Allah Bu Millete Bir Daha İstiklal Marşı Yazdırmasın!

“Yenidünya”da umutlar Türkiye’ye bağlanmış durumda; elbette ışığını sürekli yaymaya çalışan Türkiye’nin başına çorap örmeye çalışacaklar!

Zaman düşmanla kıyasıya mücadele ve savaş zamanı.

Türkiye bütün olarak yeniden kendini buluyor ve sesini çıkarmaya başlıyor. Batı bu sesin yükselmesini istemiyor.

Bunun içinde bazen diplomatik kaypaklıklar yapıyor bazen de “Amaç için her araç meşrudur” anlayışına sahip Makyavel’in sözüne kulak veriyor ve terörü hortlatıp kanla besleniyor.

İstanbul Havalimanı’nda dün gerçekleşen terör eylemi gibi…

Gün olur vatan evlatlarını ve ordusunu yüreklendirme gayretiyle ortaya bir tane şair çıkar ve “Korkma!” nidasıyla haykırır.

Merhum şairimiz Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşımıza “Korkma” ile başlıyor.

Bu nida Türk insanına asil dur “Korkma” seslenişidir. Buradaki “korku” ürkeklik manasındaki korku değil fıtraten insani bir duygunun tezahürüdür.

Ve aynı şiirin devamında Ersoy;

“Ulusun, korkma, nasıl böyle bir imanı boğar;

Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar!”, diyor.

Mehmet Akif, Batıyı “tek dişi kalmış canavar”a benzeterek zihnimizde bir algı oluşturmaya çalışmış.

Terör besleyicileri için yapılan bir benzetme bu kadar şairane olur.

İki yazı öncesinde şöyle bir cümle kurmuştum; Batı’nın kendisi açısından “evrensel” olarak tanımladığı değerler, öteki uygarlıklar için “emperyalizm”dir.

Emperyalizmin canavarlaşması ve saldırgan kimliğe bürünmesi zayıflığından ve korkaklığından kaynaklanıyor.

Tek dişi kalmış azgın saldırgan emperyalizmdir.

Zayıf olan saldırganlaşır, saldırganlaştıkça amacına ulaşamazsa öfkesi yüzünden yıpranmaya başlar.

Tek dişi kalmış canavar “emperyalizm”’in daha ne kadar gücü kaldı ki?

Son 7 yıldır Türkiye’ye karşı sürekli öfkeyle zarar vermeye çalışıyor ama biiznillah boşa çıkıyor.

Hatta öfkesi ile beslemiş olduğu terör eylemlerinin hemen ardından bir de yüzsüzce “kınama” geçiyor.

Biraz tarih bilmemiz gerektiği kanaatindeyim. Son iki yüz yılı az buçuk bilmiş olmamız, son zamanlarda yaşanılan olaylar karşısında bize fikir verecektir.

Dünkü menfur terör eylemini de hangi saiklerle kimlerin gerçekleştirebileceğini ya da kimin bomba talimatını verebileceğini kestirebiliriz.

Lakin daha fazla sebep-fail arayışı içerisine girmeden; çünkü bu arayış bizi ümitsizliğe sevk edebilir.

Sosyal medyanın algısına yenik düşmeden asil ve dik duruşumuzla şairimizin seslenişi gibi “korkma”’dan haklı yürüyüşümüze devam edebilmenin zeminini oluşturmalıyız.

Kalmış olan “tek dişi” zamanı gelince çekmeyi bilecek ve başaracak güçte bir milletiz.

“Yenidünya”'da umutlar Türkiye’ye bağlanmış durumda; elbette ışığını sürekli yaymaya çalışan Türkiye’nin başına çorap örmeye çalışacaklar!

Kendi tıynetleri karşılığı olan zalimce ve şerefsizce bir eylem ile bu çorabı örmeye çalışıyorlar.

Bu zalim terör asla bizi ye’se ve ümitsizliğe sevk etmemeli.

Sosyal medyayı çok yoğun kullanır ve hamasi söylemlere tav olursak bu yeis oluşabilir.

Zira zalimce kan akıtan bombalı terörist olduğu gibi içimizde-aramızda Türkiye’nin zarar görmesinden beslenen hainlerde var.

Bu hainlerin bizimle aynı kimliği taşıyor olması sakın ye’se düşürmesin.

Çünkü bu içimizdeki hainler dünde yayımlamış oldukları mecmularda;

Sultan Abdülhamid için:

“Uyanık gençliği boğan, zindanlarda çürüten Yıldız Baykuşu Kızıl Sultan Abdülhamit.”

Sultan Vahidüddin için ise:

"Tahtını kurtarmak için memleketini satan Sevr simsarı vatan haini vahdettin" diye böğürmekten başka bir şey yapmıyorlardı.

Dedik ya az buçuk tarihimizi bilelim ne olduğunu bilirsek; nerede, ne zaman, kim için, neyin söylenmesi gerektiğini iyi biliriz.

Bu bombalı terör eylemi ciğerimizi parçaladı evet ama içimizdeki hainlerde emperyalizm ile işbirliği yaparak yüreğimizden vurmaya çalışıyorlar.

Başta ne dedik!

“Ulusum, korkma, nasıl böyle bir imanı boğar;

Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar!”,

Merhum Şairimizin de dediği gibi “Allah bir daha bu millete İstiklal marşı yazdırmasın!”